KABA BİR USLUPLA İSLAM ANLATILAMAZ

KABA BİR USLUPLA İSLAM ANLATILAMAZ

Son yüzyılda pek çok konuda radikal görüşleri savunan insanlar ortaya çıkmıştır. Ancak bir durumu kökten, devrim tarzında ve taviz vermeden, sert bir şekilde değiştirme isteği olan radikalizm, Kuran'ın üslubuyla uyuşmaz. Allah, Kuran’da iman edenleri tanımlarken müminlerin yumuşak huylu, dostane ve hoşgörülü, kavgadan ve tartışmadan uzak duran insanlar olduklarını anlatmıştır. Radikal insanlar genellikle öfke ile hareket edip, yazı ve konuşmalarında öfkeli bir üslup kullanırken, müminler öfkelerini tutarak her zaman itidalli ve sevecen bir üslup kullanırlar. Bu durumu Rabbimiz bir ayette şöyle bildirmiştir:

"Onlar, bollukta da, darlıkta da infak edenler, öfkelerini yenenler ve insanlar(daki hakların)dan bağışlama ile (vaz) geçenlerdir. Allah, iyilik yapanları sever" (Al-i İmran Suresi, 134)

Her müslüman Allah'ın dinini tebliğ ile vazifelidir. Müslüman, karşısındaki kimse hangi görüşten olursa olsun ona en güzel dille doğruları anlatır ve Allah'ın yoluna davet eder. Ancak kesinlikle zorlayıcı ve baskıcı bir üslup kullanmaz. Çünkü dinde zorlama yoktur. Mümin anlatır ancak bilir ki hidayeti verecek olan Allah'tır. Karşısındaki kişinin, vicdanıyla anlatılan hakikati kavraması ya da kavramak istememesi de tebliğ yapanın değil, kendisinin sorumluluğudur. Müslüman tebliğ yaparken elinden geldiğince en güzel, en hikmetli ve en yumuşak sözleri söylemek, seçmek durumundadır. Dolayısıyla bir müslüman radikal olamaz, aşırılık yapamaz. Tam tersine ılımlı ve itidalli olmak zorundadır.

Yüce Kitabımız Kuran’da peygamberlerden de örnekler verilerek yumuşak huylu olmaya teşvik edilmiştir. Örneğin Peygamber Efendimiz (sav)’in son derece halim ahlaklı olduğu şu ayetle bize bildirilmiştir:

"Allah'tan bir rahmet dolayısıyla, onlara yumuşak davrandın. Eğer kaba, katı yürekli olsaydın onlar çevrenden dağılır giderlerdi..." (Al-i İmran Suresi, 159)

Yine Hz. Musa ve kardeşi Hz. Harun, Firavun'a gönderilirken "İkiniz Firavun'a gidin, çünkü o, azmış bulunuyor. Ona yumuşak söz söyleyin, umulur ki öğüt alıp-düşünür veya içi titrer-korkar." (Taha Suresi, 43-44) denilmiştir. Yani Rabbimiz, bırakın normal bir insanı, Firavun gibi son derece azgın ve zalim bir hükümdara karşı bile yumuşak bir üslup kullanılmasını emretmektedir. Çünkü üsluptaki sertlik, kişinin enaniyetine, gururuna dokunur ve sözlerin vicdanına etki etme ihtimalini azaltır. İma ile de olsa onur kırıcı, incitici, yargılayıcı sözler söylemek, öfkeli bir tavır sergilemek ve sert, alaycı ya da iğneleyici bir üslup kullanmak müminlerin kaçınacağı davranışlardır. İslam, bağırarak, aşağılayarak, çeşitli gösterilerde heyecanlı ya da öfkeli bir şekilde slogan atılarak anlatılmaz.

Müslümanlar şeytanın oyununa gelmemeli, kavgacı, tartışmacı üsluptan kaçınıp, her zaman itidalli bir tavır sergilemelidirler. Her zaman hoşgörülü olmalı, sevecenliklerini kaybetmemelidirler. Karşıdaki insan nasıl bir tavır içerisine girerse girsin mümin, vakur duruşunu bozmamalı, edebinden taviz vermemeli, her zaman güzel ahlakını koruyarak

insanları kendisine ve kendisinin sergilediği Kuran ahlakına özendirmelidir. Herkesin hayran olacağı bir ahlak olan güzel İslam ahlakını yaymada kararlı olmalıdır.
YORUM EKLE

banner110

banner109