ROTAMIZ EDİRNE’NİN ENEZ İLÇESİ

ROTAMIZ EDİRNE’NİN ENEZ İLÇESİ

ROTAMIZ EDİRNE’NİN ENEZ  İLÇESİ
Rotamız bu gün Edirne’nin Enez İlçesi yakınlarındaki Boreas-I Enez Rüzgâr Enerjisi Santralineydi. Konuklarımız ise değerli büyüklerimiz İsmail Işık ,Tuncer Özvar , Behzat Yıldırımer ve İlker Karataş  idi. Sabah 7.30’da vakfımızın önünden hareket ettik.

 Yaklaşık 2 saatin sonrasında Yayoba civarında bir dinlenme tesisinde mola vererek güne güzel bir kahvaltı ile devam ettik.

 Bir sonraki durağımız Ener holding bünyesinde faaliyet gösteren araç muayene istasyonu idi.A.B standartlarında faaliyet gösteren tesiste incelemelerde bulunduk.Trafik kazalarının önlenmesinde araç muayenelerinin önemini gördük.

Buradaki aradan sonra Sayın İsmail Işık Bey ile dünyanın enerji ihtiyacı ve bunun tarihçesi ile ilgili bir söyleşi yaptık. İnsanın mutluluğu ile bu enerji ihtiyaçları arasındaki çeşitli bağıntıları inceledik. Sonrasında ise enerji üretim çeşitleri doğal ve yapay enerji kaynaklarının durumunu;  2020-2050 yılları arasında bizi nasıl bir dünyanın bekliyor olacağı üzerine çeşitli konuşmalar yapıldı.

Sohbet içerisinde benim en çok dikkatimi çeken artık ülkelerin refah düzeylerinin para kazanımının yanı sıra birde kişi başına tüketilen yada ihtiyaç duyulan ortalama enerji miktarı idi. Geleceğimiz artık enerji üzerine planlanmaya başlıyor. Bunun en büyük sebeplerinden birisi de aşırı nüfus artışı. Çeşitli istatistiklerde bunu bariz kanıtlıyor.

Bir sonraki adımda enerji üretim dengeleri dış alım-satım ile ilgili konuşmalar geçti. Enerji dengelerinin ayarlanması, bu ayarlamayı yapan devlet kurumları hakkında söyleşimiz oldu. Daha sonra ihtiyaç olunan enerjinin nasıl ve ne şekilde elde edildiğini, bu işlerin aslında göründüğü kadar kolay olmadığını devletin ve özel sektörlerin enerji piyasasındaki durumunu inceledik.

Kısıtlı olan fosil yakıtların(kömür, petrol ve doğal gaz gibi) yukarıda bahsettiğimiz gibi 2050’lere kadar ve artan nüfusa oranla yeterli gelmeyeceğinden dolayı yenilenebilir enerjiye yönelme ülkemizde de yaygınlaşmaya başladı. Çeşitli prosedürler aşıldıktan sonra ön lisans alınabiliyor fakat bu o kadarda kolay değil. Öncelikle rüzgâr etütleri uygulanıyor. Rüzgâr hızları ile ilgili ayrıntılı bir çizelge ya da analize meteoroloji müdürlüğünden elde etme imkânımız yok. Sadece rüzgârın hangi bölgelerde yoğun estiği ve sürekli esebileceği ile ilgili veriler var ama ayrıntılı değil elbette. Bunun içinde çeşitli analizler yapıldı ve ilgili birimlere bu analizlerin raporları sunuldu.  Ve yapılan tetkikler sonucunda yatırım için düğmeye basıldı ve santralimiz 10.04.2010 tarih itibariyle enerji üretmeye ve üretilen enerjiyi sisteme sunmaya başladı.

Ne yazık ki yenilenebilir enerji üretimi toplam üretimin %20sini geçmeyecek şekilde düzenlenmiş durumda. Yetkililer de bunun teknik’i olarak pek mümkün olamayacağını belirtiyorlar. Sonuçta günlük rüzgâr şiddeti sürekli değişiyor ve ana sisteme de sürekli olan bir enerji vermeniz gerekli bu nedenle de harmonizayson farkı oluşuyor. Bu da sanayide elektriğin kalitesini düşürüyor.

Önerilen sistem tek çeşit enerji üretiminden çok daha çeşitli kaynakların kullanımından yana. Yani rüzgâr enerjisi de olsun termik santraller de, jeotermal enerji santralleri ve de güneş enerji santralleri de.

Bu kadar teknik detaydan sonra ve RES’leri bizzat görüp o eşsiz manzara eşliğinde santrali gezip Saros merkeze doğru yol alıyoruz. Yol üzerinde yine Boreas firmasının ortaklarından birine ait kiraz ve armut bahçesine de uğruyoruz ve kısaca burası hakkında bilgi aldıktan sonra( bahçe yeni kurulduğu için henüz fidan halinde fakat iyi haber 2-3 yıl içerisinde meyvelerini yiyebileceğiz) körfeze sıfır bir otel kompleksinin lokanta kısmına geldik. Harika bir manzarası ve sahili vardı ilgilenenler olursa mutlaka tavsiye ederim. Tabii ki öncesinde sıcak bir tavuk suyuyla aroma edilmiş yayla çorbası ve de ardından sahil kenarı lokantalarının vazgeçilmezi enfes levrek keyfine diyecek yoktu. Ayrıca yemek esnasında yapılan Behsat Bey ve İsmail beyin muhabbetinin keyfine diyecek yoktu.
Çok eğlenceli ve bilgi bakımından dolu dolu geçen bir geziydi. Katılımcı olarak büyük heyecan ve mutluluk duydum. Fakat vakfımıza gelen arkadaşlarımızın katılımı ve ilgisi çok azdı yanlış bilmiyorsam 180 arkadaşımız şu an itibariyle burs alıyor ve sadece bunu baz alırsak neredeyse 10 da birinden daha az bir katılım vardı. Her şey ücretsiz olmasına rağmen, keşke daha iyi bir katılım olsaydı.

Saygı ve selamlarımla.
Yasin ÇALIŞKAN

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER