Arap ülkelerindeki değişim rüzgarı Libya’da kanlı bir savaşa dönüştü. Ancak bu savaşın politik reform istekleriyle dolu görünür yüzünün arkasında Avrupa ve Amerika’nın petrol devlerinin kıran kırana mücadele ettiği bir perde arkası savaş yaşanıyor.

Arap ülkelerindeki değişim rüzgarı Libya’da kanlı bir savaşa dönüştü. Ancak bu savaşın politik reform istekleriyle dolu görünür yüzünün arkasında Avrupa ve Amerika’nın petrol devlerinin kıran kırana mücadele ettiği bir perde arkası savaş yaşanıyor. Dünyanın büyük petrol devleri daha Libya’daki çatışmalar sona ermeden kriz sonrası Libya’sında petrolün aslant payını rakiplerine kaptırmamak için büyük mücadele veriyor.

Amerikan Libya ortakığındaki Waha Oil ülkenin petrolünde aslant payına sahipti. İtalyan Eni Oil ikinci ve Alman petrol devi Wintershall ise üçüncü sırada. Birkaç yıldır Libya’da faaliyet gösteren İngiliz Petrol devi BP sadece petrol arama çalışmaları için 1 milyar Euro’luk yatırım yaptı. Fransız petrol devi Total de ihtiyacının yüzde 10’unu Libya’daki petrol yataklarından karşılıyor. Amerikan Exxon Mobil ve İspanyol Repsol’un yanı sıra bir başka petrol devi Shell de Libya’da faal şekilde petrol arama faaliyeti içinde. Norveç petrol devi Statoil ve Hollandalı RWE de Libya’da yeni petrol yatakları arıyor.

Kriz öncesinde Libya’da günde 1 milyon 800 bin varil petrol çıkarılıyordu. Bu ham petrolün yüzde 85’inden fazlası Avrupa’ya gidiyordu. AB’nin uygulamaya koyduğu ambargo nedeniyle bu sevkiyat durmuş durumda.
(Turkish Journal / DW)