Sektör Köfteciler
Yayınlama Tarihi 30 Ocak 2017
 TARİHİ UZUNKÖPRÜ KÖFTECİSİ
Harbiye Mh. Bostan Sk. Orjin Apt. No:15 Kat:5 Şişli-İstanbul 
Tel: 0212 373 96 66


UZUNKÖPRÜ KÖFTECİSİ’NİN HİKAYESİ NEDİR?
Çanakkale Gazisi dedemiz Abdulkadir Alsat 1933’te Uzunköprü’ye gelmiş ve 1936’da köfteciliğe başlamıştır. O yıllarda Uzunköprü’de elektrik ve kıyma makinesi olmadığından köfte yapmak zor bir işti. Bu zorluklardan yılıp bir ara sebzecilik yaptıktan sonra tekrar köfteciliğe dönmüştür. Vefatından sonra köftecilik önce oğlu Yaşar Alsat‘a geçmiştir. Yaşar Alsat’ın vefatından sonra ise tarihi mesleği iki torunu devam ettirmektedir. Bugün üçüncü kuşak köfteci olarak Mustafa Alsat, Uzunköprü’de hizmete devam etmektedir. Uzunköprü’nün en eski köftecisi 2007’de “Uzunköprü” isim hakkını Türk Patent Enstitüsü (TPE) ‘ne tescil ettirmiştir. Uzunköprü Köftesi Türkiye’nin her yerinde hızla tanınmaktadır.



UZUN KÖPRÜ’NÜN TARİHİ
Uzunköprü’nün tarihi Neolitik Çağ’a ( MÖ. 8000-5500) kadar uzanmaktadır. Kentin güneyinde, Kırkkavak köyü yolu üzerinde bulunan Maslıdere’de yapılan yüzey araştırmalarında benzerlerine ne Yunanistan’da ne de Bulgaristan’da rastlanan bu döneme ait çizgi ve baskı süslemeli çanak çömlek parçaları bulunmuştur. Ancak o döneme ait bilgiler kazıların yapılmaması nedeniyle oldukça yetersiz kalmıştır. Bölgenin bu dönemden M.Ö. 15. yy. a kadar olan tarihi belirsizdir. M.Ö. 1400‘lü yıllarda ise Trak kabilelerinin yerleşim yeri haline gelmiş ve uzun bir süre böyle kalmıştır. Traklar’dan sonra burası birçok defa el değiştirmiş, M.Ö. 7. yüzyıldan itibaren sırasıyla Yunan, Pers, Makedon, Roma ve Bizans hakimiyetleri altına girmiştir. Bölgenin bu kadar eski bir geçmişe sahip olmasına rağmen bugünkü Uzunköprü kentinin olduğu alanın bataklıklar ve sık ormanlarla kaplı olmasından dolayı Osmanlılar’a kadar üzerine herhangi bir şehir inşa edilememiştir. Bu nedenle bölgede kurulan en yakın şehir, Roma İmparatoru Trajan (M.S. 53-117) tarafından karısı Plotina adına bugünkü Uzunköprü ile Dimetoka arasında Meriç nehrinin iki yakasına kurulan Plotinopolis kentidir. Burası Eski Uzunköprü olarak da adlandırılmaktadır. En son Bizanslılar’ın yönetiminde bulunan bölge Edirne’nin Osmanlı Sultanı I. Murat tarafından 1363 Sazlıdere Savaşı’yla fethedilmesi sonucu tümüyle Türklerin hakimiyetine geçmiş ve ancak bu dönemden sonra bugünkü yerinde Uzunköprü kenti kurulabilmiştir. Uzunköprü Osmanlı Devleti tarafından Rumeli’de kurulan ilk Türk şehridir. Sultan II. Murat tarafından 1427 yılında Ergene şehri adıyla kurulmuştur. Kentin kuruluşu hem bu bölgede o dönemin başkenti Edirne’nin Gelibolu ve Balkanlar’a açılan çıkış yolu üzerinde bir yerleşim yeri ihtiyacının hem de Ergene nehri üzerindeki büyük köprünün 16 yıl süren yapım çalışmalarının bir sonucu gerçekleşmiştir. Gelibolu’ya sefere çıkan II. Murat, ordusunun yağan yoğun yağmurlar yüzünden yaşanan taşkınlardan Ergene nehrini geçememesi ve ahşaptan yapılan geçici köprülerin de sellere karşı dayanıksız olması nedeniyle nehrin üzerine taştan bir köprü yaptırmaya karar vermiştir. 1424 yılında yapımına başlanan ve 3 yılda bitirilen 360 gözlü ilk köprüyü II. Murat yeterli bulmamış ve tümüyle yıktırıp yeniden yaptırmıştır. Günümüze ilçede bulunan köprü işte bu ikinci köprüdür. 1427- 1443 yılları inşa edilen ikinci köprünün yapımının uzun sürmesi üzerine çalışanların ve bölgeyi korumakla görevli askerlerin ihtiyaçlarının karşılanması için cami, imarethane, kervansaray, medrese, hamam ve iki adet yel değirmeni yaptırılmıştır. Bu yerlerin bakımı ve imarı için önce Edirne’nin köylerinden daha sonra da Rumeli’ye geçiş yapan Türkmen aşiretlerinden aileler buraya yerleştirilerek ilçenin ilk temelleri atılmıştır. Cisr-i Ergene (Ergene Köprüsü) adı verilen bu yerleşim yeri zamanla Edirne’den Gelibolu’ya ve oradan da gemilerle Avrupa’ya, Mısır’a ve Suriye’ye sevk edilen birçok tüccar mallarının güzergahı haline gelmiş ve hızla gelişmiştir. 19. yy’a kadar devamlı Türk hakimiyetinde kalan Uzunköprü, 20 Ağustos-20 Kasım 1829 ile 21 Ocak 1878-13 Mart 1879 tarihlerinde Rusya; 2 Kasım 1912-19 Temmuz 1913 arasında Bulgarlar ve son olarak da 25 Temmuz 1920-18 Kasım 1922 arasında Yunanlar tarafından olmak üzere yüz yıllık zaman dilimi içerisinde dört ayrı işgal yaşamıştır. 1920 yılındaki son işgalde Yunanlar kentin adını Makrifere’ye çevirmiş ve 2 yıldan fazla bu adla anılmıştır. 18 Kasım 1922‘de kentin Türkler tarafından geri alınmasından sonra Uzunköprü olan özgün adına geri kavuşmuştur. Kurtuluş Savaşı’ndan sonra İtilaf Devletleri’yle 24 Temmuz 1923’te imzalanan Lozan Anlaşması’nda Meriç nehrinin Türkiye-Yunanistan sınırı olarak kabul edilmesiyle son ve kesin olarak Türk topraklarında kalan Uzunköprü’de kentin kurtuluş tarihi olan 18 Kasım her yıl törenlerle kutlanmaktadır.