Fikirtepe ‘Dönüşümü’ Başarmak zorunda!

Kentsel dönüşüm projesinde model olan Fikirtepe büyük bir sorumluluk almış durumda. İstanbul’un Kentsel dönüşüm politikasında Fikirtepe’nin uygulamadaki başarısı ya da başarısızlığı oldukça etkili olacak.

Bu açıdan bakınca Fikirtepe ve Fikirtepeli’ye büyük sorumluluk düşüyor.


İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nce hazırlayıp mecliste onaylanan, birleştikçe artan, yerinde dönüşümü sağlayan, halkı dışlamayan, bir anlamda halkın kendi çözümünü üretmesine olanak sağlayan Fikirtepe Kentsel Dönüşüm Projesi belli aşamaya gelmiş durumda.


Tam bu aşamada bazı gelişmeler olumsuz sonuçlar yaratabilir mi?

İlk halinde serbest olarak belirlenen ’h’ (yükseklik), son alınan değişiklik kararı ile 80 metre ile sınırlanmış durumda.

Daha önce projeleri tamamlanan, görüşülen adalarda anlaşmalar belli noktalara gelmiş iken bu dönüş niye?

 Eğer böyle bir gereklilik söz konusu ise baştan neden ‘h’ (yükseklik) sınırlaması konulmamıştır.

Halkın Fikirtepe model projesinde başarılı olma olasılığı ortaya çıkınca birleri rahatsız mı olmuştur?


Hükümetin oluru, TOKİ’nin desteği, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin iradesi, Kadıköy Belediyesinin çabaları ile bölge halkı büyük bir şans yakalamış durumda.

Fikirtepe sakinleri bu şansın farkında. Küçük hesap yapmayı bırakmışlar. Büyük ölçüde organize olmuşlar. Aradaki bazı ufak tefek pürüzleri gidermek için uğraşıyorlar.


Bazı adalarda projeler uygulama aşamasında. Bu günlerde bir firma anlaşmayı tamamlayıp ada sakinlerini taşımaya başladı.

Tahliye tamamlanınca yıkım çalışmalarına başlayacaklarını yakın zamanda da inşaata başlayacaklarını duyurdular.


Bir başka firma tam uygulama aşamasına gelince değişen ‘h’ (yükseklik) değerine göre projeyi güncelleme isteğini duyurdu.

Riskli yapı stoğuna sahip Fikirtepeliler yakaladıkları bu fırsatı değerlendirip evlerini deprem yıkmadan kendileri yenilemek zorundalar.



Bunun içinde şartlar çok uygun. Hep beraber el birliği ile hayata geçirmeliler.

Eğer kendileri yıkıp yenilemez de depreme bırakılırsa insanlar içinde iken yıkacak deprem.

Bunun da faturası çok ağır olacak. Vebalini kimse ödeyemez, depremde kaybedilen yüz binlerce canın.


Omuzlarındaki yükü fark edip sorumluluğunu taşımak için çaba göstermeliler.

Bunu hem kendileri hem de model oldukları İstanbul’un diğer mahalleleri hatta tüm Türkiye için başarmak zorundalar.


İçinde insan olan, kentin rantını kentliyle paylaşan, mülkiyet hakkına saygı duyan, birleştikçe emsal artan, yerinde ve adil bir yapı içeren Kentsel dönüşümü gerçekleştirecek projelerin uygulanabileceği imar planlarını hazırlayıp gerçekleştirmelidir, yönetim ve yöneticiler.

Bu dönemde halkı hiçe sayan, insan unsurunu dikkate almayan tamamen rant transferine dayanan ve mahalle sakinlerini göçe zorlayan projelere izin veren imar planından kaçınılmalıdır.



YORUM EKLE