Sarıyer’de down sendromlu çocuklara terapi imkanı

Sarıyer Kaymakamlığı, Sarıyer halkına gelir kapısı açan 4B adını verdiği; balcılık, Sarıyer Böreği, balıkçılık ve bahçıvanlık projelerine bir yenisini daha ekliyor. Kaymakamlık, projenin 5. B’si olan binicilikle ilçedeki down sendromlu çocukları terapi edecek.

Sarıyer’de down sendromlu çocuklara terapi imkanı
Sarıyer’de down sendromlu çocuklara terapi imkanı

Sarıyer Kaymakamlığı, Sarıyer halkına gelir kapısı açan 4B adını verdiği; balcılık, Sarıyer Böreği, balıkçılık ve bahçıvanlık projelerine bir yenisini daha ekliyor. Kaymakamlık, projenin 5. B’si olan binicilikle ilçedeki down sendromlu çocukları terapi edecek.

İlçedeki balcılığı geliştiren, ev hanımlarına Sarıyer böreğinin yapımına yönelik kurs düzenleyen, balıkçılıkta doğru avlanılmayı sağlamak için bir platform oluşturan ve son olarak ihtiyaç sahiplerine bahçıvanlık eğitimi vererek istihdam edilmesini sağlayan Sarıyer Kaymakamlığı, Gümüşdere’de tahsis ettikleri bölgede down sendromlu çocuklara yönelik bir binicilik tesisi açıyor. ’Hipoterapi’ adı verilen binicilikle terapiye büyük önem verdiklerini belirten Sarıyer Kaymakamı Ömer Karaman, İSMEK’le geliştirdikleri proje ile de ilçedeki 2 bin 500 öğrenciyi otellerde istihdam etmeyi hedeflediklerini kaydetti.
Sarıyer halkına yeni iş imkanı yaratacak projelere imza atan Sarıyer Kaymakamı Ömer Karaman, gelecek hedeflerini İstanbul Ajansı’na değerlendirdi.
- Sarıyer Kaymakamlığı 9. görev yeriniz. Şunu öğrenmek istiyorum; bürokrat olmaya nasıl karar verdiniz, başka meslekler varken bu zorlu görevde sizi cezbeden şey neydi?

Erzurum’da bizim ekmek fırınımız vardı. Ben o fırında çalışıyordum. Ayrıca babam Erzurum’da Fırıncılar Derneği başkanıydı. Lise yıllarımda, esnaflığım zor taraflarını görerek böyle bir yola yöneldim. Mülki idare amirliği hem hizmet etmek demek hem de kendi adınıza etkili bir konumda olmak demek. Ben Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’ni, Erzurum’dan dereceye girerek kazandım.

- Bayrampaşa Kaymakamlığı olarak başlattığınız ve hali hazırda devam eden projelerinizden biraz bahsedebilir misiniz?

Sarıyer’de görev aldığımız 4 yıl içerisinde Göçmen Kuşların Gözlem Evi Projesi’nden, Okullarda Hijyen Olarak Sabun Dağıtımı Projesi’ne kadar birçok proje gerçekleştirdik. Sarıyerli kadınlarımıza Sarıyer böreğinin pişirilmesini öğrettik. İlçede balcılığı inkişaf ettirdik. Sarıyer’deki, özellikle Rumeli Kavağı’ndaki balıkçılığı, İstanbul Kalkınma Ajansı’yla beraber bir platform halinde değerlendirdik.

İhtiyaç sahiplerine yönelik meslek edindirme kursları…


Bahçıvanlık kursu açtık; 70 ihtiyaç sahibi vatandaşımıza bu kurslarda eğitim vererek, Sarıyer’deki modern sitelerde istihdam ettik. Ayrıca bu vatandaşlarımıza İŞ-KUR’dan maaş başladık. Telli Baba’yı vatandaşlarımızın öğrenmesi adına bir kitap hazırladık. Avrupa Birliği masamız aracılığıyla Avrupa Birliği Bakanlığı ile ortaklaşa projeler geliştirdik. Roman vatandaşlarımıza yönelik meslek edindirme kursları hazırladık.
‘Sen Yeter ki İste’ projemizle, ilçede üniversiteye hazırlık çağında olana ancak dershaneye gidecek durumu olmayan 120 öğrencimize kurs açıyoruz. İşbirliği yaptığımız okullar aracılığıyla bu kursu öğrencilerimize vereceğiz.

Engelli çocuklara rehabilitasyon programı


Şuan üzerinde çalıştığımız binicilik projemiz var. Down sendromlu çocuklara binicilikle ilgili rehabilitasyon çalışması ‘hipoterapi’yi hazırlıyoruz. Gümüşdere’de bir yer tahsis ettik. Burada bulunan gölün çevresinde bir tesis kuruyoruz. İlerleyen günlerde engelli çocuklarımız burada at binerek rehabilitasyon programı uygulayabilecekler.

