Yok böyle bir pazarlık! Türkler sınır tanımıyor! Çin'e 'pazarlık' gücümüzü gösterdik.

Yok böyle bir pazarlık! Türkler sınır tanımıyor! Çin'e 'pazarlık' gücümüzü gösterdik.

Yok böyle bir pazarlık! Türkler sınır tanımıyor! Çin'e 'pazarlık' gücümüzü gösterdik.
Yok böyle bir pazarlık!
Türkler sınır tanımıyor! Çin'e 'pazarlık' gücümüzü gösterdik.


Turistik ya da iş amaçlı Çin'e giden Türkler, girdikleri mağazalarda Çinlilerle kıyasıya ''Kayserili Pazarlığına'' girişmeden alışveriş yapmıyor. Çinli satıcılar da, düzgün İngilizce gramerleri ve ellerinden düşürmedikleri hesap makinası ile fiyatı sorulan ürünü satmadan, müşterinin mağazadan çıkmasına kolay kolay izin vermiyor.

Çinlilerin 'satmaya yönelik'' ısrarcı tarzlarını öğrenen Türkler de, satış fiyatını 5'te 1 oranına düşürmeden ürün almıyor.

Pazarlıkla, ünlü bir markanın gözde cep telefonunun için 1.200 Yuan (265 TL) istenen rakam 500 Yuan'a (110 TL), 350 Yuan (80 TL) fiyat biçilen kimono 50 Yuan'a (12 TL), 1.500 Yuan (330 TL) istenen marka kol saati de 350 Yuan'a (73 TL) satın alınabiliyor.

Türkler tarafından en çok satın alınan ürünler arasında cep telefonu, çeşitli elektronik eşya, Uzak Doğü kültürüne özgü figür, biblo ve giysi, porselen çay ve fincan takımı, kimono, yasemin çayı, Çinlilerin yemekte kaşık-çatal yerine kullandıkları özel tutma çubukları yer alıyor.

Şanghay'a iş ziyareti için gelen Ayfer Kuru AA muhabirine yaptığı açıklamada, Çin'de satıcıların ısrarcı tavır sergilediğini ifade ederek, ilk geldiği gün 400 Yuan'a aldığı Çin porseleni çay takımını, bir kaç gün sonra pazarlık yapmayı öğrenerek 75 Yuan'a satın aldığını söyledi.

''Mağazada bir ürünün fiyatını sorduktan sonra satın almama şansınız pek yok'' diyen Kuru, şöyle devam etti:

''Çinli satıcı sizin ürünü pahalı bulmanız karşısında sizin elinize hesap makinasını vererek, İngilizce 'ne kadar sen yaz?' diyor. Siz hesap makinasına satın almak istediğiniz rakamı yazıyorsunuz, o da çok ucuz fiyat verdiğinizi ve ürünün kalitesini anlatarak satın almaya ikna ediyor. Hesap makinası siz anlaşana kadar onun elinden sizin elinize neredeyse yarım saat gidip geliyor. Siz artık anlaşamayacağınızı söyleyip mağazayı terk ettiğiniz de arkanızdan koşarak, kolunuzdan çekerek sizi mağazaya geri getiriyor ve son bir rakamla Kayseri pazarlığınızı yapıyor ve ürünün istediğiniz rakama kadar çekmeyi başarıyorsunuz. Ancak size ucuz gelse de, karlı bir alışveriş yapıp yapmadığınız konusunda kesin bir fikir sahibi olamıyorsunuz.''

Kuru, Çinlilerin profilinin Türklere çok yakın olduğunu, cana yakın-sempatik, gerektiğinde ısrarcı tavırlar sergilediklerini belirterek, satış politikalarını başarılı bulduğunu vurguladı.

Turistik amaçlı Çin'e gelen Ayhan Kutluer'de, ilk önce Pekin'i ziyaret ettiğini ancak Şanghay'dan çok etkilendiğini ifade ederek, alış veriş yapacak çok mağaza ve ilginç ürün yelpazesi ile karşılaştığını söyledi.

Elektronik çok sayıda ürün satın aldığını bildiren Kutluer, ''Pekin alış veriş anlamında bu kentten daha ucuz. 'Çin' deyince insanın aklına 'çakma ürün' geliyor. Fiyatları Türkiye'den ucuz geldiği için, yakınlarımın siparişleri doğrultusunda satın aldım. Umarım arıza vermeden hepsi çalışır. Bozuk çıkarsa da 'zaten ucuz almıştım' diye moralimi bozmayacağım'' diye konuştu.

Kutluer, yeme-içme kültürünün Türkiye'den biraz farklı olduğunu değinerek, ülkede bulunduğu sürede deniz ürünü ağırlıklı beslenmeyi ve bol bol yasemin çayı içmeyi tercih ettiğini sözlerine ekledi.

Şanghay'da Pearl Tower TV kulesi civarındaki bir alışveriş merkezinde mağaza sahibi Vic Zhou de, ülkelerine gelen turistlerin alışveriş ilgisinden memnun kaldıklarını ifade ederek, ''Siz Türkler çok pazarlık yapıyorsunuz. Biz de mecburen biraz yüksek fiyat veriyoruz. Sonunda ortalama bir rakamda anlaşıyoruz. İşlerimiz ekonomik anlamda çok iyi değil ama yapılan alışverişler ekonomiyi canlandırıcı etki yapıyor'' dedi.

AA

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER