Uğur Mumcu 22'nci yıldönümünde anılıyor

24 Ocak 1993’te bombalı suikastla katledilen yazarımız Uğur Mumcu ölümünün 22 yıldönümünde anılıyor.

Uğur Mumcu 22'nci yıldönümünde anılıyor
Uğur Mumcu 22'nci yıldönümünde anılıyor

24 Ocak 1993’te bombalı suikastla katledilen yazarımız Uğur Mumcu ölümünün 22 yıldönümünde anılıyor.

Türk basınının özgür kalemi Uğur Mumcu için İstanbul’da ilk tören bugün Harbiye’deki anıtı önünde. Şişli Belediyesi tarafından organize edilen anma töreni Halaskargazi Caddesi üzerindeki anıtın önünde bugün saat 18.00’de başlayacak. Şişli Belediye Başkanı Hayri İnönü’nün konuşma yapacağı anma töreninin ardından Mumcu anısına Redd Grubu Maçka Sanat Parkı’nda ücretsiz konser verecek.

Ana başlığı “Suçlular ve Güçlüler” olarak belirlenen ve Mumcu’nun katledilişinin yıl dönümünde başlayan haftanın ilk gününde,  bugün, yurttaşlar saat 10.00’da Batıkent’teki Uğur Mumcu Anıtı’na çelenk bırakacak. Ardından saat 14.30’da Mumcu’nun Cebeci Asri Mezarlığı’ndaki kabri ziyaret edilecek.

TGC: UĞUR MUMCU'YU ÖZLEMLE ANIYORUZ

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu, Uğur Mumcu’nun ölüm yıl dönümü dolayısıyla bir açıklama yaptı. Açıklamada “Uğur Mumcu’yu ölümünün 22. yılında özlemle anıyoruz. Meslektaşımızı öldüren tetikçileri azmettirenlerin hala ortaya çıkarılamamasını bir demokrasi ayıbı sayıyoruz” denildi.

TGC Yönetim Kurulu’nun açıklamasının tam metni şöyle;

“Üyemiz araştırmacı gazeteci Uğur Mumcu'nun 24 Ocak 1993'te evinin önündeki arabasına yerleştirilen uzaktan kumandalı bombanın patlatılması sonucu öldürülmesinin üzerinden 22 yıl geçti. Dönemin iktidarının cinayeti çözmenin ve faillerini yakalamanın devletin namus borcu olduğunu söylediklerini üzüntüyle hatırlıyoruz.

Aradan geçen uzun süre içinde cinayeti azmettirilenlerin ortaya çıkarılamamasını bir demokrasi ayıbı olarak düşünüyoruz. Bu ayıp Hrant Dink cinayetinde olduğu gibi yeni gazeteci cinayetleri için de karanlık odakları cesaretlendiren bir örnek olarak karşımızda duruyor.

Basın bir ülkenin hafızasıdır. Bu nedenle Türkiye'de halkın gerçekleri öğrenme hakkı için hizmet eden gazeteciler her zaman güç odakları tarafından hedef seçiliyor. Sözlü, yazılı, fiziksel saldırılarla gazeteciler baskı altında tutulmaya, itibarsızlaştırılmaya çalışılıyor.

Uğur Mumcu’yu ölümünün 22. yılında sevgi, saygı ve özlemle anıyoruz. Evrensel gazetecilik normlarına göre basın özgürlüğünün bulunmadığı ülkeler arasında yer alan Türkiye’de Uğur Mumcu gibi araştırmacı gazetecilere duyulan ihtiyacın ne denli arttığını bir kez daha hatırlatıyoruz.

Halkın haber alma ve gerçekleri öğrenme hakkına saygı gösterilmesini, gazetecilerin mesleklerini yapmalarının önündeki engellerin kaldırılmasını istiyoruz.”

 
UĞUR MUMCU KİMDİR  (1942 - 1993)

Aslen, Ankaralı olan Uğur Mumcu, 22 Ağustos 1942 yılında, babasının memuriyeti dolayısıyla Kırşehir'de, dört kardeşin üçüncüsü olarak doğdu.

Annesi Nadire Hanım, babası, Tapu Kadastro memuru Hakkı Şinasi Bey'di. İlk ve orta okulları Ankara’da okuyan Mumcu çok aktif bir öğrenciydi. Bu hızlı yaşam Hukuk fakültesinde de devam etti. 1961 yılında baş1adığı Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni 1965 yılında tamamladı. Bir süre avukatlık yaptı; yabancı dil öğrenmek için İngiltere'ye gitti. 1969-1972 yılları arasında Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde İdare Hukuku Profesörü Tahsin Bekir Balta'nın asistanı olarak çalıştı.

Yazmaya, üniversite öğrenciliği yıllarında, Doğan Avcıoğlu'nun yönetimindeki Yön Dergisinde başlayan Uğur Mumcu, 12 Mart döneminde bir yazısında kullandığı "ordu uyanık olmalı" sözleriyle, "orduya hakaret etmek", "sosyal bir sınıfın öteki sosyal sınıflar üzerinde tahakkümünü kurmak" suçunu işlediği iddasıyla gözaltına alındı. Uğur Mumcu bu davadan dolayı 7 yıl hapse mahkum edildi. Fakat yargıtayca karar bozuldu ve serbest bırakıldı. Bu olaydan sonra, Mumcu askerliğini, 1972-74 yılları arasında Ağrı'nın Patnos ilçesinde, resmi tanımıyla "sakıncalı piyade eri" olarak tamamladı. Patnos'ta, ağır koşullar altında askerliğini yaparken, zaten uzun zamandan beri var olan ülseri yüzünden mide kanaması geçirdi.

İlk yazıları 1962'den itibaren Yön, Türk Solu, Devrim, Ant, KIM v.b. dergilerde yer alan Mumcu'nun, 1968-69-70 yıllarında Akşam, Milliyet, Cumhuriyet gazetelerinde zaman zaman çeşitli konularda inceleme yazıları da yayımlandı. Köşe yazarlığına 1974 yılında haftalık Yeni Ortam dergisinde başladı. Daha sonra çalışmaya başladığı Anka Ajansında 1975 yılından itibaren Cumhuriyet'e de köşe yazıları yazdı.

1977 yılından sonra sadece Cumhuriyet için yazmaya başladı. gözlem başlıklı köşesinde 1991 yılının Kasım ayına kadar aralıksız olarak yazdı. 6 Kasım 1991'de İlhan Selçuk ve yaklaşık 80 Cumhuriyet çalışanı ile birlikte gazeteden ayrıldı. Bir süre işsiz kaldı. 1 Şubat - 3 Mayıs 1992 tarihleri arasında Milliyet Gazetesi'nde yazan Mumcu, Cumhuriyet Gazetesi'ndeki yönetim değişikliği üzerine 7 Mayıs 1992'de Cumhuriyet'e döndü. Gazetecilik hayatı başarılarla dolu olan Mumcu 24 Ocak 1993 yılında uğradığı bombalı saldırı sonucu öldü.

UĞUR MUMCU ESERLERİ, ESERLERİ:

Sakıncalı Piyade(tiyatro)

Suçlular ve Güçlüler

Mobilya Dosyası

Bir Pulsuz Dilekçe

Büyüklerimiz

Çıkmaz Sokak

Tüfek İcad Oldu

Silah Kaçakçılığı ve Terör

Liberal Çiftlik

12 Eylül Adaleti

Terörsüz Özgürlük

Rabıta

Söz Meclisten İçeri

Papa-Mafya-Ağca

Devrimci ve Demokrat

Sosyalizm ve Bağımsızlık

İnkılap Mektupları

Kürt Dosyası




UĞUR MUMCU'NUN ESERLERİ VE AYRINTILARI

Büyüklerimiz

Uğur Mumcu
Um:ag Yayınları

Siyasal içerikli yazılarıyla bir köşe yazarı olarak bildiğimiz Uğur Mumcu bu kitapta, 1980 öncesinde siyasal yaşamda adı duyulan, belli dönemlere damgasını vurmuş birçok ünlünün yaşam öykülerini, siyasal geçmişlerini, bir güldürü yazarının ustalığı ile anlatıyor. Mumcu'nun, o dönemde Politika ve Çivi gazetelerinde Mehmet Ferda takma adıyla yayınladığı bu yaşam öyküleri, zamanın "ünlü Türk büyükleri" (!) için birer kimlik kartı niteliğinde. Genç okuyucular, bu, kerameti kendilerinden menkul ünlü(!)lerin bir kısmını tanımayabilirler. Ama haksızlık etmesinler; böyle ünlülerin günümüzde de birçok örneği yok mu? Kitaptaki adların yerine, bugün tanıdıkları ünlülerin adını yazsalar, çok fazla şey değişmeyeceğini görecekler.


İnkılap Mektupları
Uğur Mumcu
Um:ag Yayınları / Uğur Mumcu Bütün Yapıtları Dizisi

"İhtilal örgütleri niçin kuruldu? İlk ihtilal örgütünü kuranların düşünceleri neydi? Dünyaya ve Türkiye'nin sorunlarına nasıl bakıyorlardı? Nasıl örgütlenmiş ve nasıl başarıya ulaşmışlardı? Bunları bilmeden, sağlam temellere dayalı sağlam bir demokrasi kurmaya olanak yoktur.
27 Mayıs, cumhuriyet döneminde yaşanan bir 2'nci Meşrutiyet gibidir. 27 Mayısçılar da ittihatçılara benzer ittihatçılar için 'yoksul öldüler' derler.
Köksal 'da, eylemiyle son ittihatçılardan biriydi. Onlar gibi yoksul ve yalnız öldü. Son yıllarda devlet yönetiminde, Osman Köksal benzeri görevler üstlenen kaç kişi, son günlerini sıkıntı ve yoksullukla pençeleşerek geçirdi, söyler misiniz?"
-Uğur Mumcu-

40'ların Cadı Kazanı
Uğur Mumcu
um:ag Yayınları / Uğur Mumcu Bütün Yapıtları Dizisi

"Gazetecinin ve tarihçinin işlevleri ayrıdır. Gazeteciler, tarih yazmazlar; tarihçilerin yararlanacağı kaynakları bulmaya ve sunmaya çalışırlar.
Tarihçinin görevi başkadır. Tarihçi, tarih yazarken, anılardan ve belgelerden yararlanır. 40'lı yıllarla ilgili birçok anı yayınlandı. Bu dönemde yaşanan
olayların hemen hepsi, ayrı ayrı incelenmeye değer konulardır. Amacım kuşbakışı da olsa 40'lı yılları biraz daha yakından görebilmek ve
gösterebilmekti. 40'lı yıllar bugünleri de yönlendiriyor. Cadı kazanları bugün de kaynıyor. Kazanlarda yananlar, kazanların altına odun atanlar, bugün başka başka insanlar. Ama sonuç değişiyor mu? Hayır!" -Uğur Mumcu-


Karabekir Anlatıyor

Uğur Mumcu
um:ag Yayınları / Uğur Mumcu Bütün Yapıtları Dizisi

"Her ihtilal, çatışmalar ve çalkantılar içinde oluşur. Bu çatışma ve çalkantılar, ihtilalcileri karşı karşıya da getirir. Mustafa Kemal ve Karabekir Paşa, Ulusal Kurtuluş Savaşı'mızı kesin utkuya ulaştıran iki eski dost, iki eski asker ve iki eski ihtilalcidir. (Ama) yolları, hilafetin kaldırılması ve cumhuriyetin ilanıyla birlikte ayrılmıştır. İhtilal, evlatlarını yer! Bu bir değişmez kuraldır. Anadolu İhtilali, Türkiye'de bir yeni dönem açmış, bir çağ değiştirmiştir. Böylesine bir olayda, ihtilalcilerin yollarının ayrılması doğaldır. Doğal olmayan, bu olaylar üzerindeki yasakların şu ya da bu nedenle bu gün bile sürmesi, sürdürülmesidir." -Uğur Mumcu-

Sakıncalı Piyade
Uğur Mumcu
um:ag Yayınları / Uğur Mumcu'nun Bütün Yapıtları Dizisi

"Ellerin dert görmesin Uğur Mumcu! Sakıncalı Piyade'yi yazdığın için, eline sağlık, ağzına sağlık, canına sağlık. Kendi yazdıklarıma gülemem. Ama senin yazdıklarını gülerek okudum. 'Acı acı gülmek' deyimi vardır ya, işte öyle acı acı güldüm."
-Aziz Nesin-



UĞUR MUMCU HAKKINDA YAZILANLAR

1.Uğur Mumcu'dan um:ag'a/
Unutmadık
Kolektif
Um:ag yayınları / Özel Dizi

Uğur Mumcu "slogan solculuğu" yapan biri değildi, günü kurtarmaya çalışan biri hiç değildi. Böyle olmadığını bu kitapta bir kez daha göreceğiz. Bu kitap onun, onurlu savaşımının öyküsü... Aynı zamanda onurlu bir yaşamın öyküsü... Uğur Mumcu kendi öyküsünü, kendisi yazdı bir bakıma; biz bu öykünün aktarılmasına aracı olduk yalnızca. Uğur Mumcu, "Ben Ankara'nın yerlisiyim" diye başlayan öyküsünü, tam bağımsızlık ülküsüyle bezeyerek sunuyor bize. Yazmaya, 1960'larda başladığı gözönüne alınırsa, Mumcu'nun yazılarından alıntılarla oluşan bu kitap, aynı zamanda Türkiye'nin neredeyse yarım yüzyılının da öyküsü... Hem Mumcu'yu, hem de ülkemizin bu zaman diliminde yaşadıklarını değerlendirme, değişen ya da değişmeyen şeyleri sorgulama olanağı sunacak okura. Uğur Mumcu'yu yurtiçi ve yurtdışında, özellikle gençlere, araştırmacı gazeteciliği meslek olarak seçenlere, basın kuruluşlarına ve onu sevenlere daha iyi tanıtabilmek; demokrat, laik, cumhuriyetçi, Atatürkçü, emekten, hak ve özgürlüklerden yana kişiliğini geleceğe yansıtabilmek için hazırladığımız bu kitap, aydınlanmacıların evi um:ag'ı tanıtma ve onun aydınlanma yolundaki yürüyüşünde Mumcu'nun dostlarının çoğalması amacını da taşıyor. Çünkü, Unutmadık... Uğur Mumcu'dan um:ag'a çoğalarak, ilkelerimize sahip çıkarak yürüyeceğiz!

Güncelleme Tarihi: 24 Ocak 2015, 10:32
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER