Celal Hoca’ya Ak Parti Ataşehir Gençlik Kollarından vefa

Ak Parti Ataşehir Gençlik kolları, Mahmut Celaleddin Ökten, namı diğer Celal Hocayı vefatının 54. Seneyi devriyesi olması münasebetiyle kabrinin başında okunan Kuran-ı Kerim tilaveti ve yapılan dualarla hayırla yād edip, kabrini ziyaret ettiler.

Celal Hoca’ya Ak Parti Ataşehir Gençlik Kollarından vefa
Celal Hoca’ya Ak Parti Ataşehir Gençlik Kollarından vefa

Ak Parti Ataşehir Gençlik kolları, Mahmut Celaleddin Ökten, namı diğer Celal Hocayı vefatının 54. Seneyi devriyesi olması münasebetiyle kabrinin başında okunan Kuran-ı Kerim tilaveti ve yapılan dualarla hayırla yād edip, kabrini ziyaret ettiler.

Ak Parti Ataşehir Gençlik kolları, İmam Hatip Okullarının kurucusu ve yüksek İslam enstitülerinin kurulmasında da büyük emeği olan son devrin din âlimlerinden Mahmut Celaleddin Ökten, namı diğer Celal Hocayı vefatının 54. Seneyi devriyesi olması münasebetiyle kabrinin başında okunan Kuran-ı Kerim tilaveti ve yapılan dualarla hayırla yād edip, kabrini ziyaret ettiler.

Ak Parti Ataşehir Gençlik kolları Başkanı Yasin Görgülü Celal Hoca’nın biricik kızı Ayşe Hümeyra Ökten Hanımefendinin yazdığı "Dindar Bir Doktor Hanım" isimli kitaptan alıntılar yaparak yönetim kurul üyelerine, imam hatip liselerinin nasıl kurulduğunu şöyle anlattı.

Celaleddin Ökten Hoca İstanbul’da önce Darulmuallim’i ve daha sonra Darulfünun’un Felsefe ve Edebiyat bölümünde okumuştur. Darulmuallim’i bitirdiği senelerde İstanbul Sultanisi Arapça hocalığı için sınav yapılmış. İmtihana birçok vekil oğulları, iltimaslı katılmasına rağmen Celaleddin Ökten sınavı birincilikle kazanmış ve Arapça hocası olmuştur. Fakat 1 Eylül 1929’da okullarda Arapça dersleri lağvedilince, liselerde diğer branşları olan Edebiyat ve Felsefe derslerine girmeye devam etmiştir. Celaleddin Ökten, İslam Felsefesini, Fıkıh’ı ve Kelam’ı çok iyi bilirmiş. Hatta bir keresinde İzmirli İsmail Hakkı Efendi, Kelam dersi veriyormuş fakat ders kitabı yokmuş. Talebelere kitap çıkacak demiş. Yılın ortası olmuş hala kitap yok. Talebeler “hocam kitap çıkmadı ne yapacağız?” dediklerinde “Celal’e gidin o aklındakileri anlatsın yeter” demiş. Celal Hocanın  İmam Hatip okullarını açmak ve devam etmesini sağlama hususunda gösterdiği çabalar saymakla bitmez. Yasin Görgülü Celal Hocan’ın  Biricik kız Ayşe Hümeyra Ökten, hanımefendi  o günleri şöyle anlatıyor diyerek sözlerine davam etti. (1946). II. Dünya Harbi yeni bitmiş, savaşı kazanan Amerika, İngiltere “Siz tek parti sisteminde misiniz? Olmaz yeni parti kurun demişler. Bunun üzerine yeni parti kuruldu ama reylerin yeni partiye gideceğini anlayan CHP, ‘Millete biraz dindar gözükelim, belki bize rey verirler’ diye düşünmüş. 1946 seçimlerinde, Gizli oy- açık sayım olması gerekirken tam tersi açık oy- gizli sayım yapılmış. Hayat bu minval üzere devam ederken Ankara’dan Celaleddin Ökten Hoca’ya  ‘İmam yetiştiren on aylık bir kurs açın” şeklinde emir gelmiş. Celal Hoca  o zaman felsefe hocası, Fransızca da biliyor ya, onlara göre modern hocaymış. Celal Hoca ‘bu on aylık kursta ancak ezan okuması öğretilir, müezzin, imam yetişmez’ demiş ama açılması için de çok uğraşmış. İlk açıldığında itibar eden yok, çok az kişi gelmiş, kurs nerdeyse kapanacak. Celal Hoca sokaktan ameleleri toplamış: ‘Kaç para kazanıyorsanız ben vereyim yeter ki gelin sınıfta oturun, müfettiş geldiğinde öğrenci yok diye kursu kapatmasın’ demiş. Öğrenci sayısını yirmi kişinin altına düşürmemesi gerekiyormuş. Bir de ‘İmam Hatip Mektepleri Nasıl Olmalıdır’ diye bir layiha hazırlatmışlar. Celal Hoca bir sene hazırlık, üç orta, üç lise, toplam yedi senelik okul nizamını hazırlayarak Ankara’ya göndermiş . Ne var ki niyetleri halisane olmadığı için bu proje üç sene bekletilmiş. 1950 senesinde hükümet değiştiğinde, Ankara’da sümen altındaki o layiha ortaya çıkmış ve Tevfik İleri zamanında İstanbul’da İmam Hatip Mektebi açılsın, müdürü de layihayı veren Celaleddin Ökten olsun diye İstanbul Eğitim Müdürü’ne yazı gelmiş. O zaman Celal Hoca elli sene öğretmenlik yapıp emekli olmuş, ciddi bir hoca. Eğitim Müdürü Celal Hoca’yı davet etmiş  ve ‘ Hocam Ankara’dan böyle bir emir geldi ama biz bunu yapamayız, çünkü tahsisat yok, mektep yok, teçhizat yok, hiçbir şey yok” demiş. Celal Hoca’ya bu kadar imkan verilir de o durur mu? emekliyim, yaşım yetmiş ve bu kadar yokluk içinde ben bunu nasıl yaparım demeden, Bilakis ‘Ben bunu ashab-ı hayra yaptırırsam kabul eder misiniz?” demiş. Kolları sıvamış. Önce insanları böyle bir mektebin açılmasına ikna etmiş ve daha sonra mektep için uygun bir mekan aramaya koyulmuş. İşte o zamanlarda Selahattin Kaya ve Orhan Okan Beylerden her gün birini yanına alıp semt-semt İstanbul’u dolaşıp uygun bir mektep binası aramışlar. En nihayetinde Vefa’da eski bir konak bulup, okul şekline getirmek için canla başla çalışmışlar” dedi.

Daha sonra Yasin Görgülü yol arkadaşlarına dönerek  Celal Hoca savaştan yeni çıkmış. Yedi düvel İslam’ın üzerine gelirken bu hizmetleri yapmış biz bu gün onu yere bırakabilir miyiz. Bu dava bizim davamız bu davayı öksüz ve kimsesiz bırakmayacağız. Bu davaya biz gençler sahip çıkacağız. Bu davayı hep birlikte el ele vererek göklere çıkaracağız. Bir de onun gibi Allah’ın ve bu yolun dellali  olacağız. İmam Hatip nesli düşerse İslam’ın son kalesi Türkiye düşer. Türkiye düşerse tüm Dünya  Müslümanları düşer. Celal Hocam sen rahat uyu davan davamızdır. diyerek sözlerini tamamladı.

Blogger/Muhammet Binici

Güncelleme Tarihi: 23 Kasım 2015, 16:41
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER