YASEMİN ADAR: "GÜREŞİ MİLLİ MÜCADELE OLARAK GÖRÜYORUZ"

Elde ettiği şampiyonluklarla Türk güreş tarihine adını altın harflerle yazdıran milli sporcu Yasemin Adar, güreşi milli mücadele olarak gördüğünü söyledi.

YASEMİN ADAR: "GÜREŞİ MİLLİ MÜCADELE OLARAK GÖRÜYORUZ"
 YASEMİN ADAR: "GÜREŞİ MİLLİ MÜCADELE OLARAK GÖRÜYORUZ"

Elde ettiği şampiyonluklarla Türk güreş tarihine adını altın harflerle yazdıran milli sporcu Yasemin Adar, güreşi milli mücadele olarak gördüğünü söyledi.

"İlklerin kadını" milli güreşçi Yasemin Adar, AA muhabirine yaptığı değerlendirmede, "Güreş bizim için tamamen bayrak mücadelesi, milli mücadele. Biz resmen savaşıyoruz. Sadece spor olarak değil artık bizim için bir nevi savaşımız gibi bir şey oldu." ifadelerini kullandı.
Üst üste 4 kez Avrupa şampiyonluğuna ulaşan ve tek Türk dünya şampiyonu kadın güreşçi olan Yasemin, güreşin daha fazla değeri hak ettiğini belirtti.
Güreşin olimpiyatlarda en fazla madalya alınan branş olduğunu hatırlatan 28 yaşındaki sporcu, " Bakıyorsunuz altın madalya sadece güreşten geliyor. Ama değer görüyor mu derseniz bir futbol kadar asla değer görmüyor. Olimpiyat geldiği zaman, önemli şampiyonluklar olduğu zaman herkes güreşe kitleniyor. İşte güreş kesin madalya alır gelir. Şöyle de bir sıkıntımız var bu olimpiyat öncesi neredesiniz? Lütfen öncesinde de bir gezin görün bizi bilin tanıyın. Haberdar olun nasıl çalışıyoruz, ne yapıyoruz? Olimpiyat geliyor tamam işte kesin garanti madalyamız var. Güreşten kesin gelir. Ama ondan önce maddi konuda sıkıntı çeken arkadaşlarımız oluyor, sporcularımız oluyor. Futbola verilen değeri hiçbir branş görmüyor. Medya konusunda büyük bir sıkıntı
çekiyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
Yasemin, "Güreş öyle bir yerdeki şu an, manevi olarak o kadar ulaşılmaz erişilmez bir yerdeki, mesela o İstiklal Marşı okunduğu zaman yani herkesin kalkıp o marşı dinlemesi inanın tüylerim diken diken oluyor. Biz bunun için uğraşırken futbolda amaç bilmiyorum ne konuda" şeklinde konuştu.
- "Pandemi sürecini kötü geçirdiğimi düşünmüyorum"
Yasemin Adar, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını nedeniyle 3,5 ay evde kaldığını ve bu duruma hiç alışık olmadığını belirtti.
Çalışmalarına evde devam ettiğini söyleyen milli güreşçi, şöyle devam etti:
"Bir tane odayı boşalttım. Antrenman odammış gibi tamamen eşyaları çıkartıp oraya kettlebelller, dambıllar, lastikler egzersiz hareketlerini yapabileceğim bir alan yarattım kendime. Antrenmanlarımı hep evde yapmaya çalıştım. Her gün yapmaya çalıştığım için de pandemi sürecini kötü geçirdiğimi düşünmüyorum. Çabuk toparlayabileceğimi düşünüyorum. Yavaş yavaş normal haya dönmeye çalışıyoruz. Pandemi bitiyor. Yakın zamanda kamplar başlayacak. İnşallah her şey eskisi gibi olacak."
- "Yine Türkiye'de tarih yazmak ve alınmamış bir madalyayı almak istiyorum."
Bugüne kadar Avrupa ve dünya şampiyonluklarının yanında Akdeniz ve İslam oyunlarında da birinciliğe ulaştığını belirten Yasemin, bütün sporcuların en büyük hedefinin olimpiyatlarda madalya almak olduğunu söyledi.
Kendi hedefinin de olimpiyatlarda madalya almak olduğunu aktaran milli güreşçi, "Yine Türkiye'de tarih yazmak ve alınmamış bir madalyayı almak istiyorum. Hedefim bu yönde ama 2020 Tokyo Olimpiyatları'nın ertelenmesi gerçekten çok büyük bir talihsizlik. Çünkü 2020'ye herkes iyi bir şekilde hazırlanıyordu. Çok iyi bir hazırlık dönemi geçirmiştik. Hedefimizi de her zaman 2020 olarak belirlemiştik. Ona göre planlarımızı, programlarımızı ve antrenmanlarımızı yapmıştık. Ama böyle bir talihsizlik yaşandı ve pandemiden dolayı 2021'e uzadı." şeklinde görüş belirtti.
Yasemin, adductor kas grubunda yırtığı olduğunu ve olimpiyatların ertelenmesinin kendisi için iyi yönünün de olduğunu sözlerine ekledi.
- Piolet hareketini öğrenmek için kursa gitti, 4 ay sonra Türkiye ikincisi oldu
Yasemin Adar, spora lise döneminde beden öğretmeni tarafından başlatıldığını, ardından bir çok branş yaptığını belirtti.
Beden eğitimi ve spor yüksekokuluna gitmek için piolet hareketi öğrenmesi gerektiğini söyleyen milli güreşçi, "Bu hareketi öğrenmek için güreş salonuna gittim. Oradaki antrenör bana çok yetenekli olduğumu söyledi. Mutlaka güreş yapmalısın yaparsın başarılı olacaksın demişti. Ben şu piolet hareketini öğreneyim inşallah gelirim hocam dedim. Benim amacım sadece mülakatta yapılması gereken piolet hareketini öğrenmekti. Sonra güreşi yavaş yavaş öğrenmeye başladım. Amacım sadece piolet öğrenmekti ama baktım sevmeye başladım güreşi, antrenörlerim de çok iyilerdi. Sonra müsabaka var katılmak ister misin dediler. Tamam olur benim için sıkıntı olmaz dedim ve müsabakaya katıldım. Hiçbir hareket bilmiyordum. Ayakta dursan yeter Yasemin, sen yaparsın Yasemin sen zaten yenersin falan diyorlardı. Beni bu şekilde motive ediyorlardı. Arkasından Türkiye ikincisi oldum ve milli takım kamplarına çağrılmaya başladım." şeklinde konuştu.
Milli takımdaki atmosferden çok etkilendiği aktaran Yasemin, "O zaman da başarılı birkaç başarılı sporcu vardı. Ama bu kadar başarı yoktu. Ben de dedimki onlar gibi başarılı olmak istiyorum. Çalışmaya başladım, bireysel olarak çok çalıştım. Herkes minderden ayrılırdı ben kalıp hayali güreş yapardım. Gölge güreşi diyoruz. Karşında rakip varmış gibi güreşme antrenmanları gibi. Herkes 5 tane halat çekiyorsa ben 10 tane halat çekerdim. Sürekli üstüne koymaya başladım ve ilerleyen zamanlarda takıma girdim. İlk başlarda gittiğim bütün şampiyonalarda yenildim. Yavaş yavaş kendimi geliştirerek ve tecrübelendim. 2016 benim için dönüm noktası oldu. 2016 yılından itibaren başarı kazanmaya başladım. 2020'ye doğru başarılı bir şekilde madalyaları alarak devam ediyorum." şeklinde konuştu.
Geçmişte kadın güreşinin toplum tarafından çok bilinmediğine dikkatİ çeken milli güreşçi, bunun sebebinin başarısızlıktan kaynaklandığını dile getirdi.
Kendi etrafında da kimsenin kadın güreşini bilmediği aktaran Yasemin, şunları söyledi:
"Güreş her zaman erkek egemen bir spor olarak görülüyor. Bana kadından güreşçi olmaz, sen güreşçi değilsin yapamazsın diyorlardı. Hani size yasak değil mi gibi muhabbette oluyordu açıkçası. Toplumumuzda zihin olarak tamamen güreşi erkek sporu olarak görüyorlardı. Ben de evet kadından güreşçi olur ben güreşçiyim diyordum. Biz bilmiyoruz, tanımıyoruz, görmüyoruz şeklinde konuşuyorlardı. Zamanla bunu duya duya alıştım. Ben başarılı olursam toplumumuz kadın güreşini benimseyecek ve onlara kadın güreşini ispatlayacağım diye içimden hep konuşuyordum. Nitekim öyle oldu. Ben bir süre sonra başarı yakaladım. Başarıyı yakalayınca toplumumuz bilmeye başladı. Sosyal medyadan olsun işte beni gördüklerinde 'Yasemin Acar biliyorum sen o güreşçi kızsın, sen çok başarılısın, helal olsun sana' demeye başladılar."
Yasemin Adar, kadın güreşinde çağ atlattıklarını ve bunu takım arkadaşlarıyla beraber başardıklarını anlattı.
Genç güreşçiler için rol modeli olmasını yorumlayan 28 yaşındaki sporcu, "Rol model olabilmek çok zor. Benim sayemde bir çok illerde kadın güreş takımları kurulmaya başlandı. Eskiden güreşçi olmak isteyen kızlarımız olmuyordu maalesef. Ama şu anda altyapılarımız inanılmaz derecede dolu dolu geliyor." ifadelerini kullandı.
- "İkinci olduğumda o bayrağı dalgalandıramadım diye ağlıyorum."
2016'ya kadar madalya kazanamadığını hatırlatan Yasemin, o süreçte hep 5. olduğunu belirtti.
İlk kez yarı finale çıktığı 2016 Avrupa Şampiyona'sında şampiyon olacağını hissettiğini belirten milli güreşçi, sözlerini şöyle tamamladı:
"İlk yarı finali aldığım zaman dedim ki hocam ben şampiyonum. Hocam dediki kızım daha dur finale çıkacaksın. Yok hocam ben şampiyonum ben artık aştım o durumu ben finali görüyorsam kesin şampiyonum dedim. O kadar emin konuşma rakibin zorlu olacak dediler. Yok hocam ben kendime o kadar inanıyorumki ben bu anı yaşayacağım dedim. Dediğim gibi de oldu. 2016'nın Avrupa Şampiyonası final maçında Rus rakibime 7-0'lık üstünlük ağladım ve arkasından zafer koşusu yapmak her sporcuya nasip olmaz. Üçüncü veya ikinci olduğunuzda o zafer koşusunu yapamıyorsunuz. Bayrağı veriyorlar ve minderde tur atıyoruz. O an bulutların üstünde süzülüyorum böyle sanki havadaymışım hissi geliyor. Onun verdiği mutluluğu, hazzı daha hiç biryerde tatmadım. Bayrağımı alıp zafer koşusu yapıyorum arkasından kürsüye geçiyorum ve İstiklal Marşı söylüyorum ve ben her zaman ağlıyordum. Şampiyon oluyorum ağlıyorum yani yaşlar gözlerden istemsizce dökülüyor. İnanılmaz duygu dolu. Çünkü bayrağımız için verilen mücadeleyi biliyorum. Ne kadar zorluklar yaşadığımızı biliyorum. Hala daha zorluklar yaşıyoruz çünkü terör maalesef ülkemizde bitmedi. Bayrağımız göndere çekmek gerçekten çok güzel. Onun birincilik kürsüsünde dalgalandığını görmek çok mutlu olduğum yer. İkinci olduğumda da o bayrağı dalgalandıramadım diye ağlıyorum."

İsa Kırım

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner110

banner109