Biz Atatürk'ün gençliğiyiz...

Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün, "Gençler! Benim gelecekteki emellerimi gerçekleştirmeyi üstlenen gençler!

Biz Atatürk'ün gençliğiyiz...

Bir gün bu memleketi sizin gibi beni anlamış bir gençliğe bırakacağımdan dolayı çok memnun ve mesudum" sözünün ışığı altında 19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramınız kutlu olsun!


internetsonhaber.com olarak, bize armağan ettiği bu günde, "Doğum gününde" Atamız'ı saygıyla anarken, her zamanki gibi "Spor" bayramında, sporun, sporcunun O'nun hayal ettiği gibi olduğu bir Türkiye diliyoruz.. O'na yakışacak bir gençlik olmaya bir kez daha söz veriyoruz..

Türkiye'nin, Atatük Gençliği'nin "Gençlik ve Spor Bayramı" kutlu olsun..
 

-19 MAYIS-
19 Mayıs 1919 tarihi, Türkiye Cumhuriyeti'nin tarihindeki dönüm noktalarından biridir. Atatürk'ün Samsun'a ayak bastığı tarih olan 19 Mayıs aynı zamanda Gençlik ve Spor Bayramı olarak kutlanmaktadır.

19 Mayıs; 1981 yılından başlayarak «Atatürk'ü Anma Günü» olarak da kutlanmaya başlandı. Atatürk bir söyleşi sırasında : «Ben 19 Mayıs'ta doğdum» demiştir. 19 Mayıs bir yandan Ulusal Kurtuluş Savaşımız'ın başlangıcı, öte yandan ülkemizin kurtarıcısı, devletimizin kurucusu Atatürk'ün doğum yıldönümü olarak törenlerle kutlanır.

Atatürk'ün şu sözleri hepimiz için bir rehber olmalıdır:
"Beni görmek demek, mutlaka yüzümü görmek değildir. Benim fikirlerimi benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız, bu kâfidir"

Atatürk'ü anlamak, yaşadıklarını ve fikirlerini bilmekle mümkündür. Dolayısıyla Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulmasında yaşanan zorlukları her zaman göz önünde tutarak, 19 Mayıslar'ı Atatürk'ün emanetine daima sahip çıkarak kutlamalıyız.

Atatürk'ün Gençliğe Hitabesi



Ey Türk gençliği ! Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyeti'ni, ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir.

Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur.

Bu temel, senin en kıymetli hazinendir.

İstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek dahilî ve harici bedhahların olacaktır.

Bir gün, istiklâl ve Cumhuriyet'i müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şerâitini düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şerâit, çok namüsait bir mahiyette tezahür edebilir.

İstiklâl ve Cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler.

Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir.

Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler.

Hattâ bu iktidar sahipleri, şahsî menfaatlerini, müstevlîlerin siyasi emelleriyle tevhid edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir.

Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerâit içinde dahi vazifen, Türk istiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!

Güncelleme Tarihi: 19 Mayıs 2012, 08:30
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER