Bâb-ı Şefkat 119 yaşında

Yepyeni bir tarz ve içerikle yayın hayatına başlayan Bâb-ı Şefkat dergisi ikinci, Darülaceze ise 119. yılına girdi.

Bâb-ı Şefkat 119 yaşında
Bâb-ı Şefkat 119 yaşında

Yepyeni bir tarz ve içerikle yayın hayatına başlayan Bâb-ı Şefkat dergisi ikinci, Darülaceze ise 119. yılına girdi.

Derginin takdim yazısında Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı ve Darülaceze Meclisi Başkanı Doç.Dr.Ayşenur İslam, Toplumların yapıtaşı olan ailenin "Muasır medeniyetler seviyesinin üstünde" hakkettiği yerde kalıcı olarak konuşlanmasının hepimizin vazgeçilmez görevi olduğunu, her gün kendi rekorlarını kırarak bu hizmet yarışına devam etmemiz gerektiğini,  özellikle de "kimsesizlerin kimsesi" olarak, dünyada bakacak kimsesi bulunmayan insanlarımızın dünyasını şefkatle aydınlatacak, hayatlarını anlamlı kılacak yatırımlarla yaşanılır bir dünya oluşturmaya çalıştıklarını söylüyor. Ve geleceğimizin bayraktarlığını yapacak olan çocuklarımızı emanetimiz olarak görüyor, çocuklarımızın zihinsel ve bedensel gelişimi için hiç bir masraftan kaçınmadıklarını ifade ediyor.

Darülaceze Meclisi ikinci Başkanı Ahmet Zahteroğulları da Bâb-ı Şefkat dergisi için kaleme aldığı yazısında  insan(lık) için önemli bir reçeteye vurgu yapıyor. Huzura kavuşmak adına kendi içindeki o dünyanın karanlığını bertaraf etmenin gerektiğini, “Vesvese”siz ve “zan”sız yaşamanın ise sonsuz kudret Sahibi'ne kavuşmak için güneşin etrafında zerreye dönüşmenin icabettiğini söylüyor.

Darülaceze’ye İftihar Madalyası

Darülaceze Başkanı aynı zamanda derginin de Genel Yayın Yönetmeni olan Nevzat Bayhan ise yazısında; dünyada eşi benzeri olmayan, muazzam ve muntazam Kurum Darülaceze’nin büyülü atmosferini satırlarına işliyor. Ve medenî(!) Batı’nın yapıldığı yıllarda bile böyle bir kurumu görmezlikte gelemediğini, dâhi Sultan’ın icraatlarının onlarla birlikte bütün dünya tarafından takdir edildiğini; hakşinas ve yürekli tarihçilerin bunları inkâr edemediğini;  Paris’te zayıflara ve yoksullara yardım eden, kendi alanında otorite olan Ankorojman Obiyen yani Hayrat ve İyiliğe Teşvik adlı kuruluşun, padişahın yaptığı hayır işlerini dünyaya örnek olarak anlatığını ve bir iftihar madalyasıyla bu övgüleri perçinlediğini söylüyor.

Yazar Nevzat Özkaya makalesinde Darülaceze’nin 119. Kuruluş yıldönümü konu alıyor ve bu yıla has yapılan özel sürprizleri sayfasına taşıyor.
Dergide ilgi ile takip edilen sakin röportajlarında ise “Pırıltılı” ve göz kamaştıran hayatı “dün”de bırakmış olan, şu anda Darülaceze’de sakini Tülin Tan’la tanışacaksınız.
Uşak Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İskender Pala da yazısında; “Yâr Yazıp..”der ve “Yâr” yazıldıktan sonra üç noktanın sonu ifade etmesi beklenir. Ve usta der ki; “safayı asaf olanlar sürer; mücadele de insanı keskin tutarmış.” sonra anlarız ki “Yâr” mücadelesiz yavan kalırmış.

Maltepe Üniversitesi öğrencilerinden Esra Kütük yazısında Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Doc.Dr.Ayşenur İslam’ın Darülaceze ziyaretini konu alıyor. Ve orada sakinlerle olan duygu paylaşımlarını aktarıyor.

Yazar Yusuf Tosun’la da edebiyat yolculuğu devam ediyor. “Her inişin bir çıkışı ve her karanlığın bir sabahı vardır” derken,  “olması gereken; geçmişi sahiplenip geleceğe yürümektir” inancını aktarıyor okuyucularına.

Hazal Çetinkaya, Darülaceze Eytemhanesi’ni tanıtıyor. Darülaceze’de çocuk olmanın ne demek olduğunu, yaşam koşullarını, yeme, içme, beslenme ve bakım gibi hizmetlerin nasıl olduğunu sunuyor.

 İsviçre asıllı Darülaceze Gönüllüsü Rabia Christine Brodbeck, “Dünyanın darülacezelere ihtiyacı var” diyor..


Bâb-ı Şefkat dergisi okyanus ötesinden Dr. Laura M. Wolfe ve Prof. Dr. Stanley R. Ingman’ın ABD’de yaşlıların hastaneye yeniden yatış meselesi ve yansımalarını ele alan yazısının ikinci bölümüne yer verirken, öte yandan Marmara Üniversitesi’nden Pof.Dr.Mustafa S.Küçükaşçı’nın “Harameyn” yollarında Şefkat Padişah’ının izini sürüyor. Yıldız Teknik Üniversitesi’nden Doç.Dr.Süleyman Doğan, Yıldız Sarayı’nda gerçekleştirilen “Vefatının 96. Yılında Sultan Abdülhamid Han” sempozyumu ile ilgili gözlemlerini aktarıyor.
Nermin Taylan ile “Merhametin Kaynağı”na iner iken, Zeynep Yıldız ile “Bâb-ı Şefkat’te Abdülhamid konu ediniliyor.

“Ben yaşanmışlığımı burada bıraktım” sözü hatırlatılarak üstad Savaş Ay anılıyor.

Derginin bunca yazıları arasında, 80’lik ya da 90’lık dede ve ninelerimizden serpiştirilen şiirler, resimlerle uzun yaşam yolcuğunda derin nefesler sunuyor.
Bâb-ı Şefkat’in diğer sayılarında da olduğu gibi bu sayısında da; kitap tanıtımlarına, etkinliklere, "Basında Darülaceze" ve ziyaretçi notlarına yer veriliyor.

Güncelleme Tarihi: 14 Mart 2014, 14:02
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner110

banner109