ÇAĞDAŞ OKUL, ÖĞRENEN ORGANİZASYONDUR.



ÇAĞDAŞ OKUL, ÖĞRENEN ORGANİZASYONDUR.


      Emile Zola, Gerçek romanında,  “XVII. yüzyılın sonunda okumuş sanılan  kişilerden oluşan, büyük bir cahiller yığını türedi”  der.   Onun XVII. Yüzyılın  sonu için söylediğini  21. yüzyılda  teknolojik Ortaçağ'da mı yaşıyoruz?

mi yaşıyoruz?  Prof. Dr.  Ömer Demircan’ın, Erdoğan Alemdar’dan  yaptığı alıntılarla  altını çizdiği gibi,  “Anlatım söze değil, görüntüye bindirildiğinden, TV, işlevsel açıdan okur-yazar cahiller ” üretiyor. .  “TV, toplumun bütün kesimlerine girerek ortayolcu bir dünya görüşü eker;  en az maliyetle olası en geniş izleyici kitlesi ‘ürün’ için yarışır.” (Erdoğan-Alemdar) Marcuse,e göre kitle iletişim araçlarının kullandığı dil, kavramsal düşünceyi engellediği için kültürden ve dilden kaçış başlar. Gerçek okur-yazarlığı engeller.(Sanders 1994, Postman 1985, age,35)

      Daha 3-4 ay önce Boğaziçi Üniversitesi Öğretim üyesi Faruk Birtek, sözü dolandırmadan açık açık söyledi : "Türkiye cahiliye döneminde yaşıyor." dedi. Yer yerinden oynayacak sandım. Yaprak bie kıpırdamadı.

 

     Bütün araştırma sonuçları, okulların 50 yıldır  okuMAyan insan yetiştirdiğini ortaya koyuyor. Eğitim tersine çalışıyor. Sakallı Celal’in  dediği gibi   açıkçası “Bu kadar cehalet eğitimle elde edildi.”

     Bugün ‘yeni bir şey söylemek’  gerekirse  denebilir ki, televizyonlar, internet siteleri ve ‘ağları’ öğrenciyi okuldan çaldı.

     Dersler boş  geçiyor.

     Okulun bu yeni medyalarla rekabet etmesi zorunlu.

     Buna bir de dershaneleri ekleyin…

     Okulun da kendini yenilemesi, öğrenen bir organizasyon olması  gerekiyor.  Bu bir araştırma   sonucu.  Yinelemek ve altını çizmek gerekir  ki okullar okumayan  insan yetiştiriyor.

      Eğitim,  tersine  çalışıyor.

      Okulun   en  önemli  bilgi  edinme yeri olduğu  zamanlar   çok geride kaldı.

                                                     

      Çağdaş okul, öğrenen organizasyondur. Shakespeare,   400 yıldır,  ünlü kahramanı  Hamlet’ in ağzından, başka bağlamda  bunu   çok  özlü biçimde  söylüyor zaten. Okul  bilgisiyle  övünen  arkadaşına  Hamlet  şöyle der: “Yerle  gök arasında nice şeyler var ki  senin okulda bellediklerinin düşüne bile giremez.”

       Eğitimin ve öğrenmenin  bugün  çok  daha okul dışına kaydığı bir zamandayız. 

       Bu nedenle, okul dışı alan yalnızca televizyona ve öteki elektronik medyalara bırakılırsa bu kitap  kültürünün  sonu olur. Okulda, kötü okuma materyalleriyle  kitaptan soğutulmuş öğrenci, zaten kendini ekran başına atıyor. Oysa UNESCO’ ya bağlı Okuma Araştırması  ve Çocuk Edebiyatı Enstitüsü  Müdürü, Bamberger’in dediği gibi, Kitapların bu uzun hayat boyu eğitim sırasında  oynayacakları  çok büyük  bir rolü vardır.(…) Kitaplar her insana kendi yolunu bulmada, kendi eleştiri yeteneğini geliştirmede ve kitle iletişim araçlarının (televizyonların)  genel çıktıları arasından akıllıca bir seçim yapmada yardımcı olabilir.”

(1) Richard Bambarger, Okuma Alışkanlığını Geliştirme, 1990, S.3,  Kültür Bakanlığı Yayınları


Ferhat Özen
Ekranların uyuşturucu bağımlılığından, BİZİ KİTAPLAR KURTARIR. Okuyan Toplum Projesi

Okumayı Sevdirme Atölyesi'nin(OSEV),Kitapla Barışma Söyleşileriyle 70.OKUL
www.okuyantoplum.com

[email protected]
YORUM EKLE