İlçedeki otel personeli ihtiyacı kapanacak

Bunun yanında İSMEK ile beraber 2 bin 500 öğrencimize otel hostesliği kursu açacağız. İlçemizde Turizm Meslek Lisesi açtık, Turizm Derneği kurduk. Sarıyer’e büyük hizmetler sağlayacağını düşündüğüm bu derneğin ofisini de ayarladık. Bu projemizle ilçemizde sayısı artan otellerimize personel yetiştirmeyi ve istihdam etmeyi planlıyoruz.

Biz Sarıyer Kaymakamlığı olarak, kaymakamlıkların da bu tür büyük projelerle uğraşabileceğiniz göstermek istiyoruz.

- Bir de sizin ‘Sarıyer’in Tarihi Çeşmeleri’ adlı kitabınız var. Bu kitabı nasıl hazırladınız?

Sarıyer’de bulunan 100 Osmanlı çeşmesini gün yüzüne çıkardık. Bununla ilgili olarak, bizzat fotoğraflarını çektiğim bir de fotoğraflı kitap hazırladık. Bir kış mevsiminde, tören dolayısıyla girdiğim Tarabya’daki Alman Koruluğu’nda, 60’a yakın Osmanlı çeşmesi figürüyle karşılaştım. Bu çeşmelerin gün yüzüne çıkarılması gerektiğine inandım. İstanbul Teknik Üniversitesi ile beraber bir çalışma başlattık. Sarıyer’deki 100 Osmanlı çeşmesini, köyler de dahil olmak üzere tespit ettik. Bu çeşmeleri ben fotoğrafladım ve böyle bir kitap oluşturduk. Kitabımız 1 ay önce piyasaya çıktı. Öte yandan bu çeşmeleri Sait Halim Paşa Yalısı’nda düzenlediğimiz fotoğraf sergisi olarak görülmesini sağladık.

Şimdi biz önümüzdeki günlerde, İstanbul Valimiz Hüseyin Avni Mutlu ile birlikte İtalya’nın Ravenna kentine bir ziyaret gerçekleştireceğiz. Oradan gelen yetkililer, Sarıyer’deki bu çeşmeleri inceleyecekler. Ravenna kentiyle böyle bir kültür alışverişinde bulunacağız.


- İstanbul’da gezmekten keyif aldığınız yerler var mı?

Kafa dinlemek için Sarıyer’de yer alan Emirgan Korusu’na gitmeyi tercih ederim. İlçemizin bu anlamda gezmek için pek çok yeri var. Bunları dışında tarihi yarımadayı giderim. İstanbul Boğazı çevresinde gezmekten de büyük keyif alırım.

- İstanbul’un daha yaşanabilir bir kent olması için neler yapılabilir sizce?

İstanbul’da trafik büyük sorun. İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Hacıosman’dan Maden’e uzanan tünelle ilçemizde büyük bir sorunu ortadan kaldırdı. İstanbul’da trafikle ilgili yapılacak çalışmalar bana göre en büyük ihtiyaç. Tüneller, metro, toplu taşıma araçları, 3. köprü… Bunun gibi projelere daha ağırlık verilmesi lazım. Deniz ulaşımını vatandaşlara daha çok kullandırmanın yanı sıra İstanbul’da denize girilebilecek yerlerin artırılması lazım. Mesela İstanbul’un Karadeniz kıyısı olan Kilyos sahilini, daha planlı programlı olarak İstanbullular’ın değerlendirmesi lazım. Aynı zaman şehirdeki yeşil ve orman alanlarının, vatandaş tarafından faydalanması, bunların kamuya açılması büyük fayda sağlar diye düşünüyorum.

- Günümüz gençlerine, devletine, milletine hizmet etmeleri için ne önerirsiniz? Hangi yolu izlesinler?


Türkiye’de artık özel sektörde, iş hayatında büyük fırsatlar var. Avrupa’nın en az işsizlik oranına sahibiz. Dünyaya entegre olmuş bir gençliğimiz var. Gençlerimiz; dürüst, aktif çalışan, kendini doğru tanıtan bireyler olarak bu iş fırsatlarını kovalamalılar. Gençlerimiz, geleceklerine karamsar bakmayarak girişimci olmalılar. Bu noktada önleri her zaman açık. Ülkemizde, Avrupa’da dahi olmayan iş fırsatları var. Vatanına, milletine hizmet etmek isteyen gençlerimiz, kamudan ziyade özel sektörde kendilerini gösterebilirler. Günümüz dünyasında ayakları üzerinde durabilecek insanın çok alternatifi var.
İstanbul Ajansı büyük fayda sağladı

Röportajın sonunda ayrıca şunu İstanbul Ajansı, ilçe kaymakamları adına güzel hizmetler gerçekleştiriyor. İlçede yaptığımız önemli haberler, İstanbul Ajansı sayesinde geniş kitlelere ulaşıyor. İstanbul Valimiz Hüseyin Avni Mutlu, bu ajansı kurarak büyük bir hizmet yaptı. Ben Sarıyer Kaymakamı olarak İstanbul Ajansı’nın büyük bir fayda sağladığına eminim.

- Peki çok teşekkür ediyorum. Umarım keyifli bir sohbet olmuştur.
Ben teşekkür ederim.


Röportaj: Selim Ural                                                                         

Güncelleme Tarihi: 01 Kasım 2013, 14:42
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER