Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Tarihi, Gezilecek Yerleri, Otelleri, Casinoları

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Tarihi, Gezilecek Yerleri, Otelleri,

Kıbrıs Tarihi

Kıbrıs Adası, çağlar boyunca, tarihin her döneminde çalkantılara sahne olmuştur. Gerek stratejik konumu gerekse doğal zenginliği nedeniyle komşusu olan ülkeler tarafından zaman zaman işgal edilmiş, kurulan kentler ve zenginlikler yağmalanmış, sıkıntılı dönemler yaşanmıştır. Tarih boyunca tüm kargaşalara ve zorluklara rağmen Kıbrıs Adası, kendine özgü tarihi varlığından hiç birşey kaybetmeden ve kültürünü daha da geliştirerek, zenginleştirerek günümüze gelmiştir.

Kıbrıs Adasının tarihini inceleyecek olursak, Milattan Önce 7000’li yıllara kadar uzandığını görürüz. İlk yaşam izlerine Neolotik Dönemde rastlanılır ve sonra da diğer çağlar sırasıyla yaşanır. Bu çağlardan günümüze uzanan mezarlardan çıkarılan, taş kaplar, pişmiş toprak kaplar, küçük toprak heykeller, İdollar, takılar, çakmak taşı balta ve silahlar, tunç, demir’den yapılmış ok, bıçak mızrak gibi buluntular günümüzde müzelerde sergilenmektedir.

Kıbrıs’ta yapılan arkeolojik kazılarda ele geçen buluntuların incelenmesi sonucunda, Kıbrıs’ta tarihin, M.Ö. 7.000‘li hatta Tatlısu kazılarından elde edilen buluntularla da 10.000’ li yıllara Paleolitik Döneme kadar uzandığı görülmektedir. Kıbrıs’a, Anadolu’dan ve Suriye’den gelen ilk insanlar genelde kıyılarda Vrysi gibi yerleşim yerleri kurmuşlardır.

Kalkolitik Çağ M.Ö. 3500-2300
Kalkolitik Çağda, insanlar ada’da bol miktarda bulunan bakırı çıkarmaya başladılar. Bakırı işlemeyi bilmedikleri için bakır cevherini kesici alet olarak kullanmışlardır. Lapta ve Değirmenlikte bu çağın yerleşim izleri görülür.


Tunç Çağı M.Ö. 2300-1050
Kıbrıs’ta, halkın bakırdan tunç elde etmeyi öğrenmesiyle Tunç Çağı başlar. Bu çağ; Eski, Orta ve Geç Tunç Çağı olarak üç devreye ayrılır. Pigades Tapınağı, Tumba Tu Skuru Mezarları, Karmi Tunç Çağı Mezarlığı, Enkomi Tapınağı bu devrin en önemli kalıntılarıdır.


Demir Çağı M.Ö.1050 - M.S.395
Bu çağda, tunçtan yapılan aletler ve tunç kullanımı yerine, insanlar demir ve demirden yapılan aletleri kullanmaya başlamışlardır. Demir Çağını; Geometrik Devir (1050-750), Arkaik Devir (M.Ö.750-475), Klasik Devir (M.Ö.475-325), Hellenistik Devir (M.Ö.325-58) ve Roma Devrine (M.Ö.58- M.S.395) ayırabiliriz.


Geometrik Devir (M.Ö.1050–750)
Bu devirde, Akalar, Dorlar, Fenikeliler adaya gelerek yerleşip, Soli, Salamis koloni kentleri gibi pek çok krallıklar kurmuşlardır.


Arkaik Devir (M.Ö.750-475)
Asurlular, Mısırlılar ve Perslerin egemenlik dönemini kapsar.


Klasik Devir (M.Ö.475-325)
Mısır egemenliğinden Perslere geçen ada, Büyük İskender’in İssos Savaşında Persleri yenmesiyle, Kıbrıs’ta hüküm süren Krallar, Büyük iskender’e bağlanmış ve adadaki Pers egemenliğine son verilmiştir.

Hellenistik Devir ( M.Ö. 325-58)
Pers hakimiyetinden sonra Kıbrıs’ta, Hellenistik Devir yaşanır. tiyatrolar, gimnazyumlar, hamamlar, kral mezarları, heykeller yapılmaya başlanır. Büyük İskender’in ölümünden sonra (M.Ö.318) ise, generallerinin mücadelesi görülmektedir. Bu iç çekişmelerde, Mısır’ı ele geçiren Kral Ptoleme Kıbrıs Adasına da hükmetmeye başlamıştır.


Roma Devri (M.Ö.58- M.S.395)
Kıbrıs, Komutan Marcus Porcius Cata tarafından Roma İmparatorluğu hakimiyetine alındı. Valiler tarafından idare edilen Kıbrıs’ta St.Barnabas Hiristiyanlığı yaymaya başlamıştır. Bu dönemde tiyatro, stadyum, agora, su kemeri, hamam gibi sanatsal yapılar inşa edilmiştir.

Bizans Devri (M.S.395-1191)
Depremlerle yıkılan harap olan şehirlerden Salamis kentini, Bizans İmparatoru Constantius (337-361) yıllarında yeniden inşa edip, adını Constantia olarak değiştirmiştir. Bizans Devrinde, Muaviye komutasında ki İslam akınlarından Kıbrıs’da etkilenmiştir. Adaya akınlar düzenlenince sahil kentleri, içerilere taşınmak zorunda kalmış, Salamis kenti de, Mağusa’ya göç etmiştir. Adanın güvenliği için St.Hilerion , Bufavento ve Kantara Kaleleri inşa edilmiştir.

Bizans İmparatorluğunun zayıflama döneminde, Haçlı seferine çıkan İngiltere Kralı I. Richard (Richard Coeur de Lion) (1184-1191) Kıbrıs’ı alır. Fakat, meydana gelen isyanlar ve savaş masrafları yüzünden adayı, Haçlı Seferlerinde askeri ve dini bir örgüt olarak kurulan Templar Şövalyelerine 100.000 altın karşılığında satar.

Templar Şövalyeleri Dönemi (1191 - 1192)
(The Knights Templar)Çok kısa sürmüştür. Buradaki yaşamı cazip bulmayan ve çıkan isyanlardan dolayı Templar Şövalyeleri adayı Richard’a iade ettiler. Richard ise Kudüs Kralı Fransız asıllı Guy de Lusignan’ı Kıbrıs Krallığına getirdi.

Luzinyan Devri (1192 – 1489)
Kral Lusignan döneminde Lefkoşa başkent olur. Adanın gelişmesini sağlamak üzere halktan vergiler alır. Adanın gelişmesi ve savunmasına büyük harcamalar yapılır. Bu devirde görkemli katedrallar, saraylar, kiliseler, şapeller, manastırlar, konaklar yapılmıştır.

Cenevizliler adaya hakim olmak istedilerse de (1374), sadece Mağusa’ya ulaşarak burada yerleştiler. Memlûk Sultanı Baybarsın 1425 yılından itibaren Kıbrıs'a müdahalesiyle adaya çıkan Memlûk Ordusu, 1426 yılında Kral Janus'u yenerek esir aldı. Kıbrıs Adası üzerinde, Papalık ve İtalyan şehir devletlerinin giriştikleri mücadeler sonucunda Kıbrıs’ın tarih sahnesinde bu sefer Venedikliler görülür.


Venedik Dönemi (1489-1570)
Kıbrıs Kralı II. Jacques'ın 1484 yılında ölmesiyle, beş yıl Kıbrıs'ı idare eden Venedikli Kraliçe Katerina Kornaro, idareyi Venedikliler'e bırakır. Venedikliler Kıbrıs’ı bir Askerî Valiyle yönetirlerse de adayı idare etmekte zorlanırlar. Hastalıklar, doğal afetler, 1491 yılındaki yer sarsıntıları, Venedik yönetimini sıkıntıya sokar. Kral Janus zamanında, Mısır Memluklularına 8000 Duka Altın vergi verilir.

Osmanlı Dönemi (1570-1878)
1517 tarihinde Mısır’ı fetheden Yavuz Sultan Selim, Şam’da Venedikliler ile bir anlaşma yaptı. Bu anlaşmayla, Mısır’a verilen 8000 Duka Altınından oluşan vergi bundan sonra, Osmanlılara verilecektir. Böylece, Kıbrıs hukuken Osmanlı İmparatorluğuna bağlanır, Venedikliler ise adanın sahibi olarak kalırlar. Fakat adada üstlenen korsanlar, bölgeden geçen ticaret ve hacıları taşıyan gemilere saldırıyor ve yağmalıyorlardı. II. Sultan Selim zamanında, Kıbrıs Halkının da Osmanlı İmparatorluğuna başvurması üzerine, Şeyhül İslam Ebussuud Efendi, Venediklilerin verdikleri taahhütleri yerine getirmedikleri gerekçesiyle adanın fethedilmesi için bir fetva yayınlar.

Kıbrıs’ın fethinde, Başkomutan Lala Mustafa Paşa, Donanma Komutanı olarak da Piyale Paşa görevlendirilmiştir. Osmanlı Ordusu, 2 Temmuz 1570 tarihinde Limasol’u fetheder. 4 Temmuz 1570 ‘de Tuzla, 9 temmuz 1570 ‘de Girne kalesi, 9 Eylül 1570’de Lefkoşa ve 12 Eylül 1570 tarihinde Baf alınır. Osmanlı İmparatorluğu Ordusu Mağusa’yı kuşatır. Mağusa, Osmanlı’nın modern silahlarına karşı uzun süre direnir. Nihayet 1 Ağustos 1571 tarihinde Mağusa’nın fethedilmesiyle, ada tamamen Osmanlı İmparatorluğunun sınırları içine katılarak fetih tamamlanır.

Osmanlı İmparatorluğu Kıbrıs’ı, iskana açarak, sosyal ve kültürel gelişmeyi sağlayacak mimari eserlerin yapımına girişir ve Adanın azalan nüfusunun artırılması için, Anadolu’dan sanat erbabı kişiler Kıbrıs’a getirilir. Kıbrıs’taki toprak idaresi, Osmanlı İdaresindeki diğer ülkelerde de olduğu gibi vakıflar kurularak gerçekleşmiştir. Osmanlılar, ada da pek çok han, hamam, cami, mescit, tekke, kütüphane, çeşme, su kemeri gibi sanatsal yapılar yapmışlardır. Aynı zamanda, eskiden kalma yapılar da gerekli onarım ve ilaveler yapılarak geliştirilip kullanılmıştır.

1877 yılında Ruslar, Osmanlı İmparatorluğuna savaş açar, 3 Mart 1878 tarihinde Ruslarla, Yeşilköy (Ayestefanos) Antlaşması imzalanır. Bu arada İngiltere, Ruslara karşı Osmanlılara yardımcı olma amacıyla, 4 Haziran 1878 ile 1 Temmuz 1878 tarihlerinde Osmanlılarla gizli antlaşmalar imzalar. Adanın Yönetimi Osmanlılar tarafından geçici olarak 22 Temmuz 1878 tarihinde İngiltere’ye bırakılır. İngiltere, Kıbrıs’ta kaldığı sürece Osmanlı İmparatorluğuna, birinci yıl için 22936 kese altın (87799 İngiliz Sterlini ), ikinci yıl için ise, 92799 Sterlin kira ödemeyi de kabul eder.

Ada da 308 yıl süren Osmanlı İmparatorluğu Dönemi, böylece geçici de olsa son bulur. Osmanlı İmparatorluğunun, Birinci Dünya Savaşında İttifak Devletleri safında yer almasını fırsat bilen İngiltere, 5 Kasım 1914 tarihinde adayı tamamen ilhak etmiştir. Atatürk’ün önderliğinde yapılan İstiklal savaşının kazanılmasından sonra 23 Temmuz 1923 tarihinde imzalanan Lozan Antlaşmasıyla, İtilaf Devletlerince resmen tanınan Türkiye Cumhuriyeti, bu anlaşmanın 16, 20 ve 21. maddeleri gereğince Kıbrıs’ın İngilizlere ilhakını kabul etmiştir


İngiliz Sömürge İdaresi (1878 - 1960)
Zamanında, adada yaşayan Rumlar, Yunanistan’ın teşviki ve desteğiyle 1931 yılında isyan ederek, adayı Yunanistan’a ilhak etmek istediler. Barışçı yollarla “Enosis”ı gerçekleştiremeyen Rumlar, 1953 yılında “EOKA” terör örgütünü kurdular. 1 Nisan 1955’de yayınladıkları bildiriyle Grivas’ın komutasında ki EOKA örgütü, İngilizleri ve Türkleri düşman kabul edip imha edeceklerini ve amaçlarının, Yunanistan ile birleşmek olduğunu açıkladılar. Önceleri, İngiliz askerlerine ve yerleşik ailelere saldıran Rumlar, daha sonra bu saldırılarına Türkleri’de dahil etmişlerdir. Enosis uğruna birçok masum insan ölmüş, aileler perişan olmuştur.

İngiltere "EOKA"nın üzerine ciddi bir şekilde gitmemiştir. Giderek artan şiddet karşısında korunma ihtiyacı duyan Kıbrıs Türk Halkı 1 Ağustos 1956 tarihinde "Kıbrıs Türk Mukavemet Teşkilatı"nı (TMT) kurmuştur. TMT Kıbrıs'ın Yunanistan'a ilhakına karşı başarılı mücadeleler yapmıştır. Şiddet eylemlerinin tırmanması üzerine İngiltere, Makarios ve Rum liderlerle "Self-Government" üzerinde anlaşmaya çalışmıştır. Kabul görmeyince, Makarios ve Kipriyanu sürgüne gönderilmiştir. İngiltere, adanın Türk ve Rum tarafları ile birlikte Türkiye, Yunanistan ve İngiltere tarafından ortak yönetilmesini teklif etmiştir. Bu teklif, Yunanistan tarafından red edilmesine karşın, İngiltere planı uygulamaya koymuştur. Türkiye Temsilcisinin 1 Ekim 1958' de resmen ve fiilen görevine başlaması sonucu Yunanistan görüşme masasına oturmuştur.

Türkiye ve Yunanistan Dışişleri Bakanları Zürih'te bir araya gelerek Kıbrıs Cumhuriyeti'nin kurulması konusunda anlaştılar. Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Adnan Menderes ve Yunanistan Başbakanı Karamanlis 11 Şubat 1959' da 27 maddelik Zürih Anlaşması'nı imzaladılar. Kıbrıs Türk ve Rum Liderleri de 19 Şubat 1959'da Londra Anlaşması'nı imzalayarak Kıbrıs Cumhuriyeti'nin kurulması üzerine anlaştılar. Bu anlaşmalara göre hazırlanan Kıbrıs Anayasası'nın kabulüyle 15-16 Ağustos 1959 gece yarısı "Kıbrıs Cumhuriyeti" ilan edildi. Kıbrıs Cumhuriyeti'nin ilanıyla Yunanistan "Enosis", Türkiye de "Taksim" tezinden vazgeçmiş oldu.

Rum tarafından Makarios Cumhurbaşkanı, Türk tarafından Dr. Fazıl Küçük Cumhurbaşkanı yardımcısı seçildi. Cumhuriyetin ilk günlerinden itibaren, Makarios başta olmak üzere pek çok yetkili, Cumhuriyeti Enosis’e (ilhak) giden bir yol olarak gördüklerini bildirmeye başladılar. Cumhurbaşkanı Makarios, 1963 yılında, Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasa’sının 13. maddesini tek taraflı olarak değiştirme kararı aldı. Aralık ayında, Türklerin evleri basıldı, kadın, çoluk çocuk öldürüldü. Evler, işyerleri tahrip edilmeye başlandı. Türkler rehin alındı. Ekonomik yönden abluka uygulanmaya başlandı. Birleşmiş Milletlerin Barış Gücü Askerleri, Rum ve Türk bölgeleri arasında süren bu çarpışmaları önlemek amacıyla, 14 Mart 1964 tarihinde adaya gönderildi. Olayların tırmanması üzerine, Türkiye Cumhuriyeti Büyük Millet Meclisi, Garanti Anlaşmasının 4.maddesine dayanarak 16 Mart 1964 tarihinde, adaya müdahale kararı aldı. Türk uçakları, 7 ağustos 1964 tarihinde Rumların saldırılarını durdurma ve Erenköy’deki Türkleri kurtarmak amacıyla ihtar uçuşları yaptı. Bu gelişmeler üzerine görüşmeler başlatıldı ama bir sonuca ulaşılamadı. Rum tarafından, Türklere uygulanan idari ve askeri baskılar, artarak devam etti. 15 Kasım 1967 tarihinde, Barış Gücü kuvvetlerine rağmen, Türk’ler baskına uğradı. Grivas komutasındaki Rum ve Yunan Askeri Kuvvetleri, Geçitkale ve Boğaziçi köylerine imha harekatına giriştiler. Ada’ da 28 Aralık 1967 tarihinde, geçici Kıbrıs Türk Yönetimi kuruldu. Türkler teşkilatlandılar. Bu yönetim 20 temmuz 1974 yılına kadar Kıbrıs Türklerini yönetti. 15 Temmuz 1974 tarihinde EOKA’cı Nikos Sampson Makarios yönetimine karşı bir darbe yaptı. Makarios İngilizlere sığınmak zorunda kaldı ve adadan kaçırıldı. Samson’un hedefi, kısa sürede adadaki Türkleri yok etmek ve Türkiye’nin müdahale etmesini önleyerek Enosis’i gerçekleştirmekti. Bu amaçla çeşitli yerlerde yapılan saldırılarda toplu olarak şehit edilen Türkler, Atlılar, Muratağa-Sandallar, Topçuköy, Geçitkale (Köfünye) gibi Toplu Mezarlara gömülmüştür. Bu mezarlara Şehitlik Anıtları yapılmıştır.

Türkiye Cumhuriyeti, Kıbrıs adasındaki gelişmeleri ve Rumların adım adım Enosis’e giden tutumunu kaygıyla izliyordu. Nihayet Garanti Anlaşmasının 4. maddesine dayanarak, ada’ da Türklere karşı yapılan imhayı önlemek için, 20 Temmuz 1974 tarihinde müdahalede bulunmak zorunda kaldı. O günün Başbakanı Bülent Ecevit adaya çıkan Türk Askerlerinin “Sadece Kıbrıslı Türkler’e değil, Kıbrıslı Rumlara da barış getirdiğini” söylemiştir. Türklerin 12 yıl süren ızdıraplı günleri bitmiş, Türkiye’nin güvencesiyle mutlu bir yaşam ortamı tesis edilmiştir. Ancak Geçici Türk Yönetimi, gerçekleştirilen Barış Harekatından sonra, ada’ da meydana gelen Kuzeyden Güneye Rum göçlerini ve Güneyden Kuzeye Türk göçlerini düzenlemek açısından yeterli olamayınca ve siyasal gelişmeler nedeniyle zorlanınca 1 Ekim 1974 tarihinde Otonom Kıbrıs Türk Yönetimi kuruldu.

20 temmuz 1974 Barış Harekatından sonra, Türkler ve Rumlar Kuzeyde ve Güneyde ayrı ayrı yaşamaya başladılar. 13 Şubat 1975 tarihinde ise, Otonom Türk Yönetim Kurulu ile Meclisinin ortak toplantısında “Kıbrıs Türk Federe devleti”’nin ilan edilmesi kararı alındı. Bu kararda, 1960 tarihinde kurulan Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasa’sının, Türk Toplumuna sağladığı hakların, Rumlar tarafından sürekli engellenmesi ve Rumlarla bir arada yaşama imkanının kalmamış olması etkili olmuştur. İki toplumun, yan yana fakat ayrı bölgelerde, bir federasyon çatısı altında yaşamaları düşünülmüştür. Türk Federe Devleti Başkanlığına da Rauf R. Denktaş getirilmiştir.

Rum Yönetiminin, Kıbrıs’ta tek meşru hükümet olarak kendilerini görmeleri ve Barış Anlaşmaları Toplantılarında alınan kararları kabul etmemeleri, Türk Halkının ortaklık statüsünü reddetmeleri, görüşmeleri sürekli engellemeleri 13 Mayıs 1983 tarihinde Birleşmiş Milletler Genel Kurulundan çıkarttıkları tek yanlı karar ve Avrupa Konseyi Danışma Meclisinde yaptıkları kabul edilemeyecek çıkışları, Türk Halkının sabrını taşırmış ve Kıbrıs Türk Federe Devleti Meclisi karar alarak, “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni” 15 Kasım 1983 tarihinde ilan etmiştir. Türkiye Cumhuriyeti, yeni kurulan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetini tanıyan ilk ülke olmuştur.

1984 tarihinden günümüze kadar, gerek Birleşmiş Milletler nezdinde, gerek garantör devletler ve AB nezdinde, yapılan çözüm çalışmalarının sonucunda, 15 Kasım 2002 tarihinde BM Genel Sekreteri Kofi Annan, Kıbrıs’a gelerek taraflarla görüşmüştür. BM Genel Sekreteri, Kıbrıs Rum Kesimi Lideri Glafkos Klerides’le görüştükten sonra KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’la da bir araya gelmiştir. Annan, Kıbrıs’ta sorunun çözümü için, daha ileri bir adım atılmasını sağlamaya çalışmıştır.

24 Nisan 2004 tarihinde Kofi Annan’ın hazırladığı “Annan Planı “ her iki toplumda referanduma sunulmuştur. Kuzey Kıbrıs’ta % 64.91 Evet, % 35.09 hayır, Güney Kıbrıs’ta %75.83 hayır, % 24.17 evet oyu çıkmıştır. Kuzey Kıbrıs % 64.91 evet oyu vererek Annan planına destek verdiğini ve çözümden yana olduğunu bir kez daha göstermiştir.

23 Nisan 2003 tarihinden sonra Güney ile Kuzey arasında bazı kapılar karşılıklı olarak açılarak iki tarafta yaşayanların gidip gelmeleri sağlanmıştır. Bu davranış iyi bir niyetin önemli göstergesi olmuştur.



Atatürk’ün Kıbrıs Direktifi
                
   Asırlardan beri üzerinde büyük bir Türk toplumunun yaşadığı Kıbrıs’ın Türkiye için olan jeolojik ve stratejik önemi Lozan Antlaşmasından bu yana başta büyük Önder ATATÜRK olmak üzere Türk devlet adamları ve aydınları tarafından çok iyi anlaşılmıştır.

    Türk Kurtuluş Savaşı’nın maddi ve manevi yoğunluğu sonucu Lozan Antlaşması’nın 16. 20. ve 21. maddeleri Adanın İngiltere’ye bağlanmasını zorunlu olarak kabul eden Türkiye Cumhuriyeti’nin bu haksiz fiili durumu hiçbir zaman içine sindiremediği de bir gerçektir.

    Adada meydana gelen 1931 Rum isyanlarından sonra Ankara’ya gelen ve kurulacak olan mukavemet hareketi için yardım isteyen bir Kıbrıs Türk heyetine ATATÜRK’ün o günlerin zor ekonomik koşulları altında büyük bir maddi yardımda bulunması bu düşüncenin anlamlı bir göstergesidir.

    Kıbrıs’ın Türkiye Cumhuriyeti için olan büyük önemi ATATÜRK’çe daima önemsenmiş ve bu önem zaman zaman büyük önderce açık bir şekilde vurgulanmıştır.

    Atatürk’ün Türk Silahlı Kuvvetleri’nin 1930′lu yıllarda Antalya bölgesinde yaptığı muhtemel bir düşman kuvvetinin bölgeyi işgal ettiği varsayımına dayanan bir tatbikatında komutan ve subaylara söylediği adeta bir direktif alan şu sözleri son derece anlamlıdır:

    

    “Efendiler, Kıbrıs düşman elinde bulunduğu sürece bu bölgenin ikmal yolları tıkanmıştır. Kıbrıs’a dikkat ediniz. Bu Ada bizim için çok önemlidir.”

    Türkiye Cumhuriyeti, büyük önderinin kesin bir direktif anlamındaki bu sözlerini hiçbir zaman unutmamış, gözardı etmemiştir.

    1950′li yıllarda Yunanistan’ın Kıbrıs’ta MEGALO İDEA bayraklarını açması üzerine olayları protesto etmek için zamanın Başbakanı Adnan Menderes tarafından Türkiye çapında başlatılan “Kıbrıs Türk’tür” mitingleri ile o günlerin başarılı Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu’nun Londra ve Zürich anlaşmalarını gerçekleştiren yoğun çabalarında da Atatürk’ün bu direktifleri esas alınmıştır.

    Daha sonraki yıllarda iktidara gelen İnönü ve Demirel hükümetleri de 1963 ve 1967 buhranlarında kendilerine bu direktifi şiar edinmişlerdir.

    1963 olaylarında Adadaki kanlı Rum saldırılarının başlaması üzerine devrin Başbakanı İsmet İnönü’yü ziyaret eden Sn. Rauf Denktaş, durumun fecaatini heyecanlı bir şekilde dile getirirken, İnönü kendisinde pek ender görülen bir duygu seli içerisinde tüm Türk ulusunun duygularını belirten şu sözlerle Sn. Denktaş’ı yanıtlamıştır:

                      

    “Denktaş, Denktaş, Kıbrıs benim sorunumdur. Kıbrıs Türkiye’nin sorunudur. Fazla söze gerek yok. Her türlü yardım yapılacaktır.”

    Bu sözlerin hemen ardından Türk Hava Kuvvetleri Grivas’ın kanlı çetelerini bombalamış, Megalo İdea hayallerini bir kez daha paramparça etmiş, papaz Makarios’u dize getirmiştir.

    İnönü, bu arada zamanın Kıbrıs Koordinasyon Komitesi Başkanı Turizm ve Tanıtma Bakanı Sn. Ali İhsan Göğüş’ün Kıbrısın Sesi Radyosu’nun kurulması için istediği o zaman parası1.000.000. TL. sını derhal kendi özel tahsisatından vererek örnek bir davranış sergilemiş ve bu radyonun çok kısa bir zamanda Adaya moral yayınları yapmasını sağlamıştır.

    Türkiye’nin Kıbrıs konusundaki bu kararlılığı ve milli politikası Sn. Süleyman Demirel ve Sn. Bülent Ecevit Hükümetleri dönemlerinde de aynen devam etmiş, Demirel aktif davranışları ile 1967 olaylarında adaya gizlice sokulan 20.000 Yunan askerini Kıbrıs’tan çıkarmış, çetebaşı Grivas’ı bir daha dönmemecesine Adayı terk etmek zorunda bırakmıştır.

    Başbakan Bülent Ecevit ise, 1974 olaylarında kararlı ve cesur davranışları ile Kıbrıs’ta I. ve 2. Barış Harekatlarını gerçekleştirmiş. Ada Türk’lerine özgürlük sağlamış ve bugünkü, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin temellerini atarak demokrasi ve Türklük düşmanı Yunan cuntasını darmadağın ederek hırçın ve yaramaz Yunanlı komşularımıza demokrasinin yeniden gelmesinin yollarını açmıştır. Büyük Atatürk’ten bu yana Türk hükümetlerinin gerçekten ağır koşullar altında gösterdikleri bu kararlı tutum ve davranışların günümüzde de tüm baltalama çabalarına rağmen devam edeceğine hiç kuşku yoktur.

    Türkiye büyük Önderin de işaret ettiği gibi, Kıbrıs’ın Anavatanın güvenliği ve geleceği ile yakın ilgisini dün olduğu gibi bugün de gözardı etmemiştir, etmeyecektir.

    

    Binlerce kilometre ötedeki Türk’i Cumhuriyetlerinin maddi ve manevi alanlarda birleşmeleri ve işbirliği yapmaları için büyük gayretler sarf eden Türkiye Cumhuriyeti’nin 40 mil ötesindeki Kıbrıslı soydaşlarını unutup feda edebileceğini düşünmek tek kelime ile gaflettir.

    Atatürk’ün Kıbrıs’la ilgili direktifleri ve Türk Ulusunun bu direktife sadakati, yavru vatanın geleceği için en büyük teminattır.

    Maraş’ın Gerçek Sahibi Türkler’dir


    Maraş’ın Kıbrıs sorununda çok önemli bir yeri vardır. Rumlar, her fırsatta Maraş’in kendilerine ait olduğunu savunmakta, bölgenin adinin “Varoşi” olduğunu öne sürmektedirler.

    Aslında Rumlar Türkçe’ye Macarca’dan gelmiş bulunan “kenar mahalle” anlamına gelen “Varoş” kelimesini bir “i” harfi ilavesiyle “Varoşi” haline getirmişlerdir.

    Bölgenin ilk sakinlerinin 1186′da Selahaddin Eyyubi tarafından Haçlı seferleri nedeniyle yerleştirilen Türk akıncıları olduğu kesindir. Daha sonraları 1400′Iü yıllarda Mısır Kölemen Türk Sultanları da bölgeye 10 binden fazla Kölemen Türk’ünü yerleştirmişlerdir. Bu tarihlerde Adada Venedik ve Cenevizliler’den başka kimsenin olmadığı, bir tek Rum’un bile bulunmadığı tarihi bir gerçektir. Bölgeye “Maraş” isminin Osmanlılar döneminde adaya Anadolu’nun Maraş vilayetinden çok sayıda asker ve göçmen gönderilmesiyle verildiği de o dönemin nüfus kayıt belgeleriyle sabittir.

    Magosa ve özellikle Maraş’taki arazi ve mallarin Türkler’e ait oldugu, Kıbrıs’ta 1571′de fetihten itibaren tutulan Osmarılı kayıtlarında kesin bir şekilde görülmektedir.

    Kıbrıs’ta tüm araştırmalara rağmen fetihten önceki döneme ait hiçbir kayıt ve belge bulunamamıştır. Osmanlı yönetimi, fethin hemen ardından Adadaki tüm arazi ve mal sahiplerini belirleyen ve günümüze aynen intikal eden “Raus ve mühimme defterleri ile tapu kayıtlarını, ruznameleri ve tahriri nüfus defterlerini” muntazaman düzenlemiş, kayıtsız hiçbir arazi ve emlak parçası bırakmamıştır.

    Osmanlı yönetimi bu arada özellikle Magosa ve Maraş’taki toprakları “Arazii Miriye, Arazii Mevkufe, Arazii Uşriye, Arazii Memlüke ve Arazii Mev’at” olarak 5 bölüm halinde kayıtlara geçirmiştir.

    Kıbrıs’ın fethi ile birlikte tüm Adada olduğu gibi Magosa ve Maraş’ta yüzden fazla Türk vakfı kurulmuştur. Bu vakıfların en önemlileri “Bilal Ağa, Kutup Osman, Zehra Haci Mustafa, 2. Selim, Sadrı Esbak Aptullah Paşa ve Lala Mustata Paşa” vakıflarıdır. Bu vakıflar “Ahkamûl Evkaf esaslarına göre düzenlenmiş, uzun ve kısa vadeli icar ve ferağ yollarıyla Müslüman ve Hıristiyanlara bu arazi ve malları kullanma imkanı tanınmıştır.

    Bölgedeki en büyük vakıflar olan Aptullah Paşa ve Lala Mustafa Paşa vakfı kayıtları bugün de mevcut olan (712 ve 713) sayılı tapu defterlerinin (770982) ve (9991491) nolu koçanlarında araziler, hanlar, çeşmeler, evler, çiftlikler, mezarlıklar vs. açık bir şekilde gösterilmiştir.

    Magosa ve Maraş’taki vakıf mallarının arasında başta Pertev Paşa Mezarlığı olmak üzere binlerce Türk’ün yattığı sayısız mezarlık bulunmaktadır. İlginç olan; kayıtlarda bir tek Rumca insan, köy ve kent adının bulunmayışıdır. Tüm isimler Türk isimleri olup Tekkeli, Bilal Ağa, Kumluk, Pertev Paşa, Hamam, Beylik, Yeni Değirmen, Mezbaha, Hürrem Bey, Hasan Efendi vs. gibi Anadolu’da çok kullanılan isimlerdir.

    İngiliz yönetiminin 1898′de Kraliçe Viktorya’nın doğum jübilesi nedeniyle Türk vakıflarını Magosa Rum Belediyesi’ne devretmesine rağmen Türkler resmi kayıtları ve belgeleri Rumlar’a teslim etmemişlerdir. Vakıflarla ilgili tüm defter ve belgeler bugün KKTC Milli Arşiv Dairesi’nde bulunmaktadır.

    İngiliz yönetiminden sonra işbaşına gelen Rumlar, Adadaki Türk izlerini Silip yok etmek için Ortodoks kilisesinin yönetiminde bir yakıp kıyma kampanyası başlatmışlar, camiler kiliseye çevrilmiş, Türk anıtları yıkılarak yerlerine Rum anıtları konulmuş, mezarlık ve çeşmeler tahrip edilmiş, köy ve kentlerdeki tüm Türk isimleri Rum isimleri ile değiştirilmiştir. Ancak tüm gayretlere rağmen adadaki Türk izleri silinememiş, Rumlar’ın bugün dahi birçok yerlerdeki Türk isimlerini kullanmaları önlenememiştir. Kısacası; eldeki vakıf belgeleri Maraş’ın Türkler’e ait olduğunu inkarı güç bir şekilde ortaya koymaktadır:

    Sonuç olarak:

    Günümüzde Magosa ve Maraş’la ilgili Rum iddialarını çürütmek için Türk vakıf belgelerinden yararlanmak yerinde olacaktır.

         

    Vakıf kayıt ve belgelerinin ciddi bir şekilde incelenmesi ve Adada 19′uncu asrın başlarına kadar hiçbir ciddi Rum topluluğunun bulunmadığı, Rumlar’ın 1830 Yunan isyanından sonra Hetniki Eterya’nın Kıbrıs’ta düzenlediği Jenosit hareketlerinden sonra çoğunluğu aldıkları gün ışığına çıkacak, özellikle Maraş’la ilgili iddialar iflas edecektir







Kıbrıs Coğrafyası

Kıbrıs, Akdeniz'in en büyük adaları arasındadır. Sıralamada Sicilya ve Sardunya'dan sonra üçüncü büyük ada olarak yer alır. Kıbrıs 30.33 ve 35.41 eylemleri ve 32.23 ve 34.55 boylamları arasındadır.

Kuzey Kıbrıs'ın kuzeyinde 65 km mesafe ile Türkiye, doğusunda 112 km mesafe ile Suriye, 267 km ile İsrail, 162 km ile Lübnan; güneyinde Güney Kıbrıs ve 418 km ile Mısır; batısında ise 965 km ile Yunanistan yer almaktadır.

KKTC'nin toplam yüzölçümü , 3355 km² dir. Yaklaşık olarak ada sahillerinin yarısı KKTC sınırları içerisindedir.

Başkenti Lefkoşa'nın 2006 yılı verilerine göre toplam nüfusu 264,172'dir.

Ekilebilen % 45'lik verimli arazinin % 20'si sulanmaktadır. KKTC genelinin % 20'si ormanlık olup yoğun bir ağaçlandırma programı sürdürülmektedir.

    
Kıbrıs'ın iklimi tipik bir Akdeniz iklimidir. Yazları uzun ve kurak, kışları kısa ve yağmurludur. Yıllık ortalama sıcaklık 19ºC'dir (66ºF). Yaz ortası sıcaklık 40ºC (105ºF) civarında seyretmektedir. Kışın hava oldukça yumuşaktır ve ada yıllık ortalama 500mm yağmur almaktadır.

Çamgiller, turunçgiller, zeytingillerin yanı sıra makilik, yaprağını döken ağaç, bodur ağaççıklar, ağaç ve çalılıklarla değişik çiçek türleri kuzey Kıbrıs'ın genel bitki örtüsünü oluşturur. Farklı türdeki orkideler de Kıbrıs'ın nadide bitkileri arasındadır.

Kıbrıs'ın doğal zenginliğin oluşmasında en büyük etken şüphesiz Akdeniz iklimidir . En yaygın ağaç türleri çam, selvi, meşe ve sonradan adada yetiştirilen okaliptüstür. Portakal, turunç, limon, mandalina, greyfurt gibi narenciye ürünleri yanında karpuz, bazı sebzeler, zeytin ve harup ağaçları yetişir. Bitki örtüsü hayvancılık için idealdir.

Kıbrıs'ta yaşayan ya da kıtalar arası göç eden farklı türde hayvanlara rastalamak mümkündür. Adanın çoğrafik konumu, bazı kuş türlernin Afrika ve Doğu Avrupa arasındaki konaklama ve yumurtlama merkezidir. Adada bulunan 350 türden 7 türü endemiktir. Ayrıca Kıbrıs'ta 26 farklı çeşit sürüngen ve amfibyum da yaşamaktadır.

Kuzey Kıbrıs'ın önemli sahilleri yılın belirli aylarında Akdeniz'de nesli tükenmekte olan caretta caretta ve chelonia mydas kaplumbağaları'na ev sahipliği yapar. Ayrıca Karpaz Milli Parkı'nda 250 civarında özgürce yaşayan yabani eşek bulunmaktadır.




KIBRIS KEŞVEDİLMEYİ BEKLİYOR

Kıbrıs'ın güzelliklerle dolu beş bölgesinde keşfedilecek antik yapılar, tarihi eserler ve doğal güzellikler sizlerle buluşmayı bekliyor!


Girne
Girne Kalesi , Batık Gemi Müzesi , St. Hilarion Kalesi , Halk Sanatları Müzesi , Ikon Müzesi , Buffavento Kalesi, Bellapais Manastırı , Karmi Nekropolu , Sourp Magar Manastırı


Güzelyurt
St.Mamas Manastırı , Portakal Bahçeleri


Lefke
Soli Harabeleri , Vouni Sarayı , Doğa ve Arkeoloji Müzesi    

Lefkoşa
Girne Kapısı , Selimiye Camii (St. Sophia Katedrali) , Bedesten , Taş Eserler Müzesi (Lapidary Müzesi) , Venedik Sütunu (Atatürk Meydanı) , Lefkoşa Surları , Kumarcılar Hanı , Büyük Han , Derviş Paşa Konağı (Etnoğrafya Müzesi) , Büyük Hamam , Sultan Mahmut Kütüphanesi , Mevlevi Tekkesi , Haydarpaşa Camii (St. Catherine Kilisesi) , Arap Ahmet Camii , Yeni Cami , Turunçlu Camii , İplik Pazarı Camii , Saray Önü Camii


Gazimağusa
Othello Kalesi , Lala Mustafa Paşa Camii (St. Nicholas Katedrali) , Venedik Sarayı (Proveditore Sarayı) , Namık Kemal Zindanı , St. Francis Kilisesi , Greek St. George Kilisesi İkiz Kiliseler (Templar ve Hospitaler Kilisesi) , Gazimağusa Surları , Kara Kapısı (Ravelin) , Tophane (Martinengo Tabyası) , Salamis Antik Kenti , Kertikli Hamam , Canbulat Türbesi (Arsenal Tabyası) , Deniz Kapısı (Porta Del Mare) , Latin St. George Kilisesi , Nestoryen Kilisesi , Sinan Paşa Camii (St. Peter & St. Paul Kilisesi) , Kantara Kalesi , Enkomi (Alasia) , St. Barnabas İkon ve Arkeoloji Müzesi , St. Barnabas Manastırı.



Gerekli Bilgiler
Kıbrıs
KKTC'de beş ilçe bulunmaktadır. Bunlar Lefkoşa, Girne, Gazimağusa, Güzelyurt ve Yeni İskele'dir. Lefkoşa, KKTC'nin başkenti ve en büyük şehridir.


Ülkeye Giriş
Herhangi bir pasaport ile Kıbrıs'a gelinebilir. Türkiye'den giriş yapıyorsanız nüfus cüzdanı yeterlidir.


    
Araç Kiralama
Birçok araba kiralama şirketi bulunan Kıbrıs'ta fiyatlar oldukça uygundur.
Sürüş ehliyetinizle araba veya motorsiklet kiralayabilirsiniz.
Trafiğin SOL taraftan işlediği Kıbrıs'ta trafik işaretleri uluslararası normlarda olup yollarda iyi ve güvenli bir sürüşe olanak verecek durumdadır.

Para Birimi
Kıbrıs'ta kullanılan para birimi Türk Lirası (TL)'dır. Döviz ile seyahat çekleri bankalarda, otellerde ve döviz bürolarında kabul edilir. Kredi karti çeşitlerinden birçoğunu burada kullanmak ve kartla para çekmek mümkündür.


Ulaşım
Taksi ücretleri uygundur ancak taksi tutmadan önce fiyatları öğreniniz. Toplu taşıma için minibüsleri de kullanabilirsiniz. Şehirlerarası ulaşım için kullanılan otobüsleri gündüzleri daha sık kalkar. Ancak kalkış saatleri genellikle sabit degildir. Hafta sonları ise saat 17:00'den sonra toplu taşıma seferlerinde azalma yaşanır.


Telefon
Kıbrıs'ta ülkenizde kullandığınız GSM hattınızı Uluslararası dolaşım ücreti dahilinde kullanabilirsiniz.
Kendi ülkenizden Kuzey Kıbrıs'ı aramak için (+90 392) kodunu çevirmeniz gerekmektedir. Bu numarayı bölgenin alan kodu ve aranacak numara izler.
Ada'ya geldiğinizde Telefon Dairesinin kartlı telefonlarını kullanabilir veya Kontürlü GSM hattı da satın alabilirsiniz.


Elektrik
240 volt elektrik kullanılan Kıbrıs'ta fişler İngiliz standartlarına göredir.


Akdeniz’in mükemmel iklimi ve sıcak insanlarıyla ünlü Kıbrıs, tertemiz sahilleri ve eşsiz doğasıyla tam bir turizm cenneti…


Girne : Kuzey Kıbrıs’ ın kuzeyinde bütün doğal güzelliklerin birleştiği bir yerde bulunur. Sakin ve büyük şehrin gürültüsünden uzakta, dinlenmek isteyenler için çok uygun bir yerdir. Doğu ve batısında kilometrelerce uzanan kumlu plajları yanında lüks otelleri , otel apartmanları ve piknik yeleri bulunmaktadır.
Girne’ nin ilginç yerlerinden biri de Girne Kalesi ve tarihi yat limaıdır. Bizanslılar tarafından yapılıp, Lüzinyanlar ile Venedikliler tarafından bazı ilavelerle, adanın korunhması için sağlam bir şekle sokulan Girne Kalesi günümüze kadar ihtişamını korumuştur. At nalı şeklindeki liman boyunca birçok rastoran, bar ve kafeteryalar mevcuttur.

Gazimagosa : Küçük bir ticaret limanı ve balıkçı kasabası olarak kurulmuş olan Gazimagosa 18. yüzyıda Lüzinyanlar devrinde gelişmiş, Doğu ile Batı arasında önemli bir ticaret merkezi haline gelmiştir. Aynı dönemde inşa edilen 365′ e yakın ibadet yeri ve devrin asillerine ait sarayları ile Akdeniz’ in en zengin kasabası olmuştur.
İnşa edilen katedraller arasında Lüzinyan Krallarının taç giydikleri ve Gotik mimari tarzının harikulade bir örneği olan St. Nicolas Katedrali de bulunmaktasır. Bu katedral 1571′ de fetihten sonra mimari şekli bozulmadan ilave edilen bir minare ile cami şekline dönüştürülmüş ve Lala Mustafa Paşa Camii olarak iamlendirilmitir.
1489′ da Kıbrıs’ a hakim olan Venedikliler, dıştan gelecek herhangi bir saldırıyı önlemek için Gazimagosa’ yı bir çember içine alan, bugüne kadar korunan ve Ortaçağ savunma mimarisinin en güzel örneğini teşkil eden heybetli surları inşa etmişlerdi. Bu surlar nedeniyle 1571′ de Türkler Gazimagosa’ yı çetin bir savaştan sonra 4 ayda zaptedebilmiştir.

Lefkoşa : Lefkoşa etrafında, 1570′ de Venedikliler tarafından, Türklere karşı savunma maksadı ile yapılmış kalın ve yüksek surlar vardır. Bütün Lefkoşa’ yı çeviren çember şeklindeki bu surlarda onbir burç yer alır. Konstanza diye bilinen burcun üzerinde Kıbrıs’ ın Türkler tarafından fethi sırasında şehit düşen Bayraktar’ ın Türbesi ve Bayraktar Camii yapılmıştır.
Üçyüz seneden fazla Türk idaresinde kalmış Kıbrıs’ ın diğer şehirlerinde olduğu gibi eski Lefkoşa’da da bariz bir Türk şehri karakteri verdır.

Batık Gemi Müzesi
GİRNE KALESİ’nde bulunan Batık Gemi Müzesi’nde sergilenen
gemi, bugüne dek ele geçen en eski gemi olarak bilinmektedir. Akdeniz�de İskender�in ölümünden sonra kurulan Hellenistik krallıklar dönemine aittir. İlk olarak 1965 yılında bir sünger avcısı tarafından suyun üç metre derinliğindeyken farkedilmiş ve Pennsylvania Üniversitesi araştırmacıları tarafından çıkarılmıştır. Batıktaki badem kalıntılarına yapılan testler M.O. 288, kerestesine yapılan testler ise M.O. 389 yılını göstermektedir. Bu da geminin battıgı zaman yaklasık seksen yıllık oldugunu gösterir. Geminin 15 metre uzunlugundaki gövdesi Halep camından yapılmıştır. Akdeniz ağaç kurdundan korunması icin de kabuk koruyucu bir madde ile kaplanmıştır. Gemide bulunan 400 civarındaki anforanın Rodos�tan yüklendiği sanılmaktadır. Bunun yanısıra Istankoy işi 29 adet bozalt değirmen tasıyla da karşılaşılmıştır. Teknenin adaya yönelmeden önce Akdeniz ve Ege kıyılarında alışveriş yaptığı, tekne mürettabatının ana besin kaynağının badem oldugu bulunan kalıntılardan anlaşılmaktadır. Gemide insan iskletine ise rastlanmamıştır.

Canbulat Türbesi ( Arsenal Tabyası )
Kilis Sancak Beyi olan Canbulat Beyin, Kıbrıs�ın fethine karar verildiğinde, hazırlanan kuvvetler arasına dahil edilmesi önerilir. Lefkoşa�nın Osmanlılarca fethinde üstün yararları görüldüğünden, 1570�te Magusa�yı kuşatan Osmanlı ordusunda, İskender Paşa ve Deniz Paşa ile birlikte görevlendirilir. Orjinal adı Arsenal tabyası olan mevkide şehit düştüğü inancıyla türbesi buradaki tabyanın altında bulunmaktadır. Zamanla yıpranan bina 1968 yılında yeniden inşa edilerek ön kısmı da bir müzeye dönüştürülmüştür. Halen müzede etnografik ve arkeolojik eserler sergilenmektedir.



Lala Mustafa Paşa Camii ( St. Nicholas Katedrali )
LUZINYANLAR döneminde, 1298 – 1312 yılları arasında yapılmış olan yapı, tüm Akdeniz dünyasının en güzel Gotik yapılarındandır. Luzinyan kralları, önce Lefkoşa'da St. Sophia Katedrali'nde Kıbrıs Kralı, sonra da Magusa'da St. Nicholas Katedrali'nde Kudüs Kralı olarak taç giyerlerdi. 1571 yılında cami haline getirilene dek, bu törenler yapılagelmiştir. Katedralin Batı cephesi mimarisi Fransa'daki Reims Katedralinden etkilenmiştir. Gotik tarzda işlemeli essiz bir penceresi bulunmaktadır. 16. yy. Venedik galerisi avluda yer almakta ve günümüzde şadırvan olarak kullanılmaktadır. Girişteki yuvarlak pencerelerin üzerinde bir Venedik arması görülmektedir. Bazı hayvan figürleriyle süslü kabartmanın Salamis'teki bir tapınaktan geldiği sanılmaktadır. Katedralin apsiti, coğu Kıbrıs kiliselerinde olduğu gibi, Doğu üslubunda, üç bölmelidir. Yukarıdaki pencereler iyi korunmuş olup, batı cephesinde ve yanda iki sapel bulunmaktadır. Yapının önünde bulunan tarihi cümbez agacı adanın kuzeyinde çok az bulunmakta olan tropik bir incir türüdür.



Latin St. George Kilisesi
13. yy. sonlarında inşa edilmiş, Gotik üslubun güzel örneklerindendir. Salamis yıkıntılarından getirilen malzemelerin kullanıldığı, mimarisinde Paris'teki St. Chapelle kilisesinden esinlenildiği düşünülmektedir. Beş bölümlü bir nefi olup, bir koro yeri de bulunmaktadır. Günümüze kadar ulaşan, bu koro yeri ve kuzey duvarıdır. Geniş ve uzun pencereleri bir zamanlar Gotik oymalarla süslüydü. Kilisenin şehrin surlarının yapımından önce inşa edildiği, sur özelliği taşıyan yapısından anlaşılmaktadır.



Salamis Antik Kenti
Şehir Bronz Çağı sonlarında başlayan göçler sırasında Anadolu’dan gelen kavimler ve bunlara Yunanistan’dan gelerek Kilikya’da katılan Akalar tarafından kurulmuştur. Truva kahramanlarından ve Salamis adası kralı Telamon’un oğlu Tefkros. şehrin kurucusu olarak bilinmektedir. M.Ö. 707 yılında gerçekleşen Asur hakimiyetinden sonra M.Ö. 560 yılında bastırılan sikkelerden, Salamis kralı Evelthon’un adanın idaresini ele geçirdiği anlaşılmaktadır. M.Ö. 499 yılında Atinalı Kimon’un Kıbrıs’taki Pers hakimiyetine son vermek için düzenlediği sefer başarısızlıkla son bulmuş ve Kimon’un ölümü üzerine Atinalılar, Kıbrıs’ı alma girişiminden vazgeçmişlerdir. Bundan sonra Fenikeli idareciler başa geçer, fakat ticaret ve diğer konularda gerileme başlar. M.Ö. 411 yılında Tefkros ailesinin üyelerinden Evagoras, Salamis krallığını ele geçirir. Tüm adayı hakimiyeti altına almak isteyince Salamis şehri Persler tarafından kuşatılır ve Evagoras Pers Krallığına vergi ödemek zorunda bırakılır. Bu durum İskender devrine dek sürer. İskender döneminde Salamis kralı olan Pyntagoras, İskender’e askeri yardımlarda bulunduğundan kendisine Tamusus şehri verilerek ödüllendirilir. İskender’in ölmü sonrasında Salamis sürekli el değiştirir. M.Ö. 294 yılında zor şartlar altında Kıbrıs’ı alan Ptoleme Krallığı idaresi sırasında ada huzura kavuşur ve bu tarihten itibaren Salamis baş şehir olma niteliğini kazanır. Kentin bu parlak dönemi Roma egemenliği süresince de devam eder. Günümüzdeki kalıntıların çoğu Roma dönemine aittir. Roma idaresi altında şehrin bir halk meclisi, bir senato ve ihtiyar meclisi bulunmaktadır. M.S. 76 ve 77 yıllarındaki depremler ve M.S.116 yılındaki Yahudi isyanları ile şehir epeyce tahrip olur. Daha sonra ada Antakya vilayetine bağlanır ve Salamis limanı, Suriye gemilerince ilk uğrak limanı olduğundan, şehirde bir ferahlama görülür. M.S. 232 ve 342 yıllarındaki depremler yazık ki şehre yine büyük zararlar verir. Bundan sonra Bizans İmparatoru Konstantinus şehri küçük bir planda inşa ettirerek, Konstantinus adını verir. Şehir Kıbrıs’ın baş sehri olarak Baf’ın yerini alır. Daha sonra şehir M.S. 647 yılındaki Arap akınları ve yer sarsıntıları nedeniyle terkedilerek, bugünkü Magusa şehrini oluşturan bölgeye halk göc etmek durumunda kalır.



St. Mamas Manastırı
ST. MAMAS, 12. yy’da yaşamış Hristiyan bir azizdir. Adada onun adına adanmış 14 kilise olduğu söylenmektedir. St. Mamas manastırı 18. yy. ‘dan kalmadır. Giriş ve sütünları Bizans kilisesinden kalıntıların üzerine Luzinyanlar tarafından inşa edilmiştir. St. Mamas’ın mezarının başından beri aynı yerde olduğu sanılmaktadır. İkonastasisinin mermer alt kısmı Venedik kalkanlarıyla bezelidir. Agaçtan yapılmış boyalı üst kısmı 16. yy oymacılık sanatının örneklerindendir.




Venedik Sütunu ( Atatürk Meydanı )
ATATÜRK MEYDANINDAKİ Venedik Sütunu ( Dikilitaş ) Venedikliler tarafından 1550'de dikilmiştir. Eskiden üzerinde St. Mark aslanı bulunuyordu. Osmanlılar sütünü kaldırarak Sarayönü Camisinin avlusuna koymuşlardır. İngilizler 1915 yılında, 6 m yüksekliğindeki sütünü şimdiki yerine yerleştirmişlerdir. Tek kurşuni renkte bir granit olan sütünün, Salamis'teki bir mabetten getirildiği sanılmaktadır. Sütünün alt tarafında 6 İtalyan ailesinin armaları bulunmaktadır. Sütünün üzerindeki bakır küre sonradan ilave edilmiştir. Atatürk Meydanının batısındaki binalar ( Devlet Daireleri ) 1900'lerin ilk yıllarında İngiliz Koloni devrinde inşa edildiklerinden özel bir görünüme sahiptirler. Binaların doğuya bakan yönünde bir çeşme vardır. Ayrıca Kralişe Elizabet'in 1953 yılında tahta çıkması nedeniyle inşa edilen bir platform bulunmaktadır. Üzerinde İngiltere'nin arması bulunan bu platformdan, İngiliz valisi, Kraliçe'nin tahta çıktığını ilan etmiştir

Kıbrıstaki diğer tarihi mekanlar ;
Girne Kalesi
Anthipanitis Kilisesi
Halk Sanatları Müzesi
Ikon Müzesi
St. Hilarion Kalesi
Bellapais Manastırı
Buffavento Kalesi
Lambousa
Hz. Ömer Tekkesi
Sourp Magar Manastırı
Lapta
Othello Kulesi
Venedik Sarayı ( Proveditore Sarayı )
Namık Kemal Zindanı
Grek St. George Kilisesi
Ikiz Kiliseler
Magusa Surları
Kara Kapısı ( Ravelin )
Deniz Kapısı ( Porta Del Mare )
Canbulat Türbesi ( Arsenal Tabyası )
Kertikli Hamam
Kral Mezarları
St. Barnabas Manastırı
Kantara Kalesi
Panaya Kanakaria Kilisesi
Sinan Paşa Camii ( St. Peter & St. Paul Kilisesi )
Nestoryen Kilisesi
Selimiye Camii ( St. Sophia Katedrali )
Bedesten
Tac Eserler Muzesi ( Lapidary Muzesi )
Kumarcılar Hanı
Büyük Han
Derviş Paşa Konağı ( Etnografya Muzesi )
Mevlevi Tekkesi ( Etnografya Muzesi )
Haydarpaşa Camii ( St. Catherine Kilisesi )
Soli Harabeleri
Vouni Sarayı
Aya Trias Bazilikası
Ayios Philon Oren Yeri


İklim :
Kıbrıs Adasında tipik Akdeniz iklimi yaşanmaktadır. Yazlar kuru ve sıcak, kışlar genelde yağışlı ve ılık geçer. İlkbahar ve sonbahar mevsimleri ılık ve hoştur. Yaz aylarında ortalama sıcaklık 30°C (90 F) üzerinde , en soğuk aylarda ise 10°C (50 F)’dır.

Ay……………Hava Sıcaklığı (min) °C……….Hava Sıcaklığı (max) °C…….Su Sıcaklığı °C

Ocak………………….8……………………………………16………………………………16

Şubat…………………8……………………………………17………………………………17

Mart…………………..9……………………………………19………………………………17

Nisan………………..12……………………………………23………………………………18

Mayıs……………….15……………………………………27……………………………….21

Haziran……………..19……………………………………31……………………………….24

Temmuz…………….22…………………………………..33……………………………….26

Ağustos…………….22……………………………………33……………………………….28

Eylül…………………20……………………………………31……………………………….27

Ekim………………..16…………………………………….27……………………………….25

Kasım………………12…………………………………….22……………………………….22

Aralık………………..9……………………………………..18……………………………….19




Çalışma Saatleri :


Resmi Daireler
Yaz ( Mayıs – Ekim )
Pazartesi : 07:30 – 14:00, 15:30-18:00
Salı – Cuma : 07:30 – 14:00

Kış ( Ekim – Mayıs )
Pazartesi – Cuma : 08:00-13:00, 14:00-17:00


Bankalar
Yaz : 8:00-12:00
Kış : 8:00-12:00 ve14:00-16:00


Resmi Tatiller :
1 Ocak : Yeni Yıl
23 Nisan : Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı
1 Mayıs : Bahar Bayramı
19 Mayıs : Gençlik ve Spor Bayramı
20 Temmuz : Barış ve Özgürlük Bayramı
1 Ağustos : Türk Mukavemet Teşkilatı Kuruluş Günü
30 Ağustos : Zafer Bayramı
29 Ekim : T.C. Cumhuriyet Bayramı
15 Kasım : K.K.T.C. Cumhuriyet Bayramı





KIBRIS OTELLERİ

Kıbrıs bozulmamış doğal güzellikleri ve eşsiz tarihi zenginlikleri ile Akdeniz'deki en önemli ve güzel adalarından biridir. Güneşin kendini hiç esirgemediği mevsimleri, Akdeniz'in masmavi suları, altın kumsalları ve görkemli tarihi ile size sıcak bir karşılama sunar. Şimdi Kıbrıs hakkında bildiğiniz herşeyi unutun; gelin ve tatilin tadını çıkarın.
    

5 Yıldızlı Oteller

    * Acapulco Beach Club and Resort Hotel
    * Colony Otel
    * Golden Tulip Lefkoşa
    * Jasmine Court
    * Kaya Artemis
    * Malpas Otel
    * Mercure Accor Otel
    * Merit Crystal Cove Otel
    * Merit Lefkoşa Otel
    * Rocks Otel
    * Salamis Bay Conti Resort Hotel
    * Savoy Ottoman Palace
    * Vuni Palace Otel

4 Yıldızlı Oteller

    * Ada Otel
    * Dedeman Olive Tree
    * Denizkizi Royal Otel
    * Dome Otel
    * Oscar Resort Hotel
    * Pia Bella Otel
    * Riverside Tatil Köyü

3 Yıldızlı Oteller

    * Altınkaya Otel
    * City Royal Otel
    * Dorana Otel
    * Sammy's Otel
    * Sempati Otel

2 Yıldızlı Oteller

    * Bare Hill Tatil Köyü
    * Life Otel
    * Nitovikla Garden Otel


TURİZM ACENTALARI

1 RENK TURİZM     ŞHT. GAZETECİ HASAN TAHSİN CAD.NO:50/A     (+90 392) 2237801     (+90 392) 2237525

ACTIVE TOUR     SALAMİS YOLU AYCAN APT. NO.9     (+90 392) 3665957     (+90 392) 3665930

ADATUR TURİZM     ERGENE SOK. 4, KELEŞOĞLU SİTESİ     (+90 392) 8152600     (+90 392) 8154383

AGORA TOUR     7, MEHMETALİ GÖRMÜŞ SOK. K.ÇİFTLİK     (+90 392) 4442444     (+90 392) 2291978

AKFİNANSMAN TURİZM     16, OSMANPAŞA CAD. K.ÇİFTLİK     (+90 392) 2284506     (+90 392) 2285713

AKGÜNLER TURİZM     282/1 ZİYA RIZKI CAD.ARCADIA APT. K:3     (+90 392) 8161084     (+90 392) 8161083

AKMINA TRAVEL CLUB     ALİ RIZA EFENDİ CAD. N.HASAN İŞHANI NO:9/A     (+90 392) 2285997     (+90 392) 2270245

ALL YEAR CYPRUS TRAVEL     ABDİ ÇAVUŞ SOK. NO:6-33     (+90 392) 2272509     (+90 392) 2283941

ANKARA TRAVEL AGENCY     KORDONBOYU KORDON APT. NO:20 PK:265     (+90 392) 8155668     (+90 392) 8155809

APEX TOUR     MÜFTÜ RACİ SOK. H. NİHAT İŞHANI NO:3     (+90 392) 2284059     (+90 392) 2289325

APPLE TOUR     ECEVİT CAD. VAKIFLAR SİTESİ NO:12/B     (+90 392) 8155499     (+90 392) 8151894

ARİMA TURİZM     ATATÜRK CAD. NO:125     (+90 392) 2278944     (+90 392) 2276937

ARTUR LTD.     S. SOMUNCUOĞLU SOK. YAĞCIOĞLU İŞHANI D:1     (+90 392) 2273160     (+90 392) 2278742

ASAL TURİZM     ZİYA RISKI CAD. NO:6     (+90 392) 8157661     (+90 392) 8154266

BAKYÖN TURİZM     7. ATATÜRK CAD. NO:3     (+90 392) 2289989     (+90 392) 2289990

BEHA KÖPRÜLÜ TURİZM     ATATÜRK CAD. ANADOLU İŞ MERKEZİ NO:14     (+90 392) 8160936     (+90 392) 8160934

BELLAPAIS TRAVEL     BEYLERBEYİ     (+90 392) 8157593     (+90 392) 8152403

BİRAL TURİZM     GALİP BEY SOK. YAPICIOĞLU APT. NO:7     (+90 392) 8158393     (+90 392) 8155199

BİRİNCİ TURİZM     61. GİRNE CAD. SURİÇİ     (+90 392) 2283200     (+90 392) 2286763

BLUE LINE TURİZM     CEVAT BEY SOK. NO:1 D:2A K.KAYMAKLI     (+90 392) 2270903     (+90 392) 2282523

BLUE MEDITERRANEAN TRAVEL     ÖZTEK 23 APT. OKULLAR YOLU     (+90 392) 2282314     (+90 392) 2276100

BOSFOR TURİZM     ERSİN AYDIN SOK. NO:18/D PK:147     (+90 392) 8152018     (+90 392) 8156323

BUTTERFLY TURİZM     İSMET İNÖNÜ CAD. HACI ALİ SİT. NO:1     (+90 392) 3653016     (+90 392) 3652694

CAN KARDEŞLER     GİRNE CAD. VAKIFLAR ÇARŞISI NO:1/A     (+90 392) 2287303     (+90 392) 2281585

CARME TRAVEL SERVICES     DURSUN ÖZSARAÇ SOK. SONERSEN 1 APT. K:2 D:5     (+90 392) 8156169     (+90 392) 8156169

CELEBRITY LAMBOUSA TURİZM     MAREŞAL FEVZİ ÇAKMAK CAD. LAPTA     (+90 392) 8218751     (+90 392) 8212672

CYPRUS ELBERG TRAVEL     ŞHT. M. MUSTAFA SOK.PEHLİVAN İŞHANI D:5     (+90 392) 2283652     (+90 392) 2283659

DAĞTUR TURİZM     12. LİMAN YOLU SURİÇİ     (+90 392) 3666038     (+90 392) 3668152

DENİZKIZI TRAVEL     ZİYA RIZKI CAD. SIDIKA ERSOY APT. NO:1/2     (+90 392) 8156477     (+90 392) 8153492

DETUR KIBRIS     DEDEMAN OLIVE TREE OTEL     (+90 392) 8244545     (+90 392) 8244889

DIRECT TRAVEL CLUB     11. SOK. NO:4 ORTAKÖY     (+90 392) 2276206     (+90 392) 2274032

DORANA TURİZM     BEKİR ŞEVKİ NACİ SOK. NO:2 GÖNYELİ     (+90 392) 2234421     (+90 392) 2234106

DREAMS TOUR     ÖMER BEYDOLA İŞMERKEZİ K:1 D:3 GÖNYELİ     (+90 392) 2240988     (+90 392) 2240988

EFEM HOLIDAY     SALAMİS YOLU H.ÖZMUHTAR APT.     (+90 392) 3654913     (+90 392) 3653395

EFTUR     METE ADANIR CAD.NO:17/H     (+90 392) 8156669     (+90 392) 8155282

ERBİL ARKIN MESSE KIBRIS     KORDONBOYU NO:16     (+90 392) 8150333     (+90 392) 8150265

ETUR TURİZM     PAŞAKÖY     (+90 392) 2368900     (+90 392) 2368819

EUROPEAN TRAVEL SERVICES (ETS)     ZİYA RIZKI CAD. NO:230-232     (+90 392) 8157396     (+90 392) 8156295

FAMAGUSTA TOUR     ZİYA GÖKALP CAD. GÖÇMEN PETROL YANI     (+90 392) 3669452     (+90 392) 3660811

FİDANSOY TURİZM     KEMAL AŞIK CAD. 62-3 TERMİNAL KARŞISI     (+90 392) 2270431     (+90 392) 228035

FONLINE TRAVEL     SEMİR SANCAR CAD. ACREDIT BİNASI     (+90 392) 8160553     (+90 392) 8160588

FORA TOURISM     RAMİZ TÜREN SOK. NO:1     (+90 392) 8154700     (+90 392) 8151414

GENNUS TURİZM     AHMET MULLA SOK. NO:7/A     (+90 392) 7145000     (+90 392) 7145277

GENSA TURİZM     BEDREDDİN DEMİREL CAD. NO:111/6     (+90 392) 2285610     (+90 392) 2276191

GÖKÇEN SÖNMEZ TURİZM     5, TEPEBAŞI SOK. KÜÇÜK SANAYİ BÖLGESİ     (+90 392) 3665601     (+90 392) 3668094

HAKVERDİ TURİZM     KEMAL AŞIK CAD. NO:15     (+90 392) 2287562     (+90 392) 2285608

HANRAN TURİZM     C.SITKI TARANCI SOK.N.UZUN APT. NO:3     (+90 392) 3651820     (+90 392) 3651828

HAYAL TOUR     ECEVİT CAD. VAKIFLAR İŞHANI BLOK C NO:6     (+90 392) 8151853     (+90 392) 8151936

HCT CYPRUS TOUR     ŞHT. M.RUSO CAD. ŞHT. ELDEM SOK. NO:2     (+90 392) 2291100     (+90 392) 2291104

HETIM TRAVEL     METE ADANIR CAD. NO:34/F     (+90 392) 8159747     (+90 392) 8159748

HOLICATION TRAVEL     İSKENDERUN CAD. ALTINÖR 1 APT. NO:37-C     (+90 392) 8160516     (+90 392) 8160517

IDEAL TOUR     15 AĞUSTOS CAD. ASIMOĞLU PSJ.NO:15     (+90 392) 3665032     (+90 392) 3665033

INTERFUN HOLIDAYS     OSMANPAŞA CAD. MİRATA APT. D:3 K.ÇİFTLİK     (+90 392) 2282040     (+90 392) 2271423

IŞIKTAN TURİZM     ALSANCAK SOK. NO:9     (+90 392) 2289520     (+90 392) 2289519

İLK HAN TURİZM     8, GENGİZHANLI SOK. ZEMİN KAT NO:1     (+90 392) 8212460    

İŞLEK TURİZM     89/B, GİRNE CAD. SURİÇİ     (+90 392) 2284554     (+90 392) 2288466

KALEIDOSKOP COMPANY LTD.     VAKIFLAR ÇARŞISI K:2 D:10-12     (+90 392) 8151818     (+90 392) 8151819

KIBRIS TRAVEL SERVICES (KTS)     METE ADANIR CAD. NO:13-14     (+90 392) 8157555     (+90 392) 8157730

KÖSEZADE TURİZM     13/A, ŞHT. ECVET YUSUF CAD. YENİŞEHİR     (+90 392) 2285222     (+90 392) 2288324

KRE-COM TOURISM & TRAVEL AGENCY     İSMET İNÖNÜ CAD.

Güncelleme Tarihi: 24 Mayıs 2014, 21:56
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner110

banner109