Vedat ÖZDEMİROĞLU İle Başbaşa





Vedat ÖZDEMİROĞLU İle Başbaşa ...



Nam-ı değer V.Ö 1968 Ankara Doğumludur. Memleketi Çankırı / Ilgaz olan V.Ö.  İ.Ü. İletişim Fakültesi’ni bitirmiştir. Edebiyatçı bir aileden gelen V.Ö Yazarlığa Gırgır, Fırt ve Çarşaf dergilerinde yayımlanan notları ve kısa öyküleriyle başlamıştır. Yazar, senarist, oyuncu, televizyoncu ve mizahçı Vedat ÖZDEMİROĞLU çeşitli gazete, radyo ve televizyon programlarında yer almıştır. Ünlü mizah dergisi Uykusuzun gözde yazarlarından biridir.


Kısaca V.Ö...


1968 Ankara doğumluyum. Babam emekli subay.  Bu faktör yüzünden Anadolu’nun çeşitli yerlerinde, çeşitli okullarında okudum. Sırasıyla Kars, Kayseri, Malatya, İskenderun son olarak İstanbul ve İstanbul Üniversitesinde eğitimimi tamamladım.

Öğrenci iken bir taraftan yazmaya devam ettim. Mizah dergilerine yazılarımı götürdüm ve amatör olarak yazmaya başladım. Okul hayatından sonra profesyonel anlamda yazmaya başladım ve 1988 yılından bu yana yazmaktayım.  Gırgır ( gırgır daha sonra Avni oldu), Çarşaf, Fırt, Leman ve şu an Uykusuzda yazmaktayım.
Bunun yanı sıra gazetelerde yazarlık yaptım.

Cumhuriyette yazdım ve şu an Milliyette yazıyorum. Uzun metrajlı  ‘’İnşaat ‘’ adlı filmin senaristlerinden biriyim. Bunun yanında kısa film yazarıyım. Tekrar senaryosunu benim yazdığım ‘’ 8 dakikalık Şampiyon Beşiktaş ‘’ adlı film Malatya film festivalinde jüri özel ödülü almıştır. Ve bunlar gibi birçok film, yazı, ödül hikâyesi hayatımda yer almıştır.


Vedat Bey Vedat Bey’e neden özenir?


‘’Vedat Bey’in Görkemli Hayatı’’ adlı tipim de bir kahraman yazdım. Kahramanın adını da Vedat koydum aslında başka bir isim de koyabilirdim fakat benim hiç olamayacağım bir kahramanlık hikâyesi yazmak istedim. Bunu yazmamın sebebi de kahramanlıkla dalga geçmek içindi.

Kısaca Mizah?

Var olanı yazmam, olmayanı yazarım…

Mizah kökenin de korku ve yalnızlıktan kaynaklanır. Daha mutlu daha neşeli nasıl yaşayabiliriz? Sorusunun araştırmasıdır aslında. Daha çok genç kesim rahatlamak ve kendini bulmak için kendini mizahla özdeşleştiriyor. Mizah bir rahatlama aracıdır. Dünya ile alakalıdır, ülkeniz ile alakalıdır, yaşadığınız toplum ile alakalıdır. Ben yazdığım için benim ile çok alakalıdır. İyi analiz ettiğim, daha çok vakıf olduğum konuları yazarım. Var olanı yazmam, olmayanı yazarım.


‘’ İnsan dalga geçemediği şeyden korkar, korktuğu şeyi de sevemez’’


Türkiye’de Mizah nerede?

Türkiye’de Mizah hayatın içinde, hep var olandı. Türk halkının geneli, kendi kendisiyle dalga geçmeyi bilen bir halktır. Bir olay meydana geldiğinde hemen esprisi yapılır, sloganları çıkar, halk kendi içinde şakalarını yapar. Bunların sahipleri de belirsizdir. Komik olsun olmasın esprili bir halktır.

‘’Türk halkı Mizah zekâsı yüksek bir halktır.’’

Fakat sanayileşmiş ürün şekline dökülmüş mizahı soruyorsan televizyonlarda daha düşük seviye de mizah yapılıyor. Bunun sebebi de televizyon bedava izlenildiği için genelde düşük, sıradan espriler yapılmakta arada zeki çıkışlar olsa da televizyonun mizah seviyesi düşüktür. Mizah dergilerinin zekâ ve algı oranı daha yüksektir. Hakkını vererek yapar.

Mizah ve Mantık birbirini tamamlıyor diyebilir miyiz?

Hayır. Tam tersi. Mantığı bozarak Mizah yapılır. İnsanlara mantıklı sandıkları kuralın aslında pek de mantıklı olmadığını anlatmak için mantığı bozar mizah yaparsın.
‘’ Mizah deniz feneri gibidir. Topluma yol gösterir’’

Kaleminizin konusu kimdir, nedir?

Toplumcu anlayışı benimsemiş biriyim. Ancak topluma zararı olan bir kişi yâda konu benim kalemimin konusu olabilir. Kişisel yargılarla yapılacak bir iş değildir mizah. Toplumu ilgilendirmesi gerekir.


‘’Sahne at gibidir. Beğenmediği şovmeni sırtından atar’’ ?

Seyirci seni dikkatle dinlemeli ve daha önemlisi anlayabilmeli. Seyirci seni alkışlamalı.

Yazmak?

Sanatçı tarafım yazarlıktadır. Giderek ustalaşırsınız ve giderek zorlanırsınız. Alışkanlığa gelmez, hafifçe bir rahatlığı bile kaldıramaz. Yazı zihinsel olarak sizi temsil eder. Zekânızı ortaya koyarsınız. İnsanların önüne çıkıyor. Dünya’nın en güzel kelimelerini de kursanız yazmadan bir anlamı kalmaz. Bu işi seviyorum.

Eleştiri?


Olumlu olumsuz tepki almak iyidir, gereklidir. Sadece bak ve geç…


İçerisinde bulunduğunuz bir hazırlık?


Şiir, mizah ve bugüne kadar yazdığım yazıları derleyeceğim dolu bir kitap hazırlığım var. Yeni yılda birkaç programım var ve tekrar bir Talk Show programı yapabilirim.


Dünya’yı ilgilendiren bir film senaryosu yazmanız istense adı ne olurdu?


En iyi yabancı…


Çankırı?



Toprağım. Fakat Başkente yakın olup bu kadar içe kapalı oluşuna anlam veremiyorum. Kendi geleneklerini koruyarak yapılan birçok kulvarda ki etkinliklerle daha da iyi yerlere gelebilir. Gelmeli…


Birer Kelime ile…

Oğuz ARAL?  Avanak Avni… Muhteşem çizer…

Ilgaz? Anadolu’nun bir yüce dağı… Oğlum ve kardeşimin adı …

Beşiktaş? Verilmiş bir söz…

Edebiyat? İnsanlığa verilmiş bir hediye.

Meslek?  Yazar…

İlk göz ağrın? Gırgır

Uykusuz? Son göz ağrım…

Özdemiroğlu? Kıvançla taşıdığım…

Sahne? Sahnede bir geyik muhabbeti ustasıyım.

Baba? Tek sevdiğim meslek… Can Ilgaz… Oğlum…

Mizah? Düşünmek... Gülmek adına…


Son olarak ….

Gençler! Biliyorum ne kadar zor olduğunu ama bir an önce kendi paralarını kazanmaya baksınlar. Dünya’nın en güzel parası kendi kazandığın paradır. Sevsinler, sevilsinler. Aşkı ihmal etmesinler. Okusunlar okumayı ihmal etmesinler. Bol bol okusunlar. Beni okusunlar, beni anlasınlar. Dostoyevski okusunlar. Dostoyevski ne yazdı ise okusunlar açık ve net.


Toprağım, memleketim Çankırı’ya…

  Kendi geleneklerini koruyarak yapılan birçok kulvarda ki etkinliklerle daha da iyi yerlere gelebilir, gelmeli. Bunu canı gönülden diliyor ve istiyorum. Bütün ekibe Memleketi adına çalışan, emeğini, alın terini ortaya koyan her bir bireye saygılarımı, sevgilerimi sunuyorum.  Teşekkürler…


Saygılar / Hürmetler bizden sayın V.Ö ...



Ö.Ö

[email protected]

YORUM EKLE