Kadıoğlu olası İstanbul depremi için uyardı, İlk 72 saat yardım  beklemeyin, gelmez! Van depremlerinde yaşanan sıkıntılar, afet  yönetiminin İstanbul’da beklenen ve Van’dakinin onlarca katı daha büyük  bir yıkıma neden olacağı tahmin edilen büyük depreme hazır olmadığı  kuşkularını da beraberinde getirdi
İlk 72 saat yardım beklemeyin, gelmez!
İTÜ Afet Yönetim Merkezi Müdürü Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu’nun sözleri bu  kuşkuların yersiz olmadığını gösteriyor: Devlet ilk anlarda kimseye  yetişemez, ilk 3 gün kendi kendinize yetip hayatta kalmaya bakın...
Van’da meydana gelen 5.6’lık depremin ardından yaşanan afet yönetim  sıkıntıları Van Valisi’ni bile isyan ettirdi. Kamu binalarını çöktüğü,  yardımların doğru düzgün dağıtılamadığı şehirde depremzedeler büyük  sıkıntı yaşıyor. Yeni bir afet yönetim kanunu çıkması gerektiğini  söyleyen İTÜ Deprem Mühendisliği ve Afet Yönetim Merkezi Müdürü Prof.  Dr. Mikdat Kadıoğlu, Van depremi sonrası yaşanan sıkıntıları  değerlendirdi ve olası İstanbul depremine nasıl hazır olmamız  gerektiğini anlattı.
Ekipler 5 bin enkaza nasıl yetişsin?
- Afet yönetiminin amentüsü nedir?
Afet daha olmadan riski, afet olunca yönetebilecek seviyeye  indirgemektir. Türkiye’deki en büyük hata bu. Biz riski olduğu gibi  bırakıyoruz. Afet olduktan sonra arama kurtarma ile bunun altından  kalkacağız diye düşünüyoruz ve afeti yöneteceğimizi sanıyoruz. Afeti  olmadan yönetmek lazım. İstanbul’da deprem olunca 5 bine yakın binanın  yerle bir olacağı söyleniyor. Her binanın başına 20’şer kişiden oluşan  arama kurtarma ekibi koyamazsınız. Depremden sonra ilk 72 saat yaşamaya  bakalım. Devlet ilk anlarda kimseye yetişemez, bu nedenle ilk 3 gün  kendi kendimize yeteceğiz. Biz afet yönetimin arama kurtarma işi  olmadığını anlamalıyız. Türkiye’nin kriz yönetiminden risk yönetimine  geçmesi gerekiyor. Afet olduktan sonra tüm devlet adamları afet  bölgesine gidiyor, bunun tam tersi olmalı. Afet olmadan devlet adamları  bu riskli bölgelere gitmeli ve riski nasıl azaltabiliriz diye çözüm  aramalı.
- Bizdeki afet kanunu dünya standartlarında mı? Neden gerekli? 2010’da kabul edilen AFAD kanununun eksikleri nedir?
2010’da hazırlanan kanun kapalı kapılar ardına hazırlandı. Yeni afet  yönetim kanunu Türkiye’nin ortak aklı olmalıdır. Tüm sektörleri ve  disiplinleri içermeli, bir afet yönetim şurası yapılmalı, afet çerçeve  kanunu hazırlanmalı. Çözüme yönelik olmalı. Türkiye’nin tüm potansiyeli  bu yeni kanuna yansımalı. Japonya ve Amerika’daki afet yönetimi  kanunları incelenmeli. Afet yönetimi bilimsel bir konudur.
Afet planları soğuk savaştan kalma
- Son Van depreminin afet yönetimini değerlendirir misiniz?
Van depreminde afet yönetimiyle ilgili il afet acil yönetim planlarının  olmadığını gördük. 1950’lerin soğuk savaş döneminden kalma afet planları  ile sınıfta kaldık. Bağış yönetiminin olmadığını görmedik. Planların  kağıt üzerinde olduğunu gördük. Yapılan tatbikatların gerçekten uzak  sadece şova dönük olduğunu gördük. İl Afet Müdürlüğü’ndeki insanların  tecrübesizliğini gördük. Çevredeki illerle koordinasyonsuzluk,  yardımlaşma ve ortak tatbikat yapılmadığını gördük. Van’da bir şey  olduğunda komşu il yönetimi devralıp sistemi işletmeliydi. Ama bu  uygulanmamış, tatbikatı yapılmamış. Japonya ve Amerika’daki afet  yönetimi bize rol modeli olmalı. Afet yönetiminde lojistik çok önemli  bir konudur, bu bizde yok sayılmıştır. Yardımların gelmesi, tasnif  edilmesi, dağıtımı, yeni taleplerin yapılması. Hiçbiri bizde yok.  Buradan oraya yardımlar yanlış gidiyor, orada da yanlış dağıtılıyor.  Kamyonla şehir içine yardım sokuyorlar. İhtiyaç analizi yapmak lazım.  Bağış yönetimi Türkiye’de bilinmeyen bir konu.
Başbakan enkaz yerine gitmemeli
- Afet sonrası herkes bölgeye akın ediyor, bunun sakıncası var mı?
Bakanlar ve başbakanların enkaz yerine gitmesi doğru değil. Bu  protokoller Türkiye’de ayrı bir sıkıntı yaratıyor. Bakan ve başbakan  stratejik seviyede insanlardır, operasyonel ortamda işleri yoktur.  Amerika’da Japonya’da afet olunca gitmezler, insanlara zarar verirler  çünkü. Halk ‘nerede bu devlet’ diye bağırıyor, onlar da başbakanı  yanında istiyor ama doğru değil. Ben başbakan olsam afet olmuş yere  değil, olabilecek yerlere giderim.
Bize çubuk sallayacak orkestra şefi lazım!
- Biz afetlerden ders alıyor muyuz?
Afetlerden ders alacak bir kurum yok ki Türkiye’de. Başbakanlığa bağlı  AFAD, gündelik işlerle çok meşgul. Yok Somali’ye yardım, Libya’ya yardım  gibi gündelik işlerle uğraşıyor. Gündelik işleri yerel yönetimler  yapmalı. Stratejik bir kurum olmalı. Cumhurbaşkanlığı Senfoni  Orkestrası’nda çubuk sallayan bir maestro var. Bir sürü enstrüman ayrı  çalıyor, ama o maestro hepsini tek ses haline getiriyor. İşte bize çubuk  sallayacak bir kurum lazım. AFAD olayın bütününe bakan bir konumda  değil. Çalışanların çoğu afet eğitimi almamış. KPSS ile lisans mezunları  çalışıyor. İTÜ’nün Afet Yönetimi Yüksek Lisan Bölümü’nden mezun öğrenci  AFAD’da çalışamıyor.
- En küçük afette bile haberleşme sorunu yaşanıyor, ne yapmalı?
Japonya’da afet olunca 177’yi arıyor vatandaş. 1’e basıyor ve kendi  numarasını tuşluyor. Mesajını bırakıp telefonu kapatıyor. Sonra o  vatandaşı merak edenler 177’yi arıyor ve bu defa 2’ye basıp o vatandaşın  numarasını giriyor ve mesajını dinliyor. Böylece haberleşme  kilitlenmiyor. Türkiye’nin afet acil planlarında modern dünyadan alınan  dersler yok. Türkiye’de afet yönetmek mümkün değil.
- Türkiye afet standartlarını nasıl değiştirmeli?
Japonya’da her şeyin bir standardı var. Orada her şey belli, mahalle  muhtarı sana bir talimatname veriyor, afette nerede toplanacaksın,  nerede yatacaksın, nasıl davranacaksın, nerde çorba içeceksin hepsi  belli. Ben Üsküdar’da oturuyorum nerede toplanacağım bilmiyorum, ama  belediyeye sorsan depreme hazırız! Ama benim vatandaş olarak haberim  yok. Vatandaş afet yönetim sisteminde afetzede olarak yer alıyor.  Japonya’da hastane okul ve kamu binalarına güven vardır. 10 şiddetinde  bile yıkılmaz orası. Yılda iki defa Japonlar çoluk çocuk okulda  yatarlar, garipsememek için. Okullar afet barınma yerleridir. İnsanlar  bilirler nerede yatacağını aç kalmayacağını, saldırmazlar bir şeye.  Japonya depremde tamiri zor olur diye elektrik hatlarını bile yer altına  almaz. Biz Japonya’yı rol modeli almalıyız. İnsanların birbirine  saygısını, kuyruğa girmesini, düzenin belli olmasını, standartların afet  tatbikatlarıyla oturmasını örnek almalıyız. 7’den 77’ye toplum  Japonya’da afete hazır, biz de hazır olmalıyız.
Çök-kapan-tutun pozisyonu alın!
Arama kurtarmayla İstanbul’daki depremin altından kalkılmaz. Büyük bir  kaos yaşayacağımız kesin. Türkiye hem sosyolojik hem de ekonomik olarak  büyük bir kararsızlık yaşayacak. İlk olarak tehlike risk analizi  yapmamız lazım. İstanbul halkını depremin ilk 30 dakikasına hazırlarsak  bu işi çözeriz. Depremin sıfırıncı saniyesinde yapılacak şu, binalar  sağlam olacak yıkılmayacak. Eşyalar sabitlenmiş olacak. Binalar  yıkılmasa da evdeki eşyalar da kimseye zarar vermeyecek durumda olacak,  sabitlenecek. Her aile kurum ve kuruluşun afet planı olacak. Herkes ilk  72 saat kendine yeter olacak. Depremden sonra ilk 72 saat yaşamaya  bakalım. Devlet ilk anlarda kimseye yetişemez, bu nedenle ilk 3 gün  kendi kendimize yeteceğiz. Deprem esnasında “Çök-kapan-tutun”  pozisyonunu almalıyız. Camlardan uzak kalmalıyız. Panik yapmamalıyız.  Tatbikat yaparsak panik yüzde 50 azalır. Japonya’da 1 Eylül günü  tatbikat günüdür. Herkes 1 Eylül’de tatbikat yapar ve gerçek depremde  kimse panik yapmaz ve ne yapacağını bilir. Jica’nın raporuna göre 87 bin  kişinin ölmesi bekleniyor. Bu nedenle deprem yıkmadan biz bu sorunu  çözmeliyiz. Afet yönetimi bir kalkınma problemidir. Ankara bu günden  sonra resmi ortaya koyacak ve yeni afet yönetmeliği için seferberlik  ilan edecek.
Benim afet planım Trabzon’a kaçmak!
Japonya 2. dünya savaşında hava saldırılarında korundukları ormanları,  parkları şimdi depremde kullanıyorlar. İstanbul’da park bahçe olmadığı  için millet birbirini yiyecek. Japonya’da parklar depremde yaşamak için  hazırlanmış, 3 gün yetecek su tankları var, seyyar tuvaletler kurmak  için sistemler var. Yemek stokları ve kurtarma ekipmanları için depolar  var. Bizde hiçbir şey yok. Benim afet planım basit, Trabzon’a kaçmak!  İstanbul bir karmaşa olacak, İstanbul Türkiye’ye bakar ama deprem olunca  Türkiye İstanbul’a bakamayacak. Büyük deprem gelmeden riski en aza  indirmek lazım.  (VATAN)
Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu; "İlk 72 saat yardım beklemeyin, gelmez!"
İTÜ Afet Yönetim Merkezi Müdürü Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu olası İstanbul depremi için uyardı, İlk 72 saat yardım beklemeyin, gelmez! Van depremlerinde yaşanan sıkıntılar, afet yönetiminin İstanbul’da beklenen ve Van’dakinin onlarca katı daha büyük bir yıkıma neden olacağı tahmin edilen büyük depreme hazır olmadığı kuşkularını da beraberinde getirdi
                        YORUM EKLE
    
              
          1
          Van Valisi'nin 5.6'lık deoprem öncesi şok sözleri!
        
            
          2
          CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce'den davetiye...
        
            
          3
          CHP Tunceli Milletvekili Kamer Genç: "AKP'liler beni...
        
            
          4
          2-B Yasa Taslağı ile ilgili A'dan Z'ye tüm soruların...
        
            
          5
          Kozinoğlu’nun bir yakını ‘Salı günü konuşacaktı,...
        
            
          6
          Türkülerin Fahri Doktoru! Neşet Ertaş
        
            
          7
          Ünüversite öğrencisi kobay: '300 lira için kobay...
        
            
          8
          Twitter'da ilk mesajı Türkiye'den Kim Attı
        
            
          9
          Tapuda randevu dönemi Tapu sicil işlemleri artık...
        
            
          10
          İstanbul'u yıkacak AKP-CHP ittifakı! Karar için...
        
        
  SON DAKİKA HABERLERİ
  ANKETTüm Anketler
  SIRADAKİ HABER
  
