Manici Abduş Dede



Manici Abduş Dede


 ‘’Dağıtır yuvayı bozar dirliği
Zorunan aldırır beşi birliği
İçten olan eder ballığı’’

‘’Aşkından ölecegim
Ne zaman gülecegim
Alnıma ne yazılmışsa
Şüphesiz göreceğim ‘’



Abduş dede 1937 doğumlu, Çankırı / Ilgaz / Ilısılık / Sezginler köylü olup tam bir mani ustası.

75 yaşında olan Abduş dede muhabbetli ( zorda olsa ), gülmesi garantili sohbeti ile karşımızda. Ilgaz’ın soğuk havası ile İstanbul’un soğuk bağrında yapılan güzel bir söyleşi.

Bizim köyün adı Mühendisten!

Bizim köyün adı ericekti. Bir elektrik mühendisi geldi köyümüze, bundan 40 sene önce.  Lazdı. Orada görevini yaparken köy isimlerini sordu. ‘’Burası nedir?’’ dedi.  ‘’Ericek’’ cevabını verdiğimizde, ‘’Ericek olmasın ‘’Sezginler’’ diyelim ‘’ diye yazdı. Bizim köyün adıda öyle kaldı. Bizim köyün adı laz mühendisten kalma.


Şimdiki aklım olsaydı köyde kalmazdım!

Şimdi ki aklım olsaydı çalışmak için İstanbul’a gelirdim., köyde de kalmazdım. Abilerim köyde diye bende kaldım. Daha sonra kaza geçirdim, bu yüzden köyde kalmak zorundaydım. Rençberlik yaptım, ekin, arpa ile geçimimizi sağladık. Evimin önünede ektik domates, biber, maydonoz. Bize köy bu güzellikleri verdi. Sakalımızı beyazlattık tek. Bize kalan da bu.

Köyde sıra…

Kışın köyde az nüfus kalıyoruz. Bu yüzden imam gitmesin, köyü bekleyen biri olsun diyerekten bir ev bekler. Ben de bekledim, şimdi sıra başka bir ailede. Bu adet hep böyle gider.

Askerlikle Çankırı dışına ilk defa çıktım..

1957 yılıydı. Kar, kış dolu, yollar kapalı, ilk acemi birlik havacı olarak Kütahya sonrası zorlu bir askerlik Diyarbakır. İlk çıktığım gurbet elidir. Hayatımda tecrübeli geçirdiğim koca koca iki sene. Zorlu ve tecrübeli iki sene.
Ya maniler?


Manici başı mısın,
Cevahir taşı mısın,
Ayda bir mektup göndersem,
Koynunda taşır mısın?

Maniyi baştan söyle,
Kalemi kaştan söyle,
Benim karnım acıktı,
Ekmekten aştan söyle.
 
Maniye maraz derler,
Güzele kiraz derler,
Kime derdimi açsam,
Bu dert sana az derler.


Okumadık, okusaydık adam olurduk!

Evimizi barkımızı biz kendimiz yaptık. Kendimiz yapardık kırığını, çıkığını. Biz hep kendi hamurumuzda kavrulduk. Köyde açtık gözümüzü, askerlik diye çıktık dışarı yine geldik köyümüze. Arada bir kışları gelirim çocukların yanına.

Maninin devamını alsak.

Mektup yazdım açtı mı?
Oktan yaya ulaştı mı?
Gitti yarım gelmedi,
Acep benden geçti mi?

Su gelir akar gider,
Yar gelir bakar gider,
Nideyim öyle yari,
Yüreğim yakar gider.

Tarlada dolu çiçek,
Benim yarim bir melek,
Lakin bahtım yok imiş,
Neler etti şu felek.

Bu Çankırı manisidir…

Zamanınızdaki eğlenceler nasıldı?

Erkekler bir yerle eğlenirdi, kadınlar bir yerde. Biz erkekler davul zurnayı alır harmana kaçardık. Sesimizi karşı köy duyardı .. Hey gidi günler hey…

Harmanlarda oynarlar,
Davul zurna çalarlar.
Dört gün dört gece,
Bu işle uğraşırlar.

Söylemek istediğiniz son cümleleriniz?

Okuyun, okuyup tahsilli olun, yararlı bir insan olun. Memleketinizden, toprağınızdan uzak olmayın. Ilgaz / Çankırı memleketim. Ayrılıp gelmek istemezsiniz. Bizler ora ile birleşmişiz, bir olmuşuz. Ekmek pahasına da olsa gurbette unutulmuyor memleket kokusu. Bir sıcak çay bir sıcak sohbet gerekiyor. Adının değerini bil, gençliğinizin değerini bilin. Bizler doyasıya yaşadık sıra sizde…

Selametle…

Ağzına diline sağlık Abduş dede…

Adımın değeri aklımdadır,
Memleket kıymeti başkadır.
Ağzına, diline sağlık Abduş dede.
Sağlığın, varlığın yüzünde ki nurdadır.

Buda benden olsun…

Sağlıcakla…



[email protected]
https://www.facebook.com/oozdemiroglu?ref=tn_tnmn#!/oozdemiroglu
https://twitter.com/ilgazoz







YORUM EKLE