Türkiye'deİnsanlar neden sokaklara döküldü?

Türkiye’de meydana gelen kitlesel protesto eylemleri ülke yönetimini hazırlıksız yakaladı.

Türkiye'deİnsanlar neden sokaklara döküldü?
Türkiye'deİnsanlar neden sokaklara döküldü?

Türkiye’de meydana gelen kitlesel protesto eylemleri ülke yönetimini hazırlıksız yakaladı.

Yönetim sadece onbinlerce göstericinin eylemine hem nitelik hem de evrim geçiren sloganları bakımından hazır değildi: sloganlar arasında Taksim meydanındaki ağaçların ve Atatürk Kültür Merkezi’nin korunmasından, hükümetin istifasına kadar değişik içerikler vardı. Üstelik bu protesto eylemleri son yıllarda Türkiye’de yaşanan en büyük eylemler oldu. Politika uzmanı ve Türkolog Stanislav Tarasov konu ile ilgili görüşlerini şöyle sıraladı.

“Tabii ki Türkiye’de meydana gelen bu olaylar detaylı bir şekilde analize edilecek, her şeyden önce Türk uzmanlar tarafından. Şimdi, sadece benim görüşüme göre, yüzeyde farkedilen ve dışarıdan görünen bazı faktörleri sıralamak istiyorum. Sorun tabii ki ‘ağaç uğruna mücadele’ değil, hatta parlamento tarafından alkollü içki satışını ve içilmesini sınırlayan kanun da değil. Her şey çok daha karmaşık.

Tarihi deneyim birçok ülkede meydana gelen protesto eylemleri çok kez ekonomik kriz dönemlerinde değil, ekonominin yükseliş eğiliminde olduğu dönemlerde meydana geliyor. Türkiye yeni tarihinde ilk defa sadece ciddi ekonomik krizin üstesinden gelmeyi başarmamış, ekonomik gelişme temposu bakımından birçok Avrupa ülkesini de geride bırakmıştır. İşte bu ekonomik faktör iktidar partisinin seçimlerde yeniden birinci parti olarak çıkmasını sağladı ve iktidar partisi bundan sonra ülkenin modernizasyonuna yönelik çalışmalarına başladı.

Ancak diğer yandan Türk toplumunun önemli bir bölümü iktidarın Atatürk’ün mirasının revizyonuna ve Kemalizm politikasından vazgeçmeye yönelik çalışmalarına karşı çıkıyor. Anlaşılan o ki Erdoğan’ın bugün yaşanan olayların ideolojik kaynaklı olduğu açıklamasını kabullenmek mümkün. Hükümet tarafından uygulanan ‘ılımlı islam’ politikasının Türk toplumunun önemli bir kısmı tarafından onaylanmadığı da sır değil. Bu nedenle yönetimin Atatürk Kültür Merkezi’ni bir cami haline getirme niyeti iktidar partisinin Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal’in mirasına yönelik yeni bir darbe olarak algılanıyor.

Ülkenin dış politikası da halkın çok soru sorduğu diğer bir alan. Söz konusu olan her şeyden önce ülkenin Suriye konusunda uyguladığını politikadır ve halkın %60’dan fazlası bu politikaya katılmıyor. Bu iki faktörün üstüste gelmesi Türkiye’de kritik bir hoşnutsuzluğun meydana gelmesine de yol açtı. Sosyal sorunlar ise şiddetlenme eğilimi taşıyan konular arasında ancak üçüncü sırayı aldı.

Son soru, Türk polisinin protestoculara müdahalesinin bu derece sert olması gerekir miydi? Türkiye Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun Twitter’de yazdığına göre “Taksim’deki olaylar ülkemizi dünyaya haketmediği bir açıdan gösterdi.” Diğer yandan Avrupa Dışişleri Bakanı Catherine Ashton yaptığı açıklamada İstanbul’da ve Türkiye’nin bazı şehirlerinde başgösteren şiddetten dolayı derin bir endişe duyduğunu, ayrıca Türk polisinden bazı görevlilerin orantısız güç kullanmasından dolayı üzüldüğünü söyledi. Böylece Türkiye demokratik imajını kaybetmeye başlıyor, oysa bunun teşkil edilebilmesi için hükümet tarafından çok çaba ve kaynak harcanmış idi.

AB şimdi krizden çıkmak üzere Ankara’ya politik diyalog önerisinde bulundu. Ancak İstanbul’daki Taksim Meydanı’nın rekonstrüksiyonu ikinci plana itilmişken ve protestocular Erdoğan’ın istifasını talep etmeye başlamışken kiminle ve hangi konuda görüşme yapılabilir ki.

Diğer yandan Türkiye Cumhurbaşkanı Abdullah Gül yaptığı açıklamada ‘endişe uyandıracak çapta büyüyen protesto gösterilerine sorumlu bir şekilde yaklaşılması gerektiğini’ söyledi ve polise yaptığı çağrıda ‘gerekli olan güç sınırını aşmadan hareket etmelerine’ işaret etti. Esasen bu Erdoğan’ı ‘yönetimden radikal’ olarak gösteren bir yaklaşım oldu, oysa Başbakan da polisin hareketlerini ‘aşırı’ bulmuş idi. Erdoğan’ın İstanbul emniyet müdürünü ya da belediye başkanını görevden çıkarmak sureti ile bu durumdan çıkması mümkün olacak mı? Millet gazetesinin yazdığına göre, ‘anlaşılan Erdoğan 2014’de ülkenin devlet başkanı olma şansını, iktidar partisi ise İstanbul gibi büyük şehirler de dahil olmak üzere yerel seçimleri kazanma şansını kaybediyor.’

Ne olursa olsun İstanbul’un Taksim Meydan’ı artık Kahire’deki Tahrir ya da Pekin’deki Tyanannen Meydanı gibi tarihe geçme şansına sahip.

turkish.ruvr.r

Güncelleme Tarihi: 05 Haziran 2013, 00:02
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER