Ekmek'de Simit'de 1 TL.

Kimse duymasın! Ekmek 1 TL! Ankara’da geçtiğimiz günden itibaren sessiz bir devrim yaşandı ve ekmek 600 liradan 1 TL’ye çıktı. Yani artık ekmek de, Ankara'nın meşhur simidi de 1 TL! Ne dış politika, ne iç politika, ne terör, bugün sizinle çok basit (!) bir hesaba girmek istiyorum. Bilmem bu yazı entelektüel imajımıza, tarihçi kimliğimize, yazar olarak anılmamıza zarar verir mi?

Ekmek'de Simit'de 1 TL.
İnanın umurumda değil, zira hepsinden önce bir gazeteciyim. Dolayısıyla sokakların kılcal damarlarında, halkın meydanında, caminin kahvesinde, mahallenin semt pazarında dolaşırım.

Bu yüzden “ekmek kaç lira?” diye sorulduğunda sağıma ve soluma bile bakmadan “bir lira” diyebilecek kadar cesurum. Ekmeği geçiniz, domatesi, patlıcanı, karpuzu, kavunu, şeftaliyi, üzümü de bilirim.

Bilmek marifet değil ama bilmemekte suç değil elbet…

O halde gelin bugün bir hesaba girelim ve aslında “basit şey” olarak gördüğümüz, ama hayatın en temel ihtiyacı olan gıda ve yiyecek üzerine biraz konuşalım.

Önce ekmek meselesi:

Ankara’da geçtiğimiz günden itibaren sessiz bir devrim yaşandı ve ekmek 600 liradan 1 TL’ye çıktı. Birkaç gündür fırına gidip kendim alıyorum ekmeği, bakkala, markete gidip ekmek reyonunda duruyorum, kasada para öderken insanlara kulak veriyorum. Çok iyi, ekmek 1 TL oldu, ama kimseden bir itiraz yok. O halde bu halka ne yapsak müstahak mıdır? Sofrasındaki ekmeğe gelen neredeyse yüzde yüzlük zamma ses çıkartmayan bir halk hangi haksızlık karşısında ses çıkartabilir ki?

Nedir bu hayattaki mücadelenin adı deseler halkımıza, “ekmek kavgası” derler. Ancak ekmek için kavga dövüş edip, 2 ekmek fiyatına bir ekmeği koltuğumuzun altına verip gönderiyorlar ve “kavga”yı bırakın bir tepki, bir ses veren yok.

Fırın hesabı, gram hesabı, yok artan maliyetler, petrole gelen zam, dolar fırladı hepsi bahane… Hiçbir bahane 600 liradan aldığımız ekmeği 1 TL’ye çıkartacak kadar zam verilmesinin gerekçesi sayılamaz. Hangimizin gelirinde yüzde yüz artış oldu? Hangi maliyetler yüzde yüz arttı?

Ekonomi sağlam zeminde ilerliyor, dolar ve euro son üç yılı baz alırsak dengede ilerliyor. Hatta TL aşırı değerli… Petrol fiyatları da son iki yılda 3,4’den 4,4 noktasına geldi.

Bir litre sütün geçtiğimiz yıl ve önceki yılki fiyatlarında sadece 100-150 kuruş fark oldu. Peynir fiyatlarında da farklı bir sonuç yok. Hatta çeşit o kadar arttı ki her bütçeye uygun peynir bulmak mümkün. Aynı şekilde et, kıyma, tavuk, but, göğüs’ün fiyatları et balıktan alırsanız kıyma 16,5, büyük marketlerde 18-19 TL aralığında. Geçen yılla kıyaslarsanız düşüş bile var. Tavukta da durum aynı. Bal, yumurta, zeytin fiyatlarına bakalım. Bir kilo bal’ın kilosu 19’dan başlıyor, 40’a kadar çıkıyor. Petek balın fiyatı daha hesaplı. Yumurtada kayma yok. Zeytin fiyatlarındaki son iki yıllık artış sadece yüzde 15 dolaylarında. Bir kilo sele zeytin, orta kalitede 6-8 arasındayken bu yıl 8-10 aralığında geziniyor.

Temel sebze fiyatlarında da farklılık yok. Aynı kalitede bir kilo domatesi geçtiğimiz yıl pazarda 750’ye markette 1,25’ye alırken bu yıl pazarda 1 lira, markette 1,45 dolaylarında. Salkım veya dal domateslerde fiyat aralığı farklı ama geçen yılla kıyaslarsanız artış yüzde onu geçmez.

Karpuz ve kavun’un kilo fiyatlarında son 3 yılda kesinlikle farklılık yok. Mevsim başında 1.75’dan başlıyor mevsim sonuna doğru 29 TL’den karpuzu, 600 TL’den kavunu alabiliyorsunuz. Pazarda ise pazarın bitimine doğru tane hesabıyla çok daha ucuza alırsınız. Patates ve soğan bu yıl hep normal gitti. Geçtiğimiz yıl patateste ciddi bir artış olmuş, önceki yılda soğanda yaşanmıştı. Ama bu yıl hep 500-1000 aralığında gitti geldi.

***

Sabah fırıncıya sordum; "simit ne kadar? 1 TL, dedi.

"Ekmek ne kadar?" 1 TL. Sonra devam etti; "Ekmek ne kadar ucuz değil mi?"

Gülümsedim, ikisi de ucuz değil, fiyatlarınız uçuk dedim, adamcağızın yüzü düştü.

Fırıncılar için bu maliyete(!) bu fiyat bile azdır herhalde…

***

Peki ya Belediye ekmeği olmasaydı bugün ekmeğin fiyatı nerelere çıkardı kimbilir?

600 liralık ekmek 250-270 grama düşürülmüştü, şimdi akılları sıra gramajını 400’e çıkartıp, “gramajı yükseldi, fiyatı da arttı” diyecekler. Ama ortada halkı ciddiye alan kimse yok…

Çünkü ekmeğin fiyatının arttığını belirten ne bir yazı, ne bir duyuru, ne de bir bilgilendirmesi var Fırıncılar Odasının. Öyle ya, bu halk bunu da yutar…

Ne gerek var bilgilendirmeye…

Halktan içten içe bir tepki başlar mı bilmem, ama başlaması lazım. Ekmek fiyatıyla hiçbir irade bu kadar kolay oynayamaz.

***

Fakir fukara edebiyatı yapmayacağım ama hangimiz simidi sofrasından eksik eder? Simit, ayran, krem peynir… Bu üçlemeyi hangimiz tatmamıştır? Evet, şimdi duyun diye yazıyorum. Meşhur Ankara simidi 1 TL oldu…

Garibin hayal sofrasına simitte girdi anlayacağınız… Lüks oldu.

“Ah bir simit olsa da şöyle krem peynirle enfes bir kahvaltı yapsak…” sözlerini yakında Ankara’da birçok yerden duyarsınız. Ve yakında Belediye büfelerinde yeniden kuyruklar artmaya başlar. Bu fiyata ekmek satışı devam ederse bu halkın tepkisi bir gün bir yerde patlar.

***

Arap baharı yaşanıyor ya, Cezayir ve Mısır’da 1990’larda ekmek fiyatları yüzde yüz artınca halk sokaklara fırlamıştı. Bizde halk “ekmek kavgası” verir ama ekmeğin fiyatı arttığında “sesini bile çıkartmaz” diyorlar, ama ben inanmıyorum.
Fatih Bayhan
haber7.com

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER