....GÜZEL BİR GÜNE MERHABALARLA.....



....GÜZEL BİR GÜNE MERHABALARLA.....

Bu gün evdeyim.

İzin günüm, sabah işe gitmekle ilgili stresim olmadığından yatağımdan mutlu uyandım. Güzel bir kahvaltı Yasemin'imle ve kendimce bugün için yaptığım planlarım. Yasemin'ciğimi uğurladıktan sonra evde yapılacak işlere hafiften başladım çünkü bir gün evvelinden aklıma koymuştum.

Televizyon izlememe gibi bir huy edindim 2001 yılından bu yana. Güzel bir müzik kanalı açayım dedim ve kumandayı tıkladım.Ne yazık ki açılan kanal bir iç karartma mekanizması gibiydi. Sunucunun okuduğu sabah haberlerindeki sesi ise kulaklarımı tırmalamaktaydı. Şimdi bu şekildeki haberleri bu ses tonundan dinleyen bir insan düşünün. Zaten günlük hayatın streslerinde bunalan ve bir şeyler izleyeyim diye televizyonu açan insanın morali anında yerlerde sürünmekte. İnsanlarımızın çoğu evde ve bu kutuya mahkum. Bazı programların reyting amaçlı heyecanlı zaman geçirme çabalarıysa ayrı bir sorun.

İşte tam da bu anda spikerden bir yorum ve izleyicilerden gelen yorumlar. Benim gibi düşünenlerin isyanı ve eleştirileri... Spikerimizin cevabı ise şöyle: “Evet iç karartıcı haberleri hafifletmeye bu çabam ama bundan ötesine geçersem maymunluk olur”.

Eski günlere döndüm, siyah beyaz televizyondaki ve radyolardaki haberleri sunan spikerlerimizin temiz Türkçe’ leri, tonlamaları, vurguları, sunumları başlı başına bir zevkti bizler için, dinlerken.

Bilirsiniz sınırlarınızı zorlayın derim her zaman. Bugün bu sokaktan işe yetişip gittiyseniz, yarın bir başka sokağı kullanın. Lütfen bu gidişlerde de sokakların özelliklerine dikkat edin, evlere, cumbalara, camlardaki rengarenk kış çiçeklerine ve sokaktaki kediciklere, kuşlara, ağaçlara bakın. İnanın stresiniz yok olacaktır ve kendinize çektiğiniz bir ziyafettir bu izlemeler.

Son dönemlerde insanlar bedbin, ne aradığını bilemez ve bulunduğu ortamdan çıkamaz durumdalar. İş arayanlar ümitsiz, çalışanlar ümitsiz, ev geçindirenler ümitsiz.
Fakat ne hikmetse tüm bu olumsuzlukları sanal alemde yenme çabaları büyük bir gayretle devam etmekte. Elimizdeki tek oyuncağımız sanırım bilgisayarlarımız.
Bilgisayarlar dünyaya açılan penceremiz. Bilgi araştırabildiğimiz, emeklerimizi depolayabildiğimiz, bilmediğimiz bir konuda bize cevap verebilen aygıtlar.
Beni üzense bilinçli kullanılmaması. Çocuklarına kızan bir çok anne baba sabahlara dek başından ayrılmamaktalar bu zamanın icadının.Yapılan her ne ise bu icadla, yerinde ve dozunda yapılmalı. Ne çok evlilikler yıkılmıştır burada yaşananlardan, ne çok insan maddi kayıplara uğramıştır. Hem hayatımızın vazgeçilmezi hem de baş derdi kısacası.

İnsanlarımız kendi yetersizliklerini geliştirecekleri yerde burada hazır faydalanabilecekleri avlar peşinde bazen. Geçenlerde bir dost anlattı , bir orta yaş çifti burada tanışıp evleniyorlar. Aileler karşı çıkıyor, evlatlar küsüyor. Yine de belli bir yaşta da olunsa mutlu olmak herkesin hakkı, bu güzel bir şey, ta ki iki taraftan biri gerçek yüzünü ortaya koyana dek. Şüphelenen bayan eşinin sabaha kadar pc başından ayrılmamasından rahatsız oluyor ve bir araştırıyor ki eşi başka bayanlarla da aşk yaşamakta. Empati yaptığımızda ne kadar kötü. Düşülen bu durum, kaybolan güven ve yıkılan hayatlar. Burada bayan güçlü konumda ve olanları ispatlayıp eşiyle ilişkisini bitiren, onurlu, gururlu bir insan. Ailesiyle, evlatlarıyla küstüğüne mi yansın, maddi açıdan kullanılmak istediğine mi, bir kadın olarak güvendiği ve eşim dediği erkek tarafından aldatıldığına mı?

Tabi ki bunun tam tersi durumlar da var yani kadınlarımızın bir erkeği bu amaçlarla kullanması gibi. Nereye gidiyoruz ahlak olarak, neler yapıyor benim canım insanlarım? İnsanlığı unutabilmek, empati yapmayıp canlar yakabilmek bu denli kolay mı oldu?

Üzülmemek elde değil. Nedense toplum olarak evrendeki bilgiyi, kültürü geliştirmek adına, kendimizi aşmak adına değil sanal alemin kullanımı. Bu konularda konuştuğunuzda da insanlarla aykırı düşüyorsunuz.

Tertemiz eşleri ve evlatları varken yuvalarında, mutsuz sandıkları düzenleri aslında en mutlusu. Ne aranmakta bu kaçak göçek ilişkilerde? Kendilerinin kendilerine ispat mı, kaçan gençlik ve hayatın belli bir yaştan sonra telafisi mi? Yok pahasına yıkılan yuvalar, üzülen evlatlar, kaybedilen onurlar, saygılar adına.

Hangi yaşta olursa olsun aşka sevgiye birlikteliklere karşı değilim. Sadece yerinde ve kalitesinde olmalı. Örf, adet , gelenek ve göreneklerimizi unutmayalım. Önce kendimizi geliştirelim ve bize yapılmasını istemediğimiz hiç bir şeyi bir başka insana yapmayalım. Düsturumuz bu olmalı derim ben. Belki zamana uymayan bir öneri benimkisi ama insan olmanın baş kuralı.

....Bir tatil sabahımdan içimden geçenlerle seslendim sizlere. Umarım bir nebze de olsa bir kıpırtı verebilmişimdir insani ve vicdani yönümüze
....sevgilerle…
........................................EMA
YORUM EKLE
YORUMLAR
Mavi Deniz
Mavi Deniz - 11 yıl Önce

iyi de yaptın can ema.. o güzel yüreğinle yazdıklarını okuduk.. dert görmeyesin inşallah

EMA
EMA - 11 yıl Önce

teşekkürler ederi̇m mavi̇ dostum..seni̇n beğenmen beni̇m i̇çi̇n onurdur ..ema