ATAŞEHİRWEB
2013-04-04 17:46:54

’SUS-MA’’ Yazı Dizisi 2. Bölüm

04 Nisan 2013, 17:46

’SUS-MA’’ Yazı Dizisi 2. Bölüm
Bazen sadece yazmadıklarınızdan sorumlu olursunuz.
Bazen de söylemediklerinizden…

Yazacak çok şey var…
Hele anlatılacak…

Derken…

Aykut’un konuşamama durumunu anlatıyordum size. Soru işaretleri kafamda beynimi kemirirken bir taraftan cevap bulmak da hayli yoruluyordum. Öğretmeni, danışman hocası ve arkadaşları yeterli olmamıştı.

Aykut hiç ama hiç konuşmuyordu.

Bir gün can sıkkınlığı ile tekrar Filiz öğretmenin yanına gitmek için yola koyulmuştum. Birden telefonuma gelen mesajla Filiz öğretmenin yanına gitmenin ne kadar doğru bir karar olduğunu anladım.

Gelen mesaj kardeşimdendi ve şöyle diyordu;

- Abla okulun folklor ekibindeyim ve sana ihtiyacım var.

Tabi ki ona folklor oynamasını öğretmeyeceğim. Ona manevi destek sağlayacaktım.

Okula gittim ve Filiz hocam ile hoş bir sohbete koyulduk. Filiz Hoca bu folklor oyunun kendisi için öneminden bahsediyor ve çocukları çok iyi hazırlaması gerektiğini defalarca tekrarlıyordu. 4 ve 5. sınıftaki çocukların öğrendikleri bilgiler ömür boyu akıllarından çıkmayan bilgiler olduğunu söylediğimde daha çok heyecanlı görmüştüm onu.

Filiz hoca heyecanından bahsederken ben hala Aykut’un neden konuşmadığını çözmek ile uğraşıyordum. 6 kız ve 6 erkek provalara başlamış, içlerinde kardeşimin de olduğu güzel bir ekip oluşturulmuştu.

Bir akşam kız kardeşime Aykut’u sordum.

Neden konuşmuyor?

Kardeşim bana onun hiç konuştuğunu duymadığını ve bunu hiç sorgulamadığını söyledi. Bir gün yine provalarda Aykut’u izleyen bir bayan vardı. Ablası olduğunu öğrendiğimde sevindim ve tanışmak için yanına yaklaştım.

Aykut’un hiç konuşmadığını ve sadece dışarı yönelik bir durum olup olmadığını sordum.

Ablasının cevabı ise bir hayli ilginçti.

- Aykut konuşmaz…

Anlaşılan o ki bu problemi Aykut’un kendisi ile çözecektim. Zaman geçiyordu, ben her fırsatta provalar gidiyor ve çocuklarla güzel vakitler geçiriyordum. Aykut ile konuşmaya çalıştıkça Aykut kaçıyor hatta saklanıyordu.

Çocukların hepsi bana alışmış ve her geçen gün kız kardeşime beni sorduklarını öğrendiğimde aklıma güzel fikir gelmişti.

Eğer bir insanın sizi merak etmesini istiyorsanız o insandan uzak durmalısınız. Çocuklar bana alışmış ve her fırsatta gittiğim provalara gitmemeye başladım. İçim içimi yiyip bitiriyor fakat amacım bana alışan çocukların o boşluğu görmelerini sağlamaktı.

Bir gün Filiz Öğretmen aradı ve onu ziyaret etmemi söyledi.

Aykut beni sormuş…

Ama yazarak.

Özlem abla nerede?

Sanırım amacıma ulaşmış gibi görünüyordum. Tam olarak ulaşamasam da Aykut’un neden konuşmadığını ve bunun bir rahatsızlık olup olmadığını öğrenmem gerekiyordu.

Ve bir gün provalara gitmeye karar verdim. 23 Nisan yaklaşıyor ve sadece iki haftam vardı.

Onları izlemek ve gelecekte büyük yürekleri kocaman birer nefer olacaklarını bilmek kadar güzeli yoktu.
O gün hava güzel ben elimde kurabiyeler spor salonunun yolunu tuttum. Provalar gayet güzel gidiyor ve 23 Nisanda bu güzel ekibi izleyen anne ve babalar büyük bir mutluluk yaşayacaklardı. Provanın sonunda kurabiyeleri dağıttım fakat Aykut ile hiç konuşmadım.

Derken Aykut yanıma geldi ve elimdeki tabaktan bir tane kurabiye aldı.

Ve bana dönerek…

Kısa bir aradan sonra 3. Bölüm yazı dizimizde görüşmek dile ile…

Özlem Ilgaz ...

ozlemilgazoz@gmail.com

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.