Türkiye, dünyanın en büyük televizyon eğlence, içerik, dizi ve sinema filmi fuarı olan MIPCOM 2016’da onur konuğu ülke bayrağını Japonya’ya devretti. İstanbul Ticaret Odası (İTO) organizasyonuyla ve bireysel olarak 30 Türk firmasının stant açtığı MIPCOM’u 100’den fazla Türk firması da ziyaret etti.

Türkiye, dünya televizyon endüstrisinin vitrini olarak kabul edilen, dizi ve sinema filmlerinin, eğlence içeriklerinin alınıp satıldığı, uluslararası ortaklıkların kurulduğu sektörünün en büyük pazarı MIPCOM’da onur konuğu ülke bayrağını Japonya’ya devretti.

Bu yıl 32’nci kez kapılarını açan MIPCOM, onur konuğu Japonya’nın “Spirit of Imagination” (Hayal Gücünün Ruhu) teması ile Cannes Film Festivali’nin de düzenlendiği Palais des Congres’de ziyaretçilerini ağırladı.

İstanbul Ticaret Odası’nın (İTO) katılımı ile MIPCOM’da dünya vitrinine çıkan Türk firmaları yine yok sattı.

MIPCOM 2016, geçen yıl onur konuğu olan Türkiye’nin bu unvanı Japonya’ya devrettiği basın toplantısı ile başladı. Türk ve Japon heyetlerinin ortak düzenlediği toplantıda, İTO Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Çağlar, Japon İçişleri ve İletişim Bakanlığı Uluslararası Faaliyetlerin Koordinasyonundan Sorumlu Bakan Yardımcısı Shigeki Suzuki ve Onur Konuğu Ana Yapımcısı Yoshiaki Yamada konuşma yaptı. Toplantıya İTO Yönetim Kurulu Üyesi ve İTO MIPCOM Yürütme Komitesi Başkan Yardımcısı İlhan Soylu, İTO Meclis Üyeleri Ali Uluoğlu, Faysal Koçer, Mahmut Özden ve Turan Kocaalp ile İTO Genel Sekreteri Ömer Bal da katıldı.

MIPCOM organizatörü Reed Midem CEO’su Paul Zilk, İTO standını ziyaret etti. İTO Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Çağlar’la görüş alışverişinde bulunan Zilk, İTO heyetinin fuarla ilgili izlenimlerini dinledi.

Geçen sene MIPCOM’da ilk kez onur konuğu seçilme gururunu yaşayan Türkiye’nin bu yıl unvanı “kadim dostu” Japonya’ya devretmekten büyük mutluluk duyduğunu ifade eden Çağlar, iki ülkenin 126 yıl önce Japonya’ya gönderilen Ertuğrul Fırkateyni ile başlayan dostane ilişkilerini vurguladı.

Televizyon endüstrisinin kalbinde yer alan bir etkinlikte bulunduklarının altını çizen Çağlar, “Televizyon hem ekonomik bir güç hem de sosyal bir güç, ticari hacmi 100 milyar dolara yaklaşan bir platform. İnsanların algısını birebir etkileyen pek çok sektörü de tek başına harekete geçiren bir mecra” yorumunda bulundu.

Televizyonun toplum üzerindeki etkisiyle ilgili Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimine değinen Çağlar, “Televizyonun gücü ülkelerin tarihinde önemli izler bırakabiliyor. Bundan üç ay önce FETÖ’nün darbe girişimi, ülkemiz üzerinden dünyayı karıştırma çabasıydı. Ancak Sayın Cumhurbaşkanımızın bir televizyon programı aracılığıyla yaptığı çağrı neticesinde milletimiz sokaklara çıkarak demokrasisine sahip çıktı” dedi. Çağlar, “O dramatik gecede milletimizle beraber Cumhurbaşkanımızın direniş çağrısını halka duyuran medya sektörüydü. İşte medya böyle bir güç” ifadelerini kullandı.

İTO’nun iki ayrı salonda toplam 224 metrekarede katılım gerçekleştirdiği MIPCOM, bu yıl 32’nci kez kapılarını açtı. MIPCOM’da, 100’ü aşkın Türk firması ile yabancı ticaret heyetleri yüzyüze görüşmeler gerçekleştirdi.

Türkiye’de televizyonun gücünün bir diğer etkisinin dizi sektörünün büyüklüğüyle ilgili olduğuna dikkat çeken İbrahim Çağlar, “Türkiye, ABD’den sonra dünyada en fazla dizi film ihraç eden ülke. Ülkemizde her hafta 50 dizi film çekiliyor. Türk dizileri Balkanlar’dan Uzak Doğu’ya, Orta Doğu’dan Afrika’ya ve Amerika’ya kadar geniş bir coğrafyaya yayıldı. Tam 102 ülkede Türk televizyon sektörünün sesi yankılanıyor” şeklinde konuştu.

Türk dizi film ve yapımlarının son yıllarda adeta dünyanın kalbinde taht kurduğuna işaret eden İTO Başkanı İbrahim Çağlar, Türkiye’de her hafta ortalama 50 civarında dizi çekildiğini ve bu dizilerin çoğunun bir ya da bir buçuk saatlik sürelere sahip, yüksek maliyetli yapımlar olduğunu belirtti. Çağlar, bir dizinin yapım bedelinin neredeyse bir sinema filminin yapım bedeline eşit hale geldiğine de işaret etti.

İTO Yönetim Kurulu Üyesi ve İTO MIPCOM Yürütme Komitesi Başkan Yardımcısı İlhan Soylu, yıllık satış geliri 10 yılda 350 milyon dolara ulaşan Türk televizyon dizi film sektörünün 2023’e kadar Güney Asya, Uzakdoğu ve henüz girilmemiş pazarlara da girdiği takdirde 1 milyar dolarlık pazar hacmine ulaşmasının işten bile olmadığını söyledi.

Soylu, “İTO’nun geliştirdiği yapı verimli sonuçlar doğurdu. Bu alanda birbiriyle rekabet eden yayın kuruluşları ilk defa bir üst kurulda dayanışmacı bir model içinde birleşti” dedi.

Soylu, “Bu platformdaki yapımcılar bize ‘birbirimizi dinledik, ortak menfaatlerimiz olduğunu gördük, daha etkin uluslararası bir varlık sergileyebileceğimizi anladık’ diyor. Çünkü herhangi bir Türk dizisinin bir ülkeye girmesi bariyeri kırma anlamını taşıyor. Devamında ise diğer Türk dizilerine kapı açılıyor” diye konuştu.

Türk dizi ihracatının 2004 yılında yalnızca 10 bin dolar seviyesinde olduğunu hatırlatan İbrahim Çağlar, günümüzde Türk dizilerinin pazar payının 350 milyon dolara çıktığına ve Türkiye’nin uluslararası mecrada ilgiyle takip edilen aktörler yetiştirdiğine vurgu yaptı.

102 ülkede gösterilen izlenme rekorları kıran Türk dizi film ve sinema filmleri fuara damgasını vurdu. İstanbul Ticaret Odası’nın (İTO) iki ayrı salonda toplam 224 metrekarede katılım gerçekleştirdiği fuarda, Türk firmaları ile yabancı ticaret heyetleri işbirliği fırsatlarını görüştü.

MIPCOM’a 108 ülkeden, üçte biri dijital medyada olmak üzere 5 bine yakın alıcı ve 2 bine yakın satıcı katıldı. Japonya’nın 8K çözünürlüğünde yayını ilk kez tanıttığı fuar boyunca 5 yeni dizinin tanıtımı yapılırken 10 program ise uluslararası pazara ilk kez sunuldu.

Türk TV sektörünün sesinin 102 ülkede yankılandığını belirten Çağlar, şunları söyledi: “2004’te sadece 10 bin dolar olan dizi film ihracatımız bugün 350 milyon dolarlara ulaştı. 2023 içinse hedef 1 milyar dolar. Bunun yanında, sektör geliştikçe artık kendi yıldız oyuncularımızı çıkartıyoruz. İçerik hazırlanması, dizi müzikleri, animasyon, çizgi film konularında da hızlı gelişme var. Türk dizilerinin müzikleri de gösterildikleri ülkelerde popüler olmaya başladı. Bu gelişmeler Türk dizi ve sinema yapımlarının artık bir endüstri haline geldiğinin delili.”