'Türkiye kısık ateşte kaynıyor' başlıklı bir analiz yayımlayan FT MB'nin 'Her şey olumlu gidiyor' diyerek Alice Harikalar Diyarı'nda izlenimi yarattığını yazdı
FT, 'Türkiye kısık ateşte kaynıyor' dedi, MB'ye merkezi sistemle saldırdı
Akşam Gazetesindeki habere göre : MERKEZ Bankası'nın alışılagelmişini dışındaki politikası dünya basınında yankı bulmaya devam ediyor... İngiliz Financial Times, Merkez Bankası'nın önceki gün gerçekleştirilen Para Politikası Kurulu'nu masaya yatırdı. Faiz oranlarının değiştirilmediğini toplantının ardından yapılan açıklamada, Merkez Bankası'nın mevcut politikanın sonuçlarından memnun olduğunun altı çizilirken, Ankara dışında ise bu yaklaşımın biraz 'Alice Harikalar Diyarı'nda'yı hatırlattığı kaydedildi. Makalede şu ifadeler kullanıldı: 'Bankanın 'faiz koridoru adını verdiği politika, analistlerin kafasını karıştırıyor. Şu an kimse gerçek faiz oranlarının ne olduğunu kestiremiyor. Bu da faiz oranları düşse bile, gösterge faizin yukarı yönlü hareket etmesine zemin hazırlıyor. Merkez Bankası yeni politikasının gerekçesi olarak konjonktürün gerektirdiği esnekliği öne çıkarıyor. Fakat esneklik anlamındaki kazanım, şeffaflık alanında da kayıpları beraberinde getiriyor. Bazen en temel konularda bile şeffaflık sorun olabiliyor.

Belirsizliği de hesaba katınca bankalar %12.5'ten borçlanıyor
KONUYLA ilgili olarak RBS ekonomisti Tim Ash de şunları yazmıştı: 'Ortalama borçlanma maliyeti yüzde 8.5 civarında olsa da, bankalar için bu oran pratikte yüzde 12.5 civarında. Nitekim belirsizliği de hesaba katmak gerekiyor. Bankaların kafasında şöyle bir görüş var: Gerçekten ihtiyacım olduğunda Merkez Bankası cezalandırıcı bir oranla benim karşıma çıkabilir.' Ash, Merkez Bankası'nın alışılagelmişin dışındaki politikasını beğenmiyor: 'Şu an politika faizinde yapılacak bir artış piyasada ortodoks bir politikaya gidildiği izlenimi yaratır ve pratikte faizlerin düşmesini beraberinde getirir. Politika faizinin düşürülmesi ise borçlanma maliyetleri aşağı çekilmezse hiçbir anlama gelmez...'

Cari açık faturasının üçte ikisi enerjiden
BU politika Türkiye'de, dışardan bulduğundan daha fazla destek buluyor. Bunun nedeni de Türklerin 'yanlışlara' verdiği tolerans ile özetlenebilir. Türkiye'deki birçok dairede merkezi ısıtma sistemi bulunuyor. Konutlarda ekim ayında kaloriferler yanmaya başlıyor ve nisan ayına kadar devam  ediyor. Bu dönemde birçok gece ise oldukça bunaltıcı derecede sıcak geçiyor. Kimse cari açığın üçte ikisini enerjinin oluşturduğunu düşünmüyor. Fakat bu Merkez Bankası'nın politikasının kabul edilmesini de anlaşılır hale getiriyor. Bir ülkede eviniz sadece havalar ısındığında soğuyorsa, faizler artırılıldığında borçlanma maliyetlerinin düşmesi de çok ilginç karşılanmamalı...                       Kaynak: Ataşehirliyiz.net