Avrupa İşleri Komisyonundan Siyasilere, Türkiye’yi kaybetmeyelim uyarısı

Avrupa İşleri Komisyonundan Siyasilere, Türkiye’yi kaybetmeyelim uyarısı

Avrupa İşleri Komisyonundan Siyasilere, Türkiye’yi kaybetmeyelim uyarısı
Fransız siyasilere Türkiye’yi seçim malzemesi yapmamaları uyarısı...
Türkiye’yi kaybetmeyelim uyarısı
Fransa’da yaklaşan seçimler öncesi Senato’nun Avrupa İşleri Komisyonu, Fransız siyasilere Türkiye’yi seçim malzemesi yapmamaları uyarısında bulundu. Komisyon hazırladığı raporda, “Türkiye’ye arkamızı dönemeyiz. Kusursuz dost arayan dostsuz kalır” ifadesini kullandı

Fransa’da yaklaşan seçimler öncesi Senato’nun Avrupa İşleri Komisyonu, Fransız siyasilere Türkiye’yi seçim malzemesi yapmamaları uyarısında bulundu. Komisyon hazırladığı raporda, “Türkiye’ye arkamızı dönemeyiz. Kusursuz dost arayan dostsuz kalır” ifadesini kullandı

1- Bazı Fransız siyasetçilerin Türkiye aleyhinde yaptığı açıklamalar tamiri uzun sürecek yaralara yol açıyor. Bu durum sonradan pişmanlıklara neden olabilir.

2- Sarkozy’nin sadece birkaç saat süren Ankara ziyareti Türkiye’de hayalkırıklığı yarattı. Oysa Cameron ve Merkel Ankara ziyaretlerine özel önem vermişlerdi

3- Halkımızın görüşü ne olursa olsun, onları Türkiye’ye Avrupa kapılarını kapatmanın bir utanç olduğuna

3-ikna etme görevi biz Fransız siyasetçilere düşüyor

Avrupa’da Türkiye karşıtlığının en yoğun olduğu ülkelerden Fransa’da 2012’deki cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimleri öncesinde Senato’dan “Türkiye uyarısı” geldi. Senato’nun Avrupa İşleri Komisyonu tarafından hazırlanan “AB-Türkiye İlişkilerindeki Gelişmeler ” başlıklı raporda, siyasilere seçimler öncesinde Türkiye aleyhtarı söylemlerden kaçınılması uyarısında bulundu. Raporun sonuç bölümünde, Türk atasözü “Kusursuz dost arayan dostsuz kalır ”ın Fransızca tercümesi de yer aldı. Raporda şu ifadeler kullanıldı:

Türkiye ile ilişkilerin kötüleşmesi, Fransa’nın çıkarına bir durum değil. Türkiye, Soğuk Savaş sonrası jeopolitik açıdan önemli, etkileyici ekonomik büyümesi, dinamizmiyle, kültürel olarak etki gücü giderek artan bir ülke. Bazı Fransız siyasetçilerin Türkiye aleyhinde yaptığı açıklamalar tamir edilmesi uzun sürecek yaralara yol açıyor. Seçimler öncesinde siyasetçilerin açıklamalarında, Türkiye konusunu iç siyaset malzemesi yapmamalarını umut ediyoruz. Bu durum sonradan pişmanlık duyulacak sonuçlar yaratabilir.

İlişkiler buz çağında

Türk - Fransız ilişkileri ekonomik ve ticari açıdan her geçen gün gelişiyor. Buna rağmen siyasi ilişkilerin gergin seyrediyor. Bu durum her iki tarafta diğerinin imajını zedelediyor. Fransız siyasilerin Türkiye karşıtı beyanları da Türk kamuoyunda geniş yankı uyandırıyor ve iki ülke arasındaki ilişkileri olumsuz etkiliyor. Türk halkı ‘Fransa’nın ihanetine uğradığı’ hissine sahip. Görüştüğümüz Türk makamları iki ülke ilişkilerinin ‘ buz çağına girdiği’ değerlendirmesinde bulundu.

Ayrıca Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy’nin 25 Şubat’ta sadece birkaç saat süren Ankara ziyareti Türkiye’de hayal kırıklığı yarattı. Almanya Başbakanı Angela Merkel’in Mart 2010’da Türkiye’yi iki günlüğüne ziyaret ederken, İngiltere Başbakanı David Cameron iktidara geldikten iki ay sonra Türkiye’ye gitti. Ankara’da Fransa konusunda yaşanan bir diğer düş kırıklığı da Türkiye’nin bu yıl 19 Mart’ta Fransa’nın öncülüğünde Paris’te düzenlenen Libya konferansına davet edilmemesi oldu.

Türkiye’yle gerginliğin giderilmesi için ortak çıkarlar üzerinde çalışılmalı. İşe başta tarım ve enerji sektörleri olmak üzere, hammadde fiyatlarının uluslararası planda denetimi ve saydamlığı konusunda ortak hareket etmekle başlanabilir. Arap dünyasındaki gelişmeler ışığında iki ülke yeni bir Akdeniz politikası üzerinde de çalışmalı.

Türkler AB’ye soğuyor

Türk toplumunda AB süreci konusundaki bıkkınlık endişe verici boyuta ulaştı. Bazı Türk yetkililer, Türkiye’nin AB üyeliğinden olası kazançları konusunda kendisini sorgulamaya başladığını ve birkaç yıl sonra bu süreçten kendisini çekebileceğini söyledi. Müzakerelerdeki tıkanma Türkiye’nin Avrupa emellerinden vazgeçmesine yol açabilir. Kamuoyumuzu Türkiye’ye Avrupa kapıları kapatmanın utanç olduğuna ikna etme görevi bizlere düşüyor.

Ankara’ya uyarı

Senato Türkiye’ye karşı yapıcı tutum içinde olacaktır. Ancak Türkiye’nin Kopenhag kriterlerine uyum için ek çaba harcaması bu tutumu kolaylaştırır. Ankara Antlaşması ek protokolün tam olarak uygulanmasının, Türkiye’nin ilerlemeye devam etme konusundaki iradesini yansıtması bakımından önemli bir işaret olacaktır.”   (Vatan)

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER