CEMİL ÇİÇEK SULTANBEYLİ’DE YENİ ANAYASA SÜRECİNİ ANLATTI

Yeni Anayasa çalışmaları kapsamında Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Cemil Çiçek, Sultanbeyli’de “Zamanın Ruhuna Uygun Yeni Anayasa” konferansında konuştu.

CEMİL ÇİÇEK SULTANBEYLİ’DE YENİ ANAYASA SÜRECİNİ ANLATTI

12 Eylül 2011 günü yapılan halk oylamasının ardından yeni anayasa için çalışmalar tüm hızıyla devam ediyor. Anayasa Uzlaşma Komisyonu bir yandan görüşler alıp çalışmalara devam ederken, diğer yandan sivil toplum örgütleri de sürece katkı sunuyor. Bu kapsamda yapılan toplantılardan biri de Sultanbeyli Belediyesi, Küreselden Yerele Türkiye Grubu ve Bomonti Grubu’nun ortaklaşa olarak düzenlediği “Zamanın Ruhuna Uygun Yeni Anayasa” konferansıydı. Konferansın konuşmacısı ise, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Cemil Çiçek oldu.

Sultanbeyli Kültür Merkezi’nde düzenlenen konferansın açılış konuşmasını yapan Küreselden Yerele Türkiye Grubu Başkanı Faruk Türkoğlu “Grubumuzun hedeflediği Türkiye’yi inşa etmek açısından anlamlı bir konferanstayız. Böyle bir konferansı sivil toplum kuruluşları ile yerel yönetimin ortaklaşa düzenlemesi de son derece önemlidir” dedi.

Bomonti İş Grubu Başkanı Nejdet Külünk, 12 Eylül dönemi yaşadıklarını anlattı ve “Hükümetimizin yükü ağır. Bizler, millet olarak sizleri izliyoruz. Bu millet sizin önderliğinizde ilk kez yüzde yüz bir sivil anayasa yapmanın mücadelesini veriyor” şeklinde konuştu.  

“Yeni anayasa geçmişle hesaplaşmaktan ziyade geleceğe yönelmeyi hedeflemelidir.”

Belediye Başkanı Hüseyin Keskin ise “12 Eylül günü oyladığımız referandumla, anayasa değişikliğinin ilk adımlarını attık. Sultanbeyli, referandumda yüzde 85,6’lık evet oyuyla sivil anayasaya verdiği desteği açıkça ortaya koydu” dedi ve ilçede anayasaya katkı sağlamak adına yapılan çalışmaları anlattı. Keskin, “Artık hepimiz biliyoruz ki, ihtiyacımız olan, çağın ilerisinde, sadece günümüze değil geleceğin Türkiye’sine de hitap eden ‘zamanın ruhu’ nu yakalamış bir anayasadır. Bununla birlikte, yeni anayasa geçmişle hesaplaşmaktan ziyade geleceğe yönelmeyi hedeflemelidir. 1961 ve 1982 anayasalarının en önemli özellikleri güncele tepki olarak ortaya çıkmış, ihtilal anayasaları olmalarıdır. Yeni anayasanın projeksiyonu geleceğin inşasına odaklanmalıdır. Her çeşit rengiyle birlikte bu ülke vatandaşlarının ayrılığına değil birliğine, huzursuzluğuna değil mutluluğuna zemin hazırlayabilmelidir” dedi.

“Terör, hükümetleri, partileri aşan bir devlet sorunudur.”


Meclis Başkanı Cemil Çiçek, konuşmasından önce Kayseri’de yaşanan terör saldırısına değindi ve “Bugün Kayseri’de üzücü bir hadise yaşadık. Terör, hükümetleri, partileri aşan bir devlet sorunudur. Terör sebebiyle Türkiye fazlasıyla mağdur oldu. Bunu gündelik siyasetin malzemesi yapmadan birlikte hareket etmek gerekir. Türkiye birilerinin dediği gibi bir avuç örgütle uğraşmıyor, uluslararası destekleri olan ve dünyada en çok desteği alan örgütle mücadele ediyor. 2023 hedefi, ilk ona girmek olan Türkiye’yi istikrarsız kılmak, güvenlikli bölge olmaktan çıkarmak için terör kullanılmaktadır” şeklinde konuştu. 
Anayasaya ilişkin konuşmasına 2011 seçimlerinin arkasından anayasa, ülkenin gündemine neden geldi? sorusuyla başlayan Çiçek, “Öncelikle bu, ülkenin her kesimi tarafından ortaya konmuş bir ihtiyaçtı. Zaman içerisinde toplumsal bir talebe dönüştü. İhtiyaç ve talep varsa millet adına yasama görevi yapanlar buna sırt çeviremez” dedi.

“Bu anayasa zamanın ruhuna hitap etmiyor”

1982 anayasasının özellikleri ve sorunlarına değinen Çiçek, bu anayasanın zamanın ruhuna neden hitap edemediğini açıkladı. Çiçek konuya ilişkin şunları söyledi:

“1982 şartları ile 2012 şartları artık uyuşmuyor. O dönemin ihtiyaçları, beklentileri, öncelikleri farklıydı. 1982’deki soğuk savaş döneminin öncelikli konusu güvenlikti. Özgürlükler ikinci, hatta üçüncü planda geldi. Ancak günümüzde özgürlükler yükselen değerdir. Hak ve özgürlükler toplumlar için oksijen niteliğindedir. Özgürlük-güvenlik dengesini yeni baştan kurmak gerekiyor.
İkinci olarak o dönem terazinin bir tarafına fert, diğer tarafına devlet konmuştur.  Oysaki devletin varlık sebebi insandır. Birini diğerine tercih edecek bir anlayışı anayasa felsefesi haline getirmek yanlıştır. Üçüncüsü ise, devletin kuvvetleri arasındaki dengenin bozuk olmasıdır. Çok sağlıksız bir denge üzerine anayasa inşa edilmiştir. 30 senede 17 defa anayasa değişti. Bu değişiklik işte bu sebeptendir. Sağlıklı bir zemin etüdü yapılmadığı için toplumda çok büyük sıkıntılara sebebiyet vermiştir. Halkı hesaba katmayan bir anayasada, halkın seçtiği bir başbakan protokolde yedinci sırada tutulmuştur.”

“Anayasada halkın egemenliği, demokrasinin göstergesidir”

Zamanın ruhuna hitap etmenin yolunun beklentileri tespit etmekten geçtiğini söyleyen Çiçek, “Bir ülkede demokrasinin olup olmadığının göstergesi, o anayasada halk var mı, halk egemen mi, sorularının cevabında yatar. Bunlara cevap veremiyorsanız bu anayasa zamanın ruhuna uygun değildir. Yeni bir anayasa ihtiyaç ya da talepten öte artık, bizim için bir mecburiyettir. Çünkü bu anayasayı yapanlarla ilgili bir yargılama süreci başladı. Haliyle onların hazırladığı bir anayasayla ülkeyi yönetmek bir çelişkidir. Bu çelişkiyi ortadan kaldırmanın yolu da yeni bir anayasa yapmaktan geçiyor” şeklinde konuştu.

“Bu anayasanın başında halk var.”

Son olarak yeni anayasa sürecini anlatan Çiçek, “Bir tarafta halk, bir tarafta yasama organları var. İki taraftan birine sormadan sözleşme yapılmaz. Biz, halka soralım dedik ve Türkiye’nin her tarafına giderek reklam kampanyaları yaparak, toplantılara katılıyoruz. Hafta sonu demeden, büyük-küçük demeden bu meseleyi konuşmamız ve sürece katkı istememiz gerekli. Toplamda yaklaşık 45 milyonluk bir kesimi temsil eden 4 siyasi parti ve 22 çatı kuruluş,  ‘nasıl bir anayasa’ sorusunun cevabını vermek için emek verdi. Bugüne kadar hiç sahip olmadığımız veriler ortaya çıktı. Verileri anayasa uzmanları, avukatlar ve danışmanlarla analiz etmeye çalıştık. Mayıs itibariyle de ikinci safhaya geçmiş bulunuyoruz. Şimdi bir taslak metin çıkaracağız. Bunu halka açacağız. Önerilerinizin ardından tekrar gözden geçirip Meclise göndereceğiz ve son halini yine halkın oyuna sunacağız. Yani nihai kararı veren yine halk olacaktır. Çünkü bu anayasanın başında halk var”  dedi.
“Biz artık bu anayasayı yapmakla sorumluyuz, siz de alacaklısınız. Türkiye 2012 yılını bir anayasa yılı olarak kapatmalıdır”  diyen Çiçek, konuşmasının ardından gelen soruları yanıtladı ve önerileri dinledi.
Program ödül töreniyle sona erdi.

Güncelleme Tarihi: 25 Mayıs 2012, 22:19
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER