Sigara İçen Her 4 Kişiden 1’inde KOAH Var

Her 10 KOAH Hastasından 9’u Hasta Olduğunu Bilmiyor!

Sigara İçen Her 4 Kişiden 1’inde KOAH Var
 Sigara İçen Her 4 Kişiden 1’inde KOAH Var
Her 10 KOAH Hastasından 9’u Hasta Olduğunu Bilmiyor!

Bugün yaşam kaybının nedeni olan hastalıklar arasında 3. sırada yer alan KOAH’ın sigara içme oranlarının artmasına bağlı olarak önümüzdeki yıllarda daha da yukarılara çıkacağı öngörülüyor. Dünyada yaklaşık 400 milyon kişinin KOAH hastası olduğu bilgisini veren Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Banu Musaffa Salepçi, ne yazık ki her 1O KOAH hastasından 9’unun da hasta olduğunu bilmediğine işaret ediyor. 

 

Kısa adıyla KOAH olarak bilinen Kronik Obstrüktif (Tıkayıcı) Akciğer Hastalığı, akciğerlerde bulunan bronş adı verilen hava yollarının daralması ve alveol adı verilen hava keseciklerinin harabiyeti sonucu; solunum güçlüğü, öksürük ve nefes darlığı gibi şikâyetlere yol açan oldukça yaygın bir sorun. Sigara içer her 4 kişiden 1’inde KOAH görüldüğünü belirten Yeditepe Üniversitesi Kozyatağı Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Banu Musaffa Salepçi, “Sigara dışında, çocukluk çağı enfeksiyonları ve Anadolu'da yaygın olarak yaşatılan tandır geleneği de KOAH oluşumunu sebep olabiliyor. Tandırda yakılan biyolojik yakıt adını verdiğimiz gazel, çalı çırpı ve tezek gibi yakıtlar, kadınların çeşitli gazlara ve partiküllere maruz kalmasına ve KOAH'ın gelişmesine neden olabiliyor” dedi. 

 

KOAH HASTALARI HASTALIĞININ FARKINDA DEĞİL

KOAH,  havayollarını daraltan, solunumu güçleştiren ve hastanın günlük yaşamını çok ciddi oranda etkileyen bir sorun.  KOAH’lı hastaların öksürük ve balgamdan kısa mesafeli yürüyüşte bile oluşan nefes darlığına kadar değişik semptomlara sahip olduğunu anlatan Prof. Dr. Banu Musaffa Salepçi,  KOAH’ın farklı çeşitleri olduğunu belirterek şunları anlattı:

“Alveol adı verilen hava keseciklerinin harabiyetinin yol açtığı akciğer dokusunun bozulması, elastikiyetinin kaybolması ve kana yeterince oksijen taşınamaması ile sonuçlanan tipine amfizem adı verilir. Bu hastalarda önceleri merdiven, yokuş çıkarken ortaya çıkan nefes darlığı, hastalık ilerledikçe düz yolda yürürken bile görülmeye başlar. KOAH’ın bir diğer çeşidi de kronik bronşittir. Kronik bronşit, amfizemden farklı olarak hava yollarının hastalığıdır. Bronş duvarında hücre birikimi ve zaman içinde geri dönüşümsüz bir kalınlaşma oluşur. Bu hastalar her yıl kış aylarında en az 3 ay devam eden öksürük ve balgam çıkarma şikayetleri ile başvururlar. KOAH’lı hastalar genellikle öksürük balgam gibi yakınmalarının içtikleri sigaraya bağlı olduğunu düşünerek yaşadıklarını doğal olarak görür ve doktora başvuruda gecikirler. Bu nedenle de her 10 KOAH hastasından 9’u tanı konulamadığı için KOAH olduğunu bilmez.” 

 

PASİF İÇİCİLER DE RİSK ALTINDA!

KOAH tedavi edilmediğinde ve eğer hasta sigarayı da bırakmamışsa bu hastaların yaşaması gereken süreden en az 10 yıl önce hayatlarını kaybedebileceklerinin altını çizen Prof. Dr. Salepçi, “Her gün düzenli olarak bir tane sigara içmek bile zararlıdır. Ancak içilen miktar ve süre arttıkça risk de katlanarak artış gösterir. Tütün hiç işlenmeden bile kanserojen bir maddedir. Kaldı ki sigara yapımında tütün birçok işlemden geçer ve birçok katkı maddesi eklenir. Sigara yanarken de dumanıyla pek çok zararlı madde ortaya çıkar. Bu nedenle sigara içmeyen ancak sigara içilen ortamda bulunan pasif içiciler de KOAH riskiyle karşı karşıya kalır” dedi. 

 

SİGARA BIRAKILMAZSA HASTALIK TEDAVİ EDİLEMEZ

Tedaviyle KOAH hastalığını tamamen düzeltmenin ne yazık ki mümkün olmadığını dile getiren Yeditepe Üniversitesi Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Banu Musaffa Salepçi, sözlerine şöyle devam etti: “Bu nedenle öncelikli amacımız hastanın yaşadığı semptomları azaltmak oluyor. Bu sayede yaşam kalitesini de yükseltmeyi amaçlıyoruz. Ancak asıl önemli nokta, sigaranın bırakılmasıdır. Çünkü sigara kullanımı devam ettiği sürece hastalığın tedavi edilmesi imkânsızdır ve ilerlemeye devam etmektedir. Hastanın yaşadığı nefes darlığı gibi belirtileri ölçümleyerek de KOAH’ın hangi evrede olduğunu tespit edip, ilaç tedavisine başlıyoruz."


 


İsa Kırım

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER