Ilgaz'dan Ilgaz'a…




Ilgaz'dan Ilgaz'a…


Ilgaz Anadolu’nun Sen Yüce Bir Dağısın…

 

İlkokulda öğretilmeye başlanır bu şarkı. Bu şarkıyla tanır herkes Ilgaz’ı. Dünya’nın Dört Bir yanında bu şarkı öğretilir çocuklara.

 

Ilgaz’ın yüceliğini anlatmaya geldim size, kim mi görevlendirdi ismini taşıdığım Ilgaz…

 

İsmi Gibidir Ilgaz, başı dumanlıdır. Bazen sert bir fırtına estirir, bazen de yumuşacıktır.

 

Kavurucu yaz sıcağında bile Kırkpınar bahar esintileri ile karşılar sizi, gezmenin tadına varamazsınız Ilgaz da.

 Ilgaz’ı gezerken yanınıza alacağınız tek şey vardır o da umutlarınız. Gidersiniz bir kadın çayırına, çıkarırsınız ayakkabılarınızı, çıplak ayak ile yanınıza aldığınız umutlarınızın peşinden koşarsınız.

 

Ilgaz herkesi bağrına basar ve bırakmaz. Ilgaz’a gittiğinizde uyuyamazsınız bile sabah ezanı okunur okunmaz ayaktasınızdır.

 

Horozların sesinde “ hadi kalk artık’’ demek istediklerini anlarsınız hemen. Çıkarsınız dışarı Ilgaz dağının mis kokulu rüzgârı eşlik eder size, evinizin önünde ki pınara koşarsınız, soğuk dağ suyunu yüzünüze vurduğunuzda işte o zaman şükredersiniz Yaradan’a bu güzellikleri sizinle buluşturduğu için.

 

Pınar suyunun şırıltısı ile öte geçide ki bakmaya doyamadığınız kavakların ulu sesleriyle bir müzik ziyafeti sunar size. Karşı taraftan gelen muhtarın traktörü bu sese eşlik eder.

 

Gökyüzüne değer başı. Eğer bir gün ulaşmak isterseniz Gök kubbeye Ilgaz Dağı bunun için yardımcı olacaktır size, elinizi uzatsanız değersiniz sanki…

 

 

Ezanlar bir başka okunur Ilgaz da, ev reisleri, köyün delikanlıları akşam vaktinde cami de alırlar soluğu, dedelerimizin traktörlerine atlayıp camiye namaza gittikleri gibi, sohbetin en koyu olduğu zamanladır namaz vakitleri.

 

Traktör dedim de bakmayın siz hep erkeklerin kullandığına, kızlarımızın marifetleri daha büyüktür aslında. Traktörde ne ki. Doğru yoldan başlarsınız bakmaya tarlaların güzelliğine, ardı sıra dizili dizili doyamazsınız, her tarla başında yemenili ekin biçen kızlarımız. Hani kızı, tuzu, tozu derler ya kızlarımız güzeldir fakat iç güzelliklerinden gelir yüzlerinin güzelliği, okumuşlukları, çalışmışlıkları.

Ilgaz kızları memleketlerine gidince giyer entarileri, takarlar yemenilerini, alırlar ellerine oraklarını, giderler pancara, ekine, arpaya…

 

E Bir başkadır benim insanım…

 

 

Tarlalar da domates kokusu havasına karışır Ilgaz’ın koparırsınız hemen, yıkamadan bazlama ekmeğinin arasına koyarsınız, yemeğe doyum olmaz, ziyafet çekseniz kendinize o tadı yakalayamazsınız.

 Devrez kenarında gezerken çekirge sesleri kulağınıza doğanın ilahisini fısıldar.

 

Akşam ezanı ile Yatsı ezanı arası evlerde hummalı bir çalışma başlar. Kızlar, gelinler, torunlar…

Yemekler hazırlanır evin büyük annesi akasyanın altında oturup çobanın ineklerini getirmesini bekler.

Hangisinin kendi malı olduğunu onca ineğin arasından anlarlar ya işte buna hala şaşarım.

Sahi nasıl anlıyorlar?

Koskoca bir sofra kurulur bizim oralarda tek bir kaptan yenir yemek. Büyük baba oturur önce, çağırır oğullarını, damatlarını, gelinlerini kızlarını başta torunlarını, ortada kokusuna doyamadığınız çorba tarhana vardır. Dertlere deva dersiniz kaşıklar teker teker dökülür içine gülen gözlerde ki tebebbüsüm sohbete sıçrar bir anda ve ocağın önünde demlenen çaya…

 

Ilgaz Dağına bakarsınız pencereden, parmaklıklar vardır her evde, hırsız girmesin diye, hoş bizim Ilgaz’ın hırsızı tek bir şeydir o da fare…

Ilgaz kapanır yavaş yavaş, Akşam karanlığı onu yüceltir. Size sessizce ninni okur duymazsınız, o size her an bakar görmezsiniz, siz yatağınıza yattığınızda yıldızlara tutunacak kadar yakınsınızdır. Gözleriniz kayan bir yıldız arar ve o anda o yıldız sizi duymuş gibi kayar dua eder dilek tutarsınız ..

Leylek elektrik direğine yaptığı yuvasından izler Ilgaz’ı. Biz de onları.

 

Çarşısına girersiniz, insanları ;

 

- ‘’Bu kim, nerden geldi acaba ?’’ diye kendi beyinlerinde ki sorulara cevap ararken,

 

- ‘’Belki bilmem kaç yıl evvel ki arkadaşımdır’’ diyerek cevap üretirler kendi kendilerine.

 Misafirperverdir Ilgaz insanı, ikramı boldur, sevecendir, sıcaklığı, insana güvenmenin garantisini bu memlekette hissedersiniz.

 

Gezmeye doyamadığınız, umutlarınızı da yanınıza aldığınız ve rüzgârın size eşlik ettiği o güzel anlarda bir anda koşmaya başlarsınız yalın ayak, köyünüzün en güzel bayanı 80 lik Hacer nene arkanızdan bağırır hey çılgın kız nereye?

 Ve seslenirsiniz,

 

 

Adıma, Ilgaz dağına Güneş Toplamaya…

 

[email protected]
https://twitter.com/ilgazoz
https://www.facebook.com/oozdemiroglu?ref=tn_tnmn#!/oozdemiroglu

 

Özlem Ilgaz ÖZDEMİROĞLU...

 

YORUM EKLE