CHP'Lİ İLGEZDİ: ALADAĞ’DAKİ YURT YANGINI BİR KATLİAMDIR

Aladağ’daki yurt yangını ‘kaza’ veya ‘kader’ denilerek geçiştirilecek bir olay değildir. Çocuklarımızın “fıtratında” ölüm yoktur.

CHP'Lİ İLGEZDİ: ALADAĞ’DAKİ YURT YANGINI BİR KATLİAMDIR
 CHP'Lİ İLGEZDİ: ALADAĞ’DAKİ YURT YANGINI BİR KATLİAMDIR

Dün akşam saatlerinde Adana'nın Aladağ İlçesi'nde özel bir kız öğrenci yurdunda çıkan yangında, 11'i kız öğrenci ve 1 eğitmen olmak üzere 12 kişi hayatını kaybederken, 22 öğrenci de yaralanmıştır. 

 Aladağ’daki yurt yangını ‘kaza’ veya ‘kader’ denilerek geçiştirilecek bir olay değildir. Çocuklarımızın “fıtratında” ölüm yoktur. 
Çok açık görülmektedir ki bu bir katliamdır, bu bir cinayettir! Aladağ’da meydana gelen katliam, ne ilk ne de son olacaktır. Çünkü iktidar partisi, tarikat ve cemaatlere okul ve yurt yapmaları için her türlü desteği sunmaya devam etmektedir. 
12 canımızı yitirdiğimiz Aladağ’da var olan öğrenci yurdunu "daha büyüğünü yapacağız" diyerek yıkanlar, çocuklarımızı ve ailelerini tarikat yurduna muhtaç bırakılmışlardır. 
Bu yüzden Aladağ’daki katliamın sorumlusu siyasi iktidardır. 
İktidar partisi, bilinçli bir politikanın sonucu olarak çocuklarımızı denetimsiz ve yasa dışı olarak faaliyet yürüten tarikat-cemaatlerin okul ve yurtlarına teslim etmektedir. 
Sosyal devlet anlayışının yok edilerek, eğitimin özelleştirildiği ülkemizde; yoksul aileler, çocuklarının eğitimlerine, Aladağ’da olduğu gibi, tarikat ve cemaat okulları-yurtlarına mecbur/mahkûm edilmektedirler. 
Laik, bilimsel ve çağdaş eğitimden uzak bu tarikat ve cemaat okulları-yurtları, çocuklarımızın geleceğini çalmakla yetinmiyor artık canlarını da alıyor. 
Eğitimde 4+4+4 düzenlemesi sonrasında kapanan köy okullarında okuyan öğrenciler, taşımalı eğitim ile evlerinden uzakta eğitim ve öğretimlerine devam etmektedirler. 
Bu durum karşısında iktidar partisinin, devlet yurtlarını yaygınlaştırıp geliştirmek yerine öğrencileri denetimden uzak paralı cemaat-tarikat yurt ve evlerine mecbur bırakması kabul edilemez. 

MEB Özel Öğrenci Yurtları Yönetmeliği’ne göre sadece lise ve üniversite öğrencileri için özel yurtlar açılabilmesi gerekirken, her türlü denetimden uzak olduğu anlaşılan, kâğıt üzerindeki “yasal” yurtlarda küçük çocuklarında kaldığı tıpkı Ensar örneğinde olduğu gibi Adana’da da ortaya çıkmış ve Aladağ “Tahsil Çağındaki Talebelere Yardım Derneği Orta Öğretim Kız Öğrenci Yurdu”nda çıkan yangında ölen çocukların 11-14 yaşları arasında ortaokul öğrencileri olduğu görülmüştür. 
Kısacası iktidar partisi, barınma hakkı için yurt sorununu çözmek, parasız ve nitelikli barınma hakkı sağlamak yerine bu işi cemaat ve tarikatlara bırakmıştır. Ayrıca gerekli denetimleri yapmayarak Aladağ’da böyle büyük bir acının yaşanmasına neden olmuştur. 
Bizler, 1 Ağustos 2008'de Konya'da 18 öğrencinin hayatını kaybettiği patlama sonrası açılan davanın 8 yıldır sonuçlanmadığını, kusuru bulunan yurt görevlileri ve dernek yöneticilerinin kısa tutukluluk sürelerinin ardından serbest bırakıldığını biliyoruz. 
Yine aynı şekilde bir yıl önce yani 2015 Aralık Ayında, Diyarbakır’ın Kulp ilçesine bağlı Karaağaç köyündeki yatılı Kuran kursu binasında çıkan yangında 6 erkek öğrencinin hayatını kaybettiğini ve sorumluların ceza almadığını da biliyoruz. 
Bu yüzden “Sorumlulardan hesap sorulacak, mutlaka ceza alacaklar” açıklamaları yerine “kilitli yangın merdiveninin” yanı başında yanmış, can vermiş çocuklarımızın ölmesine neden olan başta Adana Valisi olmak üzere İl ve İlçe Milli Eğitim Müdürlerinin önce görevden alınmalıdır. Ayrıca sorumluluğunu yerine getirmeyen herkes yargılanmalı ve cezalandırılmalıdır diyoruz. 
Türkiye Cumhuriyeti, lâik ve sosyal bir hukuk Devletidir. Bu nedenle tarikat ve cemaatlere ait çok sayıda yurt kapatılmalı. Öğrenciler için okul ve yurtlar, Anayasamızın 45. Maddesinde de belirtildiği gibi “Eğitim ve öğretim, demokratik, lâik, çağdaş bilim ve eğitim esaslarına göre, Devletin gözetim ve denetimi altında yapılır. Bu esaslara aykırı eğitim ve öğretim yerleri açılamaz.” esasına dayanarak sosyal devlet anlayışı ile çözülmelidir.

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER