Mustafa Sarıgül, 7 Haziran seçimlerini değerlendirdi

Mustafa Sarıgül, 7 Haziran seçimlerinin ülkemize, bölgemize ve dünyaya barış ve huzur getirmesini, hayırlı olmasını diliyorum.

Mustafa Sarıgül, 7 Haziran seçimlerini değerlendirdi
Mustafa Sarıgül, 7 Haziran seçimlerini değerlendirdi

Mustafa Sarıgül, 7 Haziran seçimlerinin ülkemize, bölgemize ve dünyaya barış ve huzur getirmesini, hayırlı olmasını diliyorum.

Değerli yurttaşlarım.
7 Haziran Genel Seçimlerini adil ve eşit koşulların olmadığı bir seçim sürecini aşarak geride bırakmış bulunmaktayız. Seçim sonuçlarını değerlendirmeden önce, Türkiye Cumhuriyeti Halkının iradesini saygı ve şükranla karşıladığımı ifade ederken, seçim hazırlıkları sürecinde şahsıma ve partime destek veren, başta görülmemiş bir özveriyle çalışan gönül dostlarıma ve partili arkadaşlarıma sevgi ve şükran duygularımı sunmayı bir borç bilirim.

Değerli dostlarım.
7 Haziran seçimleri, Türkiye Cumhuriyetinin son on üç yıl içinde Laik ve Demokratik Türkiye Cumhuriyetinin kuruluş ilke ve doğrultusundan uzaklaştırılmaya çalışıldığı, Yurtta barış, Dünyada barış ilkesinin acizlik sayıldığı bir anlayışa, giderek otoriter ve totaliter bir rejim hevesine kapılma, Türkiye Halkının dur demesi ve el koyması olarak nitelenmelidir.

On üç yıl önce Avrupa Birliği üyesi olma niyetlisiymiş gibi başlayan aldatıcı süreç, giderek Türkiye’yi Ortadoğu bataklığının içine sürüklenmiş, sonuçta ülke bu güne kadar hiç olmadığı ölçüde medeni dünya içinde yalnızlığa mahküm edilmiştir.

Özellikle son yıllara gelindiğinde toplumsal tepki ve uyarılar, özellikle gezi olayları ne yazık ki yanlış okunmuş, iktidara karşı düzenlenmiş darbe çağrısı olarak nitelenmiş ve bu konudaki sağduyulu yaklaşımlar dikkate alınmamıştır.

Özellikle “Adaletin olmadığı yerde, barış olmaz” sözü ile en çok dile getirdiğim, Adalet ve Hukuk konusu Türkiye’nin en önemli sorunu olmuş ve olmağa da devam etme eğilimindedir. Bütün bu ve buna benzer sayısız birçok olumsuzluk, eğer varsa yapılan olumlu hizmetlerin de önüne geçmiştir.

Hiç kuşkusuz bu hal ve hakikat içinde bakıldığında Türkiye Halkı’nın Cumhuriyetimizin kuruluş ilke ve doğrultusuna sahip çıktığını sevinerek söyleyebilirim. Ancak Cumhuriyeti kuran, bu ilke ve doğrultunun bekçisi olan partimizin 7 Haziran seçimlerinden umduğum, arzu ettiğim bir başarıyla çıkamamış olmasını da üzüntüyle karşıladığımı söylemek isterim.

Seçimler sonrası Büyük Millet Meclisinde görev alacak tüm arkadaşları hiç bir ayrım yapmadan kutluyorum. Buna karşılık hiçbir dönemde olmadığı kadar, olağanüstü bir sorumlulukla karşı karşıya olduklarını da ifade etmek istiyorum.

Sürecin, kim kiminle koalisyon kurar, kim hükümet olurun çok ötesinde, kısır ve dar tartışma ve polemiklere yer olmayan bir hassasiyet taşıdığı açıktır. Seçimde oy alan bütün partilerin, sadece parti yöneticilerinden ibaret olmadığını bilerek, onlara oy veren Türkiye Halkının duyarlılıklarını unutmadan, Demokratik Laik, Cumhuriyetin kuruluşuna zemin oluşturan, onu var eden “ulusal mutabakatı” yeniden kurmak, bozulan iç ve dış barışı tesis ve temin etmek, kuruculuktan kaynaklanan yetki ve sorumlulukla “Cumhuriyet Halk Partisine “ uyan ve yakışan bir görev olarak görmekteyim.

7 Haziran seçimlerinin ülkemize, bölgemize ve dünyaya barış ve huzur getirmesini, hayırlı olmasını diliyorum.


Güncelleme Tarihi: 09 Haziran 2015, 18:20
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER