ÇAĞDAŞ OKUL, ÖĞRENEN ORGANİZASYONDUR.
- 05 Ocak 2013, 18:38
ÇAĞDAŞ OKUL, ÖĞRENEN ORGANİZASYONDUR.
Emile Zola, Gerçek romanında, “XVII. yüzyılın sonunda okumuş sanılan kişilerden oluşan, büyük bir cahiller yığını türedi” der. Onun XVII. Yüzyılın sonu için söylediğini 21. yüzyılda teknolojik Ortaçağ'da mı yaşıyoruz?
mi yaşıyoruz? Prof. Dr. Ömer Demircan’ın, Erdoğan Alemdar’dan yaptığı alıntılarla altını çizdiği gibi, “Anlatım söze değil, görüntüye bindirildiğinden, TV, işlevsel açıdan okur-yazar cahiller ” üretiyor. . “TV, toplumun bütün kesimlerine girerek ortayolcu bir dünya görüşü eker; en az maliyetle olası en geniş izleyici kitlesi ‘ürün’ için yarışır.” (Erdoğan-Alemdar) Marcuse,e göre kitle iletişim araçlarının kullandığı dil, kavramsal düşünceyi engellediği için kültürden ve dilden kaçış başlar. Gerçek okur-yazarlığı engeller.(Sanders 1994, Postman 1985, age,35)
Daha 3-4 ay önce Boğaziçi Üniversitesi Öğretim üyesi Faruk Birtek, sözü dolandırmadan açık açık söyledi : "Türkiye cahiliye döneminde yaşıyor." dedi. Yer yerinden oynayacak sandım. Yaprak bie kıpırdamadı.
Bütün araştırma sonuçları, okulların 50 yıldır okuMAyan insan yetiştirdiğini ortaya koyuyor. Eğitim tersine çalışıyor. Sakallı Celal’in dediği gibi açıkçası “Bu kadar cehalet eğitimle elde edildi.”
Bugün ‘yeni bir şey söylemek’ gerekirse denebilir ki, televizyonlar, internet siteleri ve ‘ağları’ öğrenciyi okuldan çaldı.
Dersler boş geçiyor.
Okulun bu yeni medyalarla rekabet etmesi zorunlu.
Buna bir de dershaneleri ekleyin…
Okulun da kendini yenilemesi, öğrenen bir organizasyon olması gerekiyor. Bu bir araştırma sonucu. Yinelemek ve altını çizmek gerekir ki okullar okumayan insan yetiştiriyor.
Eğitim, tersine çalışıyor.
Okulun en önemli bilgi edinme yeri olduğu zamanlar çok geride kaldı.
Çağdaş okul, öğrenen organizasyondur. Shakespeare, 400 yıldır, ünlü kahramanı Hamlet’ in ağzından, başka bağlamda bunu çok özlü biçimde söylüyor zaten. Okul bilgisiyle övünen arkadaşına Hamlet şöyle der: “Yerle gök arasında nice şeyler var ki senin okulda bellediklerinin düşüne bile giremez.”
Eğitimin ve öğrenmenin bugün çok daha okul dışına kaydığı bir zamandayız.
Bu nedenle, okul dışı alan yalnızca televizyona ve öteki elektronik medyalara bırakılırsa bu kitap kültürünün sonu olur. Okulda, kötü okuma materyalleriyle kitaptan soğutulmuş öğrenci, zaten kendini ekran başına atıyor. Oysa UNESCO’ ya bağlı Okuma Araştırması ve Çocuk Edebiyatı Enstitüsü Müdürü, Bamberger’in dediği gibi, Kitapların bu uzun hayat boyu eğitim sırasında oynayacakları çok büyük bir rolü vardır.(…) Kitaplar her insana kendi yolunu bulmada, kendi eleştiri yeteneğini geliştirmede ve kitle iletişim araçlarının (televizyonların) genel çıktıları arasından akıllıca bir seçim yapmada yardımcı olabilir.”
(1) Richard Bambarger, Okuma Alışkanlığını Geliştirme, 1990, S.3, Kültür Bakanlığı Yayınları
Ferhat Özen
Ekranların uyuşturucu bağımlılığından, BİZİ KİTAPLAR KURTARIR. Okuyan Toplum Projesi
Okumayı Sevdirme Atölyesi'nin(OSEV),Kitapla Barışma Söyleşileriyle 70.OKUL
www.okuyantoplum.com
[email protected]
YORUM EKLE
Yorumunuz Onaylanmak Üzere Gönderildi