YAZ TATİLİNDE ÇOCUK YARALANMALARINA DİKKAT!

Yaz tatili ile birlikte yoğun bir aktivite ve hareketlilik içerisine giren çocuklar parklarda, bahçelerde ve havuzlarda daha fazla vakit geçirmeye başladı.

YAZ TATİLİNDE ÇOCUK YARALANMALARINA DİKKAT!
 YAZ TATİLİNDE ÇOCUK YARALANMALARINA DİKKAT!

Yaz tatili ile birlikte yoğun bir aktivite ve hareketlilik içerisine giren çocuklar parklarda, bahçelerde ve havuzlarda daha fazla vakit geçirmeye başladı.

Çocukların oyun oynarken gerek kendilerinden, gerekse ortamın fiziki koşullarından kaynaklanan sebeplerle karşılaşabilecekleri tehlikeli durumlara karşı hazırlıklı olmak gerekiyor. Çarpışma, koşarken düşme, havuz gibi ıslak zeminlerde kaymanın yüksek enerji ile gerçekleştiğini ve genellikle kırıkla sonuçlandığını belirten Memorial Ankara Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Bölümü’nden Prof. Dr. Mehmet Demirtaş, bu tür ortamlarda çocukların başına gelebilecek yaralanmalar ve tedavi yöntemleri ile ilgili bilgi verdi.

“Açık el üzerine düşme” birinci sebep

Yaz tatilinde parklarda vakit geçiren, top oynayan, spor yapan ve havuza giren çocuklar hareketli bir dönem yaşamaktadır. Bu aktiviteleri yaparken de yüksek enerjiye sahip çocukların başına çarpışma, koşarken düşme ve ıslak zeminde kayma gibi kazalar gelebilmektedir. Bu tür kazaların başlıca sebebini ise “açık el üzerine düşme” oluşturmaktadır. Açık el üzerine düşen çocukların el bileğinden ziyade dirsekleri ve ön kol kemikleri kırılmaktadır. Çünkü çocukların dirsek ve ön kol kemiklerinin esnekliği, diğer kemiklere göre daha azdır. Bu sebeple çocuklarda en sık gördüğümüz kırıklar dirsek ve ön kol kırıkları olmaktadır.

Kıkırdak dokunun fazlalığı kırığı gizleyebilir

Dirsek kırıklarının en büyük dezavantajı çocukların büyümelerinin devam etmesi sebebiyle kıkırdak yapılarının çok daha fazla olmasıdır. Bu durum çocukların röntgen filmlerinde sadece kıkırdağa kadar olan kısımların net olarak görüntülenebilmesine neden olmaktadır.Kıkırdaktan dolayı görüntülenemeyen dirsek kırıklarının da, çevresindeki sinirleri sıkıştırma ve zedeleme, hatta kemiğin ön tarafındaki damara zarar vererek kolun dolaşımını bozma ihtimali bulunmaktadır.

Kırığın yanlış düzeltilmesi kangrene yol açabilir

Kıkırdak yapının fazla olmasının bir diğer olumsuz tarafı da kırığın çok net görülememesi nedeniyle yanlış ve eksik düzeltme ihtimalidir. Vücutta bir kırık oluşması, kemiğin dışına doğru kanama yapması anlamı taşımaktadır. Bu kanama bazen beklenenden çok daha fazla olmaktadır. Yani bir kol kırığında bir litreye yakın kanama gerçekleşebilir. Bu durumda kırığın çevresinin sıkı sıkı sarılması kan dolaşımını bozarak, kangrene yol açarken, uzuv kaybına bile sebebiyet verebilmektedir. Bu nedenle hastanelerde çocuk ya da erişkinlere kapalı alçı yapıldığında hastalar dolaşım kontrolüne çağrılmakta ve riskler konusunda bilgilendirilmektedir.

Kırık-çıkıkçılardan uzak durun!

Eskiden çok fazla doktor olmaması nedeniyle, özellikle kırsal kesimlerde kırık ve çıkıkçılar ön plana çıkmaktaydı. Ancak bu kırık ve çıkıkçılar, kendi yaptıkları alçılarla kan dolaşımını engelleyerek çocuklarda çok büyük sakatlıklar oluşmasına sebep olmuşlardır. Günümüzde ortopedist sayısı arttı ve kangren olguları çok azaldı. Ancak yine de ailelerin bu konuda her zaman duyarlı olmaları ve kırık – çıkıkçılardan uzak durmaları gerekmektedir.

Kırık kemikler yumuşak dokuyu zedeleyebilir!

Dışarıda kontrolsüz oldukları için çocukların bütün kemiklerinin kırılma ihtimalleri bulunmaktadır. Omuz, el bileği, kalça uyluk kemikleri bu ihtimaller arasında sayılabilmektedir. Çocuklarda bu tür kırıkların oluşması durumunda bir şekilde kırılan uzvun hareket etmemesinin sağlanması gerekmektedir. Çünkü bu uzvun hareket etmemesi hem ağrı açısından, hem de kırık uçların içerdeki yumuşak dokuya zarar vermesini engellemek açısından önem taşımaktadır. Kırığın sabit hale getirilmesinin ardından konusunda uzman bir hekime başvurmak gerekmektedir. Tanı için öncelikli olarak röntgen filmi çekilirken, ihtiyaç halinde tomografi ve MR’da istenebilmektedir.

Alınacak önlemler kazaların önüne geçebilir

Çocukların yoğun olarak yazın karşılaştıkları bu kazaların önüne geçmek için şu önlemler alınabilir:

  • Çocukların aktivite yaptığı yerdeki koşullar düzeltilmeli
  • Parklarda ve parkurlarda zeminler betondan değil, düşme anında şok absorbe etme özelliği olan kauçuk gibi yumuşak malzemelerden yapılmalı
  • Salıncak, kaydırak gibi oyuncaklar demirden değil, plastik gibi daha yumuşak malzemelerden yapılmalı
  • Top oynanan çocukların taş üzerinde değil, çim üzerinde oynanması sağlanmalı. Çünkü çim üzerine düşmekle, asfalt ya da taş zemine düşmek aynı sonucu vermez
  • Kaykay, scooter ve bisiklete binen çocuklara özellikle diz ve dirsek eklemleri ve kafayı koruyan koruyucular giydirilerek, kaskları takılmalı
  • Havuz gibi ıslak zeminlerde düşme oranı çok yüksektir. Kaymayı önleyici zeminler yapılmalı ve belli bir yaşın altındaki çocuklar uzaktan da olsa gözlenmelidir.

İsa Kırım

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner110

banner109