İBB KÜLTÜR A.Ş.'nin 6-12 ARALIK 2010 ETKİNLİK TAKVİMİ

İBB KÜLTÜR A.Ş.'nin 6-12 ARALIK 2010 ETKİNLİK TAKVİMİ

İBB KÜLTÜR A.Ş.'nin  6-12 ARALIK 2010 ETKİNLİK TAKVİMİ
İBB KÜLTÜR A.Ş.'nin  6-12 ARALIK 2010  ETKİNLİK TAKVİMİ

SEMİNER
6 Aralık  Pazartesi Saat: 18.30
EMİN IŞIK İLE TASAVVUF SOHBETLERİ
Yer: Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezi


SEMİNER
7 Aralık Salı Saat:18.00
DİVAN ŞİİRİ SAATİ
Düzenleyen: İskender Pala
Yer: Divan Edebiyatı Vakfı


SEMİNER
7 Aralık Salı Saat: 18.30
FELSEFE VE SANAT
BİR RESSAM BİR TABLO
Düzenleyen: Dücane Cündioğlu
Yer: Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezi

Öncelikle ve daima felsefe. Sonra sanat. Ama hüzünle... ışığın ve renklerin dünyasından hareketle... duyuların ve duyguların...
Ne ki eninde sonunda kavramlara... kuram’a... akl’ın o sevimsiz melekûtuna...
Toplanmak için dağılacağız. Yaklaşmak için uzaklaşacağız.
İzini bulamayacağımızı bildiğimiz o sevgilinin uğruna... Kimbilir belki de bulmayı istemediğimiz, hani o karşılaşmaktan, hatta gözlerine bakmaktan bile çekindiğimiz ahu’nun...
Neşe yasaklanmış bize!
İsteksizce tavaf edeceğiz bu yüzden etrafında. Kanayan yüreğimizle.
Sadece nefesini duymak için.
İnsanın nefesini.
Duyarsak ayaklarının dibine düşeceğiz. Hâlsizce.
Secde edeceğiz.
İnsana.
Bağışlanma hakkımızı kullanmaktan vazgeçeceğiz.
Ölüm orucu tutuyoruz diyeceğiz bakan gözlerinin nûr-ı siyahına bakmayı bile beceremeyen gözlerimizle...
Burak’ın üstünden inecek, ve vuslatı reddedeceğiz.
Şiddetle.
Firaktan haz mı alınır? Rahm etmedin, aldırdın.
Bizi hicrana sen müptelâ eyledin ey sevgili,
Ünsiyete hasretiz,
diyeceğiz.
İnsana.
Naz edeceğiz bu sefer inad edeceğiz.
Duymazlıktan geleceğiz cebrinin sesini.
Ayağının dibinden kalkmayacağız.
Eşikteyken uykuya dalacağız.
Dersleri uykudayken yapacağız


SEMİNER
 8 Aralık Çarşamba Saat: 18.30
50 YIL ÖNCE 50 YIL SONRA
Düzenleyen: Üstün İnanç
Yer: Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezi



SEMİNER
9 Aralık Perşembe Saat: 18.30
FİLM ESTETİĞİ VE DÜNYA SİNEMASINDA AKIMLAR
Düzenleyen: Rıdvan Şentürk    
Yer: Buhara Özbekler Tekkesi


KOSER
9 Aralık Perşembe  Saat:20.00
ÇİĞDEM ELMAS KONSERİ
Yer: Altunizade Kültür ve Sanat Merkezi


SEMİNER
10 Aralık  Cuma Saat: 18.30
DİVAN ŞİİRİ SAATİ
Düzenleyen: İskender Pala
Yer: Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezi


SEMİNER
10 Aralık Cuma Saat:18.30
MİMAR SİNAN OKUMALARI
Düzenleyen: Aras Neftçi
Yer: Buhara Özbekler Tekkesi


SEMİNER
10 Aralık Cuma Saat:18.30
DOĞU’NUN BATISI
Düzenleyen:Ali Şükrü Çoruk
Yer: Atatürk Kitaplığı

Tarih boyunca doğu batı ilişkileri her zaman için sorunlu olmuştur. Bazen karşılıklı, bazen de tek taraflı red ve inkarların sevkiyle ortaya çıkan bu sorunların uzantısını günümüzde de müşahede etmek mümkündür. Bir tarafın diğer taraf üzerinde üstünlük kurduğu dönemlere bağlı olarak red ve inkârların derecesinde de bir keskinlik söz konusudur.
Türk aydınının batı karşısındaki tutumunu tespit etmeye yarayan başlıca kaynaklar seyahatnameler, sefaretnameler, hatıratlar ve gazete yazılarıdır. Bu metinlerde yazarlar gezdikleri, gördükleri ülkeleri anlatırken aynı zamanda bu ülkelerin yaşantıları ve insanları hakkında değerlendirmelerde bulunurlar, kendi ülkeleri ile mukayeseye girişirler. Bu değerlendirme ve mukayeselerden yola çıkarak Türk aydınının batı ve batı medeniyeti karşısındaki tutumunu tespit etmek imkân dahilindedir. Seminer dizimizin bu ayki toplantısında örnek metinler etrafında Cumhuriyetin ilk yıllarında Türk aydınının batı algısı üzerinde durulacaktır.  


KOSER
10 Aralık Cuma  Saat: 19.00
SUFİ CAZ KONSERİ
Düzenleyen: Sıtkı Can Türkoğlu
Yer: Yerebatan Sarnıcı
Sufi Caz
'Şahsema' grubu 2008 yılı Mayıs ayında davul ve vurmalı enstrümanlar virtüözü ve lütiyesi olan Adnan Yılmaz ve Üflemeli Enstrümanlar Virtüözü Sıtkı Can Türkoğlu tarafından kuruldu. Şahsema  Tasavvuf Müziği'nden, Otantik Müziğe, Klasik Türk Müziği'nden  Sufi Caz'a uzanan müzik yelpazesine sahiptir.
 'Şahsema' dinletilerinde kullandığı terapi etkisine sahip özel üretim vurmalı enstrümanlar ve insanlar üzerinde dinlendirici, rahatlatıcı bir etkiye sahip olan repertuarıyla Yerebatan Sarnıcı’nın tarih ve gizem dolu atmosferinde sizlere unutulmaz bir konser programı sunacaktır.
Sıtkı Can Türkoğlu
Müziğe 13 yaşında yan flüt çalarak başlamıştır. Lise eğitimini İstanbul Anadolu Güzel Sanatlar Lisesi’nde Batı Müziği öğrenerek devam ettirirken aynı zamanda Ney üflemeye başlamıştır. Üniversite’yi İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde Caz, Saksafon ve Ses Teknolojileri eğitimi alarak birincilikle tamamlayan sanatçı  şu anda Şahsema başta olmak üzere birçok toplulukta hem batı hem Türk müziği icra etmekte, geniş enstrüman ve müzik bilgisini kendi geliştirdiği yöntemlerle müzikle ilgili insanlara aktarmaktadır.




KOSER
10 Aralık Cuma Saat: 20.00
MELİHAT GÜLSES  KONSERİ
Yer: Altunizade Kültür ve Sanat Merkezi

Melihat Gülses
İlk müzik eğitimini babası Ahmet Tahir Köseoğlu’ndan almaya başlamış ve kendisinden bir çok eser meşk etmiştir. 1976’da girdiği İTÜ Türk Musikisi Devlet Konservatuarı Ses eğitimi (Şan) Bölümü’nü tamamladı. TRT İstanbul Radyosu’na girdi.
Melihat Gülses’e konservatuar eğitiminin son iki yılında Tanbur öğretmenliği yaptı. Halen TRT İstanbul Radyosu’nda Tanbur sanatçılığının yanında bestekârlığı ve ressamlığı ile de tanındı. Halen müzik yaşamına TRT İstanbul Radyosu'nda devam etmektedir.


KOSER
10 Aralık Cuma Saat:20.00
MEMLEKET HAVALARI
Düzenleyen:Yavuz Değirmenci
Yer: Başakşehir Kültür Merkezi

İstanbul, dünyanın sayılı metropol şehirlerinden biri olmasının yanı sıra oldukça fazla yöresel kültürleri de  bünyesinde barındıran farklı bir özelliğe  sahiptir. Bu bağlamda şu an İstanbul'un çeşitli semtlerinde yerleşik olan sakinleri; doğup büyüdüğü, örfünü, ananesini ve de folklorik değerlerini içinde hissettiği memleketinin türkülerini dinlerken daha bir hoşnut olur düşüncesinden  yola çıkarak, programımızın adını "Memleket havaları" koyduk. Konserimizi gerçekleştireceğimiz salonda bulunan seyircilerin yörelerine ait gerekirse istekler de alarak türküleri dile getirip, memlektinden bir hava estirmek, ufak-ufak  açıklama ve anlatımla o yörenin kültürel karakterinden bahsederek geçmişimizdeki güzelliklerin hatırlanarak yaşamasını sağlamaktır. Türkünün söylendiği yörenin özelliklerinden, konusundan, varsa hikayesinden ve kaynak kişisinden bahsederek bir Anadolu gezisi yaparak, modern bir kentte  yaşayan hemşerilerimize özgün değerlerinin yaşamasına da imkan sağlamak ve böylece geçmişin süzgecinden süzülen türkülerimizle merhaba demek için "Memleket Havaları"nı seçtik...



KOSER
10 Aralık Cuma  Saat: 20.00
MUHARREMİYELER KONSERİ
Düzenleyen:Taşkın Savaş
Yer: Fatih Ali Emiri Kültür Merkezi



KOSER
10 Aralık Cuma Saat: 20.00
FATİH YAMAN  KONSERİ
Yer: Güngören Erdem Beyazıt Kültür Merkezi
                                
 Fatih Yaman     
1976 yılında İstanbul’un Beykoz ilçesinde doğdu. Küçük yaşlarda bağlamayla tanıştı. 7 yaşından 18 yaşına kadar geçen süre içerisinde çeşitli amatör çalışmalara imza attı. 1994 yılında Arif Sağ Müzik Merkezi’nde eğitim almaya başladı. Daha sonra Gönülden Gönüle Halk Müziği Topluluğu’nda enstrüman ve koro bölümünde görev alarak çeşitli konserlere katıldı. Bu sürecin ardından ASM’den mezun olup Mehmet Erenler ve Erol Parlak hocadan dersler alarak enstrüman çalım tekniğini, Erdem Siyavuşgil hocadan ise şan dersi alarak ses kullanım tekniğini geliştirdi.
Türkü evlerinde program yaparak teorik bilgileri pratiğe sunma, yurdun çeşitli bölgelerinde konserler vererek sanatını geniş kitlelere duyurabilme imkanı buldu. Sanatının yanı sıra, uzun yıllardır sürdürdüğü eğitmenliğiyle de birçok öğrencisini Halk Müziği’ne kazandırdı. Beykoz-Paşabahçe’de bulunan Yaman Müzik Merkezi’ni kurarak eğitmenliğini sürdürmeye devam etti.
Mavikaradeniz TV ve Kralkaradeniz TV’de yaklaşık 2 sene, Radyo Ekin FM’de ise 1 sene türkü programları gerçekleştirdi; son olarak Yaman Türküler adlı albümünü çıkararak sevenleriyle paylaştı…



KOSER
10 Aralık Cuma Saat: 20.00
TASAVVUF MÜZİĞİ KONSERİ
Düzenleyen:Hilmi Yıldız
Yer: Kartal Bülent Ecevit Kültür Merkezi


KOSER
10 Aralık Cuma Saat: 20.00
VEYSEL DALSALDI  KONSERİ
Yer: Sultanbeyli Kültür Merkezi

1968'de İstanbul'da doğan sanatçı, dini musiki meşklerine Türk Tasavvuf Musikisi ve Folklorunu Araştırma ve Yaşatma Vakfı’nda; Hüseyin Sebilci, Hafız Ali Gülses, Hafız Kemal Tezergil ve Hafız Zeki Altun ile başladı. Daha sonra Cüneyt Koşal ile Lâdini ve Dini Müzikler üzerine çalışmalar yapan sanatçının, "Can Elleri", "Görene" ve “Dervişane” isimli albüm çalışmaları bulunmaktadır. Ulusal kanallarda birçok programa konuk olan sanatçı, yurt içi ve yurt dışında bir çok  konsere katılmıştır. 1991 yılında girdiği “T.C. Kültür Bakanlığı Tarihi Türk Müziği Topluluğu"nda halen görev yapmaktadır.


KOSER
10 Aralık Cuma Saat: 20.00
FERYAD-I HAVA KONSERİ
Düzenleyen:Elif Avcı
Yer: Tuzla İdris Güllüce Kültür Merkezi

Hikâyeleriyle, Anadolu’dan Kadın Ağzı Türküler
Havva’nın yaradılışıyla birlikte kadın, tüm medeniyetler içerisinde önemli bir yer teskil etmiştir. Bazı zamanlar kırılgan ve ezilmiş ama varlığını yitirmemiş, bazı zamanlar ise cesur, güçlü ve savaşçı olmuştur.
‘ Feryad-ı Havva’  ise;  birçok kadının ortak yazgısını, bu yazgıya, en azından türkü söyleyerek, başkaldırışlarını, içlerinde birikmiş öfkenin, isyanın, sevincin, mutluluğun, heyecanın ve kederin; kısık bir çığlığa dönüşmesidir adeta. Bu çığlık; Çoğunun sahibi belli olmasa da bazen bir ananın şehit olan oğluna haykırısını, bazen sılada terk edilmiş taze gelinin dramını, bazen gurbette ana, baba, kardeş hasretiyle yananları ve bazen sonu ölümle biten ayrılıkları çınlatır kulaklarımızda…
Elif Avcı Anadolu’nun dört bir yanından her tema üzerine işlenmiş olan kadın ağzı türküleri, bu proje içerisinde hikâyeleri eşliğinde seslendirecektir.
Elif Avcı
21.06.1990 Beyoğlu/İstanbul doğumlu. Aslen Malatya’ lı. İlköğretimini Fatih              Kocamustafapaşa İlköğretim Okulu’ nda (1996 – 2004), ortaöğretimini Fatih Yedikule Lisesi’ nde (2004-2007) ve Lisans öğrenimini ise İstanbul Teknik Üniversitesi Türk Musikisi Devlet Konservatuarı Ses Eğitimi Bölümü’nde halen sürdürmektedir.  (2007 , - )
         
Lise yılları içersinde liseler arası Türk Halk Müziği yarışmalarından bazı dereceler aldı. Bunlardan bazıları, Türk Halk Müziği 2005 Fatih solo ilçe birinciliği, Türk Halk Müziği 2006 Fatih solo ilçe üçüncülüğü vb. kısa bir dönem Fatih Belediyesi’nin hazırlamış olduğu etkinliklerde sahne aldı. 2006 yılında, Türk halk müziği solfej, repertuar, koro eğitimi derslerini özel olarak almaya başladı. 2007 yılında Özel olarak şanda yöresel tavır çalışmaları içersinde bulundu.‘her müziğin başı halk müziği, önce Türk halk kültürü ’, diyerek çıktığı yolda ilk olarak Doğu ve Güneydoğu Anadolu’yu  seçti ve bu yöre üzerinde Türk Folklorunu tanımaya başladı. Baraklar üzerinde hançere teknikleri, kelime telaffuzları, kısaca yöresel tavrı ön planda tutarak Türk Halk Müziğini usulüne uygun olarak icra etmeye çalıştı. Sonra sırasıyla Kerkük, Azerbaycan, Doğu Anadolu, Rumeli, Karadeniz, Ege ve diğer yöreler üzerinde de yöresel tavır çalışmaları içinde bulundu, halen de devam etmektedir.
2008 yılından itibaren TRT Radyo ve Televizyonu işbirliği ile Türkülerle Atatürk, Tatlı Dile Güler Yüze, Gönül Penceresi, Gece Mavisi, Her yerde müzik, Türkü söylemek lazım vb. THM programlarında  solist olarak görev aldı. Yine bu zaman içerisinde, Kanal D başta olmak üzere birçok özel kanalda türkülerini icra etmiştir. ( Sabahların Sultanı, Beyaz Show  vb.)
 2009 yılında ise TRT 1 ekranlarında ‘Sen Türkülerini Söyle’ adlı Türk Halk Müziği solist yarışmasına aday olarak katıldı…16.000 kişi arasından seçilen 16 kişi ile birlikte 13 hafta süren bir maceranın sonunda jüri üyelerinin puanları ve halktan gelen SMS’ler sonucunda 1. lik tahtına oturdu.
2010 yılı içerisinde TRT Müzik kanalında yayınlanmakta olan birçok THM programında solist olarak görev yapmaya devam etmektedir. Ayrıca Spikerlik – sunuculuk, diksiyon ve yaratıcı drama dersleri almaktadır.


KOSER
10 Aralık  Cuma Saat:20.00
MUNİP UTANDI  KONSERİ
Konuk: Merve Utandı    
Yer: Bakırköy Cem Karaca Kültür Merkezi

Münip Utandı
24 Ağustos 1952 yılında Antakya’da doğdu. İlk, orta ve lise öğrenimini bu şehirde tamamladı. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesin’deki yüksek öğrenimi sırasında Ruhi Ayangil yönetimindeki Boğaziçi Üniversitesi Türk Müziği Korosu’na  Prof. Dr. Ali Rıza Kural yönetimindeki İ.Ü Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Korosu’na Melahat Pars yönetimindeki Kadiköy Musiki Cemiyeti’ne ve daha sonra Süheyla Altmışdört ve Ender Ergün yönetimindeki Üniversite Korosu’na devam etti. 1976 yılında kurulan İstanbul Devlet Klasik Türk Müziği Korosu’nun ilk kadrosunda yer aldı. Bu tarihten itibaren büyük destek ve teşvik gördüğü Nevzat Atlığ ile çalışmalarını sürdürdü. Koronun yurt içinde ve yurt dışında verdiği konserlerde  TV ve radyo programında solist olarak görev aldı. Çok sayıda özel konser veren Utandı TV dizilerine, tiyatro oyunlarına ve radyofonik piyeslere sesi ile katkıda bulundu. Uluslarası İstanbul Festivali, Bach Günleri, Gaetano Donizetti Bergamo Musica Festival, Akl-ı Selim’in Müziği, Ülker Türk Müziği Günleri, Gülnihal, Uluslarası Adalar Festivali, Nardis Jazz Club gibi birçok müzik festivallerine ve etkinliklerine  solist olarak katıldı.
Yansımalar, İncesaz, Neva Saz, Ruhi Ayangil Meşk Birimi  gibi birçok topluklarla konserler vermektedir. Sesinin genişliği ve orijinal rengi ile son dönemin önde gelen yorumcularından biri olarak kabul edilmektedir. Münip Utandı’nın “Aynalıkavak’tan Kalamış’a”, “Münip Utandı”, “Bitmese Sevgi”, “Seslenişler Bekleyişler”, “Gidem Dedim”,  “Boğaziçi” ve “Fikrimin İnce Gülü”, “Eski Şarkılar” adlı  sekiz albümü yayınlanmıştır. Müzik dışında stilize resim çalışmalarında da bulunan sanatçı bu konudaki eserlerini 1994 yılında Beyazıt Devlet Kütüphanesin’de düzenlediği bir sergide değerlendirmiştir. Anne ve Bebek Sağlığı Vakfı’nın mütevvelli heyetinde olan olan Utandı bu vakfın yararına zaman zaman konserler vermektedir. Bir dönem  Açık Radyo’da da “Unutulmuş Ne Varsa” isimli solo programı  canlı olarak sunan  Münip Utandı; ayrıca  İTÜ Devlet Konservatuarı’nda uslüp, repertuar ve yorum dersleri vermektedir. Halen görev yaptığı Devlet Klasik Türk Müziği Korosun’nda uzun yıllar  sanat kurulu üyeliği de yapan  Münip Utandı ses sanatçısı Ceyda Utandı ile evli olup;  İTÜ  Türk Müziği Konservatuarı’ndan yüksek lisans mezunu ses sanatçısı  Merve Utandı’nın babasıdır.


KOSER
10 Aralık Cuma Saat:20.00
RUHNÜVAZ  KONSERİ
Düzenleyen:Mehmet Refik Kaya
Yer: Ümraniye Atakent Kültür Merkezi

Mehmet Refik Kaya   
1957 yılında İstanbul un Üsküdar semtinde doğdu. Mimar Sinan Üniversitesi G.S.F. Heykel Bölümü mezunu olan M.Refik Kaya  İ.T.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü T.S.M. alanında Bahariye Mevlevi hanesi ve son şeyhi Mevlevi  Hüseyin Fahreddin Dede Efendiyi konu alan teziyle Yüksek Lisans , ‘Dünden Bugüne Rebap Ve Yeniden  Ele Alınması’ adlı teziyle de Doktorasını yaptı. İlk müzik derslerini Ud yapımcısı ve müzisyen olan babası Teoman Kaya dan aldı. Çocukluğundan itibaren telli ve mızraplı müzik aletlerinin onarımı yapımı ve icra şekillerine ilgi duyarak bu alanda çalıştı. İlk olarak Klasik gitar çalmasını öğrendi. Zeki Onaran’dan uzun yıllar klasik ve modern armoni, kotrpuan ve orkestrasyon dersleri aldı. Bir müddet reklam ve tiyatro müzikleri yaptı. 1972 yılında atıldığı profesyonel müzik yaşamını çeşitli guruplarla farklı enstrümanlar çalarak yurt içinde ve dışında sürdürdü. 1978 yılında Mübeccel Çetin ile kemençe çalışmaya başladı. 1980-1982 yılları arasında İst Üniversitesi Belediye Konservatuarı İcra Heyetinde Klasik Kemençe çaldı. İlk Mevlevi Musikisi Topluluğunu, Mevlevi postnişini Ahmet Bîcan Dede ile kurdu. Daha sonra Nezih Uzelin İstanbul Sema Topluluğu’nda 1987 ye kadar kemençe çaldı. Kendisinin kurduğu  ve yönettiği mistik müzik topluluğu ile 1986 dan 1994 e kadar yurt içi ve dışında 500 ün üzerinde Mevlevi, Ayini ve tasavvuf müziği konseri yaptı. Bu toplulukla biri sadece kendi besteleri olmak üzere 2 tasavvuf müziği albümü çıkardı. Yine, Emi Plaktan yayınlanan ve Enstrümanlarının çoğunu kendisinin çalıp yönettiği III.Selimin Suzidilâra Ayinini albüm yaptı. Kemençe üstadı İhsan Özgen ile Anatolia topluluğu konsepti içerisinde İstanbul festivali, yurt içi ve dışı birçok  müzik festivaline katıldı. Ege ve Balkan dansları, Meragi ve Itri gibi CD çalışmalarına değişik çalgılar icra ederek katıldı. Piyanist Tuluyhan Uğurlunun Senfoni Türk ve İstanbul albümlerinde solist olarak çaldı
1994 yılına kadar Resim ve Heykel alanındaki çalışmalarını da sürdürmüş olan M.R.Kaya kişisel sergileri dışında müşterek sergilere de katılmış olup Doğuş Holding, İst. Büyükşehir Belediyesi Başkan odası, gibi birçok özel koleksiyonda resim ve heykelleri bulunmaktadır. 1985 yılından itibaren Rebap üzerinde yoğunlaşan çalışmalarıyla M.R.Kaya unutulmağa yüz tutmuş ve bazı amatör çevrelerdeki az sayıdaki icracı ile kısıtlı bir repertuar içerisinde kalmış bu çalgıyı, yeniden gündeme getirdi, geniş kitlelere sevdirdi. Çalgıyı, yüzlerce yıldan günümüze gelen morfolojisine sadık kalarak  geliştirdi, günümüz müziğinde, her formdaki eserin icrasına yeterli olabilecek durumu  kazandırdı. Rebabın icra tekniğini de geliştirerek günümüze kadar bu çalgıyla çalınamamış eserleri radyo TV konser ve CD’ler de çaldı... Rebabın arkadaşı anlamına gelen’Refik i  Rebab’ adını verdiği enstrümanıyla 1994 yılında T.C. Devleti Kültür ve Turizm Bakanlığı İstanbul Tarihi Türk Müziği Topluluğu’na davet edildi. Ve ilk defa olarak rebab ve icrası T.C.Devletinin profesyonel bir müzik topluluğu içerisinde yer almış oldu. Ateşi Aşk, Kenan Rıfai, Zekai Dede ve Padişah bestekarlar gibi albümlere çaldı. Kalan Plâktan Ruhnüvaz adıyla ilk solo albümünü çıkarttı. Kendisi ve rebab icrasını konu alan, Samanyolu TV, ‘’Sizin Hikayeniz’’ ,TRT TV.’’Çalgı Atölyesi’’isminde belgeseller yaptı.


ÇOCUK OYUNU
11 Aralık Cumartesi Saat: 12.00
ANADOLU MASALLARI
Düzenleyen: Masal Gerçek Tiyatrosu
Yer: Ümraniye Atakent Kültür Merkezi

2 perdelik oyunda; tuz, maymun peri, küçük peri kızı ve altın tas olmak üzere toplam 4 masal yer alıyor.
Anadolu motifleri taşıyan danslar, şarkılar, kostümler ve dekoruyla günümüzde de geçerli olan bazı değerleri izleyiciye masallarla anlatan oyunun birinci masalı “Tuz”da 2 oğlu olan bir padişahın oğullarını sınamak için “Beni ne kadar seviyorsunuz?” sorusuna en küçük oğlu “Tuz kadar.” yanıtını verir. Diğer çocuklarının dünyanın bütün altınları, elmasları kadar seviyoruz diye yanıtladığı soruya küçük oğlunun tuz kadar demesi padişahı hiddetlendirir. Ancak küçük oğlan babasına hazırladığı küçük bir oyunla, “tuz”un da en az altın ya da elmas kadar değerli olduğunu kanıtlar.
Her zaman göz önünde olan basit gibi görünen bazı şeylerin değeri ölçülemez.  Onlar da hayatın olmazsa olmaz değerleridir.
“Maymun Peri Masalı” masal ülkesinin padişahı bu kez de oğullarını evlendirmek için ilginç bir yöntem bulur. Oğullarının eline birer ok ve yay verir. Oğlanların attığı ok nereye düşerse orada bulunan kızla evleneceklerdir. 1. Oğul okunu atar. Ok, vezirin bahçesine düşer. Oğlan vezirin kızıyla evlenir. 2. Oğul okunu atar. Ok ormanın içinde kaybolur. Okunu bulmaya giden şehzade bir maymunla karşılaşır. Çaresiz o maymunla evlenir. Kardeşleri şehzedeyle alay ederler. Kaderine boyun eğen şehzade ormanın derinliklerinde maymun karısıyla yaşamaya başlar. Ancak bir zaman sonra saraydan padişah babasından bir davet gelir. Babası karısıyla birlikte onları yemeğe davet eder.  Küçük şehzade kara kara düşünmeye başlar.  Olanları maymun karısına anlatır. Şehzadenin durumuna üzülen maymun ona gerçeği anlatır. Kendisinin aslında maymun olmadığını, maymun postuna bürünmüş bir peri olduğunu söyler. O posttan da ancak iyi bir insanla karşılaşınca kurtulabilecektir. Şehzadeye sen iyi yürekli bir insansın bu nedenle artık bu posttan kurtulabilirim der. Postu çıkarır. Dünyalar güzeli bir peri oluverir. Şehzade, güzel karısını alıp saraya babasının davetine gider. Onları görenler başta kardeşleri olmak üzere çok şaşırırlar. Böyle şeyler yalnızca masallarda olur.
Bu masalın da ana fikri şudur: Hiçbir şey göründüğü gibi değildir. Önyargılı olmayıp maymun postunun altına bakmayı başarabilirsek güzel olana ve mutluluğa sahip olabiliriz.
Üçüncü masalımız “Küçük Peri Kızı”; günleren bir gün bir delikanlı ormanda dolaşırken bir göl kıyısına gelir. Göl kıyısında yorgunluğunu atmaya çalışırken gökyüzünden iki kuş süzülüp göle konar. Tüylerini kanatlarını çıkarıp çok güzel iki kız olurlar. Göle girip yüzmeye başlarlar. Bunu fırsat bilen delikanlı kanatları, tüyleri alıp saklar. Çünkü küçük peri kızına aşık olmuştur onun yeniden kuş olup uçup gitmesini engeller. Küçük peri kızıyla evlenirler.  Yıllar sonra kız delikanlının sakladığı yerde tüylerini ve kanatlarını bulup giyinir ve yeniden kuş olup uçar gider.
Hiçbir şey zorla ve hileyle elde tutulmaz. Bu şekilde elde edilen değerler gün olur elimizden uçup giderler. Eh zorla güzellik olmaz.
Dördüncü masal “Altın Tas”; karnını doyurmak için balık tutan bir delikanlı kocaman mavi bir balık tutar. Balığı pişirmeden önce temizlemek için karnını acar. Balığın karnından bir altın tas çıkar. Bu tas sihirlidir. Tası suyla doldurunca tasın içindeki su altın olur. Delikanlı tası heybesine koyup yollara düşer. Sarayın bahçesine gelir. Susuzluğunu gidermek için tası sarayın bahçesindeki çeşmede doldurur. Tabii tasın içindeki su altına dönüşür. Olup biteni pencereden seyreden padişahın kızı delikanlıyı yanına çağırtır. Ona tası sorar. Tası kendisine vermesini ister. Bunun karşılığında delikanlı görür görmez aşık olduğu padişahın kızının kendisiyle evlenmesini ister. Tasa sahip olmak isteyen kız bunu kabul eder ve delikanlıyla gizlice evlenir. Bir erkek çocukları olur.  Ancak saraydaki cariyelerden biri bunu padişaha anlatır. Padişah çok öfkelenir. Kızını da bebeği de bir sandığa koyup nehre attırır. Yaşlı bir kadın nehirde yüzen sandığı alıp açar. İçindeki kızı ve küçük bebeği kurtarır. Kızla bebek yaşlı kadının evine yerleşip mutlu bir şekilde yaşamaya başlarlar. Padişah kızı altın tas sayesinde çok zengin olur. Konaklar yaptırır. Bu arada bebek de büyümüştür. Günlerden bir gün ormanda dolaşırken padişahın askerlerine rastlar. Padişahı konaklarına davet eder. Sofralar kurulur. Şenlikler düzenlenir. Padişah kendi kızının evine geldiğini bilmeden davete gider. Kızını karşısında görünce olanı biteni anlar. Altın tas karşılığında kızını affeder. Torununu ve kızını bağrına basar.
Her şeyin bir de görünmeyen yüzü ve nedeni vardır. Bir olay karşısında tek taraflı düşünmeyip her şeyi enine boyuna tartıp hüküm vermek gerekir.


ÇOCUK OYUNU
11  Aralık Cumartesi Saat: 12.00
KIZILDERİLİ ŞAŞKIN
Düzenleyen:Orta Direk Tiyatrosu
Yer: Tuzla İdris Güllüce Kültür Merkezi

Kızılderililer kabile zirvesinde küresel ısınmanın ve çevre sorunlarının önemini anlatan bilge gamlı tüye kabileler inanmazlar ve güler geçerler. Gamlı tüy, buna kızar ve akıl küpünü alıp Türkiye’deki Belgrat ormanına gelir. Akıl küpünü burada saklar. Zamanla küresel ısınmaya karşı aciz kalan kabileler, Apaçi kabilesinin reisinin oğlunu ve arkadaşını görevlendirirler. Belgrat ormanına akıl küpüne gelirler ve tatlı serüven başlar.   

Oyun; dünyada yaşanan küresel ısınmanın ve çevre sorunlarının önemini ve sebeplerini anlatmaktadır; farklı kültürlerin yakınlaşmasını tanışmasını benimsetir. Atalarımızın özdeyişleri atasözleri ve yaşam koşullarını bilimin önemini barış dostluk kardeşliği mesaj olarak içermektedir.


ÇOCUK OYUNU
11 Aralık Cumartesi Saat: 12.00
ÇIPLAK  KRAL
Düzenleyen:Acıbadem Sanat Evi
Yer: Güngören Erdem Beyazıt Kültür Merkezi

Zamanın kralı ülkenin en büyük şenliklerinde giymek üzere kendisine bir elbise dikilmesini ve bu elbisenin mükemmel bir elbise olmasını emreder. Uyanık iki terzi krala gelerek bu elbiseyi ancak kendilerinin dikebileceğini başka kimseninse dikemeyeceğini söylerler. İki uyanık terzi ölçmüşler biçmişler ve demişler ki bizim dikeceğimiz elbiseyi ancak akıllılar görebilir, bunun dışında kimseler bu elbiseyi göremez…



ÇOCUK OYUNU
11 Aralık Cumartesi Saat: 12.00
İKİ İNATÇI KEÇİ
Düzenleyen: Tomurcuk Çocuk Tiyatrosu
Yer: Fatih Ali Emiri Kültür Merkezi

Sevimli keçilerimiz, yaşadıkları ormanın ortasından geçen derenin üzerinde bulunan
köprüde karşılaşınca birbirlerine saygılı, hoşgörülü davranmayı bir kenara bırakıp
inatlaşmaya başlarlar.
Bütün mesele her iki keçinin de karşıya geçmek istemesidir.
Ama keçiler birbirine yol vermek istemeyince kavgaya girişirler.
Ama sonunda ikisi de derenin sularına düşerek inatçılıklarının kurbanı olurlar


ÇOCUK OYUNU
11  Aralık Cumartesi Saat: 12.00
DÜNYA BİZE KALSIN
Düzenleyen: Tiyatro Yansıma
Yer: Kartal Bülent Ecevit Kültür Merkezi

Oyun; gündelik hayatımızda önem vermeden israfta bulunduğumuz su, ekmek, zaman, yiyecek, para, elektirik, doğalgaz gibi birçok önemli kaynağın israf edilerek verimsizce kullanımını anlatmakta ve seyirciyi de bu konuda olumlu anlamda bilgilendirmektedir. Danslar ve şarkılarla desteklenen ve kabare mantığı ile hazırlanmış oyunumuz; eğlenceli bir üslupla görsel bir eğitim sağlamaktadır.
Oyunun amacı; oyunumuzu seyreden küçük kardeşlerimize, tutumlu olmayı öğretmek, toplumun, bireyin kişiliğini ezmesini önlemek, bireyin düşünceyi eyleme sokma yeteneğini ortaya çıkarmasına yardımcı olmak, kamu bilincini kazandırmak, toplum içinde ve aile içinde sorumluluk sahibi oldukları düşüncesini sağlamaktır.


ÇOCUK OYUNU
11 Aralık Cumartesi Saat:12.00
MERAKLI PENGUENLER
Düzenleyen: İstanbul Çocuk Sanat Tiyatrosu
Yer: Başakşehir Kültür Merkezi

Buz dağlarında kaybolan arkadaşlarını arayan penguenlerin öyküsü komik bir dille anlatılmaktadır.
Oyunumuzda 11 şarkı bulunmakta ve tüm şarkılarımıza koreografi uygulanmıştır. Oyunumuzda 7 oyuncu ve 2 teknik bulunmaktadır. Oyunumuz 1 saat sürmektedir.
Oyunda doğal dengenin korunması ve çevre bilincinin geliştirilmesi ana mesajlar olarak verilmektedir.


ÇOCUK OYUNU
11 Aralık Cumartesi Saat: 12.00
BİR KÜMES MÜZİKALİ
Düzenleyen: Tiyatro Alkış
Yer: Sultanbeyli Kültür Merkezi

Bir kümes içerisinde yaşayan tavuklar, civcivler ve horozlar, şarkı söyleyip dans ederlerken, çiftliğin sahibi Tonton Dede’nin köpeği Pısır ile horoz arasında liderlik konusunda bir tartışma geçer. O sırada Tonton Dede gelir, artık çok yaşlı olduğunu, çiftliği başkasına devredeceğini söyler. Çiftlikteki hayvanlar buna çok üzülür, ama Tonton Dede kararlıdır. Tonton Dede çiftliği, Pata adlı bir adama bırakır. Pata adlı adamın Debur adında bir köpeği vardır. Tonton Dede gittikten sonra Pata’nın ilk işi, çiftliğin köpeği Pısır’ı kovup, yerine kendi köpeği olan Debur’u almaktır. Pata’nın bütün direktiflerini çiftlikteki hayvanlara Debur açıklar, böylece çiftlik baskılı bir yönetime geçmiştir. Çiftlikteki tavuklardan biri olan Kubik’in sabah erkenden yumurtlayamama sorunu vardır. Pata’nın ilk direktifi sabah erkenden yumurtlaması doğrultusundadır, yumurtlamayan tavuk çiftlikten kovulacaktır. Hayvanlar arasında bir telaş başlar.

Sabah Kubik yumurtlayamamıştır, Debur yumurtaları toplamak için gelmek üzeredir. O sırada pazarlamacı tavuk kılığına girmiş olarak kovulan köpek Pısır gelir. Debur’un kafasını karıştırır çift sarılı yumurtladığını iddia eder. Yanında getirdiği yumurtalardan birini ispatlamak için Debur’a verir ama yumurta çift sarılı çıkmaz. Kümesteki hayvanlar şimdilik bir gün daha kazanmıştır. İkinci günün sabahı olmak üzeredir. Kubik hala yumurtlayamamıştır. Tel örgülerin üzerinden Pısır bu sefer kendi haliyle kümese atlar. Onlara Pata’nın burada yaptığı baskılı yönetimi anlatmak için başka köpek arkadaşlarıyla Tonton Dede’ye haber gönderdiğini söyler. Pısır kümeste saklanır, sabah olmak üzeredir, Kubik hala yumurtlayamamıştır, yumurtlamak için çok uğraşır. Debur ile Pata tam kümese girerken yumurtlamayı başarır. Yumurtaları verirler fakat Pata bu sefer günde iki defa yumurtlanacak der. Ne yapacağını bilemeyen kümes hayvanları kara kara düşünürken, Tonton Dede çıka gelir. Olayları Tonton Dede’ye anlatırlar. Tonton Dede bu olayları dinledikten sonra, Pata ile Debur’u kovar. Finalde kümes hayvanlarına demokrasinin tanımını yapar, onlara öğretir ve kendi kendilerini yönetmelerini isteyerek, çıkar gider.


KONSER
11 Aralık Cumartesi Saat: 12.00
DOĞAN CANKU KONSERİ
Yer: Fatih Ali Emiri Kültür Merkezi

Doğan Canku
1958’ de Ankara Devlet Konservatuarı’nı kazanarak altı yıl boyunca viyonolsel  ve piyano eğitimi gören ve 1964 yılında klasik gitar ile tanışan Doğan Canku, bu enstrümana büyük bir tutkuyla bağlandı. Kısa denecek bir sürede gitar çalmayı öğrenip, ülkenin en iyi gitar virtüözleri arasına adını yazdırdı. 1981 yılında kendi ismi ile çıkardığı solo albümüne “ Köçekler”,”Sonsuzadek & Ayrılık”,”Doğan’nın Uyanışı “ isimli albümlerini de ekleyen sanatçı aynı zamanda “Modern Folk Üçlüsü” ile birlikte birçok albüme ve projeye de imza attı.


ÇOCUK OYUNU
11 Aralık Cumartesi Saat: 12.00
KOMİK TAVŞAN HOPİ
Düzenleyen: Tiyatro Mie
Yer: Bakırköy Cem Karaca Kültür Merkezi

La Fontaine ‘nin öykülerinden yola çıktık ve size müziklerle, danslarla rengârenk kostümlerle, interaktif görsel bir şölen hazırladık.

Komik Tavşan Hopi ve arkadaşları, ormana bir avcı geldiğini haber alırlar. Gelen avcı aslında arkadaşları ile iddiaya girmiş bir kampçıdır, korkutup kaçırırlar. Avcı korkarak uzaklaşırken elindeki çantayı unutur. Ormandaki hayvanlar çantanın içindekileri merak ederler ve açmaya karar verirler. Çantadan onlar için çok büyük bir sürpriz çıkar.


ÇOCUK OYUNU
11 Aralık Cumartesi Saat:12.00
BENİM KOMİK DEDİŞLERİM
Düzenleyen: Mavi Uçurtma Komedi Tiyatrosu
Yer: Altunizade Kültür ve Sanat Merkezi

Anadolu’nun bir köyünde yaşayan iki tane tatlı komik, sevimli ve de yaramaz dede vardır. Yaz ayların da ise, torunları Kamile her yaz dedelerini ziyarete gitmektedir. Fakat bu yaz, muhtarla Kamil dedenin aralarındaki bir yarışmadan dolayı, köyün ormanı zarara görmek üzeredir, işte burada Kamile’ye büyük iş düşer ve Kamile görevini başarıyla tamamlar. Oyun mutlu bir sonla biter.
Oyun; orman sevgisi olan ana konusu etrafında, bazı görgü kuralları ve temizlik kuralları ile beraber harmanlanıp, verilmek istenen birçok mesaj, seyirciye komedi ile ulaştırılır.
Oyunun mesajları; çevre temizliğinin önemi, diş fırçalamanın  yararı, sigaranın zararları, yalan söylemenin   kötülüğü,  ayakkabı ile eve girmemek, büyüklere saygı, ormanların boş yere kesilmemesi…


ÇOCUK OYUNU
11 Aralık Cumartesi Saat: 13.00
MUCİTLER ATÖLYESİ  
Düzenleyen:Ayşe Kuralay
Yer: Fatih Ali Emiri Kültür Merkezi
“Her çocuğun içinde bir mucit yatar.”
Rehberler eşliğinde şaşırtıcı deneyler:
Balondan şiş kebap,  rengarenk sıvılar, sütte ebru, yanardağ patlaması, yanmayan balon, tomatrop...
 
Bilimin şaşırtıcı ve gizemli dünyası:
Mevsimler nasıl oluşur?
Hava kabarcıkları cisimleri batırır mı?
Nasıl nefes alıyoruz?
Yukarı tırmanan huni, çarpışan toplar, foucoult sarkacı, jiroskop...
Eğlenceli bilim gösterileri:       
Sihirli Kumbara, Üç Boyutlu Hologram, Uçan Çemberler, Boşluktaki Dünya, Bionik Kulak, Çivi Yatak...


ÖZEL ETKİNLİK
 11 Aralık Cumartesi Saat:14.00
BİR OSMANLI ZAKİRBAŞISI SELAHATTİN DEMİRTAŞ (SALAHİ DEDE) ANMA TOPLANTISI VE KONSERİ
Yer: Altunizade Kültür ve Sanat Merkezi

Konuşmacılar
Veysel Dalsaldı
Güner Aygün
Emre Ömürlü
Konser
Solist
Suat Güney
Sazlar
İbrahim Kararoğlu
Melih Berse
Fatih Erdaş
Murat Özel
Mustafa Selçuk Eraslan
Hulusi babalık




SEMİNER
11  Aralık Cumartesi  Saat:14.00
HAYATA EDEBİYATLA BAKMAK
Düzenleyen: Fatih Andı
Yer: Divan Edebiyatı Vakfı

"Modern Edebiyatta Hz. Peygamber'i Anlatmak"
Klasik edebiyatın siyer geleneği, kendisine özgü alt türleri ortaya çıkarmış ve bu alt türlerde pek çok eser vermiştir. Bugünün modern edebiyatında da  Hz. Peygamber'in hayatı şiirin yanında diğer modern türlerde de anlatılmaya çalışılmaktadır. Bu eserlerin sayısı giderek artmaktadır da. Ancak, araç-içerik problemi açısından ele alındığında bu türler acaba bunun için ne kadar uygun ve elverişlidir?  


SEMİNER
11 Aralık Cumartesi Saat: 14.00
MEDENİYETLER TARİHİ VE KÜLTÜRÜ OKUMALARI
Düzenleyen: İsmail Çağlar
Yer: Buhara Özbekler Tekkesi



KONSER
11 Aralık Cumartesi Saat: 20.00
BEKİR ÜNLÜATAER  KONSERİ
Yer: Başakşehir Kültür Merkezi

1976 yılında İstanbul’da doğan Bekir Ünlüataer, 1992 yılında Üsküdar Musiki Cemiyeti’ne girdi. Burada 4 yıl cemiyet’in kıymetli hocalarından repertuar, usül, nazariyat, solfej ve musiki edebiyatı dersleri aldı.

1994 yılında Müjdat Gezen Sanat Merkezi’nde Melahat Pars ve Tanburi Sadun Aksüt’ten repertuar ve Süheyla Altmışdört’ten de Türk Müziği, solfej ve nazariyet eğitimi gördü.

Bekir Ünlüataer, 1996-1997 yıllarında TRT Gençlik Korosu’nda tenor olarak yer aldı.1997 yılında İ.T.Ü Türk Musikisi Devlet Konservatuarı sınavlarına girip, Ses Eğitimi Bölümü’nü birincilikle kazandı.

1999 yılında TRT kurumunun açmış olduğu ses yarışmasında İstanbul Bölge Birincisi oldu. Aynı yıl okuldaki eğitimi ile birlikte TRT İstanbul Radyosu’nda konser ve CD çalışmalarında görev aldı.

2003 yılında Konservatuar’dan mezun oldu. 2005 yılında TRT’nin düzenlemiş olduğu “Alaturka Beste Yarışması”nda seslendirdiği eser birinci oldu. 12-16 Mayıs 2004 tarihlerinde Kudsi Ergüner Topluluğu’yla İstanbul Aya İrini Kilisesi’nde Bizans ve Anadolu Tasavvuf Müzikleri’nin icra edildiği konserde yer aldı.

Kudsi Ergüner’in “Osmanlı Davulları” projesiyle Fas’ın başkentinde konser veren sanatçı yine aynı toplulukla 4-6 Temmuz 2006 tarihleri arasında İspanya Granada’da tarihi “El-Hamra” Sarayı’nın kemerleri arasında “Ferahfeza Mevlevi Ayini”ni icra etti.

 25 Aralık 2006 tarihinde Golden Horn Ensemble ile Almanya’nın Köln şehrinde yapılan “Mevlevi Ayini”nde yer aldı.

2005 yılında kurulan CRR Türk Müziği Topluluğu ile pek çok konser veren sanatçı halen TRT Radyo ve Televizyonları olmak üzere yurtiçi ve yurtdışında konserlerine devam etmektedir.


KONSER
11 Aralık Cumartesi Saat: 20.00
BALKAN TÜRKÜLERİ SUZAN KARDEŞ KONSERİ
Yer: Ümraniye Atakent Kültür Merkezi
Suzan Kardeş
1960 Kosova doğumlu; makyaj uzmanı, ses sanatçısı.
İş hayatına Hürriyet Gazetesi’nde başlayan Suzan Kardeş, burada çekilen fotoromanlarda rol alan oyunculara makyaj yaparak mesleğinde gelişti. Şan Tiyatrosu'nda saç ve makyaj yapımıyla çalışmayı sürdüren makyöz; birçok tiyatro topluluğu ve film ekibinde makyaj uzmanı ve kuaför olarak yer aldı. 1995 yılından başlayarak Beşiktaş Kültür Merkezi’nin saç ve makyaj çalışmaları görevini yapmaya başladı. İş Bankası reklâmlarında oyuncu Haluk Bilginer’e yaptığı Atatürk makyajı ile ses getirdi.
1985 yılından itibaren Sezen Aksu'nun tüm sahne ve çekim makyajlarını yaptı. Goran Bregoviç'ten Türkan Şoray'a kadar birçok ünlünün sahne makyajını gerçekleştirdi. 1992 yılında Bekriya adında bir "meyhane" açarak 12 yıl boyunca işletti. Meyhanede söylediği mikrofonsuz, akustik Rumeli türküleriyle eski dönem Bosna sevda şarkılarından yola çıkarak, Sezen Aksu'nun desteğiyle Balkan Gecesi adlı bir sanat müziği albümü çıkardı. Bir filmde oyunculuk da yapan, Bir Demet Tiyatro dizisinde "pencereden bakan kadın" olarak yer alan ve halen çalışmalarını sürdüren sanatçının, yeni bir müzik albümü, bir film ve bir kitap projeleri bulunmaktadır.
2009 yılında Kuruçeşme Arena da sanatçı Sezen Aksu ile albüm tanıtımı için birçok sanatçı ile düet de bulundu.
   
                                                       
KONSER
11 Aralık Cumartesi Saat: 20.00
UD’ÜET KONSERİ
Düzenleyen:Murat Özer
Yer: Tuzla İdris Güllüce Kültür Merkezi

Ud’ üet aynı toprakların tınılarıyla büyümüş; aynı kıymetli hocaların müzik pınarından beslenmiş ama aslında içindeki his çarpıntıları farklı olan ve bunu ifade şekliyle aynı enstrümanı kullanan bir ikili. Bu ikili, kültürel erozyon neticesinde unutulan ve unutturulmaya çalışılan sözlü ve sözsüz Klasik Türk musikisi formlarını ( Sirto, Longa, Zeybek, Köçekçe, Kârçe, Divan, Oyun Havaları) icra etmektedir.



KONSER
11 Aralık  Cumartesi Saat: 20.00
NİHAT DOĞAN KONSERİ
Yer: Sultanbeyli Kültür Merkezi

Nihat Doğan
1979 yılında İstanbul’da hayata gözlerini açan  Nihat Doğan İlk, orta ve lise eğitimini tamamladıktan sonra 1996 yılında profesyonel müzik kariyerine "Kırdın kalbimi" adlı albümü ile başladı.
500.000 adetlik  satış grafiği ile müzik piyasasını alt üst eden sanatçı daha sonra 1998 yılında vatani görevi nedeniyle müzik çalışmalarına bir süre ara vermek zorunda kalmıştır.
Yaklaşık  4 yıl kadar süre ile ayrı kaldığı müzik sektörüne ve  kendisini özleyen müzik severlere vatani görevini ve  albüm çalışmalarını tamamlayarak 2000 yılında" Ölürem Kızlar" adlı albümü ile  ile tekrar dönen Sanatçı, bu albümün başarısı ile beraber yoğun istek üzerine TV kanallarından gelen dizi isteklerine duyarsız kalamayıp  Star TV’ye "Sultan" adlı dizi( 26 bölüm) çekmiştir.
2003 yılında sözü ve müziği Yıldız Tilbe'ye ait olan "Seni Seve Seve", 2005 Yılında "Bitanesinden Bitanesine", 2007 Yılında "Zorunamı Gitti" Albümleri ile müzik sektöründe yerini sağlam temeller üzerine oturtmuş olan sanatçı;  2010 da ise ülkemizin yaşamış olduğu antidemokratik uygulamalara 26 yıllık PKK Sürecinde yaşanan akan göz yaşları,  anaların ağlaması, şehitlerimizin gelmesi vs… gibi her ülke evladının yüreğini acıtan hadiselere duyarsız kalamayıp, sanatçı olarak üzerine düşen sosyal sorumluluk bilinci ile yaptığı  "1071" adlı barış ve kardeşlik (Açılım) şarkısı  ile kendi duygu ve düşüncelerini dile getirmiştir.
Ülkemizin 30 yıllık Cunta Anayasası’nın referanduma götürülmesi noktasındaki seçime "Demokrasiye Evet Özgürlüklere Evet Evet"  adlı single çalışmasıyla katkıda bulunmuştur.
Sanatçımız Star TV, TGRT, Fox TV, Kanal D, Flash TV gibi ulusal kanallarımızda müzik ve eğlence programlarıyla da bu anlamda halka hizmet etmiştir.
Sanatçı yeni albümü için stüdyo çalışmalarını yürütürken, yurtdışı ve yurtiçi konserlerine de başarı ile devam etmektedir.



KONSER
11 Aralık Cumartesi Saat: 20.00
NİDA ATEŞ KONSERİ
Yer: Kartal Bülent Ecevit Kültür Merkezi

Nida Ateş
Nida Ateş 1970 yılında İstanbul‘da doğdu ilk ve orta öğrenimini İstanbul’da tamamladı. Yüksek öğrenimini Dokuz Eylül Ünversitesi İ.İ.B.F.‘nde tamamladı ve Dumlupınar Üniversitesin’de yönetim organizasyon dalında yüksek lisans yaptı.
Türkülerle ilişkisi, çocukluk yaşlarında, halk ozanı olan babasından etkilenmekle başladı ve  böylece halk müziğinin usta icracıları ve yaratıcı aşık ve ozanlarını tanıma olanağı  buldu…
2003 yılında,  ilk solo albümü olan “Ömür Bahçesi’’  Kalan müzik tarafından yayınlandı. Aynı yıl yayınlanan “Asker Türküleri’’, “Mapushane Türküleri’’ adlı yapımlarda da birer kayıtla yer aldı. Çeşitli sanatçıların stüdyo performanslarından oluşan “Dost Kervanı –Kılavuz” adlı albümdeki kayıtları da 2007 yılında yayınlandı... Yurt içinde ve Almanya, Fransa, Hollanda, Belçika, Avusturya da birçok konser ve festivale çağırıldı. Özellikle TRT televizyonlarında ve radyolarda katıldığı programlarda da Anadolu kültürel zenginliğinin yapı taşlarından olan çeşitli yöre müziklerini sergilemeye çalışmıştır…
Nida Ateş’ in icrasında belirgin bir yöre tanımlaması yoktur.
 Anadolu’daki kültür ve ses farklılıklarının, hiçbir unsurundan vazgeçilemeyecek büyük bir yerüstü zenginliği olduğunu düşünmektedir. Tematik konserler dışında bölgesel müzikal örnekleri sergilemeye gayret etmektedir.


KONSER
11 Aralık Cumartesi Saat: 20.00
OKTAY ERTUĞRUL  KONSERİ
Yer: Güngören Erdem Beyazıt Kültür Merkezi

Küçük yaştan itibaren korolar ve halk oyunlarıyla iç içe olan sanatçı, İTÜ Konservatuar Şan Bölümü mezunudur. TRT’nin düzenlediği amatör ses yarışmasında derece alan sanatçı TRT sınavını kazandıktan sonra 8 senedir sanatçı olarak görev yapmaktadır.
İlk albümünü “Lirirk” adında çıkaran sanatçı aynı zamanda oyunculukta yapmaktadır.


KONSER
11 Aralık Cumartesi Saat: 20.00
YÜKSEK SADAKAT  KONSERİ
Düzenleyen:Gürtuğ Yılmaz
Yer: Bakırköy Cem Karaca Kültür Merkezi

Uzun yıllar sadakatle takip edeceğiniz bir grup…
Şarkı yazarı ve bas gitarist Kutlu Özmakinacı tarafından 1997 yılında “Filinta” adıyla temelleri atılan Yüksek Sadakat grubu, kendi adını taşıyan ilk albümünü Ocak 2006'da DMC etiketiyle piyasaya çıkardı.
Yaşama dair birçok konuyu daha önce kimsenin söylemediği gibi söyleyen, vurucu şarkı sözleri ve besteleri ile bir anda geniş bir hayran kitlesi edinen grup; müziğinde Rock’ın farklı dönem ve alt türlerine ait unsurları, Türk coğrafyasına mal olmuş müzikal motiflerle birleştirdi ve bunu yaparken Rock’ın enerjisini kaybetmemeye özen gösterdi.
Yüksek Sadakat, ‘Katil & Maktûl’ albümünde, Türk müzik sahnesindeki en büyük eksikliklerden biri olduğunu düşündüğü ‘hayal gücüne’ vurgu yaptı ve ilk albümlerinden farklı olarak yaşadığımız hayatla, hayalini kurduğumuz hayat arasındaki çelişkilerin, üzerimizde yarattığı travmalara odaklandı ve bu konsept etrafında gelişen şarkılara imza attı.
Bu güne kadar birçok konser veren Yüksek Sadakat, üretimine ve konserlerine durmaksızın devam ediyor.


YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER