BİR ÇANKIRI ÜTOPYASI

18 plakalı, 7490 km2 lik, 180.000 nüfuslu Çankırı’mıza yola çıkıyoruz. E-80 karayolunu takip ederek yaklaşık 500 kilometrelik yolculukta 1074’ten beri Karatekin Paşanın bize hediye ettiği ve o tarihten itibaren düşman ayağı değmemiş vilayetimize ortalama 6 saatlik yolculukla ulaşıyoruz. Çok önceden çocukluğumuzda ise Ankara üzerinden otobüs veya tren aktarmalı giderdik ve 12-14 saat sürerdi. Şuan bu süre yarıya indi.Yazın ve kışın kapalı yollarımız yok.

BİR ÇANKIRI ÜTOPYASI

     Fakat E-80 karayolundaki duble yol çalışmalarının bitirilmemesi beraberinde bir çok sorunları da arttırmıştır. Duble yolun çoğu yerde bölünmüş olması özellikle gece trafiğinde sıkıntılar yaşatmakta olduğunu gördük. Özellikle böyle bir yol güzergahına alışık olmayan yurtdışından gelen gurbetçi vatandaşlarımız ve yabancıları aşırı derecede zorlamakta ve hatalara sebep olmaktadır.

Duble yolun ilçe giriş ve çıkışlarında da yeteri kadar önlem alınmadığı ikaz levha ve tabelalarının yetersiz olduğunu yükseklik kot farkının da tali yollara çıkışta yeteri kadar dikkate alınmadığına şahit olduk. Bunun en barizine Kurşunlu ilçemizde rastladık.Olması gereken arıza şeridi veya yan yol güzergâhlarını da görmekte zorlandık.

     Yine duble yol çalışmalarında insanların, hayvanların, suların geçeceği kanal ve köprülerin daha fazla ve itinalı seçilmesi gerekiyor. Yolun altına kanallar açılmış, fakat suların geçeceği dere yatakları yok,kamulaştırma yapılmamış.Kuzeyden  inen sular rastgele toplanarak otobanın altındaki kanallardan geçerek tarım arazilerini aşırı derecede sulamakta, beraberinde bir sürü molozları ekili alanlara bırakmakta olup verim düşüklüğü ve işçilik kaybına sebep olmaktadır.Tüm bu olumsuzluklar bize can,mal,işçilik  ve zaman kaybı olarak bizim halkımıza geri dönmektedir.

Bu nedenle uzun mesafeli yol yapımı kısa kısa 5 kilometrelik mesafeler hedeflenerek tam teşekküllü yapılabilmesinin önü açılmalıdır. Aynı düşüncelerimiz Ankara-Çankırı, Kastamonu yol güzergahı ve istinap duvarları içinde geçerlidir.
Uğradığımız her ilçede gördük ki (Korgun,Ilgaz,Kurşunlu,Atkaracalar,Çerkeş,Çavundur) Karatekin Üniversitesinin bir bölümünü açmak için büyük gayretlere,çabalara,heyecanlara tanık olduk.Bu heyecanı ilk 2004’te yaşayan bizlerin karınca kararınca her köy derneğimizin vermiş olduğu katkıların  doğru yerlerde kullandığını görmek bizlerin isabetli  adımlar attığımızın işareti olarak karşımıza çıktı ve biz olmanın gücünü hep beraber gördük. Bu anlamda il ve ilçelerde ki okul ve kampüsleri kız ve erkek öğrenci yurtlarını sivil toplum örgütleri ve şahıslar olarak desteklemeliyiz.

Çankırı Karatekin üniversitesinin tepedeki yeni kampüs alanını gezdiren rektörümüz Sayın; ALİ İBRAHİM SAVAŞ’a çok teşekkürler.

Güzel, yeni ve modern bir tesise kavuşmak için çaba ve gayretlerine şahit olduk. Bittiğinde çevre illeri fark atacağımız gayet aşikar olan bu hizmetlere katkımızı sonuna kadar devam ettirmeliyiz. İlimizin içinde geçen tatlı çayımızın da yeniden ıslah çalışmasına tabi tutarak havuzlar,göletler oluşturmalı,yaz turizmine katkı sağlamalı,çayın etrafını da yeniden düzenleyerek çay bahçeleri, kafeler, aile mekanları,düğün eğlence organizasyonları, öten ve yüzen kuşlar için mekanlar oluşturulmalıdır.

Bir üniversite şehri olan Eskişehir’ide geride bırakabilecek bir projemiz olmalıdır. Bu tür projelerin gerçekleşmesi nüfusu arttıracak, Çankırı’mızda da içme suyu, temizlik, kanalizasyon, elektrik,doğal gaz gibi alt yapı hizmetlerinin takviyesi gündeme gelecektir.Bu tür hizmetlerin gerçekleştirilmesi ve tatlı çayın yeniden ıslahıyla düşünülen havuzlar, göletler, şelaleler içinde su takviyesi gündeme geleceğinden Güldürecek barajına alternatif olarak Dereçatı (Handırı) köyüne içme suyu ve sulama barajı yapılmalıdır.Buranın su toplama havzasının ve çevresinin doğal kalması Çankırı’ya 15-20 km olması cazibesinide arttırmaktadır.Ayrıca bu temiz suyun yerinde şişelenip piyasaya kazanç olarak sürülmesi de düşünülmelidir.
Su takviyesi olarak düşünebileceğimiz Çankırı’ya yakın olan Korgun ilçemizin ova suyu ve buraya bağlı köylerimizde ki gölet ve barajları da düşünebiliriz. Hala aktif olan Alpsarı, Maruf, Kayıçivi baraj ve göletlerinin haricinde yeni projeler olan Ildızım (Demirçevre), Yolkaya, Buğay, Kesecik taşkın önleme, sulama, gölet ve barajları da devreye alınabilmeli, yeraltı suları da gerekirse dahil edilebilmelidir. Çankırı’ya yakınlığından dolayı Akçalı barajı da kullanıma açılmalıdır ve bu tür yerlerde balık ve diğer su ürünlerinin yetiştirilmesi içinde teşfikler verilmelidir.

Sularımız bu şekilde değerlendirilmesinin haricinde tarım alanlarının eski yöntemlerle vahşice sulanmasının önüne geçilmeli, fıskiye ve damlama yöntemine geçiş yapılarak su kültürü aşılanmalıdır. Bununla ilgili seminerler, toplantılar yapılmalı, yazılı ve görsel medyada yayınlar çoğaltılarak su kültürü canlı tutulmalıdır. Su kültürümüzün arttırılmasıyla birlikte belediyenin de vatandaşa sattığı içme suyu birim fiyatı artmayacak, beklide indirime gidecektir.

Çankırı’mız yerleşim yeri olarak tepe ve dağlarının ortasında çukurda kalmıştır. Bunun içinde yukardan özellikle kale tarafından yağmur ve kar sularıyla kopup gelen seller, molozlar, topraklar sebebiyle baskınlar olmaktadır. Büyüyecek olan şehrimizin şimdiden bu olumsuzluklara meydan vermemesi için düzenlemeler, ızgaralar, altyapı çalışmaları hızlandırılmalıdır. Çalışmalar arka sokaklarda dahil edilerek asfalt ve taş kaldırımlar dizayn edilmelidir.

Büyüyen Çakırı’mızı da deprem kuşağında olduğu unutulmadan denetimi eksik bırakılmamalıdır. Eski yapılar kontrol edilmelidir. Bir şehrin büyüyebilmesi sadece tarım, turizm ile hayvancılıkla, üniversiteyle olmayacağı için mevcut iş alanlarının da büyütülmesi gerekir.

İlimizde uzun süredir atıl vaziyette 250-300 personel ile hizmet veren MKEK silah fabrikasında kapasite artırımına yönetilmesi gerekmektedir. Tank modernizasyonu için İsrail teknolojisine 1 milyar dolar veriyorsak, bunu kendimiz üstlenmeliyiz. Bugün tank içindir yarın füze,uçak,helikopterler veya gemi için hizmet verebilmelidir. Bu gerçekleştiğinde çalışan personel sayısı kat kat artabilecektir. Ayrıca MKEK’nun özel sektörler de sipariş alması planlanmalıdır.
Yine Çankırı’mız da bulunan DDY’na ait ve özel sektörlere ait makas fabrikalarının yerli ve yabancı siparişlerinin çoğaltılmasıyla kapasite artırımına gidilmelidir.

S.S Yıldızlar şirketinin Kurşunlu ilçemizdeki Seramik fabrikası faaliyete geçmiş, çalışıyor iken aynı şirketin  Orta ilçesindeki Termik santral için hiçbir faaliyetini göremiyoruz. Yetkililerin buna el atarak Termik santralini ülke ekonomisine kazandırılması sağlanmalıdır.

Küçük ve büyük sanayisi Ankara yolu yönünde artan Çankırı’mızda Süleymanlı köyüne kadar yoğunluk hissedilmektedir. Bu güzergahta Kredi yurtlar kurumunun, polis okul kampüsünün, özel yurtların, büyük-küçük işletmelerinin olması ve genişlemeye müsait olması nedeniyle toplu taşımacılığı başlatmalıyız. Bunuda DDY ray sistemini kullanarak veya ilaveler yapılarak 1-2-3 vagonluk tramvay veya raybüsler ile gerçekleştirmek için adımlar atılmalıdır.

Bu toplu taşıma istasyonunun başlangıcı Süleymanlı  olursa diğer ucu da sanayisi olan Korgun ilçemize kadar uzatılmalıdır. İl, ilçe ve köyler arasındaki ulaşım ve seyahatler ucuz,hızlı ve dolayısıyla cazip hale getirilmelidir.Bu güzergahta bulunan işçiler ,öğrenciler,sivil halk, özel ve kamu yatırımcısının da işini kolaylaştıracaktır.Çok az yolcu taşıyan ve haftanın belirli günleri çalışan Karaelmas treninin  yolcusunu da arttıracaktır.

Bu derece büyüyen, sanayileşen Çankırı’mızda olması gereken, benim hiç rastlamadığım arıtma ve katı atık tesisleri,acı çayın ıslahı elzem ve gerekli olacaktır.

Korgun ilçemizi ziyaretimizde hoş ve güzel olaylara şahit olduk. İlçedeki halı sahanın civar köylere de hitap etmesiyle sporu teşvik anlamında güzel bir örnek oluşturmuştur. Bununla birlikte sevgi evleri kız yurdu projesi mükemmel tutmuş vaziyette. Bunun diğer ilçelere örnek olmasını temenni ediyoruz.

Korgunlular olarak 2004-2005 senelerinde bu sempozyum’un küçüğünü talep edip 12 köy ve Belediye Başkanı HALİL ÖZ ile birlikte Korgun Platformunu oluşturup çalıştaylar düzenlemiştik. Bunun sonuçlarından biri de toprak analizleri sonuçlarına göre üretim yapmaktı.

Bu amaçla Korgun bölgesin de ceviz, badem(çağla), aluç yetiştirilmesi gündeme gelmiş olup bodur ceviz fidanları dikildi. Ağustos 15’ te domates kazanan memleketimizde karasal iklimin getirdiği sorunlardan dolayı erken uyanan, çiçek açan ağaçlar soğuk (don) vurmasıyla cevizler ve özellikle Kayıçivi köyünde ki bademler telef oldu. Bunların engellenmesi için ağaç diplerinin soğuk tutulması buz kalıpları ile takviye edilmesi gibi bilgiler gündeme geldi. Karatekin Üniversitemizin Irmak bucağında olduğu gibi kavun ve pirinç için yapılan çalışmaları takdir ediyor,aynı çalışmaları Korgun ve diğer ilçelerimiz için ve organik tarım için bekliyoruz.

Korgun platformunun da kanalizasyon, içme suları,yollar gündemimizde olmuştu. Kanalizasyon ve içme suları sorunları çözülmüş olmasına rağmen köylerin özellikle ana yol ve arterlerinin taş kaplama işleri çok yavaş ilerlemekte ve de bu gidişle yıllar alacağı bilinmektedir. Hükümetçe ve belediyelerce bu işlerin bir an önce bitirilmesini istiyoruz.

Yaz tatillerinde memleketlerine giden ailelerimiz ve çocuklarımız büyük şehirlerde ki alışkanlıkları gereği çocuk parkları spor araç ve gereçleri talep ediyorlar. Kendi imkanları ile Kayıçivi Köyü Derneği’nin kurduğu çocuk parkı, oturma grupları kamelyası vs. faaliyetlerin diğer köyler için de örnek teşkil etmesini, kardeş köy veya belediyeler oluşturulması bu tür imkanları hızlandıracağı kanaatindeyiz.

Doğal hayatı korumayı da amaçlamalıyız. Bilinçsizce yapılan avlanmaların karşısında durmalıyız. Korgun ve civarı ava yasak olmasına rağmen doğaya çoğalma ve üreme amaçlı bırakılan hayvanların il dışından gelen kaçak avcılarca av yapıldığını duyuyoruz. Daha sıkı önlemler alınmasının gerektiğine inanıyoruz.

Anadolu’nun en yüce dağı Ilgaz’ımızı da kış ve yaz turizmine hazırlamalıyız. Çankırı Milli Parkları’nı oluşturup Ilgaz’ı da buna dahil etmeliyiz. Ilgaz Dağı turizmine Çavundur Kaplıcalarını, tuz mağarası ve yarenlerimizi de dahil ederek yolumuza devam etmeliyiz.

ÇANKIRI GELECİĞİNİ PLANLIYOR SEMPOZYUMU 2011 İSTANBUL ayağını gerçekleştiren Çankırı Vakfı Genel Başkanı Sayın Eşref HARMANDAR ve Yönetimine, Çandef Genel Başkanı Sayın Ömer Lütfi ÖZENÇ ve Yönetimine, yönümü İstanbul’a çevirdim diyen Çankırı Valimiz Sayın Vahdettin ÖZCAN’a teşekkür eder, Çankırı ve ülkemiz için hayırlara vesile olmasını temenni ederiz.

İsmail KILIÇASLAN

Korgun Dernekler Birliği Başkanı
Kayıçivi Köyü Dernek Başkanı



YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER