KURBAN- NEDEN – NİÇİN - NASIL?

KURBAN- NEDEN – NİÇİN - NASIL?

Yazı uzundur ama sonuna kadar bilgilerimizi arttıracağımıza inanıyorum

Hepimiz az çok biliriz. Kurban neden var? Nerden çıktı?

Hayvan severler haklı mı? Koca Allah neden kurban kesin diye kurbanlık hayvan sınıfı yarattı?

Sanıyorum ki şimdi yazacaklarımın bir kısmını dile getiren olmadı. O halde başlayalım…

Hz İbrahim MÖ 2000 yıllarında yaşadı. Musevi ve Hristiyanlığa göre ‘din büyüğü’ İslam’a göre ise resuldür. ( Kuran da peygamber diye bir sözcük yoktur. Ama biz Resül’ü Peygamber olarak çeviririz) İki oğlu vardır. İshak ve İsmail. Musevilerin İshak’ın soyundan, Arapların İsmail’in soyundan geldiğine inanılır. İsmail ilk oğludur ve Hz İbrahim 86 yaşında iken doğmuştur annesi Hacar’dır. İshak ise Hz İbrahim 100 yaşında iken doğar ve annesi çok güzel bir kadın olan Sara’dır.

Aralarındaki kıskançlığa ve Hacar ile İsmail’in Kabe’nin olduğu bölgeye Hz İbrahim tarafından götürülüp bırakılmasına hiç girmeyeceğim. Başka zaman anlatırız.

Kuran da hangi çocuğun kurban edilmek üzere olduğu yazmaz. Müslümanlar çıkarımlarına göre kurban edilecek çocuğun ilk çocuk olması gerektiğini söylerler; yani İsmail. Hakikaten de o günkü tarihi bilgiler bilindiğinde sonuç İsmail’dir. Oysa Tevrat’ta kurban edilecek çocuğun İshak olduğu yazılıdır. Şimdi ayeti hatırlayalım

“O : "Rabbim! Bana Salihlerden olacak bir evlat ver", dedi.

”İşte o zaman biz onu uslu bir oğul ile müjdeledik.”

”Babasıyla beraber yürüyüp gezecek çağa erişince: Yavrucuğum! Rüyada seni boğazladığımı görüyorum; bir düşün, ne dersin? Dedi. O da cevaben: Babacığım! Emir olunduğun şeyi yap. İnşallah beni sabredenlerden bulursun, dedi. ”“Her ikisi de teslim olup, onu alnı üzerine yatırınca:”

”Biz ona: " Ey İbrahim!" diye seslendik.”

”Rüyayı gerçekleştirdin. Biz iyileri böyle mükâfatlandırırız.”

”Bu, gerçekten, çok açık bir imtihandır.”

”Biz, oğluna bedel ona büyük bir kurban verdik. “ Saffat/100–107

Şimdi bir baba rüyasında görse bile oğlunu niye kurbanlık koç gibi kessin? O kısma geldik.

Hz İbrahim’in yaşadığı çağda İbrani toplumu doğan ilk çocuğu artık neye tapıyorsa ona, ( veya buna tanrılarda diyebiliriz) tanrılara kurban ederdi. Empoze edilen bu tapınma o kadar reeldi ki peygamberlik yoluna giren Hz İbrahim bile etkilenmişti. Oysa geçmişi, o günü ve geleceği bilen yüce Yaratan bu olayın yaşanacağını zaten bildiği için İnsan kurban etmeyi sona erdirmek üzere resülünü yani Hz İbrahim’in başına bu olayı getirerek gelecek nesillere bir kural aktardı. Eğer bu olay başka bir kişinin başına gelseydi okuma yazma bilmeyen, tek bir basılı kitapları bile bulunamayan o nesil insanına bahşedilmiş Kurban asla bilinemezdi ve insanlar İnsan kurban etmeye devam ederdi.

Günümüzde geçmiş, tarih , Mısır yazıtları, Sümer tabletleri, Hz Nuh öncesi yaşamış toplumlar bizim toplumumuz tarafından iyi bilinmediği için, hatta biraz daha ileri gidip söyleyeyim; Milletçe zır cahil olduğumuz için cami imamının anlattığı ‘dogma bilgi’ yi lup diye yutup o kısır bilgiden Allah’a ulaşmaya çalışan bolca müslüman ! kardeş görürsünüz. Bu bayramda da bolca göreceksiniz.

Gereksiz yere Koyun, deve, dana vb katletmek açık ve seçik caniliktir. Şimdi de onu anlatayım.

İslam’a göre fakir halk varsa, ete ulaşamayan toplum varsa kurban kesilir. Ette aminoasitler ve B vitaminleri vardır. Bu elemanların bir kısmı maalesef başka hiçbir besinde yoktur. Yüzyıllar boyunca etten mahrum kalacak fakir toplumlarını düşünürseniz hastalıklar başlar, bu hastalıklar genlere geçer ve gelecek nesiller doğumsal hasta olarak yaratılır. Bu nedenle ömrünün bir kısmında et ile kafi derecede beslenmek, gelişecek bu durumları ortadan kaldırır.
Ammaa kavurmasını yiyeceğim diye, zengin ve alım gücü olan komşuya dağıtacağım diye kurban kesilmez. Kurban kesilirken kurbanın yanında olmak zorundasınız. Görmelisiniz. Ya da mutlaka birine vekalet vermelisiniz. Eğer kurban kesilirken görmeyecekseniz o takdirde gereksiz yere cana kıymış olursunuz. Şöyle ki ; düşünün çok zengin bir adamsınız. Paranız ve gücünüz bol. ‘kes şurdan 30 baş hayvan’ diyebilirsiniz. Bunu düğünlerde dolar saçan ve altına giyecek donu olmadığı halde komşusuna hava atan havaliden rahatlıkla çıkarabilirsiniz. İşte o takdirde kurbanın yanında olmazsanız olayı görmediğiniz için acıma duygunuz gelişmeyecek ve boş yere kurban kesmeye devam edecek, gereksiz yere canlıların canına kıymış olacaksınız. Kurban kesilirken yanında durursanız gereksiz yere kesmemeyi öğrenirsiniz. Çünkü sonuçta bir cana kıyıyorsunuz. Ben çocukluğumdan beri kurbanı ailemle kestiğimden ve ayırdığımdan asla bir fazlasını harcamadım. Çünkü yazık olacağını bizzat görüp yaşıyorsunuz. Bu nedenle kurban gerçek anlamı olan fakir halka mutlaka ulaştırılmalı, gereksiz yere kesim yapılmamalıdır. Farz olan bir işlem değildir.

Çünkü.

Eğer kurbanın başında duramıyorsanız vekil seçin o kişi sizin yerinize görevini yapsın ve asla fakir halka, et yiyemeyen topluma ulaştırmayacaksanız o kesimi yapmayın.

En güzeli de kurban parasını güvendiğiniz bir kuruma bağış yaparak, vekaletinizi Allah indinde vererek gerçekten aç insanlara ulaştırmanızdır. Örneğin Afrika’lı açlara… Ha onlar yolsuzluk yapmış şöyle olmuş böyle olmuş. Sen o bağışı o anlamda yapmadın ki zaten. Allah her şeyi duyar bilir. Onlar şarlatansa cezasını Allah verecektir. Orayı da ‘O’ na bırak.

Bizde kurban aslında bir nevi ailesel gelenektir. Anne ve babalar çocukluklarını kurbanla hatırlar. Kendi ailesini, o tatlı sohbetleri, hep beraber yenen kavurmayı özlerler. Bu özlemi de kendi ailelerinde yaşatmak isterler. O nedenle de kurban kesmezlerse kendilerini eksik hissederler. Bir düşünün bana hak vereceksiniz.

İslam’da Kurban ın aslı yüzyıllar önceden beri gelen doğan ilk çocuğun kurban edilmesini ortadan kaldırmaktır. Binlerce yıl Allah’ın uyarmasına rağmen insanlar kurban edilmiştir. İslam ve Yahudilikte Kurban sayesinde suçsuz insanlar kurtarılmıştır.

Kurban ın Türkçesi ‘Yagış’ dır.

Bugün kullandığımız Kurban sözcüğü ise Yahudilerden gelmektedir. Aslı ‘Korban’ dır. Antik İsrail de tanrı Molek’e çocuklar kurban edilirdi. Molek’in bu sayede Melek’e dönüştüğüne inanılırdı. Çünkü Molek kötü tanrıydı. Molek’e Kurban vererek Molek’in iyileştirilmesine ve halka zulmetmemesine çalışılırdı.

İndiana Jones filminin ‘Temple of Doom’ bizde uydurulmuş adı olan ‘Kamçılı adam’ filmini hatırlarsanız Molek’e çocuklar kurban ediliyordu.

Tabi Allah her zaman olduğu gibi toplumu yeniden düzeltmek ve bilinçlendirmek için İbranilere Hz Musa’yı gönderir ve insanların Molek'e çocuklarını kurban olarak sunmasını yasaklayarak Musa’ya şöyle der: ‘’İsrail halkına de ki, İsrailliler’den ya da aranızda yaşayan yabancılardan kim çocuklarından birini ilah Molek’e sunarsa, kesinlikle öldürülecek. Ülke halkı onu taşlayacak.’’

Gördüğünüz gibi Allah bir çok peygember göndererek insan kurbanını yasaklamış ama buna rağmen bugüne kadar bilinen sayıyla tam 33 millet insan kurban etmeye devam etmiştir. Bu nedenle de Hz İbrahim Kuran da tekrar hatırlatılarak kurbanın önemi vurgulanmıştır.

Biraz daha aktarayım.

Antik Mısır, Antik Yunan, Aztek ve Maya uygarlıkları insan kurbanı üzerinden ibadet yaparlardı. İnka’larda ‘Capac Hucha’ yani politik bakımdan çok önemli statü için çocuklar kurban edilirdi. Günümüzde bu inanış olsa 45 günlük bakan olacağım diye yemin ederim ortada çocuk bırakmazlardı.

Diğer bir komik olan unsur da Antik Yunan kurban geleneği sonrası ritüeli ülkemizde cahil halk tarafından hala sürdürülmektedir. Bizde biri vefat ettiğinde kapıya ayakkabı koymak, eşiğe süpürge bırakmamak ve ölünün ruhu içer diye ortama su koymak, yer diye yiyecek bırakmak antik Yunan’da kurban kesildikten sonra tapınmalarının bir parçasıydı. Bu uygulamalar aynen toplumumuzda devam etmektedir.

Mezopotamya yani Dicle Fırat arası durur mu? Aynen kurban ritüeli şöyleydi;

İnsanların, başlarına bir uğursuzluk gelme ihtimaline karşı tedbir olarak hayvanları adak olarak adarlardı. Bize ne kadar yakın dimi?

Mezopotamya halkları kimi zamanda kestikleri kurban sayesinde günahlarının temizleneceğine dair olan inanışları sebebiyle çeşitli hayvanları kurban ettiler. Mezopotamya'da gerek tanrının azabından korkma, gerekse hayvanların tanrının birer besini olarak algılanması dolayısıyla, tanrıyı doyurmak amaçlı kurban kesilmiştir. Bu ve benzeri korkular Mezopotamya'daki kurban kesme ritüelinin daha ciddi bir hal almasına neden olmuştur. Günümüz Türkiye’sinde yeni alınan bir araba, ev ‘kan akıtmadan’ kabul edilmez. Bunların İslam’da yeri yoktur. Ama gel anlat. Adam putperestlikten gelmiş, Mezopotamya’da kurban kesmiş, komşusu İbrani olanı ; çocuk kurban etmiş, Bizans geleneği vücuduna işlemiş. Hadi gel anlat.

Bizde sorun ne biliyormusunuz.

OKUMADAN ALİM OLANIMIZ ÇOK. Ee böyle oldukça burnumuz şeyden çıkmıyor.

Hadi çok uzatmayayım. Daha çoook anlatacaklarım varda okunmaz uzun olunca.

Ha birde sakın bana şunu demeyin ‘ yanılıyorsun O imam şunu demiş Bu bunu demiş’

Cevabım şu olur; Sen İmamına inan. Ben İncil, Tevrat, Kuran okumuş, Sümerleri yutmuş, Antik Mısırı ezberlemiş biri olarak imama değil sadece Allah’ a inanıyorum.

Mutlu huzurlu ve güzel bir bayram dileğimle…
YORUM EKLE