Süleyman Demirel 'Yaptınız da ne oldu, gittiğimiz yere bak'

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ''CHP Genel Başkanlarının tartışılmayacak en temel özelliği, sömürgeciliğe karşı tavizsiz ve çelik gibi duruşlarıdır. Bu duruş Atatürk'ten, Baykal'a kadar CHP Genel Başkanlarının değişmez ortak duruşu, onurlu tavrıdır'' dedi.

Süleyman Demirel 'Yaptınız da ne oldu, gittiğimiz yere bak'

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ''CHP Genel Başkanlarının tartışılmayacak en temel özelliği, sömürgeciliğe karşı tavizsiz ve çelik gibi duruşlarıdır. Bu duruş Atatürk'ten, Baykal'a kadar CHP Genel Başkanlarının değişmez ortak duruşu, onurlu tavrıdır'' dedi.
'Yaptınız da ne oldu, gittiğimiz yere bak'
Kılıçdaroğlu, eski başbakanlardan Bülent Ecevit'in ölümünün 5. yılı nedeniyle partisinin Ankara İl Başkanlığı tarafından JW Marriott Hotel'de düzenlenen anma etkinliğindeki konuşmasına, ''Ne mutlu ki bu toplantıyı arkasından bizler için sadece gururla göğsümüzü kabartacak, onurlu bir hayatı ve ulusu için pek çok hizmeti anı olarak bırakan büyük bir devlet ve siyaset adamının ardından yapıyoruz'' diyerek başladı.

Bülent Ecevit'i kendisinin değil, 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in anlatacağını belirten Kılıçdaroğlu, Demirel'i toplantıya bizzat kendisinin davet ettiğini anımsattı.

Katılımından dolayı Demirel'e teşekkür eden Kılıçdaroğlu, şöylekonuştu:

''Tarihe malolmuş büyük bir devlet adamını, yine onun en büyük siyasi rakibinden ve tarihe malolmuş başka büyük bir devlet adamımızdan dinleyeceğiz. Sayın Demirel tıpkı sevgili Genel Başkanımız Bülent Ecevit gibi hayatının neredeyse büyük bir bölümünü demokrasi mücadelesine adamış bir liderdir. Aslında bu toplantı, merhum Ecevit'in demokrasi idealinin ve yüksek hoşgörüsünün anlamlı bir fotoğrafıdır. Ülkenin bugün getirildiği tahammülsüz ve demokrasi dışı, politik kültürel ortamı düşündüğümüzde bu fotoğrafın bazıları için uyarıcı ve eğitici olmasını isterim. Çünkü gazetecilerin adeta yargısız infaz edilip hücrelerde tutulduğu, basılmamış kitapların toplatıldığı, parasız eğitim isteyen üniversite öğrencilerinin aylarca hapishanede tutulup yargıç karşısına çıkarılmadığı, halkın oyları ile seçilmiş milletvekillerinin uluslararası sözleşmelere ve yürürlükteki anayasaya aykırı olarak hapishanelerde adeta unutulduğu, imzasız ihbar mektupları ya da şaibeli gizli tanıklarla insanların bırakın ayları, yıllarca tutuklanıp yargıç karşısına çıkarılmadığı, bilim insanlarının horlandığı, bilim kuruluşlarının siyasetin emrine sokulduğu, üniversitelerin susturulduğu bir süreci yaşıyoruz. Bütün bunları 21. yüzyılın Türkiye'sinde bize yaşatanlar ne yazık ki demokrasi kültüründen oldukça uzaktırlar.''
        
''CHP'nin tarihi Türkiye'nin emperyalizmle mücadelesinin tarihidir''
        
Konuşmasında, ''Hem CHP'ye, hem de onun her biri kahraman olan merhum Genel Başkanlarına laf söyleyenlere değinmek istediğini'' ifade eden Kılıçdaroğlu, ''Şunu çok iyi bilsinler ki CHP'nin tarihi aynı zamanda, baştan sonra Türkiye'nin emperyalizmle mücadelesinin tarihidir'' dedi.

CHP'nin her genel başkanından alınacak büyük dersler olduğunun da altını çizen Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

''CHP Genel Başkanlarının tartışılmayacak en temel özelliği, sömürgeciliğe karşı tavizsiz ve çelik gibi duruşlarıdır. Bu duruş Atatürk'ten, Baykal'a kadar CHP Genel Başkanlarının değişmez ortak duruşu, onurlu tavrıdır. Türkiye'nin bağımsızlık mücadelesini yürüten kadrolarına hiç bir ahlaki, tarihi, siyasi anlayış ortaklığı bulunmayanlardan İsmet İnönü'yü, Bülent Ecevit'i anlamalarını elbette beklemeyeceğiz. Milli Mücadele kadrolarını takdir edemeyen bir siyasi anlayıştan, bu ülkeye geçmişte hizmet vermiş, devlet ve siyaset adamlarının değerini bilmelerini beklemek, elbette aşırı bir iyimserlik olacaktır. Bu insanlar adeta devleti yeniden kurmuş, yeni bir rejim icat etmiş, Türkiye'yi sıfırdan inşa etmiş gibi davranmaktalar. Bu kadro maalesef Türk ulusunun yüksek vefa, kadir kıymet bilirlik erdemlerinden zerre kadar nasiplenmemiş kadrodur. Biz ise sadece kendi siyasi parti büyüklerimize değil, bu ülkeyi ayakta tutmuş, hizmet vermiş büyük kalkınma çabalarına imza atmış her devlet adamımıza her siyasetçimize büyük minnet duyguları beslemekteyiz ve beslemeye de devam edeceğiz. Sayın Demirel'i bizim en özel günlerimizden biri olan merhum Genel Başkanımız Bülent Ecevit'in ölüm yıldönümüne davet etmemizin, bu yönüyle de anlaşılması gerektiğinin özellikle altını çizmek isterim ve bir kez daha kendisine teşekkürlerimi sunarım.''
        
Süleyman Demirel'in konuşması
        
9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel de konuşmasına, merhum Bülent Ecevit'i saygı ve rahmetle andığını söyleyerek başladı. Demirel, Rahşan Ecevit'e de başsağlığı dilediğini söyledi.

Toplantıya kendisini Kemal Kılıçdaroğlu'nun davet ettiğini hatırlatan ve teşekkür eden Demirel, ''Bu davet bir olgunluk, uygarlık numunesidir. Bunun tartışılacak hiç bir tarafı yoktur ve bu aslında bir demokratik hareket numunesidir'' dedi.

''Barışmasını bilmeyen, kavga etmemeli'' şeklinde güzel bir söz olduğunu anımsatan Demirel, kendilerinin siyaseti halk için, Türkiye için yaptığını, geçmişteki mücadelerinin de sadece bu amaç için olduğunu kaydetti.
 
Konuşmasından önce gösterilen belgesel filme atıfta bulunan Demirel, kendilerinin siyaset meydanlarında güzel demokrasi örnekleri verdiğini, meydanları dolduranların büyük bir olgunluk içinde konuşmacıyı dinleyip, birbirlerini incitmeden alandan ayrıldıklarını anlattı.

Ecevit'in, Cumhurbaşkanı iken tayin ettiği son Başbakan olduğunu anımsatan Demirel, ''2000 yılında görev sürem doldu. Ben hiç kimseden ricacı olmadım. Ama benden başta sayın Ecevit olmak üzere parlamentodaki arkadaşlarım bir dönem daha Cumhurbaşkanlığı yapmamı rica ettiler. Biz bir birbirimizin değerini anlamakta gecikmiş olabiliriz ama ben sayın Ecevit'i Başbakan tayin ettim derken, onların bana karşı bakışı da böyleydi. Bunun hatırlanmasını hatırlatılmasını isterim'' ifadelerini kullandı.
        
''10 defa genel seçime girmiş kaç kişi olacaktır Türkiye'de...''
        
Demirel, siyasetçilerin birbiri hakkında yanılabileceğini ancak bunlar asla kan davası şeklinde olmayacağını, gelip geçeceğini kaydetti.

Sheaksper'in ''Siyasetçileri görevdeyken değil, görevden sonra değerlendirin'' dediğini hatırlatan Demirel, herkesin Ecevit'in hizmetlerini değerlendirmekte rahatça zamanı olduğunu söyledi.

Kendisinin bir deneme yapacağını belirten Demirel, şöyle devam etti:

''Benim işimin ne kadar zor olduğunu biliyorsunuz değil mi? Çünkü ben ne söylesem istismara çok müsaittir. İki kere iki dört de desem bana ispatla derler. Onun için ben bu toplantıya gelirken çok düşündüm 'ne söyleyeyim' diye...Bir deneme yapacağım, siyasetçileri aslında devirler etkiler, devirler de siyasetçiden etkilenir. Aslında siyasetçiler de birbirinden etkilenir. Sanıyorum geçen süreçte en güzel uygulamasını biz yaptık. Birbirimizi etkiledik, devirleri etkiledik. Merhum Ecevit 45 yıllık siyasi hayatını Başbakan olarak tamamladı. 45 sene milletvekili olacaksınız, bu süre sonunda Başbakan olarak anılacaksınız. Bunun çok örnekleri yoktur. Kaldı ki bu 45 sene Türkiye'nin ve dünyanın çok çalkantılı dönemleridir. İnişler, çıkışlar olmuştur. Siyasetçi, siyaset bundan etkilenmiştir. Merhum Ecevit siyaset hayatı boyunca 10 defa genel seçime girmiştir. Bakalım 10 defa genel seçime girmiş kaç kişi olacaktır Türkiye'de...''
        
''Biz de ona uymak mecburiyetinde kaldık''
        
Siyasetçilerin birbirinden etkilendiğini tekrarlayan Demirel, ''Siz zannediyor musunuz ki biz birbirimizden bir şey öğrenmedik? Merhum Ecevit yollara çıkıp da kasketi giyip, mavi tişörtle, seçim otobüsü ile güvercinle falan ortaya çıkınca Türk siyasetine yeni bir şey geldi. Biz de ona uymak mecburiyetinde kaldık. Yarışta yarışanlar ne kadar güçlüyse yarış da o kadar keyiflidir''dedi.
 
Kendi siyasi hayatını da özetleyen Demirel, siyaset öncesinde ise iyi bir mühendis olduğunu anlattı. Demirel, 38 yıllık siyasi hayatı olduğunu belirterek, ''Devirle birlikte bende çıktım indim, gittim geldim. 6 defa geldim 7 defa gittim'' diye konuştu.

1960-80 dönemlerinde 2 kez Cumhurbaşkanı seçtiklerini, 1980'de ise seçemediklerini söyleyen Demirel, buna karşın herkesin seçemediklerini konuştuğunu anlattı.
        
''Yaptınız da ne oldu, gittiğimiz yere bak''
        
12 Mart müdahalesi sonrası ''yaptığınız iş anayasaya aykırıdır'' dediğini ancak arkasından ''şapkayı aldı gitti'' dediklerini anımsatan Demirel, ''Ben de dedim ki; şapkayı alıp gideceğim gayet tabii, şapkayı bırakacak halim yok ya. Başka da cevabım yoktu'' ifadelerini kullandı.

12 Eylül müdahalesi sonrası ise Bülent Ecevit ile aynı helikopterle İstanbul'dan Gelibolu'ya götürüldüklerini, yanlarında eşlerinin de olduğunu hatırlatan Demirel, yağmur sularının helikopterden içeri girdiğini hiç kimsenin de konuşmadığını anlattı.

Kendisinin fabrikaların üzerinden geçerken duramayarak, eşine ''bu fabrikaları hep biz yaptık'' dediğini belirten Demirel, ''Nazmiye hanım tok sözlü biridir, 'yaptınız da ne oldu, gittiğimiz yere bak' dedi'' şeklinde konuştu.
 
Gittikleri yerde kendisine telefonlar geldiğini ve Ecevit ile konuşup konuşmadığının sorulduğunu belirten Demirel, kendisinin ise konuşmadıklarını ancak aynı denize baktıklarını söylediğini bildirdi.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Emrehan Halıcı da Ecevit ve Demirel için ''Siyasi çekişme'' yorumları yapıldığını ancak iki lider arasında geçenlerin ''siyasi yarış'' olduğunu söyledi.
 
CHP Ankara İl Başkanı Zeki Alçın da Ecevit'in siyasi yaşamı hakkında bilgiler verdi.

Konuşmaların ardından Kılıçdaroğlu, Demirel'i aracına kadar uğurladı.

Çok sayıda partilinin yanı sıra eski bakanlardan Yaşar Okuyan ile Esat Kıratlıoğlu da katıldığı etkinlikte '' Halkın iktidarını kuracağız'' adlı Bülent Ecevit'in siyasi hayatının anlatıldığı bir belgesel filmininde gösterimi yapıldı.   (Akşam)

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER