TBMM Çevre Komisyonu Başkanı Erol Kaya,

“Türkiye’nin, “Karbon Piyasasına Hazırlık Ortaklığı” oluşumunda yer alması sevindirici”

TBMM Çevre Komisyonu Başkanı Erol Kaya,
Ak Parti İstanbul Milletvekili ve TBMM Çevre Komisyonu Başkanı Erol Kaya, 18. Uluslar arası Enerji ve Çevre Fuarı ve Konferansı kapsamında düzenlenen ‘Karbon Piyasası’ konulu toplantıda yaptığı konuşmada, Hükümetin, geçtiğimiz günlerde yayınlanan Enerji Verimliliği Strateji Belgesi’nde, 2015 yılına kadar karbon piyasasının oluşturulmasıyla ilgili hedeflerinin bulunduğunu, 2012 sonrası  dönem için Karbon Piyasası’nın  oluşturulması sürecinde Türkiye’nin aktif rol oynaması ve  bu konuda öncü 25 devletin bir araya geldiği “Karbon Piyasasına Hazırlık Ortaklığı” oluşumunda yer almasının sevindirici olduğunu belirterek, “Türkiye bu ortaklık sayesinde hem ihtiyaç duyduğu kapasite geliştirme faaliyetleri için hibe kaynaklara erişim imkanına sahip olmakta, hem de ülkenin karbon varlıklarının azami değerinden işlem görmesi için gerekli uluslararası işbirliği fırsatlarını yakalamaktadır” dedi.

‘Bizim açımızdan önemli’

Türkiye’nin, sanayileşme sürecine, dolayısıyla enerji ve çevre konularındaki uluslararası süreçlere sonradan dahil olmuş bir ülke olduğunu söyleyen Kaya, “Bu durum, bizim açımızdan bir yandan önemli bir gecikmeyi ifade ederken, diğer taraftan, teknoloji ve çevrenin korunması hususlarında en yeni uygulamaları yakalamak için önemli bir fırsat olarak görülebilir. Karbon piyasası ile ilgili gelişmeleri de bu çerçevede değerlendirmek mümkündür” dedi.

170’in üzerinde proje geliştirdik

Kyoto Protokolü’nün emisyon ticareti mekanizmalarindan yararlanamayan Türkiye’nin, 2005 yılından beri Gönüllü Karbon Piyasası’na yönelik projeler geliştirmekte olduğunu belirten Erol Kaya, “Türkiye’de, Gönüllü Karbon Piyasası’nda 170’in üzerinde proje geliştirilmiştir. Projelerin çoğunluğu hidroelektrik,  rüzgar ve jeotermal gibi yenilenebilir enerji alanındadır. Projelerden sağlanan karbondioksit azaltımı yıllık 12 milyon ton civarındadır. 2023 yılına kadar Gayrı Safi Yurt İçi Hasılası içindeki enerji tüketimi miktarında yüzde 20 oranında tasarrufa gitmeyi hedefleyen Türkiye, yine bu süreçte karbon ticareti ve borsası kurmayı da planları arasında almış bulunuyor” şeklinde konuştu.

‘İki konu, insanlığın geleceği bakımından hayati öneme sahip’

Enerji ve çevrenin, pek çok alanda birbiriyle kimi zaman paralel düşen, kimi zaman çakışan, kimi zaman da karşı karşıya gelen ama her ikisinin de insanlığın bugünü ve geleceği bakımından hayati öneme sahip iki konu olduğunu vurgulayan Erol Kaya, “Nitekim, bu yılın fuar ve konferans konuları arasında yer alan enerji verimliliği, yenilenebilir enerji, atık yönetimi, geri dönüşüm sistemleri, çevre teknolojileri gibi başlıkların hemen tamamı da, bizim Meclis’teki sorumluluk alanımız olan çevre ile yakından ilgili. Türkiye, bahsettiğim bu alanlarda bazı hedefler belirlemiştir. ‘Yeşil Büyüme Kriterleri’ doğrultusunda hazırlanan ‘İklim Değişikliği Eylem Planı’, Enerji, Sanayi, Ulaştırma, Atık ve İklim Değişikliği gibi Uyum konuları olmak üzere 8 başlıkta oluşturulmuştur. Yenilenebilir enerji kaynaklarının 2023 yılında toplam enerji tüketimi içindeki payının %30’a çıkarılması, mevcut linyit santrallerinin rehabilitasyonu, yenilenebilir enerji kaynaklarının ısınma ve aydınlatma gibi alanlarda kullanımının yaygınlaştırılması, iklim duyarlı ve enerji verimli bina kriterlerinin oluşturulması bu hedeflerden birkaçıdır” diye konuştu.


‘Yeşil İhale’ uygulamasına geçilmesi gündemde

Kamu kurum ihalelerinde çevreci bir bakış ile “Yeşil İhale” uygulamasına geçilmesinin de gündemde olan bir konu olduğunu belirten Erol Kaya, “Mevcut binalarda 2017 yılına kadar, yeni yapılacak olan binalarda ise 1 Ocak 2011 tarihinden itibaren “Enerji Kimlik Belgesi” alınması zorunluluğu da önemli bir gelişmedir. Gerçekten de biz, hem Türkiye Büyük Millet Meclisi Çevre Komisyonu olarak, hem de hükümet olarak, çevrenin korunması ile kalkınmanın bir arada yürütülebileceğine inanıyoruz. Unutulmamalıdır ki, tabiat karşısında kazanıldığı düşünülen her zafer, aslında insanı tehdit eden, insanı mağlup eden bir sonuçlara yol açıyor. İnsanın tabiatla olan savaşını sona erdirmenin, bir arada yaşamanın yollarını bulmanın ve uygulamanın zamanı çoktan geldi, hatta bunun için geç kalındı. Ben, insanlığın, geçtiğimiz yüzyıllarda yaşadığı tecrübeleri de göz önünde bulundurarak, çok uzak olmayan bir zamanda, bu buluşmayı gerçekleştireceğine inanıyorum” dedi.

Gelecek 20-30 yıllık içme suyu sorunu çözüldü


Hayata geçirilen projelerle 43 milyon vatandaşımızın içme suyu sorunu, gelecek 20-30 yılı da kapsayacak şekilde, kökünden çözüldü. Bugün, bırakınız küçük-büyük şehirlerimizi, köylerimize kadar modern kanalizasyon altyapıları inşa ediliyor. Şehirlerimizin büyük bölümünde arıtma tesisleri kurularak, kanalizasyon atıklarının çevreye verdiği zararın önüne geçildi. 2003 yılından bu yana, katı atık depolama tesislerinin sayısı yaklaşık 4 kat artırılarak, bu konudaki sıkıntıların da önemli ölçüde ortadan kaldırıldığını müşahade etmekteyiz. Orman varlığımızın 20.2 milyon hektardan 21,5 milyon hektara ulaştırılması, kent ormanlarının oluşturulması, orman yangınlarıyla mücadelede Akdeniz havzasının en başarılı ülke olması çevre konusundaki hassasiyeti teyit eden gelişmelerdir. Çevre konusunun sadece bir ülkeye, bir bölgeye, bir topluma mahsus, orayla sınırlı olmadığını bildiğimiz için, uluslararası işbirliğine büyük önem veriyoruz” diye konuştu.

Güncelleme Tarihi: 28 Nisan 2012, 11:24
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER