MAL DA YALAN MÜLK DE YALAN DİYEN BİR ŞAİR

MALTEPE’ DE MAL DA YALAN MÜLK DE YALAN DİYEN BİR ŞAİR MAL MÜDÜRÜ ADNAN DURDAĞI

MAL DA YALAN MÜLK DE YALAN  DİYEN BİR  ŞAİR
    Orhan Veli Kanık, bir şiirinde “Gemliğe doğru denizi göreceksin /Sakın şaşırma” der. Maltepe’de yolunuz Malmüdürlüğüne düşerse sakın şaşırmayın. İlçede  parayı  dağıtan koltukta bir şair oturmaktadır. Bu ne güzel bir rastlantıdır böyle. Maltepe deyince mala mal demeyen paranın gözü insanların yaşadığı  yer akla gelebilir ilk anda değil mi?..Zaten Maltepe adı da biraz parayla mal mülkle ilgili değil mi?  "Höyük Tümülüs "(Yığmatepe)’ten,  içinde hazine ve define veya küp dolu altınların yığıldığı tepe anlamına geldiği yazmıyor mu kitaplarda? Tam da bu mala mülke düşkünlüğü, servet avcılığını çağrıştıran anlamı  çürütmek istercesine Malmüdürlüğü koltuğunda bir şair oturmaktadır. O şair  Adnan Durdağı’dır. 1954 yılında Iğdır'da doğmuş ama o kendisini   Kağızmanlı (Kars)kabul ediyor.

Küçük yaşta yetim kalınca halk ve divan şairlerinin kullandıkları mahlas geleneğine uyarak.Hece vezniyle yazdığı şiirlerinde 'YETİMİ' mahlasını kullanıyor. .Uğraşları arasında şarkı sözü yazmak, beste yapmak, Toprak ve ağaçla ilgilenmek, sigara ve erozyonla mucadele  gibi sosyal sorumluluklarını yerine getiriyor. Hepimizin yapması gerekeni o hiç atlamıyor. Yani sıra dışı biri Adnan Durdağı. Ülkemizin onlara ne çok gereksinmesi var değil mi?

    Askerlik görevini  yaptıktan sonra,  1977 yılında devlet memurluğu görevine girmiş. Yurdun çeşitli yerlerinde memurluk, şeflik, malmüdürlüğü ve saymanlık görevlerinde bulunmuş.   Halen İstanbul Maltepe’de  Malmüdürlüğü görevini yürütüyor.

  Onunla, Maltepe Kaymakamlığı ve ilçe Milli Eğitim Müdürlüğü’nün  Maltepe Okuyor kampanyasında tanıştık.  O gün, Maltepe meydanında Kaymakam, Milli Eğitim Müdürü, Emniyet Müdürü    Mal Müdürü birlikte kitap okuduk. Okuyan insan figürünü görsel kılmak ve  farkındalık yaratarak örnek oluşturmak için  meydanda halkın arasında okuduk kitaplarımızı.

     Onun şiire ilgisini ve toplumsal duyarlılığını fark  ettiğim için çağrısını kabul ederek daha sonraki günlerde birkaç kez onu görmeye gittim. Hemen her konuda duyarlı bir insan. Sosyal sorumluluğu hepimizden fazla gelişmiş. Başka insanların yerine de o düşünüyor ülkenin ormanlarını, toprağını, dağlarını, denizlerini, adaletini, öğretmenlerini… Aç gözlüleri yeriyor.

Onları  Ata’ya şikayet ediyor.Adam denir mi böylelerine diyor, Allah aşkına  diyor.  Küçük yaşta babasız kalmasına karşın, babalarımız üstüne de yazıyor analarımız üstüne de. Vatana da asker oluyor, sağlığımıza da. Sigaraya da savaş açıyor erozyona da  vergi kaçıranlara da. da düşünüyor. Barışa da şiir yazıyor savaşa karşı da…


Şırnaklısı Rizelisi
Tekirdağlı Vizelisi
Sinoplusu Cizrelisi
Biz bütünüz bölünmeyiz

Milletiyle ülkesiyle
Bir bütünlük ilkesiyle
Savunmada tek sesiyle
Biz bütünüz bölünmeyiz

Antakyadan Ordusuna
Kuzey Kıbrıs yavrusuna
Çeşmesinden Vanlısına
Biz bütünüz bölünmeyiz

Ne alevi ne sunnisi
Çerkez Türkmen Azerisi
Yedi bölge yurdun sesi
Biz bütünüz bölünmeyiz

Kastamonu devrim yeri
Birlik ister ölü diri
Hacıbektaş pirler piri


     Adnan Durdağı hemen her konuda 132 şiir yazmış. Bu şiirlerin tümüne  Adnan Durdağı yazıp antoloji.com’dan ulaşabilirsiniz.




MALTEPE’DE  MAL MÜDÜRÜ BİR ŞAİR: 
ADNAN DURDAĞI 
                          “Tunç çağında memurları
                                        şiir bilgilerine göre seçerlerdi.”
                                                                    Hikmet Altınkaynak

    Cumhuriyet Aydınlanması’nın önemli adlarından Vedat Günyol, bütün mal varlığını (Kitaplarını demek istiyorum. Başka da bir malı yoktu çünkü) Maltepe Üniversitesi’ne bağışlamıştı. Üniversitenin  kendisine ayırdığı Cevizli’de Tren İstasyonu’na ve  Vedat Günyol Kütüphanesi’ne komşu bir ‘köşk’te kalıyordu.(Buraya kendisi ‘köşk’ derdi ya gerçekte ise son derece gösterişsiz, içinde kitaptan başkaca hiçbir eşyası olmayan basit  bir daireydi) Günyolla bir görüşme yapan gazeteci  bir hanım, şöyle başlık atmış derginin o sayısına: “Malepe’de Bir Derviş…” (Günyol  şöyle tamamlardı bu eksiltili  tümceyi: …yatmış  da gebermiş.)
      Maltepe’de Malmüdürü Adnan Durdağ’ın ozan, sanatçı kişiliği, bana  Vedat Günyol’u  çağrıştırdı.  Maltepe’nin Malmüdürü bile mala mülke, paraya pula  metelik vermeyen, şiir yazan, türkü söyleyen, beste yapan bir güzel insansa varın siz gerisini düşünün. Maltepe ne güzel insanların beldesi böyle diye coşası geliyor insanın.

       Adnan Durdağı’ndan söz ediyorum. Paranın yeni  putumuz olduğu, malın gözü şu dünyada,  o gazeteci kızımız kendisiyle  de bir görüşme yapsa, dergi kapağına sanırım şöyle başlık atardı onun için: “Maltepe’de Mala  Metelik Vermeyen Mal Müdürü Bir  Şair : Adnan Durdağı…”
    Adnan Durdağı Maltepe’de malın müdürü ama malın gözü değil, mala mülke tiksinerek bakıyor.
        Mal sahibi mülk sahibi
        Hani bunun ilk sahibi
        Mal da yalan mülk de yalan
        Var sen de biraz oyalan  (Yunus Emre)
  diyenlerden  sizin anlayacağınız. “Paran kadar konuş” diyenler çoğalsa da  demek daha her şey bitmemiş. Demek daha umutlu olabiliriz. Cemil Meriç “Maddenin mağarasına zincirliyiz.”,  Schiller “Çıkar zamanın  yeni putu” diye karalar bağlasa da…
       Adnan Durdağı Halk Edebiyatımızın  Aşık geleneğinin etkisinde, o geleneğin sürdürücüsü bir ozan. Koşma nazım şeklinde şiirler yazıyor. Maltepe  Malmüdürlüğü’ndeki odasının bir köşesinde bu geleneği simgeleyen bir sazı da var. Var ama kendisini henüz bu konuda beğenmiyor. Zaman bulunca  onu da öğrenmekte kararlı.

***
      Adnan Durdağı’n bana çağrıştırdığı başka bir önemli kişilik de  Abbasi Hükümdarı Harun Reşit ( 763 -809)  Yazımı onun vasiyetiyle bitireyim. Harun Reşid edebiyata ve güzel sanatlara yakınlık duyan sarayını şairlerin, düşünürle¬rin, müzikçilerin toplandığı bir merkez yapan bir devlet adamıydı. İslam dünyasının her yanından bilim adamları ve sanatçılar akın akın Bağdat'a geliyor, Harun Reşid'in koruması altına giri¬yorlardı. Avrupa para kıtlığı yaşarken Abbasiler'in elinde çok miktarda altın ve gümüş para vardı. H.Reşit, Bağdat'taki sarayında görkemli bir yaşam sürdükten sonra ölmesine yakın vasiyetini şöyle yazdı:
     "Cesedimi yıkayıp, kefenleyip, tabuta koyarken, sağ elimi açıkta bırakınız. Açıkta bırakınız ki, hiçbir şey götürmediğimi, avucumun boş gittiğini görsünler; ibret alsınlar."
        Paradan başka değer tanımayan; doğayı, çevreyi,  dağlarımızı  ormanlarımızı, göllerimizi, nehirlerimizi  sanayi atıklarıyla zehirleyen ve  çılgınca yağmalayan putu para insanlar dünyasında, ibret alacak birileri çıkar mı dersiniz?      



Adnan Durdağı şiirlerini okurken (Solda)
(Fotoğraf, Kağızman Gözlem Gazetesi’nden alınmıştır.)

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER