20-31 ARALIK ETKİNLİK TAKVİMİ

20-31 ARALIK ETKİNLİK TAKVİMİ

20-31 ARALIK ETKİNLİK TAKVİMİ
20-31 ARALIK ETKİNLİK TAKVİMİ



SEMİNER

20 Aralık Pazartesi Saat:18.30
KARŞILAŞTIRMALI SİYASET: TARİH VE SOSYOLOJİ
Düzenleyen: Mümtaz’er Türköne
Yer: Divan Edebiyatı Vakfı



SEMİNER

20 Aralık  Pazartesi Saat: 18.30
DÜNYADA NELER OLUYOR
Düzenleyen:Mustafa Özcan
Yer: Türkiye Yazarlar Birliği

“Çin asrı ve Asya'da değişen dengeler”


SEMİNER

20 Aralık  Pazartesi Saat: 18.30
TARİHİN KARA DELİKLERİ
Düzenleyen: Mustafa Armağan
Yer: Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezi

Mehmed Akif yurt dışına neden gitti?
 
“Çanakkale Şehitleri”ne yazılmış en güzel şiir de, İstiklal Marşı’mız da onun eseriydi. Milli Şairimizdi. Kurtuluş Savaşına katılmış ve Burdur’dan ilk TBMM’ye üye seçilmişti. Vaazlarıyla halkın bu topraklara sahip çıkmasını sağlayanlardan biriydi. Bu kişi Mehmed Akif’ti.
Ancak Akif 1923’te ikinci kez milletvekili seçilmedi. Cumhuriyet’in ilanından sonra tam da birlik ve beraberlik sağlanması gereken bir noktada yalnız kaldı. Bütün duygu ve düşüncelerini içine adeta bir vasiyet gibi gömdüğü “Âsım” adlı kitabı tam bir sessizlikle karşılandı, adeta bir “sükût suikasti”ne kurban edildi. Nihayet bir gün Eminönü Halkevi’nde yapılan Çanakkale zaferi üzerine yapılan bir konuşma basına yansıdı. Konuşan kişi, “Maalesef” diyordu, “Çanakkale zaferi hakkındaki en güzel şiir, “bizden olmayan” biri tarafından yazılmıştır.”
Akif “bizden” değildi, öyle mi? Bu, Akif’in kurtuluşu için onca mücadele verdiği kendi ülkesinde istenmediğini gösteriyordu. İşte Mehmed Akif’in öldüğü yıl olan 1936’ya kadar kalacağı Mısır hicreti böyle başladı. Yine de bir Kur’an-ı Kerim meali yazarak ülkesiyle bağını korumaya çalıştı. Ancak onu da yaktırmak zorunda kaldı.
Mustafa Armağan bu ay, Akif’in hicranlı ayrılış hikayesini, Kur’an mealini neden yaktırdığını ve ölümünden sonra Türkiye’nin onu yeniden bağrına basış hikayesini anlatacak.


SEMİNER

21 Aralık Salı Saat: 18.30
EDEBİYAT VE BİLGELİK
Düzenleyen: Sadık Yalsızuçanlar
Yer: Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezi



SEMİNER

21 Aralık Salı Saat: 18.30
MÜREKKEBİ  KURUMADAN
Düzenleyen: Asım Gültekin
Yer: Türkiye Yazarlar Birliği

Yazar Güray Süngü ile son kitabı “Deli Gömleği” ile ilgili konuşulacak.  


SEMİNER

21 Aralık Salı Saat:18.30
TASAVVUF SOHBETLERİ
Düzenleyen: Tuğrul İnaçer
Yer: Altunizade Kültür ve Sanat Merk



SEMİNER

21 Aralık Salı Saat:18.30
TÜRK ŞİİRİNDE ÖNCÜ KİTAPLAR
Düzenleyen:Haydar Ergülen
Yer: Atatürk Kitaplığı

Türk Şiirinde Öncü Kitaplar programı Ece Ayhan'la sürüyor. Programda, Türk şiirinin ayrıksı şairi Ece Ayhan'ın, 1973 yılında yayımladığı, dördüncü şiir kitabı Devlet ve Tabiat'ın Ece Ayhan şiiri içindeki farklılığının yanı sıra, Ece Ayhan şiirinin temaları üzerinde de durulacaktır.


SEMİNER

22 Aralık Çarşamba Saat: 14.00
SULTANBEYLİ KADIN BULUŞMALARI
Düzenleyen: Selma Zarifoğlu
Yer: Sultanbeyli Kültür Merkezi

“Edebiyatımızda Şiir ve Kadın Şairler”

Sunum: İlkim KARACA

Söyleşi: Araştırmacı yazar- Şair Meryem ŞAHİN, Araştırmacı Yazar Ferda MAZAK

Kitap Dağıtımı:
Güvercin Kanatlarında Çiğ Taneleri / Meryem ZARİFOĞLU  (şiir)

Şiir Dinletisi: Zeytin Dalı Kültür Sanat Grubu Şairleri



SEMİNER

22 Aralık Çarşamba Saat:18.30
VARLIK SEBEBİMİZ TÜRKÇE
Düzenleyen: Yavuz Bülent Bakiler
Yer: Atatürk Kitaplığı

“Türkçe Varlık Sebebimiz”
Milletimizin kalkınması ve çağdaş medeniyet seviyesine ulaşabilmesi ancak zengin bir Türkçeyle olur. Namık Kemal’in belirttiği gibi; bir insanın zekası bildiği kelime sayısıyla orantılıdır. Yani aklımızı kullanmamız zengin bir dille olabilir. Bu hususu dikkate alan batılılar Sekiz yıllık eğitimden geçirdikleri çocukları ve ders kitaplarını yetmiş bir bin kelimeyle hazırlarlarken bizde neden yedi bin kelime?


SEMİNER

22 Aralık Çarşamba Saat: 18.30
MEDYANIN KÜLTÜRE ETKİSİ
Düzenleyen: Belkıs İbrahimhakkıoğlu
Yer: Türkiye Yazarlar Birliği

Programda, yazılı ve görsel medyanın insanımızın manevi dünyasına ne kadar hitap edebildiği masaya yatırılıp enine boyuna tartışılacak.
 


SEMİNER

22 Aralık Çarşamba Saat: 18.30
50 YIL ÖNCE 50 YIL SONRA
Düzenleyen: Üstün İnanç
Yer: Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezi


KONSER

22 Aralık Çarşamba  Saat:20.00
OYA İŞBOĞA KONSERİ
Yer: Başakşehir Kültür Merkezi

İTÜ Türk Mûsikisi Devlet Konservatuarı lisans ve Haliç Üniversitesi Yüksek Lisans mezunu Oya İşboğa, “Şimdi Hatırda mıdır?” adlı albümünde, konservatuardan hocası Nevzat Sumer’in şarkılar üzerindeki karakter, renk, üslup, söz, müzik ve bunların birbiriyle ilişkilerindeki titiz çalışmasına buğulu ve duygulu sesiyle hayat verdi.

Albümde, Hacı Arif Bey ve romantik Türk Müziği ekolünün son büyük bestecileri ile 20. yüzyılın önemli bestecilerinin eserleri arasından seçilen "Şarkı"ların yanı sıra "Yürük Semai" ve "Divan" formlarında sözlü eserler ile aynı dönemlere ait "Saz Eserleri" de yer almaktadır.

Genç sanatçı Oya İşboğa, yönetmenliğini Osman Sınav’ın yaptığı “Kapıları Açmak” dizisinde seslendirdiği gazellerle de seyircilerin takdirini kazanmış olup, “Hatırla Sevgili” adlı dizide Şahnaz Çakıralp’in okuduğu şarkıların da seslendirmesini yapmıştır. Nevzat Sumer yönetimindeki İ.K.T.M.O ile konserler vermektedir. 2005 yılında kurulan İ.T.Ü “AVAZE “ Türk Müziği Kadınlar Topluluğunda solist ve korist olarak görev almaktadır. Oya İşboğa aynı zamanda, Kocaeli Üniversitesi Devlet Konservatuarı’nda Türk Müziği Nazariyatı dersleri vermektedir.


KONSER

22 Aralık Çarşamba Saat: 20.00
KARDEŞ TÜRKÜLER KONSERİ
Düzenleyen:Necmettin Köse
Yer: Tuzla İdris Güllüce Kültür Merkezi

Topluluğu bünyesinde yer alan Kardeş Türküler projesi, halkların kardeşliğine müzikal bir çerçeveden vurgu yapıyor. Anadolu, Trakya ve Mezopotamya halk şarkılarını, kendi kültürel bağlamlarını dikkate alarak, orijinal dilleriyle yorumlamaya çalışırken, çok kültürlü bir coğrafyada kardeşlik içinde bir arada yaşama umudunu dile getiriyor.

Kardeş Türküler Projesi çerçevesinde, Anadolu ve çevresinde yaşayan farklı dil ve inançlara sahip halkların şarkıları üzerine araştırmalar yapılıyor, geleneksel şarkılar ve geleneksel formlara dayanarak üretilen besteler, projenin düzenleme anlayışı çerçevesinde yorumlanıyor.


SEMİNER

23 Aralık Perşembe Saat:18.30
KÜLTÜR SANAT KONUŞMALARI
Düzenleyen: Recep Garip
Yer: Türkiye Yazarlar Birliği


SEMİNER

23 Aralık Perşembe Saat: 18.30
ÇAĞDAŞ TÜRK DÜŞÜNCESİ SEMİNERİ
Düzenleyen: İsmail Kara
Yer: Altunizade Kültür ve Sanat Merkezi



SEMİNER

23 Aralık Perşembe Saat: 18.30
FİLM ESTETİĞİ VE DÜNYA SİNEMASINDA AKIMLAR
Düzenleyen: Rıdvan Şentürk    
Yer: Buhara Özbekler Tekkesi


SEMİNER

23 Aralık  Perşembe Saat: 18.30
İSTANBUL  MEDDAH  HİKAYELERİ
Düzenleyen: Şeyma Güngör
Yer: Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezi

 Sezonun son programında geçen seneden itibaren her ay birisini takdim ettiğimiz İstanbul Meddah Hikâyeleri hakkında genel bilgi verilecek ve hikâyelerin beğenilen bazı kısımları tekrar edilecektir.
Seminer programı bilgisayar sunumu ile desteklenirken değerli  sanatkârlarımız tarafından   yine programın ana konusuna bağlı olarak sevilen şarkılar  terennüm edilecektir.



SEMİNER

23 Aralık Perşembe Saat:18.30
NESİRLER VE NESİLLER
Düzenleyen: Cevdet Karal-Melek Paşalı
Yer: Atatürk Kitaplığı

“Nesirler ve Nesiller”in yeni durağı Ahmet Hamdi Tanpınar ve “Huzur”. Birkaç nesil sonra anlaşılmaya başlayan büyük yazarımız. Değişimle devamlılığın iç içeliği tezi, karşılığını belki de en çok bugün buluyor.



KONSER

23 Aralık Perşembe Saat: 19.00    
NEY AKŞAMLARI
Düzenleyen: Ender Doğan
Yer: Yerebatan Sarnıcı

Türk tarihinin önemli kültür ayaklarından birisi olan tasavvuf ve edebiyat mahfillerinde  “Ney” enstrümanı önemli bir unsur olarak karşımızda durmaktadır. Salt bir müzik aletinin ötesinde olan “Ney”  bu özelliğinden ziyade çok derunî anlamlar ifade etmektedir. Yıllardır bu saza nefesiyle hayat vermiş Ender Doğan ve Neyzen dostlarının bir araya gelerek gerçekleştirdikleri Ney Akşamları özgün repertuarı ile bu ay da sizlerle…
Ender Doğan
1970 Malatya doğumludur. İstanbul Üniversitesi Sosyoloji mezunudur. (1996), müzik hayatı 1984’te Eyüp Musiki Cemiyeti’nde başladı, İstanbul Üniversitesi Klasik Türk Musikisi korosunda beş yıl süreyle Süheyla Altmışdört hoca’nın talebesi oldu.
1994’te TRT İstanbul Radyosu’nun düzenlediği ses yarışmasında İstanbul bölge ikinciliğine layık görüldü, aynı yıl İstanbul Radyosu’na Neyzen ve ses sanatçısı olarak girdi. Bu görevini dört yıl devam ettirdi.
1998 yılında Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı olarak Erzurum’da Felsefe öğretmenliğine başladı, iki yıl sonra istifa ederek İstanbula döndü, İ.T.Ü. Türk Müziği Devlet Konservatuarı Temel Bilimler’de mastır öğrencisi oldu. Çeşitli özel okullarda yedi yıl süreyle Felsefe hocalığı ve Rehberlik Psikolojik Danışmanlık yaptı. Bu sırada müzik faaliyetlerine devam etti. Bekir Sıtkı Sezgin, Cinuçen Tanrıkorur, Kâni Karaca, Niyâzi Sayın, Sadrettin Özçimi gibi klasik üslubun yetkin temsilcilerinden istifade etti. Tasavvuf müziği, Mevlevi müziği alanında Hollanda, Almanya, Avusturya, Fransa, Hırvatistan, İsveç, Belçika, Mısır, Suriye, Fas, Malezya gibi ülkelerde solo veya topluluk icraları ile müziğimizi temsil etti. Müzik Sosyolojisi ile ilgili çalışmalar yaptı, konuya ilişkin birkaç deneme ve makalesi çeşitli kültür-sanat dergilerinde yayınlandı. Sanatçı 10 yılı aşkın süredir Ney yapımı ile de meşgul olmaktadır, birçok çizgi üstü albüme de imza atmıştır. Sûfi Nağmeler, Sana Geldim, Sufi Out Cry, Nefes, ‘Bir telden Bir nefesten’ bunlardan bir kaçıdır. Yerebatan Sarnıcı’nda aylık periyotlarla yapılan ‘Ney Akşamı’ konser programını düzenlemektedir. Eyüp Musiki Vakfı ve İsmek bünyesinde Ney hocalığına devam etmektedir.



ÖZEL ETKİNLİK

23 Aralık Perşembe Saat: 19.00
DOĞUMUNUN 160. YILINDA LEYLA SAZ
Yer: Fatih Ali Emiri Kültür Merkezi


KONSER

23 Aralık Perşembe Saat:20.00
DUYGU KOÇAK KONSERİ
Yer: Bakırköy Cem Karaca Kültür Merkezi

Duygu Koçak
İstanbul Teknik Üniversitesi Türk Musikisi Devlet Konservatuarı Ses Eğitimi Bölümü mezunu. Mezuniyetinin ardından yine aynı okulda yüksek lisansını tamamladı. Yüksek lisans eğitimi sırasında müzik öğretmenliği yaptı. 2006 yılında “Karam” adlı albümüyle türkü severlerin beğenisini kazandı. TRT başta olmak üzere bir çok ulusal televizyon kanalında müzik ve eğlence programlarında türkü severlerle buluştu. İstanbul Televizyonu’nda müzik ve aktüel içerikli program hazırladı ve sundu. Yurt dışında ve yurt içinde konserler verdi. Yedi bölgeden oluşan geniş repertuarıyla bu sezonda İstanbul’un kültür merkezlerinde dinleyenleriyle buluşuyor.


SEMİNER

24 Aralık  Cuma Saat: 18.30
EDEBİYATIMIZDA İSTANBUL
Düzenleyen: Kazım Yetiş
Yer: Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezi

Yahya Kemal'in Türk edebiyat ve kültür hayatına getirdiği şehir ve İstanbul'a yaklaşım tarzı ve yeni bir İstanbul yorumu. İstanbul algısında 1940'lı yıllara kadar gelen farklı yaklaşımlar ve bunların sebebleri üzerinde durulacaktır. Bu çerçevede edebiyatçılarımızın bunlardan nasıl etkilendikleri irdelenecektir. Şair ve yazarlarla tarih içinde İstanbul'da gezintiye buyurun


KONSER

24 Aralık Cuma Saat: 18.30
TÜRK  MUSİKİSİ SEMİNERİ
Düzenleyen: Fırat Kızıltuğ
Yer: Türkiye Yazarlar Birliği

Programda, Türk Musikisi’nde yorum ve anlatım konusu ele alınacaktır. Değerlendirmeye örnek olarak seçilen eserler, aşağıdadır:

1-Nihavend Şarkı. Dr Alâeddin Yavaşça.
Güfte Münir Müeyyet Berkmen

Ne bildim kıymetin, ne bildin kıymetim,
Revâ mı hiddetin, revâ mı şiddetin
Zulmeden sen misin, bilmem ki, ben miyim?
Kader mi, tâli mi, ağyâr mı acep kim?

Kıskançlık alevi, kalplere gireli,
Sen deli, ben deli, aşk deli, rûh deli.
Severken sen beni, severken ben seni;
Bir gurur mahvetti hem seni, hem beni.

Ne sensiz bir mekân, ne sensiz heyecan
Vermiyor tesellî, ne ümit, ne de can.
Sararken gönülü iştiyak an be ân,
Değer mi bu hasret, bu firkat, bu hicrân ?

2- Nihavent şarkı – Fırat Kızıltuğ Gönülle baş başa.
Güfte Celâl Sahir Erozan

Dudakları bir dal ateş mercan gibi,
Bakışları mâsum bir heyecan gibi.
Yürürken titreyen o narin endâmı,
Pembe bir gül açmış taze fidan gibi.

Saçlarında bağlı aşkın kördüğümü,
fark edemiyorum gözle gördüğümü.
Bir tatlı rüyâ mı, bir canlı büyümü?
Elim dokunuyor fakat yalan gibi.

 Acelen mi vardı niye doğdun erken
Bak sen perişansın O böyle gülerken,
Gönül düşünmeden açma sakın yelken,
Yolun umman gibi bahtın yaman gibi.

3- Hisarlı Kız -  Nihavent Şarkı-
Yesârî Âsım Arsoy

Son baharı bir genç kızla Hisarlarda geçirdim.
Ona aşkın şarabını yudum yudum yudum içirdim.
Kollarında çırpınırdım, kucağında erirdim.

Yine bu  yaz Hisarlardan hâtıralar getirdim.
Hisarlı kız, esrarlı kız, peri miydin neyidin
Hem güzeldin, hem şirindin.Söyle bana neydin?

4- Tereddüt – Nihavent Şarkı – Ali Rıfat Çağatay-
Güfte; Orhan Seyfi Orhan.

Sarahaten acaba söylesem darılmaz mı?
Darılmak âdeti mi yoksa çapkının naz mı?

Desem ki, ben seni çok , dinlemez ki, hiddet eder.
Niçin bu sözde ne var sanki hiddet etse ne der?

Desem ki, ben seni çok.. ya kızar konuşmazsa,
Desem bu çektiğim insaf edin eğer azsa.

Desem ki, ben seni çok.. Hayır kızar bilirim,
Tereddütüm acaba hiddetinden az mı elîm.

Desem ki, ben seni çok..sakın gücenme e mi?
Sakın gücenme eğer anladınsa sevdiğimi.

5- Nihavent şarkı – Sadettin Kaynak –
Güfte; Vecdi Bingöl - Kalplerden Dudaklara

Kalplerden dudaklara yükselen sesi dinle,
Bu içten duyuşlarla başbaşayız seninle
Çifte Kumrular gibi.
Gölgeli derelerde çağlayan sular gibi,
Bir ilâhi nağmedir, gönülden coşar gelir,
Ruha kadar yükselir.
Sevgiden, güzellikten, örülmüş hâle olur,
Dillerde nâle olur,Gözlerde Jâle olur.
Birleşen dudaklarda, gül olur, lâle olur.
İşte bu hoş terâne aşkın sesidir gönül,
O her şeyde bahane.Aşksız hayat bir ölüm.

6- Sultanıyegâh şarkı. Kemanî Mustafa Sunar.   

Aşkın karanlık yolunda kaç yıldır yalnız kaldım.
Bir ışık yok, bir yolcu yok, her taraftan bunaldım.
Gurbet yolu pek uzunmuş varamadım usandım.
Bir ışık yok, bir yolcu yok her taraftan usandım

7- Sultanıyegâh şarkı. Bimen Şen

Al sazını sevdiceğim sen şen hevesinle,
Çal söyle benim şaekımı sevdâlı sesinle
Ben dinleyeyim, ağlayayım gizlice böyle,
Çal söyle benim şarkımı sevdâlı sesinle

8 – Sultanıyegâh Şarkı- Geri Gelen Mektup-
Fırat Kızıltuğ – Güfte; Hüseyin Nihâl Atsız

Ruhum mu ateş, yoksa o gözler mi alevden,
Bilmem bu gönül, ne biçim korla tutuştu.
Pervâne olan kendini gizler mi alevden,
Sen istedin ondan bu gönül, zorla tutuştu.

En gizli şiirden de örülmez bu güzellik
Kalbin işidir, gözle görülmez bu güzellik

Sen istedin ondan bu gönül zorla tutuştu.

9- Sultanıyegâh Şarkı – Yesârî Âsım Arsoy –

Biz Heybelide her gece mehtâba çıkardık,
Sandallarımız neş’e dolar zevke dalardık.
Saz seslerinin sâhilde aksettiği demler.
Etrafı bütün şarkı gazellerle yakardık.
                                   
 Zevke kanardık.

SEMİNER

24 Aralık Cuma Saat:18.30
MİMAR SİNAN OKUMALARI
Düzenleyen: Aras Neftçi
Yer: Buhara Özbekler Tekkesi


SEMİNER

24 Aralık Cuma Saat :18.30
MEHMET GENÇ İLE TARİH SOHBETLERİ
Düzenleyen: ihsan Ayal
Yer: Altunizade Kültür ve Sanat Merkezi


KONSER
24 Aralık Cuma Saat:20.00
İSTANBUL SAZENDELERİ
Düzenleyen: Göksel Baktagir
Yer: Bakırköy Cem Karaca Kültür Merkezi


KONSER
24 Aralık Cuma Saat: 20.00
SUFİ İSTANBUL
Düzenleyen:Turgut Özüfler
Yer: Tuzla İdris Güllüce Kültür Merkezi                       

Bilindiği üzere müjdelenen şehir İstanbul birçok farklı kültür ve medeniyetin oluşumuna ev sahipliği yaparak dünyanın kültür başkenti haline gelmiştir. Bizler İstanbul'un eşsiz manevi ve kültürel atmosferine  aşık müzisyenler olarak müzik hayatımıza İstanbul'da başladık. Uzun yıllardır sahne ve albüm çalışmalarımızla farklı türlerde icralarımıza devam etmekteyiz. Projemizin fikir aşamasında bizi heyecanlandıran teşvik eden  geleneksel Tasavvuf Musikisi anlayışına ilave olarak çocukluğumuzdan itibaren kulaklarımızda ve gönüllerimize işlemiş olan tınıları kullanmakla farklı müzik türlerini harmanlayarak yeni bir format uygulama isteği doğurdu. Repertuarımızı klasik Tasavvuf Musikisi’nden, kendi bestelerimizden, dünyadaki farklı kültürlerin Sufi akımlarının bizi etkileyen eserlerinden oluşturduk. Yaklaşık 3 yıldır yaptığımız sahne çalışmalarında izleyicilerden aldığımız olumlu hava bizi yüreklendirerek bu grubu kurmaya teşvik etmiştir.
Sonuç olarak bir kültür başkenti olan İstanbul’da vereceğimiz konserlere gelen farklı kültüre sahip izleyicilerin kendilerinden bir şeyler bulması amaçlanmıştır.
Hedef kitlesi; üniversite gençliği, Klasik Müzik, Türk Tasavvuf Müziği ve dünya müziklerini dinleyen, takip eden her kesim…

                                                                    
KONSER
24 Aralık Cuma Saat: 20.00
HASAN CİHAT ÖRTER KONSERİ
Yer: Ümraniye Atakent Kültür Merkezi

Hasan Cihat Örter
Sanatçı tüm dünyada en önemli müzik ve etnik modern sanat olaylarında gördüğümüz bir müzik adamı olmanın yanı sıra, sanat çevrelerince çağımızın modern filozofu olarak gösterilmektedir. Müzik ve enstrümanlarla çok küçük yaşlarda “Harika Çocuk” olarak tanıştı. Dünyanın en büyük müzik firmalarından EMI ve SONY MUSIC’in Uluslararası Kataloglarına giren sanatçı bugüne kadar 29 albüm, 9 kitap ve 2000 e yakın bestesiyle birçok değerli ödüle de sahiptir.


KONSER
24 Aralık Cumartesi Saat: 20.00
ÖZDEMİR ERDOĞAN KONSERİ
Yer: Fatih Ali Emiri Kültür Merkezi

Özdemir Erdoğan
Müzisyen söz yazarı ve besteci Özdemir Erdoğan; 1968 Eylül ayında İsmet Sıral Orkestrası’nın dağılmasından sonra bu orkestranın ağırlıklı üyelerinden oluşan ilk profesyonel orkestrasını 14 Ekim 1968 tarihinde kurdu. Sanatçının halk müziği tarzındaki “Gurbet” adlı bestesi ve Aşık Veysel’den alınan “ Uzun İnce Bir Yoldayım” düzenlemesi TRT repertuarına giren ilk örneklerdendir.


KONSER
24 Aralık Cuma Saat: 20.00
ADNAN KOÇ KONSERİ
Yer: Güngören Erdem Beyazıt Kültür Merkezi

Adnan Koç
26 Haziran 1981 Mardin, Ömerli doğumlu.  Müzik eğitimini, Emin Ongan Üsküdar Musiki Derneğin de aldı. İzmir  Büyükşehir Belediyesi ve 9 Eylül Üniversitesi’nin koristliğini ve solistliğini yaptı. Ekol Drama Okulu'nda  Ayla Algan'dan oyunculuk eğitimi aldı. TRT - KASDAV işbirliği ile yapılan 2006 Türkiye Geneli  TSM Ses Yarışması birincisi oldu. 12 TV filminde başrol aldı. Albüm ve oyunculuk eğitimi çalışmaları devam ediyor...


KONSER
24 Aralık Cuma Saat: 20.00
HUMA KUŞU UZUN HAVALAR KONSERİ
Düzenleyen:Recai Ağababa
Yer: Kartal Bülent Ecevit Kültür Merkezi

Türk Halk Müziği genel olarak Kırık Havalar (Düzenli Kalıp Ritimli Ezgiler), Uzun Havalar (Düzensiz Serbest Ritimli Ezgiler) ve Oyun Havaları olmak üzere üç temel bölümde incelenmektedir. Günümüzde Kırık Havalar ve Oyun Havaları; televizyon programları, konserler ve halk oyunları gösterilerinde (bu kültürü yaşatma açısından yetersiz olsa da) gösterilmekte ve icra edilmektedir. Maalesef yeteri kadar icra edilmediği için pek çoğu unutulmuş olan ve yeni nesil gençliğinin genellikle adını bile bilmediği fakat halk müziğimizin en önemli unsuru olan uzun hava geleneğinin popülerlik kaygısı olmadan yaşatılması gerekmektedir.
Halk müziğini oluşturan temel niteliklerden birisi olan yöresellik kavramı içerisinde bu yöresel üslupla geçmişten günümüze kadar uzun havaları nesilden nesile usta çırak ilişkisiyle aktaran Diyarbakırlı Celal Güzelses, Zaralı Halil Söyler, Mükerrem Kemertaş, Kırşehirli Muharrem Ertaş, Çekiç Ali gibi daha birçok usta sanatçı vardır. Bu ustalardan ve kaynak kişilerden alınan Maya, Hoyrat, Divan, Müstezad, Elezber, İbrahimi, Barak ve Bozlak gibi uzun hava türlerinin aynı yöresel üslüpla seslendirilmesi amaçlanmaktadır.
Öncelikle konser süresi içerisinde uzun havalardan önce mızraplı, yaylı ya da nefesli halk müziği sazlarından biriyle o uzun havanın melodik yapısını belirten açış dediğimiz serbest ritimli bir müzik eşliğinde yukarda isimlerini saydığımız ustaların ve uzun hava türlerinin genel karakterlerinin ve yöresel özelliklerinin şiirsel bir üslupla anlatılması.
Buna bağlı olarak, anlatılan uzun hava türünün seslendirilmesi ve halk müziğinde bir gelenek haline gelmiş olan uzun havanın ardından o yörenin karakterine ve uzun havanın melodik yapısına uygun bir kırık havanın seslendirilmesi.
Solist: Recai AĞBABA


KONSER
24 Aralık Cuma Saat: 20.00
MOTİF HALK OYUNLARI VE THM KONSERİ
Düzenleyen:Motif Halk Oyunları
Yer: Sultanbeyli Kültür Merkezi

Motif Halk Oyunları Eğitim Derneği Gençlik ve Spor Kulübü
1988 yılında Türk folkloruna hizmet yolculuğuna başlayan Motif Halk Oyunları Eğitim Derneği Gençlik ve Spor Kulübü 20 yıldır Türk Halk Oyunları'na hizmet ediyor olmanın onurunu yaşamaktadır. Halk Oyunlarında elde ettiği Dünya Birinciliği başarıları ile ülkemize iki kez Altın Balta Ödülü'nü kazandırmıştır.
Anadolu Sevdası: Programda, Anadolu insanının günlük yaşantısı tiyatral sunumlar eşliğinde sergilenmektedir. Yüzyılların süzgecinden geçerek bugünlere ulaşmış insanımızın saf ve katışıksız sevdaları ile Anadolu düğün gelenekleri danslarla anlatılmaktadır. Vatan görevi için eşini askere gönderen çiçeği burnunda Türk kızının ülkesi için sevdasından vazgeçişi ile Anadolu kadınının yiğitliği ve mertliğinin tiyatral dans sunumlarıyla gerçekleştirildiği gösteride sırasıyla şu bölümler yer alıyor:
Lirik Dans,
Pazar Sahnesi,
İzmir ve Aydın Zeybek Oyunları,
Roman Oyunları,
Anamur,
Hakkari,
Afyon,
Gaziantep,
Kafkas,
Artvin,
Trabzon,
Diyarbakır ve Bursa Yöresi Halk Oyunları
Asker Uğurlama Töreni


KONSER
24 Aralık Cuma Saat:20.00
EROL  AYDOĞAN KONSERİ
Yer: Başakşehir Kültür Merkezi
 
Erol Aydoğan                                                                         
1973 yılında İstanbul’un Beykoz ilçesinde doğdu. Müzik eğitimine 1998 yılında Beykoz Belediyesi’nin açmış olduğu ve hocalığını Suat Sancar’ın yaptığı Sanat Musıkisi Bölümü’nde başlayan Erol Aydoğan, 2000 senesin de Mustafa Keser’in açtığı sanat merkezine kaydolarak eğitimini ilerletmiştir. Burada tanınmış, alanında başarılı hocaları sayesinde bilgisini ve icra yeteneğini geliştirmiştir.
15 yılı dolduran müzik yaşantısı boyunca sayıca birçok başarılara imza atan Erol Aydoğan, profesyonel müzik hayatına sanatçı duruşunu bozmadan ve prensipli bir şekilde devam etmektedir. Yerel belediyelerimizin düzenlemiş olduğu kültür faaliyetlerinin ve geleneksel halk konserlerinin birçoğunda sahne almaya devam etmektedir. Ayrıca Ordu’lu olması hasebiyle birçok derneğimizin ve kuruluşumuzun özel gün ve gecelerinde sahne almaktadır. Aydoğan Müzik Merkezi ismiyle açtığı okuluyla bu alanda hizmete devam etmektedir.
Erol Aydoğan Ud eğitimini Caner Altunbaş ve Mehmet Emin Bitmez hocadan almıştır. Bunun yanı sıra birçok enstrümanı da başarıyla çalabilmektedir. Sanat Musikisi’nin yanı sıra Halk müziği ve Tasavvuf musikisi tavır ve icra eğitimi olan Erol Aydoğan zaman zaman verdiği konserlerle bu alanlarda da kendisini ifade edebilmektedir. Erol Aydoğan büyüdükçe küçülmeyi gerektiren bir sanat anlayışını benimsemektedir.
Hayalimiz daha geniş kitlelere ulaşmaktır. Sanatçının ömrü dört duvar arasında üretmekle ve kendini geliştirmekle geçer ve kıymetini halkının karşısına geçince bulur.
Bizlere bu imkânı verenlere minnettarız…


ÇOCUK OYUNU

25 Aralık Cumartesi Saat: 12.00
ANADOLU MASALLARI
Düzenleyen: Masal Gerçek Tiyatrosu
Yer: Bakırköy Cem Karaca Kültür Merkezi

2 perdelik oyunda; tuz, maymun peri, küçük peri kızı ve altın tas olmak üzere toplam 4 masal yer alıyor.
Anadolu motifleri taşıyan danslar, şarkılar, kostümler ve dekoruyla günümüzde de geçerli olan bazı değerleri izleyiciye masallarla anlatan oyunun birinci masalı “Tuz”da 2 oğlu olan bir padişahın oğullarını sınamak için “Beni ne kadar seviyorsunuz?” sorusuna en küçük oğlu “Tuz kadar.” yanıtını verir. Diğer çocuklarının dünyanın bütün altınları, elmasları kadar seviyoruz diye yanıtladığı soruya küçük oğlunun tuz kadar demesi padişahı hiddetlendirir. Ancak küçük oğlan babasına hazırladığı küçük bir oyunla, “tuz”un da en az altın ya da elmas kadar değerli olduğunu kanıtlar.
Her zaman göz önünde olan basit gibi görünen bazı şeylerin değeri ölçülemez.  Onlar da hayatın olmazsa olmaz değerleridir.
“Maymun Peri Masalı” masal ülkesinin padişahı bu kez de oğullarını evlendirmek için ilginç bir yöntem bulur. Oğullarının eline birer ok ve yay verir. Oğlanların attığı ok nereye düşerse orada bulunan kızla evleneceklerdir. 1. Oğul okunu atar. Ok, vezirin bahçesine düşer. Oğlan vezirin kızıyla evlenir. 2. Oğul okunu atar. Ok ormanın içinde kaybolur. Okunu bulmaya giden şehzade bir maymunla karşılaşır. Çaresiz o maymunla evlenir. Kardeşleri şehzedeyle alay ederler. Kaderine boyun eğen şehzade ormanın derinliklerinde maymun karısıyla yaşamaya başlar. Ancak bir zaman sonra saraydan padişah babasından bir davet gelir. Babası karısıyla birlikte onları yemeğe davet eder.  Küçük şehzade kara kara düşünmeye başlar.  Olanları maymun karısına anlatır. Şehzadenin durumuna üzülen maymun ona gerçeği anlatır. Kendisinin aslında maymun olmadığını, maymun postuna bürünmüş bir peri olduğunu söyler. O posttan da ancak iyi bir insanla karşılaşınca kurtulabilecektir. Şehzadeye sen iyi yürekli bir insansın bu nedenle artık bu posttan kurtulabilirim der. Postu çıkarır. Dünyalar güzeli bir peri oluverir. Şehzade, güzel karısını alıp saraya babasının davetine gider. Onları görenler başta kardeşleri olmak üzere çok şaşırırlar. Böyle şeyler yalnızca masallarda olur.
Bu masalın da ana fikri şudur: Hiçbir şey göründüğü gibi değildir. Önyargılı olmayıp maymun postunun altına bakmayı başarabilirsek güzel olana ve mutluluğa sahip olabiliriz.
Üçüncü masalımız “Küçük Peri Kızı”; günleren bir gün bir delikanlı ormanda dolaşırken bir göl kıyısına gelir. Göl kıyısında yorgunluğunu atmaya çalışırken gökyüzünden iki kuş süzülüp göle konar. Tüylerini kanatlarını çıkarıp çok güzel iki kız olurlar. Göle girip yüzmeye başlarlar. Bunu fırsat bilen delikanlı kanatları, tüyleri alıp saklar. Çünkü küçük peri kızına aşık olmuştur onun yeniden kuş olup uçup gitmesini engeller. Küçük peri kızıyla evlenirler.  Yıllar sonra kız delikanlının sakladığı yerde tüylerini ve kanatlarını bulup giyinir ve yeniden kuş olup uçar gider.
Hiçbir şey zorla ve hileyle elde tutulmaz. Bu şekilde elde edilen değerler gün olur elimizden uçup giderler. Eh zorla güzellik olmaz.
Dördüncü masal “Altın Tas”; karnını doyurmak için balık tutan bir delikanlı kocaman mavi bir balık tutar. Balığı pişirmeden önce temizlemek için karnını acar. Balığın karnından bir altın tas çıkar. Bu tas sihirlidir. Tası suyla doldurunca tasın içindeki su altın olur. Delikanlı tası heybesine koyup yollara düşer. Sarayın bahçesine gelir. Susuzluğunu gidermek için tası sarayın bahçesindeki çeşmede doldurur. Tabii tasın içindeki su altına dönüşür. Olup biteni pencereden seyreden padişahın kızı delikanlıyı yanına çağırtır. Ona tası sorar. Tası kendisine vermesini ister. Bunun karşılığında delikanlı görür görmez aşık olduğu padişahın kızının kendisiyle evlenmesini ister. Tasa sahip olmak isteyen kız bunu kabul eder ve delikanlıyla gizlice evlenir. Bir erkek çocukları olur.  Ancak saraydaki cariyelerden biri bunu padişaha anlatır. Padişah çok öfkelenir. Kızını da bebeği de bir sandığa koyup nehre attırır. Yaşlı bir kadın nehirde yüzen sandığı alıp açar. İçindeki kızı ve küçük bebeği kurtarır. Kızla bebek yaşlı kadının evine yerleşip mutlu bir şekilde yaşamaya başlarlar. Padişah kızı altın tas sayesinde çok zengin olur. Konaklar yaptırır. Bu arada bebek de büyümüştür. Günlerden bir gün ormanda dolaşırken padişahın askerlerine rastlar. Padişahı konaklarına davet eder. Sofralar kurulur. Şenlikler düzenlenir. Padişah kendi kızının evine geldiğini bilmeden davete gider. Kızını karşısında görünce olanı biteni anlar. Altın tas karşılığında kızını affeder. Torununu ve kızını bağrına basar.
Her şeyin bir de görünmeyen yüzü ve nedeni vardır. Bir olay karşısında tek taraflı düşünmeyip her şeyi enine boyuna tartıp hüküm vermek gerekir.



ÇOCUK OYUNU

25 Aralık Cumartesi Saat:12.00
ALİS HARİKALAR  DİYARINDA
Düzenleyen:Tiyatro Mie
Yer: Güngören Erdem Beyazıt Kültür Merkezi

Alis, zeki, şirin ve oyun oynamayı çok seven bir çocuktur…
Bir gün ablası ile piknik yapmaya giderler. Ablası piknik sepetini unuttuklarını fark eder, Alis’e beklemesini söyler ve orada bırakır.
Alis, ablasını beklerken yerde bir elma görür ve yer, sonra, konuşan bir tavşan görür, meraklı Alis, tavşanın peşinden gider ve Alis Harikalar Diyarına geçer…
Tavşan ve arkadaşlarıyla oyunlar oynar ve çok güzel vakit geçirir. Oyuna doyan Alis ablasını özler ve geri dönmek ister, elmadan tekrar ısırır ama dönemez… Alis Harikalar Diyarından dönecek mi? Bu, eğlenceli, müzikal komediye hepinizi bekleriz…


ÇOCUK OYUNU

25 Aralık Cumartesi Saat: 12.00
İKİ HIRSIZ VE OYUNCAKÇI NİNE
Düzenleyen: Kar Yapım
Yer: Sultanbeyli Kültür Merkezi

İki kafadar hırsızlık için bir gece yaşlı bir ninenin evine girerler. Daha ilk saniyelerden başlayarak aksilikler üst üste gelmeye başlar. Bu aksiliklere birde bizim iki kafadarın acemilikleri eklenince görün siz ortaya çıkan curcunayı… Tüm bunlar yetmezmiş gibi başka hırsızlarda aynı evi soymaya gelince işin içinden çıkabilene aşk olsun.
Eh bu kadar kalabalığa ve curcunaya ev sahibi de uyanınca alır bizimkileri bir telaş ve bir an önce kurtulmanın çaresine bakarlar bu evden. Bundan sonra ev sahibi ve hırsızlar arasında ki diyaloglara şahit oluruz. Aslında yüreklerinin bir yerlerinde iyilik ve güzellik olan bu hırsızları yola getirmek bizim ev sahibi tonton nineye düşmektedir.  


ÇOCUK OYUNU

25 Kasım Cumartesi Saat: 12.00
YAŞASIN DÜNYAMIZ
Düzenleyen:Uğur Böceği Yalçın Özden Tiyatrosu
Yer: Kartal Bülent Ecevit Kültür Merkezi

ÇOCUK OYUNU

25 Aralık Cumartesi  Saat:12.00
GELENEKTEN GELECEĞE KARAGÖZ
Düzenleyen: Unima İstanbul
Yer: Başakşehir Kültür Merkezi

Milletlerarası Kukla ve Gölge Oyunu Birliği
(Unıma - Unıon Internatıonal De La Marıonette)

1929 Yılında Çekoslovakya, Sovyetler Birliği, Romanya, Avusturya, Almanya, Yugoslavya, Fransa ve Bulgaristan gibi ülkelerin temsilcilerinin katıldığı toplantıda UNIMA’nın kuruluş çalışmaları başlatılır. Aynı yıl Paris’te, 1930’da Fransa’da ve 1933 yılında Yugoslavya’da toplantılar sürdürülür.
Kukla ve Gölge Oyunu Sanatlarıyla Ulusların birbirlerini tanımalarına hizmet etmek, dostluk ve kardeşliği pekiştirmek, barış içersinde bir arada yaşamlarına katkı sağlamak, kukla ve gölge oyunu sanatıyla ilgilenen sanatçı, araştırmacı, uzman, yazar, bilim adamı ve teknisyenlerin birbirleriyle bilgi alışverişinde bulunmalarını sağlamak amacıyla kurulan Unıma, gün geçtikçe gelişerek uluslararası örgütlenmesini genişletmiştir.  Bu gün yaklaşık yüz ülkenin üyesi olduğu Unıma’nın Merkezi, Fransa’nın Charleville Mezieres kentinde bulunmaktadır.
Zengin ve köklü bir kukla ve gölge oyunu geleneğine sahip olan Türkiye’nin, Unıma içerisinde yer almasının yararı uzun yıllar tartışılmış ama bir türlü olumlu çalışmalar yapılamamıştır. Sonunda konu Kültür Bakanlığı’nca 23-27 Ekim 1982 tarihleri arasında Ankara’da toplanan I. Milli Kültür Şurası’nda ele alınarak Unıma Türkiye Milli Merkezi’nin kurulması çalışmalarına başlanması konusunda tavsiye kararı alınmıştır.

Çeşitli nedenlerden dolayı gerçekleştirilmeyen kuruluş çalışmaları, 1988 yılında Kültür Bakanlığı Milli Folklor Araştırma Dairesi Başkanlığı’nın çalışmaları üstlenerek yürütmesiyle sonuca ulaşmış ve Unıma Türkiye Milli Merkezi 27.09.1990 tarih ve 90-1013 sayılı Bakanlar Kurulu kararıyla 1908 sayılı Dernekler Kanununun 11. ve 12. maddelerine göre kurulmuştur. Türk kukla ve gölge oyunu sanatlarını yurtiçinde ve yurtdışında, diğer milletlerin kukla ve gölge oyunlarını da ülkemiz de tanıtarak, bu sanatların araştırılmasını, geliştirilmesini, korunmasını ve yaşatılmasını sağlamak amacıyla kurulan merkez, kısa sürede kukla ve gölge oyunumuzun yurtiçi ve yurtdışında tanıtımı, sanatçıların haklarının savunulması, sanatın geliştirilmesi, yaygınlaştırılması konularında birçok çalışmaları gerçekleştirilmiştir. 1997 yılında kurulan Bursa Şubesi ardından 2009 yılında İstanbul Şubesi kuruluşunu tamamlamıştır.
Özellikle Karagöz’ün yaşayan kültür hazinesi olarak Unesco tarafından kabul edilmesiyle, yaşayan kültür mirası olarak dünya literatürüne geçen sanatçıların yaşadığı İstanbul’da Unıma’nın İstanbul Şubesinin varlığı bir başka anlam ve önem taşımaktadır.


ÇOCUK OYUNU

25 Aralık  Cumartesi Saat: 12.00
KAPLUMBAĞA İLE TAVŞAN
Düzenleyen: Tiyatro Akkaş
Yer: Ümraniye Atakent Kültür Merkezi

Kaplumbağa ile tavşan yarışmaya karar verirler.

Tavşan, hızına güvendiği için yarışa ara verir ve başka şeylerle ilgilenir... Kaplumbağa ise, görevine sadık, emin adımlarla yavaşta olsa yarışa devam eder...
Bu sırada; tavşan bir avcı ile tanışır.  Birlikte çalışmadan zengin olabilmenin planlarını kurarlar.
Bunu fark eden kaplumbağa, hem yarışa devam eder hem de tiyatrocu arkadaşlarından yardım ister.
Tavşan ve avcıya bir oyun oynarlar ve onlara iyi bir ders verirler.
İnteraktif olan oyun izleyici çocuklarında katılımı ile oldukça eğlenceli geçiyor…


ÇOCUK OYUNU

25 Aralık Cumartesi Saat: 12.00
KÜÇÜK PANDALAR
Düzenleyen:İstanbul Çocuk Sanat Tiyatrosu
Yer: Tuzla İdris Güllüce Kültür Merkezi

Küçük Pandaların, yaşadıkları köyü soymaya çalışan iki hırsıza karşı verdikleri mücadele komik bir dille anlatılmaktadır.
Bu oyunda çocuklarımıza, soru sormaktan korkmamaları gerektiğini ve gerekli soruların mutlaka sorulması gerektiğini anlatmaktayız. Ayrıca birçok iç mesajın yanında (arkadaşlık duyusunun pekiştirilmesi, yardımlaşma, birlikte başarma gibi) diğer bir önemli konu da ekolojik dengenin korunması ve çevre bilincinin yerleştirilme çabasıdır.
Oyunumuzda 7 tane şarkımız bulunmaktadır ve bu şarkılarımıza koreografi uygulanmıştır. Görsel olarak bol renkli ve işlevli bir dekor anlayışı içinde olunmuştur. Kostümler yine aynı anlayışla, sevimli ve eğlendirici olarak hazırlanmıştır.
Oyunumuz 6 oyuncu ve 2 teknik çalışanımızla oynanmaktadır. Oyunumuz 1 saat sürmektedir.


ÇOCUK OYUNU

25 Aralık Cumartesi Saat:12.00
KUKLA SHOW
Düzenleyen: Tomurcuk Çocuk Tiyatrosu
Yer: Altunizade Kültür ve Sanat Merkezi

3-12 Yaş grubu çocuklar için hazırlanmış kukla oyunumuzdan velilerinde sıkılmadan izleyebilecekleri, anne ve babaların çocukları ile birlikte keyif alacakları bir oyundur.

Oyunumuzun içinde çocuklarımızı sıkmadan sağlık-hijyen-beslenme ve dikkat üzerine bilgilendirmeler verilmektedir.

Blacklıght Kukla Tiyatrodan örnek sunduğumuz oyunda sahne önü Kuklacı amca interaktif performans sunmaktadır.



ÇOCUK OYUNU

25 Aralık Cumartesi Saat: 12.00
DİNAZORUN BABASI OLDU
Düzenleyen:Tiyatro Alkış
Yer: Fatih Ali Emiri Kültür Merkezi

1.Bölüm
7-8 yaşlarındaki Cem yeni taşındıkları evin bahçesinde dolaşırken, büyük bir yumurta bulur. O yumurtadan dinozor yavrusu çıkar. Cem ile Dinozor arkadaş olurlar. Cem Dinozoru evine götürecekken, bir bilim kurumundan yumurtayı çalan kötü Profesör Somurtuk peşlerine düşer.
Cem uzun bir uğraşıdan sonra annesini ikna eder. Artık Dinozor, Cem’in arkadaşı ve evin bir parçası olmuştur.
Bir gün komşunun kızı Zeynep ile tanışır ve Zeynep yanlışlıkla bir olay sonucu evdeki dinozoru öğrenir. Bunu kimseye söylemez ve onlarla arkadaş olur.
2.Bölüm
İkinci gün Cem’in babası Oktay iş seyahatinden döner ve evde ilk olarak Dinozoru görür ve bayılır. Oktay’ın tüylü hayvanlara karşı alerjisi vardır. Bir şekilde dinozorun neden evde olduğunu izah etmeye çalışırlar ama Oktay her şeye rağmen Dinozorun evden gitmesini sağlamaya çalışacaktır. Bunu haber vermek için bir bilim kurumuna giderken, hapisten kaçan kötü Profesör Somurtuk’a rastlar. Profesör Oktay’ı bilim adamı olduğuna ikna eder. Bu arada anne, Cem ve Zeynep; Dinozorun evde kalmasını istiyordur. Bunun için annenin aklına bir fikir gelir. İki tane dinozor kostümü yaptırır ve Cem ile Zeynep’e giydirir. Baba ve profesör eve gelirler, fakat evde birden fazla dinozor vardır. Bu yüzden bir türlü gerçek dinozoru bulamazlar. Bu arada Baba tesadüfen profesörün hapisten kaçan sahte bir bilimci olduğunu öğrenir ve polise yakalattırır. Böylece baba da Dinozorun evde kalmasına razı olur ama bundan mutludur.


ÇOCUK OYUNU

25 Aralık Cumartesi Saat: 12.30
DİLEK KUYUSU
Düzenleyen: Tiyatro Yansıma
Yer :Yeşilpınar Kültür Merkezi

Küçük Ergin annesinin kendisine karışmasından bıkmış yaramaz bir çocuktur. Bir gün artık annesinin baskılarından sıkılır ve babaannesinin kendisine anlattığı dilek kuyusundan bu durumun değişmesini diler. Kuyunun tatlı perileriyle tanışan Ergin dileğini yerine getiren periler sayesinde çok mutlu olur. Ama sonra olanlar olur…


ÇOCUK OYUNU

25 Aralık Cumartesi Saat: 13.00
MUCİTLER ATÖLYESİ
Düzenleyen: Ayşe Kuralay
Yer: Bakırköy Cem Karaca Kültür Merkezi
“Her çocuğun içinde bir mucit yatar.”
Rehberler eşliğinde şaşırtıcı deneyler:
Balondan şiş kebap,  rengarenk sıvılar, sütte ebru, yanardağ patlaması, yanmayan balon, tomatrop...
 
Bilimin şaşırtıcı ve gizemli dünyası:
Mevsimler nasıl oluşur?
Hava kabarcıkları cisimleri batırır mı?
Nasıl nefes alıyoruz?
Yukarı tırmanan huni, çarpışan toplar, foucoult sarkacı, jiroskop...
Eğlenceli bilim gösterileri:       
Sihirli Kumbara, Üç Boyutlu Hologram, Uçan Çemberler, Boşluktaki Dünya, Bionik Kulak, Çivi Yatak...


SEMİNER

25 Aralık Cumartesi Saat: 14.00
YENİ BİR SİNEMAYA DOĞRU
Düzenleyen: Faysal Soysal
Yer: Atatürk Kitaplığı

Faysal Soysal bu ay kendine has biçimiyle tanınan belgeselci Elif Ergezen'i konuk edecek. Ergezen'in 'Şarin Ölümü' ve 'Mükellef' adlı belgeselleri bugüne kadar birçok festivalde beğeni ile izlendi ve çeşitli ödüller aldı. Belgesel filmlerinin   gösterimden sonra Elif Ergezen konukların sorularını yanıtlayacak ve belgesel sinema üzerine düşüncelerini bizlerle paylaşacak.


ÇOCUK OYUNU

25 Aralık Cumartesi Saat: 14.00   
JAPONYA’YI TANIYALIM
Düzenleyen: Japonya Kültür Ateşeliği
Yer: Fatih Ali Emiri Kültür Merkezi

Türk çocuklarına Japonya'yı tanıtabilmek için Konsolosluğumuzun çalışanları okulları ziyaret edip, Japonya'yı tanıtma etkinlikleri düzenlemektedir. Çocuklar Japonya’yı tanıtan (Yokoso,Japan) DVD sini izleyip, mini bilgi yarışmasına katılıp, gazete kağıdından samurai şapkasını katlayarak Japon kültürünü yakından tanıyabilirler


SEMİNER

25 Aralık Cumartesi Saat: 14.00
MEDENİYETLER TARİHİ VE KÜLTÜRÜ OKUMALARI
Düzenleyen: İsmail Çağlar
Yer: Buhara Özbekler Tekkesi



SEMİNER

25 Aralık Cumartesi Saat: 14.00
EDEBİYAT ATÖLYESİ
Düzenleyen: Âlim Kahraman
Yer: Divan Edebiyatı Vakfı
Edebiyattaki yaratıcı damarı bir başka açıdan gelerek irdeleyeceğiz. "Medenî Dil" kavramı üzerinde durarak Türkçe’deki çeviri edebiyatını değerlendireceğiz.


SEMİNER

25 Aralık Cumartesi Saat: 14.30
YAZARLIĞIN SAKLI BAHÇESİ
Düzenleyen: Ali Ural
Yer: Türkiye Yazarlar Birliği



SEMİNER

25 Aralık Cumartesi Saat: 16.30
HAYAT  ÜZERİNE YARENLİK
Düzenleyen:Hasan Fehmi Ulus
Yer: Türkiye Yazarlar Birliği


ŞİİR DİNLETİSİ

25 Aralık Cumartesi Saat: 19.00
YEREBATAN ŞİİR AKŞAMI
Düzenleyen: M. Lütfi Şen
Yer: Yerebatan Sarnıcı



KONSER

25 Aralık Cumartesi Saat:20.00
SERAP SAPAZ  KONSERİ
Yer: Başakşehir Kültür Merkezi

Serap Sapaz
Müzik hayatıma 16 yaşımda Ankara Radyosu’nun açmış olduğu bir ses yarışmasıyla başladım. Bu yarışmada almış olduğum 3'lük derecesi bana Ankara Radyosu’nda eğitim hakkı kazanmama ve çok değerli hocalarla çalışmama vesile oldu. (Ahmet Hatipoglu, Yılmaz Pakalınlar)daha sonra İstanbul Üniversitesi Türk Musikisi Devlet Konservatuarı’na devam ettim. Türk müziği, klasik batı müziği ve Türk halk müziği dallarında eğitim aldım. Müzik sektörüne 3 albüm çalışması yaptım. Sözleri Ahmet Selçuk İlkan'a ait olan ‘Çok Tatlısın’ şarkısıyla popülarite yakaladım. Müzik çalışmalarıma yurt içi ve yurt dışı konser ve sahne çalışmalarımla devam ediyorum.
 Kültür A.Ş konserlerinde Türk Musikisi eserleri icra ediyorum.


KONSER

25 Aralık Cumartesi Saat: 20.00
YILDIRIM BEKÇİ KONSERİ
Yer: Güngören Erdem Beyazıt Kültür Merkezi

Yıldırım Bekçi
1990 yılında “Düşündüğüm Biri Var “isimli albümü yayınlanan Yıldırım Bekçi, 1998’de özel işleri nedeniyle kendi isteğiyle İstanbul Radyosu’ndan ayrıldı ve müzik çalışmalarına sahnelerde devam etti ve sanat yaşamı süresince pek çok projede yer aldı.


KONSER

25 Aralık Cumartesi Saat: 20.00
İLTER BURAK KALAY KONSERİ
Yer: Kartal Bülent Ecevit Kültür Merkezi

İlter Burak Kalay
Müziğe küçük yaşlarda başlayan; ilk, orta ve lise öğrenimini İzmir’de tamamlayan İlter Burak Kalay 1999 yılında İTÜ Türk Müziği Devlet Konservatuarı’na girdi. Öğrenim hayatı boyunca birbirinden kıymetli hocalarla çalıştı. (Alaeddin Yavaşça, Nevzat Atlığ, Selahattin İçli, Erol Sayan, Tülun Korman)2003 yılnda başarıyla mezun oldu. Aynı yıl Türk Eğitim Vakfı’nın (TEV) düzenlemiş olduğu Safiye Ayla ve Zeki Müren Ses Yarışmasında Zeki Müren dalında 1.oldu. Bir süre İstanbul Radyosu’nda sözleşmeli Ses Sanatçısı olarak görev yaptı. Vatani görevi sonrasında İBB Özürlüler Müdürlüğü’nde eğitilebilir zihinsel engelli çocuklara müzikle terapi dersleri vermeye başladı. Birçok Amatör Türk Müziği Korosu’nda şeflik yapan İlter Burak Kalay bunun yanısıra özel bir radyoda Türk müziği istek programı da yapmaktadır.   
 

KONSER

25 Aralık  Cumartesi  Saat: 20.00
İLHAN ŞEŞEN  KONSERİ
Yer: Ümraniye Atakent Kültür Merkezi
İlhan Şeşen
18 Haziran 1948'de Manisa'da doğan İlhan Şeşen, Hukuk Fakültesi'ni bitirdikten sonra 10 yıl serbest avukat olarak çalıştı. 1968'de dans müziği orkestralarında şarkıcılık yaparak müziğe başladı ve aynı yıl gitar çalmayı öğrendi. 1971 yılında "Kavga" isimli bir kırkbeşlik plak çıkarttı. 1983'te avukatlık mesleğini bırakarak yeğenleri Gökhan ve Burhan Şeşen ile beraber Grup Gündoğarken'i kurdu. Grubun çalışmalarına ara verdiği dönemde, 1994 yılında "Aşk Haklı" isimli solo albümünü yaptı. TRT'ye "Gençler Haklı" isimli bir program hazırlayan Şeşen, 1995 yılında bu defa özel bir kanalda "Arka Pencere" isimli bir programın yapımcılığını ve sunuculuğunu üstlendi. "Amcam Burada" isimli bir de radyo programı hazırlayan İlhan Şeşen, TRT1'de yayınlanan "Cesur Kuşku" adlı dizide rol aldı. İkinci solo albümü "Neler Oluyor Bize" yi 2002 Ocak ayında sevenleriyle buluşturan İlhan Şeşen, albümün içindeki bütün şarkıları ve özellikle "Neler Oluyor Bize" adlı şarkısıyla büyük bir çıkış yakaladı. 1,5 yıl aradan sonra Türk Pop Müziği’nin "amca"sı İlhan Şeşen, yeni solo albümü "Şimdi Ben Bu Şarkıları Kime Söyleyeyim?" ile sevenleriyle buluştu. Aynı dönemde TRT1'de yayınlanmakta olan "Mühürlü Güller" isimli dizide rol aldı. Dördüncü solo albümü "Aşk Yalan" ise Mayıs 2005'te müzik marketlerdeki yerini aldı. Ayrıca iki sezondur ATV'de yayınlanmakta olan "Aliye" isimli dizide rol alan İlhan Şeşen'in Melis ve Fuat adlarında iki çocuğu var.                                                                             


KONSER

25 Aralık Cumartesi Saat: 20.00
TASAVVUF MÜZİĞİ
Düzenleyen: İsmail Yılmaz
Yer: Tuzla İdris Güllüce Kültür Merkezi



KONSER

25 Aralık Cumartesi Saat: 20.00   
GÖNÜL MAKAMI KONSERİ
Düzenleyen: Savaş Barkçın
Yer: Fatih Ali Emiri Kültür Merkezi


KONSER

25 Aralık Cumartesi Saat:20.00
MEHMET AKÇA KONSERİ
Yer: Altunizade Kültür ve Sanat Merkezi

Mehmet Akça

1967 yılında Bilecik'te doğdu. Müziğe 6 yaşında dedesi Kemani Ahmet Akça ile başladı.
1984 -1988 yıllan arasında İÜ Devlet Konservatuarı’nda Türk Müziği eğitimi aldı. Aynı dönemde İstanbul Üniversitesi Türk Müziği Korosu’na devam etti.

1990 yılında Bursa'da ilki gerçekleştirilen Türk Sanat Müziği İpek Ses Yarışması’nda erkekler dalında birinci seçildi.

1991 yılında kurulan Kültür Bakanlığı Elazığ Devlet Klasik Türk Müziği Korosu'na ses sanatçısı olarak atandı. Koronun ilk yıllarında Sanat Kurulu üyeliğinde bulundu. Periyodik konserlerde ve turnelerde solist olarak görev aldı.

1994 yılından itibaren Kültür Bakanlığı Bursa Devlet Klasik Türk Müziği Korosu’nda hizmet verdi. Burada da koronun konserlerinde solist olarak sahne aldı. Bu dönemde beste çalışmalarına başladı. 30 eseri bulunmaktadır. Ayrıca çeşitli radyo ve televizyonlarda Türk Müziği programı yapmaktadır.

2003 yılı başında bir süredir üzerinde çalıştığı "Dede Efendi Koleksiyonu" kapsamında, yurtiçi ve yurtdışında pek çok konser verdi. Aynı yıl içinde Dede Efendi Türk Müziği Topluluğu'nu kurdu. “Bestegül”, “Hazine” ve “Mevlevi Sesler” adlı albümleri hazırladı. Halen görevini Kültür ve Turizm Bakanlığı İstanbul Devlet Türk Müziği Topluluğu’nda ses sanatçısı olarak sürdürmektedir.
Sanatçı Nuran Akça ile evli, Asaf ve Nazlıfer adlı iki çocuk babasıdır.


KONSER

25 Aralık Cumartesi Saat: 20.00
SEVDALI ŞARKILAR
Düzenleyen:Yücel Arzen
Yer: Bakırköy Cem Karaca Kültür Merkezi

Yücel Arzen
Çağdaş bir ozan, müziğe aşık, yetenekli bir besteci. Müzik severler “Ah Le Yar” ın bestecisi olarak tanıdı. Bu güne kadar yayınlanmış 150’ye yakın şarkı formunda besteleri var.
Popüler Türk Müziği yorumcuları; Cem Karaca, Sertab Erener, Kıraç, Haluk Levent, Ahmet Özhan, Bülent Ersoy, Funda Arar, Mahsun Kırmızıgül, Ali Şan tarafından seslendirildi. Ünlü şair Atilla İlhan’ın son şiir albümünün (An Gelir) müziklerini yazdı. Ünlü yönetmen Atıf Yılmaz’ın “Güllü” adlı tiyatro oyununun müziklerini yaptı. Mustafa Erdoğan - Anadolu Ateşi Dans Topluluğu’nun Müzik Yönetmenliğini yapan sanatçı; İstanbul’da Dünya Prömiyerini gerçekleştiren Troya adlı müzikal dans gösterisinin müziklerini yaptı.
Eşref paşalılar isimli sinema filminin müziklerini yaptı. Son Albümü " Bir aşk On Şarkı " ile tüm sevdalıların kalbini fethetti. Tüm besteleri ve unutulmayan aşk şarkıları ile müzik severlerle buluşuyor.


SEMİNER

27 Aralık Pazartesi Saat: 18.30
KÜLTÜR SANAT GÜNDEMİ
Düzenleyen: Enver Ercan
Yer: Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezi

Üç Şairin Ardından; Arif Damar, Aydın Hatipoğlu, Halil İbrahim Bahar…

Konuşmacılar: Günel Altıntaş, Eray Canberk, Mustafa Köz

Sunan: Mehrizat

Geçtiğimiz günlerde aramızdan ayrılan üç değerli şair yakın dostlarınca değerlendirilek.  



SEMİNER

27 Aralık Pazartesi Saat:18.30
DİVAN EDEBİYATI VAKFI KONUŞMALARI
Düzenleyen: Ahmet Turan Alkan
Yer: Divan Edebiyatı Vakfı

"İslam-Osmanlı Medeniyeti'nin Açık Hazineleri”
Bu seminer, zihni bir alışkanlık eseri görünmez hale getirdiğimiz yüksek insani değerleri yeniden hatırlamanın lüzumuna işaret ediyor.
İslam-Osmanlı Medeniyeti, teknik ve endüstriyel bir başarı hikayesi değildir; arz üzerinde insanca yaşamak sanatıdır.
Seminerde bu ana fikrin altbaşlıkları ayrıntıya inilerek izah edilecektir.

SEMİNER

27 Aralık Pazartesi Saat: 18.30
ÇAĞDAŞ FELSEFE SEMİNERİ
Düzenleyen: Tacettin Ertuğrul
Yer: Atatürk Kitaplığı

Hayatın Ekonomisinden Yasanın Mahremine: Giorgio Agamben ve Kutsallığın Ekonomi Politiği

Konuk: Enis Emre Memişoğlu



SEMİNER

28 Aralık  Salı Saat: 18.30
SEDAT UMRAN’LA EDEBİYAT ORTAMI
Düzenleyen: Lütfi Şen
Yer: Atatürk Kitaplığı


SEMİNER

28 Aralık Salı Saat: 18.30
HİKMET DERYASI
Düzenleyen: Belkıs İbrahimhakkıoğlu
Yer: Türkiye Yazarlar Birliği

Programda, coğrafyayı vatan yapan erenler anlatılarak, o dönemde hakkıyla yerine getirilen bu misyonun önemi ve günümüze yansımaları konuşulacak.



SEMİNER

28 Aralık Salı Saat: 18.30
FELSEFE VE SANAT
BİR RESSAM BİR TABLO
Düzenleyen: Dücane Cündioğlu
Yer: Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezi


KONSER

28 Aralık Salı  Saat: 20.00
CENGİZHAN SÖNMEZ KONSERİ
Yer: Sultanbeyli Kültür Merkezi

“Bir Tutam Hasret”

Cengizhan Sönmez

1992 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi Türk Musikisi Devlet Konservatuarı Ses Eğitimi bölümüne girdi. 1997 yılında lisans, 2001 yılında ise aynı üniversitenin Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde yüksek lisans eğitimini tamamladı.

Klasik Türk Musikisi Üslup ve Repertuar derslerini Bekir Sıdkı Sezgin ve Alaeddin Yavaşça’dan, Şan derslerini Erol Uras’tan aldı. Dönemin hemen tüm üstadlarıyla çalışma imkanı buldu.

1993 yılında Türkiye Radyo ve Televizyon Kurumu’nun açtığı Türk Sanat Müziği Ses Yarışması’nda önce İstanbul bölge birincisi, sonrasında tüm bölge birincilikleri arasında yapılan finalde Türkiye birincisi oldu. 1994 yılında yapılan sınavı da kazanarak TRT İstanbul Radyosu’nda ses sanatçılığı görevine başladı.

Türkiye içinde ve dışında ses sanatçısı veya şef olarak konserler verdi. Birçok değerli müzisyenle CD çalışmaları yaptı.

1997 yılından bu yana birçok kurum ve dernekte öğretim görevliliği, şeflik yapmıştır. İTÜ Türk Musikisi Devlet Konservatuarı, Boğaziçi Musiki Vakfı, Caferağa Medresesi, Hannover Türk Evi Korosu, Beşiktaş Musiki Derneği, Bakırköy Musiki Vakfı bunlardan bazılarıdır.

Öğrencileri ile birlikte “Ses Ve Nefes” topluluğunu kurdu. Halen çalışmalarına devam eden toplulukla, 2005 yılından bu yana birçok proje ve konsere imza attı.
İyi derecede ud ve mızraplı tambur çalan sanatçı, halen TRT İstanbul Radyosu ses sanatçılığı görevini sürdürmekte, Bahçeşehir Musiki Derneği ve çeşitli kurumlarda ders vermekte, seslendirme ve dublaj sanatçılığı yapmakta, ayrıca beste çalışmalarına devam etmektedir.
“Bir Tutam Hasret” adını taşıyan çalışma sanatçının ilk albümüdür ve tüm icrayı kendi yönetmiştir.


SEMİNER

29 Aralık Çarşamba Saat: 18.30
İSLAM VE AYDINLANMANIN
KAVRAMLAR VE OLGULAR ÜZERİNDEN MUKAYESESİ
Düzenleyen: Ali Bulaç
Yer: Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezi

"Din, laiklik ve sekülarizasyon"


SEMİNER

29 Aralık Çarşamba Saat: 18.30
İBNÜL ARABİ METAFİZİĞİNE GİRİŞ
Düzenleyen: Ekrem Demirli
Yer: Atatürk Kitaplığı


SEMİNER

29 Aralık Çarşamba Saat: 18.30
OSMANLI SÜSLEME SANATI
Düzenleyen: Hatice Aksu
Yer: Türkiye Yazarlar Birliği

Programımızda Zal Mahmut Paşa Camii, Ferruh  Kethuda  Camii  ve İvaz Efendi Camii Süslemeleri’yle ilgili olarak konuşulacaktır.


KONSER

29 Aralık Çarşamba Saat: 20.00
GÜNAY NAYİPOĞLU KONSERİ
Yer: Sultanbeyli Kültür Merkezi



KONSER

29 Aralık Çarşamba Saat: 20.00
RECEP ALPER ÇEVİREL KONSERİ
Yer: Kartal Bülent Ecevit Kültür Merkezi

Recep Alper Çevirel

Profesyonel anlamda sürdürdüğü sanatçılığının yanı sıra Ortaköy Gönül Dostları Türk Müziği Topluluğu’nun da şefliğini ve repertuar hocalığını sürdüren Recep Alper Çevirel, ayrıca İstanbul Kültür Üniversitesi Türk Müziği Koro Şefliği ve hocalığı görevine'de devam etmektedir. Projesini yeni başlattığı konsepti tamamen Türk Müziği olan Duygu Denizi Konserleri de vermeye başlayan Recep Alper Çevirel 24 yıllık Devlet Sanatçılığı görevine başarıyla devam etmektedir.


KONSER

29 Aralık Çarşamba Saat: 20.00
KARMATE KONSERİ
Düzenleyen: Necmettin Köse
Yer: Fatih Ali Emiri Kültür Merkezi



KONSER

29 Aralık Çarşamba Saat: 20.00
HÜSEYİN TATAR KONSERİ
Yer: Güngören Erdem Beyazıt Kültür Merkezi

Hüseyin Tatar

Mardin’de doğdu. İlkokula Mardin’de başlayıp ortaöğretimini Adana’da tamamladı. Müzik hayatına ortaokul yıllarında bağlama çalarak başladı. 1986 yılında Adana Belediye Konservatuarı'na girdi ve buradan 1989 yılında mezun olduktan sonra aynı yıl İ.T.Ü. Türk Musikisi Devlet Konservatuarı Ses Eğitimi Bölümü’ne başladı. 1994 yılında buradan mezun oldu ve aynı yıl İ.T.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü Musiki Ana Sanat Dalı Türk Halk Müziği Programı öğrencisi oldu ve bu programı 2000-2001 öğrenim yılında tamamlayarak mezun oldu.

TRT geleneksel ses yarışması 1992 yılı İstanbul bölge birincisi ve bunun yanı sıra ‘Altın Koza Film Festivali’ dahilinde yapılan ses yarışması, Silifke festivali ses yarışması, Kozan Belediyesi tarafından düzenlenen geleneksel ses yarışması gibi çeşitli ses yarışmalarında da derece alan Hüseyin TATAR, 1997 ve 1998 yıllarında birer adet müzik albümü çalışmalarının yanında 1997 yılında da Kanal7’de altı ay süren Hüseyin Tatar’la Bizbize, 2009 yılı TRT6 da Dem u Dewran adlı bir Müzik-Eğlence programı hazırladı ve sundu.
Çeşitli müzik albümlerinde söz ve beste çalışması da yapan Hüseyin Tatar sahne ve müzik albümü çalışmalarını sürdürmektedir.    


ŞİİR DİNLETİSİ
29 Aralık Çarşamba Saat:19.00
SEVDAMIZ ŞİİR
Yer: Yerebatan Sarnıcı

Sevim Arslan ve Dr. Şaban Kızıldağ şiirlerle sizlerle…


SEMİNER

30 Aralık Perşembe Saat: 18.30
DİN VE EDEBİYAT
Düzenleyen: Ali Nar
Yer: Türkiye Yazarlar Birliği



SEMİNER

30 Aralık Perşembe Saat: 18.30
OSMANLI  TARİHİNDEN AYRINTILAR
Düzenleyen: Ali Akyıldız
Yer: Atatürk Kitaplığı
"Girit'in İlhakı ve 1910 Yunan Malları Boykotu”
Bu konuşmada Girit Milli Meclisi’nin 9 Mayıs 1910 yılında yaptığı bir oldu bitti ile meclisin açılışını Yunan Kralı adına yapması, kral adına yemin etmesi ve yaklaşık yirmi gün sonra da Müslüman mebusları toplantılara kabul etmemesi üzerine, Yunan mallarına karşı İstanbul’da geliştirilen boykot hareketi söz konusu edilecektir.


KONSER

30 Aralık Perşembe Saat: 20.00
ERCAN POLAT KONSERİ
Yer: Güngören Erdem Beyazıt Kültür Merkezi



KONSER

30 Aralık Perşembe  Saat:20.00
ARİF ÖZGÜLÜŞ KONSERİ
Yer: Başakşehir Kültür Merkezi


KONSER

30 Aralık Perşembe Saat:20.00
ÇENGNAME
Düzenleyen: Şirin Pancaroğlu
Yer: Altunizade Kültür ve Sanat Merkezi


KONSER

31 Aralık Cuma  Saat:20.00
EROL KÖKER KONSERİ
Yer: Altunizade Kültür ve Sanat Merkezi

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER