Sektör SATILIK - KİRALIK - İLAN
Yayınlama Tarihi 05 Ağustos 2010
KUŞ BAKIMI İLE İLGİLİ TEMEL BİLGİLER ataşehirweb rehberi

KUŞ BAKIMI İLE İLGİLİ TEMEL BİLGİLER

Ev içinde kapalı tutulan ve değişken beslenme biçimlerine maruz kalan pet kuşlar gaga, tırnak ve tüy bakımları gibi çeşitli bakımlara ihtiyaç duyarlar. Tüy değişimi sırasında diette ek protein, yağ ve vitaminler bulunmalı ve dinlenmeyi teşvik etmek amacıyla daha fazla karanlık sağlanmalıdır.

Yeni tüyler gelişince kuş bunu açığa çıkarmak için eski tüyleri koparır. Bu, tüy yolma problemi veya pire olarak algılanmamalıdır. En uygun tüy spreyi saf sudur. Soyulan tüyler hassas bir şampuanla (örneğin bebe şampuanı) dikkatlice temizlenebilir ve takiben ılık suyla durulanıp havlu, güneş ışığı veya fönle kurutulabilir. Tüyleri kuru ve yağlı maddelerden uzak tutmak gereklidir. Kaçmayı önlemek veya uysallaştırma eğitimi amaçlarıyla kanat kesimi düşünülebilir. Veteriner hekiminiz bu konuda size tavsiye verebilir. Eğer identifikasyon amacıyla bacakta bant bulundurulacaksa kir birikimi, şişkinlik, sıkma belirtileri için düzenli kontrol edilmelidir.

Kuş Beslenmesiyle İlgili Temeller
Yine, pet kuşun sağlıklı ve uzun bir yaşam sürmesinde şüphesiz başka bir önemli faktör, iyi bakımla birlikte uygun ve yeterli beslenmedir. Araştırma ve tecrübeler göstermiştir ki, formüle edilmiş mamalarla beslenmiş kuşlar, ne kadar besleyici oldukları iddia edilirse edilsin tohum tabanlı dietlerle beslenenlerden daha sağlıklı ve uzun bir yaşam sürmektedir. Psittasin kuşlar için sadece tohumdan oluşan dietler yeterli değildir. Tahıl yağdan zengin ve sağlık için gerekli bir çok bileşenden fakirdir. Sadece tahılla beslenen papağanlar sağlıklı görünseler ve hatta kilolu olsalar da beslenme eksikliği yaşarlar. Güçlendirilmiş yemlerin takviyesi çoğu zaman kabuğundadır. Hayvan sahipleri bu yüzden takviye edilmiş yem karışımlarından satın aldıklarında mükemmel bir diet sağladıklarını düşünmektedirler. Ne yazık ki kuşlar bu tohumları tüketirken kabuklarını soydukları zaman, tahıl kabuğunda kaplanmış bulunan vitamin ve mineraller atılmış olur.

Formüle edilmiş dietler aynı zamanda pellet olarak da bilinirler ve pet kuşların spesifik besin ihtiyaçları karşılanacak şekilde düzenlenmişlerdir.İdeal ölçülerde bir pet kuş dieti minimum %50 – %60 pellet ve kalanı sağlıklı ev yemekleri ve sebzelerden oluşmalıdır. Son araştırmalar bazı pellet markalarının çok fazla çinko ve Vit. D3 içerdiği ve bu nedenle çinko zehirlenmesi ve böbrek yetmezliğine yol açabileceğini göstermiştir. Bir pellet markası seçerken renkli olanlardan uzak durulmalıdır.

      En faydalı sebzelerin çoğu, koyu yapraklı yeşil sebzelerden Kale, Brokoli, Karahindiba yaprakları, Hardal yaprakları gibi yeşilliklerdir. Ayrıca havuç, haşlanmış tatlı patates ve meyve - sebze sularıyla da beslenebilirler.

      Meyvelerin tümü kabul edilir olmakla birlikte, yüksek su içerikleri nedeniyle küçük miktarlarda sunulmalıdırlar. Papaya, Mango gibi meyveler en fazla A vitamini içeren en faydalı meyvelerdir.

      Sağlıklı ev yemekleri, örneğin pişmiş et, balık ve tavuk, peynir ve yoğurt, pişmiş yumurta, mısır, fasulye, bezelye, pirinç, düşük şekerli düşük sodyumlu tahıl gevrekleri ve bunun gibi besinler küçük miktarlarda sunulabilir.

        Bir kuşa asla avakado veya çikolata verilmemelidir. Çünkü kuşlar için toksiktirler ve çok az miktarları bile ölüme neden olabilir.

      Yağ ve tuz oranı yüksek patates kızartması, kraker, ve korunmuş et gibi besinler kuşlar sodyuma karşı çok hassas olduklarından kullanılmamalıdır.

      Vitamin ve mineral takviyeleri; pudra, damla, mineral ve blok şekillerinde piyasada temin edilebilir.

Bazı kuşlar pellet yemlere kolay ve istekle alışırken bazılarında bu süreç haftalar, aylar sürebilir. Başlangıç olarak pelletler ayrı bir kapta, kafeste taze sebzelerle birlikte sürekli bulundurulmalıdır. Alıştığı diğer yemler ise günde iki kez (sabah ve akşam) sadece bir saat süreyle sunulmalıdır. Burada alıştığı besinlerin verilmesi çok önemlidir, çünkü kuş pelletleri ilk zamanlar besin olarak algılamayıp açlıktan ölebilir. Bu süre ve miktar kuşun normal beden ağırlığını sürdürmesine yetecektir. Çoğu kuş bir kaç gün içinde formüle yemleri atıştırmaya başlar. Böylece alıştığı yemler kademeli olarak dietin en fazla % 25’ini oluşturacak miktarlara düşürülebilir.


Kanaryanın Tarihçesi

Kanarya 'nın vatanı Afrika kıtasının kuzey bati kıyılarına yakın ve altı adadan meydana gelmiş bulunan Kanarya takım adaları (Canari veya Laspalmaz adaları) dır. Bu adalar 1402 yılında Normandiyalı JEAN De BETHANCOURT adlı bir maceraperest tarafından zapt edilip Kastil (Castille) krallığına bağlanmıştır. Bu adalardan alarak getirdiği yeşil, sari renkli kanaryaları kral Charles VI’a hediye etmiştir.

Yine Afrika kıtasının batısında bulunan Maderè ye Acorès adaları ile Afrika’nın güneyindeki Cap ilk ye yabani türlerinin yaşadığı yerlerdir. Renkli tabiat ve bol güneş altında güzel ve farklı ötüşler yapan bu küçücük ,kuşlar Tabiatçı Olina’ya göre 1622 yılında bahsi geçen adalara çıkan İspanyol denizcilerini ilgilendirmiş ve yerlilerin kullandığı muhtelif usullerle yakalayarak gemilerine yüklemişler , Avrupa’ya getirirlerken Venedik açıklarında gemileri batmış salıverdikleri kanaryalar Elbe adasına ve İtalya kıyılarına uçmuşlar, oralarda yerleşerek zamanla üreyip çoğalmışlardır. Gerek buralarda yakalanan kanaryalar ve gerekse daha sonraları Afrika adalarından Avrupa’ya getirtilen yabani kanaryalar kısa bir zamanda kafes hayatına alıştırılmışlardır. Önceleri asilzade saraylarında Özel kuşhanelerde bakılan ye yetiştirilen kanaryalar, zamanla halk arasında geniş talep görmüştür..

 17 . yüzyıldan itibaren bilhassa Almanya, İngiltere, Fransa, İtalya ye Hol1anda’da fenni bakim ve yetiştiriciliğe başlanmıştır. 1709 yılında Fransa kraliyet sarayı kuşhaneleri müdürü Hervieux De Chantelaup’a göre şekil ye renkleri ile Ötüşleri değişik 29 çeşit evcil tür elde edilmiştir. Ve 4 cinste melez (Katir) mevcut imiş. Elde edilen evcil kanaryalar yabani kanaryalardan daha cüsseli olmuştur.
 
Kanaryalarda Hastalıklar ve Tedavi Yöntemleri

MANTAR :

Belirtileri, kuşlar bitliymiş gibi tiftiklenirler, tüylerde dökülme olur, vücudundaki kellikler ve görünen yerlerde, kızarıklıklar, pullanma gözükür ve bulaşıcıdır.
NIZORAL ŞAMPUAN : Şampuan köpürtülerek suluklar, mamalıklar, yemlikler ve kafesin her kösesi yıkanır.
NIZORAL TABLET : 1 litre suya 1 tane hap atılır. 7 gün devamlı verilir. Her gün içme suyuna, taze olarak karıştırılır. Eczacının hazırladığı aşağıdaki solüsyon, açıkça gözüken kızartıların, beneklerin, pullanmaların üzerine pamuklu çubuk vasıtası ile 7 gün haricen sürülür. Iyod solüsyonu 100cc olarak hazırlanacak, içine 50cc su ve 2 tablet Rabenzole atılıp, karıştırılacak ve pamuklu çubukla sürülecek.

SİNDİRİM SİSTEMİ BOZUKLUĞU :

Yanlış beslenme ve mikroplu gıdalar vasıtasıyla hayvani yavaş yavaş hasta eder. Karin altındaki damarlar yeşil olmaya baslar, kızarıklıklar meydana gelir ve hafif kararma olur.

SOLUNUM YOLLARI BOZUKLUĞU :

Hayvan boğazına birseller takılmış gibi ağzını açıp kapatır; kuyruğundan nefes alıyormuş gibi kuyruğunu sallar.
TEDAVİSİ : İçme sularına tedavi süresince vitamin konur ve her gün ağza 1-2 damla %2,5 Baytril 5 gün süre ile damlatılır. Not : Antibiyotik tedavilerinde verilen süreye uyulması gerekir. Yoksa ileride bağışıklık kazanan hayvan tedaviye cevap vermez.
KURUMA :
Bu hastalık halsizlik ve göğüste kuruma olarak çoğunlukla ölüm halinde görülür. Kesin tedavisi olan bu ilaçlarla ayni zamanda yukarıda Baytiril'in çözemediği problemler için de etkilidir. Yani çok geniş etkili birçok hastalığa iyi gelen bir antibiyotiktir.
Biter al tablet : Bir tablet 8 eşit parçaya bölünür, bir parça bir sulukta eritilerek 8 gün boyunca kuşlara verilir. (Her gün 1/8 verilir.)

ÇİÇEK :

Kuşçuluk için Veba dir. En belirgin özelliği, kesin ve çabuk kitlesel ölümlerdir. Çok çabuk bulaşır ( 7-8 gün içinde). Gaga, göz çevresi ve ayaklarda gözükür. Hastalanan kus asisi yapılmazsa 8 günde, ağzını aça aça, kuyruğunu sallaya sallaya ölür.
Kanareien Pofken adli bu asi yurt dışından getirilmektedir. Yavru en az 6 haftalık olmalıdır. Hastalık olsun olmasın senede bir kez bütün kuşlar aşılanmalıdır.
Türkiye de hemen her kümeste çiçek mikrobu bulunur. Bu mikrop sıcak ve nemli yerler de salgın yaratır. Bu yüzden her yetiştirici 10. ayda mutlaka asi yaptırmalıdır. Unutmayalım ki bu savaştan sadece asi yaptırarak basa çıkabiliriz.

AYAK SİSLİĞİ :

Hastalığın belirtileri şunlardır : kusun ateşi çıkar, ayak bileklerinde şişmeler görülür, parmaklarını kapatamaz hale gelir ve ayak tabanlarında şişmeler ve yaralar görülür. Bu hastalığın tedavisinde "Teramycn" merhem kullanılabilir. ¼ Aspirin toz haline getirilip merhemle karıştırılır, haricen sabahtan ayaklara, tabanlara sürülür. Aksamda saf vanodin e kusun ayakları sokulur ve ağızdan 1, 2 damla baytril damlatılır. Bir hafta süreyle bu tedavi sürdürüldüğünde kuşta gözle görülür bir iyileşme gözlenir.

İSHAL :

Mikrobik ve gıdaya bağlı olmak üzere iki türlüdür. Mikrobik olmayan ishalde diyet uygulanır; Mama, yumurta verilmez sade ince yem ve yulaf verilir. Mamalıkta sürekli haşlanmış patates bulundurulmalı ve kaybettiği su kaybı için marulun kart yapraklarından veya ıspanak çok az olarak verilmelidir.
Mikrobik ishalde, kusun pisliği tahlilinde çıkan sonuca göre ilaç tedavisi uygulanmalıdır. Bazı ishal ilaçları ise şunlardır: sulfamazettin, oksidin, niflodin.

KIRIK VE KANAMALAR :

Ayağı kırılan kusa pamuk takviyeli bilezik takılarak kusun kırık ayağı alçıya alınır. 10 gün içinde ayağın kaynadığı ve kırılan ayağın hiç aksamadığını görürsünüz. Bazı yetiştiriciler kırılan ayağa bant saramaya çalışırlar, hem zordur hem de yanlış kaynamalara sebep olur.

KANAYAN YARALAR :

Genelde ur keserken ve ur düştükten sonra kanamalarla çok sik karşılaşılır. Kanayan yaraya Tevrat (insan için) kapsülü içindeki toz dökülür. Hem antiseptik vazifesi görerek mikrop kapmasını engeller hem de kani durdurur. Kanamayan tahriş olmuş, yapa derisi kalkmış yaralara da terapisin merhem sürülmesi tavsiye edilir.

İŞTAHSIZLIK :

BELİRTİLERİ : Kanaryada yem yemeye karsı genel bir isteksizlik ve durgunlukla kendisini belli eder.

NEDENLERİ : Çoğunlukla kanaryanın daha önce alışık olduğu yemin dışında bir besin rejimi uygulanması veya tekdüze bir yemle beslenmesi ile görülür. Bundan başka bazı hastalıklara bağlı olarak görülen iştahsızlıklar da vardır.

TEDAVİSİ : Kanaryanın arzu ettiği yemlerin verilmesi,çok bölmeli yemliklerde çeşitli yemler sunularak seçiminin kanaryanın tercihine bırakılması ,iştah açıcı yeşillik ve meyvelerin verilmesi yararlıdır.İştah açma amacıyla hazırlanmış kanarya şuruplarından yararlanmak mümkündür.Eğer iştahsızlık belli bir hastalığın etkisiyle ortaya çıkmış bulunuyorsa,öncelikle onun ortadan kaldırılması gerekecektir.

HALSİZLİK :

BELİRTİLERİ : Kanaryanın son derece halsiz,güçsüz ve mecalsiz olmasıyla eski hareketliliğini,canlılığını kaybetmesiyle,ötmeye ve yeme karsı hissedilir oranda isteksiz davranmasıyla tanınır.Hastalığın ilerlemesi halinde karin derisinin rengi koyulaşır,kırmızı ve hatta giderek mor bir renk alır.

NEDENLERİ : Kötü yasama koşulları , kötü isli dumanlı,sigara kokulu,havasız yerler,tek yanlı ve yetersiz beslenme soğuk algınlığı ile ilişkili hastalıklarda çok uzun süren devrelerde , bu devreler içinde beslenme bozuklukları zafiyetin nedenlerinden sayılabilir.

TEDAVİSİ : Kanaryanın elverişli koşullara kavuşturma ve iyi bir beslenme sağlama alınacak baslıca önlemler arasında yer alır.Bu amaçla kanarya temiz havali,ışık alan,rutubetten uzak,ısısı normal bir yere alınır.İştah açıcı yem ve yeşillikler,meyveler,karma yemler,kuvvet mamaları ile dengeli bir beslenme sağlanır.

BRONŞİT :

BELİRTİLERİ : Bronşitli kanaryada gözlenebilecek en belirgin araz,solunum güçlüğü,sik sik nefes alma ve soluk alırken duyulan hırıltıdır.Hastalığın ilk devrelerinde yüksek ateş görülür,eğer önlem alınmazsa hastalık kanaryanın ölümüne yol açabilir.

NEDENLERİ : Şiddetli üşütme ve soğuk algınlığı sonucunda ortaya çıkan, solunum yollarının iltihapla tıkanması seklinde tanımlanması mümkün olan bir hastalıktır.Soğuk algınlığına ve nezleye neden olan etkenlerin erken önlem alınıp giderilmediği taktirde bronşite dönüşme olasılığı kuvvetlidir.

TEDAVİSİ : Tedavisi,soğuk algınlığı ve nezle tedavisine paralel özellikler taşır.İlk önlem olarak kanarya daha sıcak bir yere taşınır.Gagası açılarak bir damla bal damlatılarak susaması sağlanır.Suyuna bir damla TERRAMCINE damlatılmış ve ılıtılmış su verilir.Nezlede olduğunca B ve C vitaminlerinin direnç artırıcı ve iyileştirici etkisinden yararlanılmalıdır.Bu amaçla vitamin ihtiva eden ampullerden bir damlalık aracılığıyla birer damla alınarak içme sularına TERRAMYCINE ile birlikte damlatılmasından fayda görüleceği kuskusuzdur.Kaynatılmış keten tohumu suyu da bu hastalıkta yararlanılan şifa verici bir ilaçtır.

ASTIM :

BELİRTİLERİ : Kanaryanın soluk almada zorluk çekmesi,sik sik ve hırıltılı soluması ile kendini belli eden bir hastalıktır.Astımlı kus ötmeye karsı isteksiz ve ötüş kalitesinden çok şey kaybetmiştir.Genellikle uzun süren bronşitlerden sonra ortaya çıkması tanıtıcı bir niteliğidir.

NEDENLERİ : Yerleşmiş nezle ve bronşitin,bakımsızlık,kirli ve dumanlı hava tozlu yem ve tozlu ortam gibi elverişsiz koşullar ve tedavisizlik gibi etkenlerle solunum organlarında kronik,iyileştirilmesi güç bir rahatsızlığa dönüşmesidir.

TEDAVİSİ : Maalesef kronikleşmiş durumlarda kesin bir tedavi yoktur. Hastalık henüz bronşit halinde iken veya hastalığın henüz başlangıcında iken yukarıda sayılan elverişsiz koşulların ortadan kaldırılması iyi ve sürekli bir bakimin sağlanmasıyla önlemek mümkündür.Astım başlangıcı da iken,bronşit tedavisinin yani sıra mentol , nane ruhu okaliptüs buğuları yapılması soluk açmada ve iyileşme sürecinin kısaltılmasında yararlı olur.Buğulama su şekilde uygulanır.Sıcak bir tuğlanın üzerine oturtulan madeni kap içindeki kaynar suya adları anılan soluk açıcılardan biri damlatırılar.Astımlı kanaryanın bulunduğu kafes bu kabin yanına yerleştirilir ve her ikisinin üzeri tek bir örtüyle örtülerek,hasta kusun bundan en büyük yararı görmesi sağlanır. Bu arada soluk açıcı ilaçların kanaryanın rahatsız olacağı ölçüde fazla damlatılmamasına dikkat edilmelidir.Kronikleşmiş astımlarda hazır olarak satılan astım ilaçlarından da yarar sağlamak mümkündür.


NEZLE :
BELİRTİLERİ : Kanaryanın burnunda ve gözlerinde bir akıntı görüldüğünde, bunun nezlenin ilk ve temel belirtileri olarak kabul edilerek derhal tedaviye başlanılması gerekir.Hastalık ilerledikçe burnun tıkandığı,gözlerin çapaklandığı ve kanaryanın soluk almakta zorluk çektiği görülür.Eğer önlem alınmazsa ağır oksijen yetersizliğinin ve mikrobik olan nezlenin yaptığı yüksek ateş sonucunda kanaryanızın ölmesi söz konusu alabilir.

NEDENLERİ : Mikrobik olması nedeniyle başka kanaryalardan geçmesi mümkündür.Bununla birlikte yukarıda değindiğimiz soğuk algınlığına bağlı olarak üşütme sonucu oluşması daha yaygın olarak gözlenen bir haldir.Ani isi değişiklikleri ve bazen de akşamüstleri yaptırılan banyo sonucunda ıslak veya nemli tüylerle bir gece geçiren kanaryanın şiddetle üşüterek nezleye tutulduğu çok görülmüştür.

TEDAVİSİ : İlk önlem olarak kanarya ısıca daha yüksek bir yere alınmalı ve eğer başka kanaryalarla birlikteyse onlardan ayrılmalıdır.Gözlerdeki çapaklar ve akıntı asit borikli suyla silinmeli soluk almakta zorluk çektirecek oranda bir burun tıkanıklığı varsa,tuzlu suya batırılmış küçük bir tüy parçası burun deliklerine sokularak bu tıkanıklık giderilmelidir.Bundan sonra burun çevresi ve gözlere SIGMAMYCINE merhemi sürülmeli,ancak burun deliklerinin tıkanmamasına ayrıca özen gösterilmelidir.B ve C vitamini yüksek besinlerin verilmesinde suyuna bal karıştırılarak vücut direncinin artırılmasında yarar vardır.Bu arada hastalık geçinceye kadar suyuna her gün bir damla TERRAMYCINE konulmalıdır.Hastalık arazları kaydolduktan sonra kafesin sodalı sıcak sularla veya asit borikli suyla güzelce yıkanıp güneşte kurutulması mikropların öldürülmesi açısından yararlıdır.

ROMATİZMA :

BELİRTİLERİ : Romatizmalı kanarya,tünek üzerinde tutunamaz,düşer. Yürümekte zorluk çektiği, yürüyemediği, düştüğü yerde kaldığı, ayağa kalkamadığı görülür.

NEDENLERİ : Nem oranı yüksek serin ve rutubetli yerlerde sürekli yasamak zorunda bırakılan kanaryalarda, banyo yapıp geceyi ıslak veya nemli tüylerle geçirmeyi bir alışkanlık haline getiren kanaryalarda görülür.

TEDAVİSİ : Hastalığın oluşmasına olanak tanımamak,hastalığı tedaviden çok daha kolay olduğu için,yukarıda alınan sakıncalı durumları yaratmamak ve romatizmaya meydan bırakmamak en iyisidir.Bununla birlikte hastalıklı kanaryanın içinde bulunduğu sakıncalı ortamdan kurtarılması,serin havalarda banyo yapmasına izin verilmemesi,geceleri ıslak ve nemli tüylerle bırakılmaması alınacak ilk önlemlerdir.Kafesin güneş gören bir odada güneş ısınlarının direkt vurmadığı bir yere asılması,kafes tabanının sürekli olarak kuru kumlarla örtülü olması ve kafesin nemli bırakılmaması yerinde bir tedbirdir.Tedavi olarak kanaryanın ayakları saf alkolde eritilmiş kafuru ile ovulmalı ve her gün tazelenen içme suyuna çeyrek aspirin eritilerek verilmelidir.Bu arada,içine balık yağı bulunan kuvvet mamasından da yarar beklenebilir.

SES KISIKLIĞI :

BELİRTİLERİ : Kanaryada ötüşün azalması,sesin kısılması veya tümüyle kaybolması ile tanınır.

NEDENLERİ : Ses kısıklığının nedenleri çeşitli olmakla birlikte bunları bir kaç noktada toplamak mümkündür.

1-) Soğuk algınlığı,nezle,bronşit gibi rahatsızlıkların ses tellerini etkilenmesi,
2-) Aşırı ötme,sürekli ötme sonucunda ses tellerinin arızalanması
3-) Aşırı korku,panik ve sok hallerinin sonucunda ses kaybı
4-) Ötücü kanaryaların yanlış beslenme sonucu seslerini yitirmeleri

TEDAVİSİ : Doğal olarak yukarda anılan değişik nedenlere bağlı olarak görülebilen her ses kısıklığı veya ses kaybı olayında ayrı bir tedavi önlemi uygulamak gerekir.Bunlar yine ayni sıra içinde tek tek ele alalım.

1-) Soğuk algılığı,nezle,bronşit gibi rahatsızlıklarda ses tellerinin etkilenmesi sonucunda oluşan ses kayıplarında,anılan hastalıklarda alınan hastalıklarda alınan önlemler aynen uygulanır.Bunun yani sıra gagasından günde bir iki damla çiğ taze yumurta sarisi damlatmakta yarar sağlayacaktır.
2-) Aşırı ötme sonucu ortaya çıkan ses kayıplarında hasta kanarya diğerlerinden ayrılarak,sessiz kendisini ötmeye teşvik edecek herhangi bir uyarıcının bulunmadığı,geldiği yere es ısıda,cereyansız,havadar,huzur duyacağı bir odaya alınır.Kesin istirahatı sağlanır.Ses güçlendirici ve vitamin değerli besinlerle kuvvet mamaları verilir.Suyuna B ve C vitamini karıştırılır.
3-) Eğer kanarya bir korku,bir panik veya bir sok sonucu sesini yitirmişse ikinci şokta görülen önlemler alınarak kanaryanın huzuru sağlanır,geçirdiği soku atlatması beklenir.Bu arada sağlık yemlerinin bulunduğu karma yemlerden verilmesi sağlanır.

Bazen yanlış bir beslenme sonucunda da kanarya ses kısıklığı geçirebilir. Bu gibi durumlarda ses kısıklığına neden olan proteince yüksek besinler ve unlu yiyecekler kesilir.Daha düşük değerde besinler,sağlık tohumları,ötücü kanaryalara verilen özel karma yemler kullanılır.Başlangıçta kısa bir süre perhiz yaptırmak da yarar sağlayacaktır. Bütün bunlardan başka sik sik değindiğimiz kanaryaların hava akımlarına maruz kalması,soğuk suyla banyo yapması,soğuk su içmesi,rutubetli yerde bulunması, bulunduğu yerin havasının kirli,tozlu,dumanlı,sigara kokulu olması diğer olumsuz etkilerin yani sıra ses kısıklığına neden olabilir.

AŞIRI YAĞLANMA :

BELİRTİLERİ : Kanaryanın gözle görülür biçimde toplandığı hareketlerinin hantallaştığı ötme istek ve gücünün azaldığı,solunum güçlüğü çektiği görülür. Avuca alınıp karin tüyleri üflendiğinde derinin yağlı buruşuk bir görünüm taşıdığı görülür.Aşırı şişmanlığın üremede de bazı eksikliklere ve döllenme güçlüklerine,iktidarsızlıklara neden olduğu unutulmamalıdır.

NEDENLERİ : Kuskusuz baslıca nedeni dengesiz ve aşırı besleme,proteince zengin ve unlu besinlerin gereğinden fazla verilmesidir.Bunun yani sıra kanaryaya hareket etme olanağı tanımayan küçük kafesler de aşırı yağlanma yapabilir.

TEDAVİSİ : İlk önlem olarak,kanarya daha geniş ve hareket etme olanağı bulabileceği büyük bir kafese alınır.Besin değeri yüksek ve yağlandırıcı , şişmanlatıcı besinler kesilerek bol oranda meyve ve yeşillik verilir.Bundan sonraki devrelerde yem konusunda son derece dikkatli kavranmak,kusun yakabileceği oranda ve dengeli bir beslenme sağlamak gerekecektir.

SOĞUK ALGINLIĞI :

BELİRTİLERİ : Hafif soğuk algınlıklarında kanaryaların tüylerini kabarttığını bir köseye çekilip tertip olmuş bir durumda,gözleri kapalı uyukladığını ötmediğini,yemediğini ve çevresiyle ilgilenmediğini görürüz.Ani isi değişikliliği kanaryalarda soğuk algınlığı bir sok etkisi göstererek kanaryanın bayılıp tüneğinden düşmesine varan belirtiler ile ortaya çıkabilir.Karin derisi doğal rengini yitirip kızarır ve morarır.Bu belirtiler soğuk algınlığını belirlemekle birlikte,eğer iyi tedavi edilmez ve tüm arazlar giderilmezse bronşit,astım, zatürree ve hatta verem gibi hastalıkların başlangıcı olma özelliğini de taşır.

NEDENLERİ : Kanaryalar duyarlı yapıya sahip varlıklardır.Gerçi 16-17 santigratlık sabit bir isi sağlandığında sağlıkla yasabilirler.Ancak 22-23 santigrat ısıdan bu derecelere ani düşüşlerde hastalanmalar olasılığı doğar. Gece ve gündüz arasındaki büyük isi farkları veya kafesin sıcak odadan soğuk bir odaya odaya taşınması gibi nedenlerin yani sıra soğuk suyla banyolar yaptırılan banyolar soğuk algınlığına neden olabilmektedir.

TEDAVİSİ : İlk önlem olarak kanarya normal ısıdaki bir odaya getirilir. Kanaryanın ağzı,ucu inceltilmiş bir tüy sapı ile açılarak bir damla kadar bal konulur.Bu bir damlalık bal kanaryayı susatacak ve su içme isteği yaratacaktır. Bu isteğini gidermek için içeceği suya bir damla kadar TERRAMYCINE damlatıldığında ilk tedavi sağlanmış olur.Bu arada karma ve kuvvetli yem verilmemeli,kısa bir süre için haşlanmış patates kürü uygulanmalıdır.Doğal olarak bu süre içinde TERRAMYCINE verilmeye devam edilmeli ve kanarya mümkün olduğunca sabit bir sıcaklıkta tutulmalıdır.Bu amaçla ilk günler için kafesin içine hava girmesine engel olmayacak yün bir örtü kullanılması ve kafesin bu örtü ile siki sıkıya örtülmesi yerinde bir tedbir olacaktır.Kanaryanız biraz kendini toplayıp soğuk algınlığının kuvvetli etkilerini atmaya başladığında vitamin değeri yüksek besinlerle vücudun direnci artırılmalı ve bünyesi,besin değeri yüksek yemlerle takviye edilmelidir.

 
Kafes Kuşlarında Guatr Hastalığı

Guatr hastalığı, insanda olduğu gibi birçok kuş türünde özellikle de güvercin, kanarya, papağan ve muhabbet kuşlarında ortaya çıkabilir. Muhabbet kuşlarında tiroid bezinin en yaygın hastalığı guatr ’dır. Kuşlarda guatrın bir çok farklı sebebi olabilir.

 Yetersiz miktarda iyot içeren tohum taneleri ile beslenmeye bağlı olarak; guatr hastalığına yol açan soya fasulyesi, keten tohumu, kolza tohumu, şalgam türevleri, lahana ve lahana ailesinden kıvırcık lahana ve brokoli gibi bitkilerin yenmesi; tiroid bezinin enfeksiyonları veorganofosfat gibi zehirli maddelerin alınması gibi durumlarda ortaya çıkabilir.

 Tiroid bezi göğüs kafesinde yer aldığı için özellikle aşırı büyüdüğü durumlarda kalp, akciğerler, hava keseleri ve bazen de sindirim sistemi organları üzerinde basınç oluşturarak bu organların çalışması ile ilgili sorunlara yol açabilir. Büyümüş tiroid bezinin kalp üzerindeki baskısıyla solunum sisteminde ve bazen de sindirim sisteminde sıvı toplanmaları da oluşabilir.

 Guatr hastalığında en sık görülen belirtiler; zor yutkunma, kursakta şişkinlik, yem çıkarma, kilo ve iştah kaybı, zor nefes alma, hırıltılı solunum, sürekli bir cikleme sesi ve ötüş bozukluklarıdır.

 Aşırı büyümüş tiroid bezi, bazı kuş türlerinde elle hissedilebilse bile, özellikle muhabbet kuşlarında büyüme göğüs kafesine doğru olduğu için radyografi muayenesi gerekir. Tiroid hormonu düzeyleri kan testleri ile de tespit edilebilir.

 Hastalık iyot yetersizliğinden kaynaklanıyorsa düzenli olarak içme suyuna iyot katılması ve gerekirse ilaç olarak iyot kullanılması yoluyla tedavi edilebilir. Eğer kuşun beslenmesinde yukarıda saydığımız bitkiler kullanılıyorsa bunlar hastalık düzeltilebilmek için derhal değiştirilir.

 
Kafes Kuşlarında Teflon Zehirlenmesi

Kuşlar kısaca PTFE olarak adlandırılan ve teflon olarak bilinen kimyasal maddenin yol açabileceği zehirlenmelere karşı son derece duyarlıdırlar. Özellikle PTFE ile kaplı tencere, tava ve diğer pişirme araçlarının aşırı ısıtılması ya da ocakta unutulması sonucu bu kimyasal maddeyi içeren dumanın kuşun yaşadığı ortama yayılması ile bu havayı soluyan kafes kuşlarında ciddi zehirlenmeler ve buna bağlı ölümler çok sık görülmektedir. Örneğin fırın ısıtılırken içinde unutulmuş boş teflon tepsi kısa sürede 280-320 derece ısıya ulaşıp açığa çıkardığı maddelerle kuşunuz için zehirlenme kaynağı olabilir. Yüzeyinde çizik veya tahribat olan teflon malzemelerden daha düşük ısılarda bile zehirli maddeler havaya karışabilmektedir.

 Kuşların küçük yapıları ve diğer canlılara göre daha hızlı olan metabolizmaları da göz önüne alındığında hava yolu kaynaklı zehirlenmeler çok hızlı ve tehlikeli boyutlarda yaşanır.
 
PTFE içeren ve dikkat edilmediği takdirde evdeki kuşlar için zehirlenme kaynağı olabilecek diğer kaynaklar: Yapışmaz yüzeyli ütüler, ütü masası yüzeyi, saç kurutucuları, teflon yüzeyli tost makineleri, elektrikli mısır patlatma makineleri, kahve ve ekmek makineleri, teflon yüzey içeren ısıtıcılar ve ısıtıcı lamba muhafazaları, bazı leke çıkarıcılar ve seramik pişirme fırınları olarak sıralanabilir.

 PTFE’den kaynaklanan hafif düzeydeki zehirlenmelerde solunum güçlüğü, hapşırma, vücut dengesini tutamama, halsizlik, depresyon, sinirli ve saldırgan bir hal veya bayılmalar görülebilir. Daha şiddetli zehirlenmelerde, kuş genelde kafesin alt kısmında halsiz ve soluk alma zorluğu çekerek yatmakta veya ölmek üzere bir şekilde bulunur. Aynı belirtilere aerosol spreyler, sigara dumanı, karbon monoksit gazı, doğal gaz sızıntıları ve yanmış yemek ve yağlardan çıkan dumanlar da sebep olabilir.

 
Evde kuş besliyorsanız teflon kaplı ürünleri kullanırken çok dikkatli olun ve pişirmeyi takip edemeyecekseniz kullanmaktan kaçının. Teflon yüzeyli pişirme araçlarında su kaynatmayın ve düşük ısılarda kullanın (110-210 C). Ek önlem olarak mutfağınızın iyi havalanmasını sağlayın ve kuşunuzu asla mutfakta ve ütü yaptığınız odada tutmayın.

 
Kuşlarda Kurt ve Kene Sorunu
 
Kafes kuşlarında da memeli hayvanlarda olduğu gibi birçok iç ve dış parazit hastalıklara sebep olur. Bağırsak kurtları gibi iç parazitler veya kene gibi dış parazitler kuşlarda da görülür.

 Halkalı (yuvarlak) kurtlar (Nematodlar): Hemen hemen tüm organ sistemlerinde yerleşebilirler. En çok da sindirim sistemine. Hastalık, parazit yumurtalarının bulunduğu yiyecek maddeleri, su ve kafes içindeki oyuncak v.s. ile ağız yolundan vücuduna girer. Yumurtadan çıkan larvalar zamanla gelişerek parazitlere dönüşür. Bu parazitlerin ürettiği yumurtalar ise dışkı ile dışarı atılarak çevreye yayılır. Bu yumurtaların tekrar alınması ile hastalık sürekli bir çember çizerek ilerler ve diğer kuşlara da bulaşır. Vücudunda çok miktarda parazit olan kuşlarda gelişme bozuklukları, ishal ve besin maddelerinden yararlanamamaya bağlı belirtiler görülür. Hastalığın teşhisi için gaita muayenesi yapılır. Kafesin hijyeni ve su, yem kabı, oyuncak gibi kuşun ağzı ile temas eden materyallerin temiz tutulması koruyucu önlem olarak önemli.

 Yassı kurtlar ve şeritler (trematodlar ve sestodlar): Bu parazitler gelişme dönemlerinde arakonakçı olarak başka canlıları kullandıkları için daha çok doğal ortamda kurt ve küçük yılanlarla beslenen kuşlarda risk oluşturur. Arakonakçı olan diğer hayvanlar yumurtaları ağız yoluyla alırlar ve kuşlar da bu hayvanları yiyerek paraziti alır. Teşhis ve tedavisi gaita muayenesi ve parazitin tipinin belirlenmesi ile yapılır.

 Protozoalar: Bu gruptaki parazitler koksidiya, giardia, ve kriptosporidiya türlerinden oluşur. Bunların ilk ikisi kanlı dışkı ve ishale neden olurlar. Taze gaitada yapılan mikroskobik muayene ile bunlar tespit edilip uygun ilaçlarla tedavi edilebilirler. Kriptosporidiya, şiddetli ishal, burun akıntısı, sinüzit ve öksürük gibi belirtilere yol açar. Bu son parazit tipinin ne yazık ki çok etkin bir tedavisi mümkün değil.

 Dış parazitler (artropodlar): Bunlar, kene ve bit gibi deri ve tüylerde yerleşen eklem bacaklı küçük parazitlerdir. Bazıları nadiren solunum sistemine de yerleşebilir. Kimileri tüm yaşamlarını kuşun üzerinde geçirirken, kimileri bir süre kalır ve sonra çevrede yaşamaya devam ederler. Bazılarını çıplak gözle görmek mümkün. Kaşıntı, tüy yolma, tüy dökülmesi, tüylerin zayıflaması ve deri problemleri gibi belirtilere yol açarlar.

 
Kafes Kuşlarının İhtiyaçları
 
Kafes kuşları gün ışığıyla veya tam spektrumlu ultraviyole (UVB) ile yapılan aydınlatma ile ışık ihtiyaçlarını sağlıklı olarak karşılayabilirler. Bu sayede yeterli miktarda D vitamini sentezleyen vücutlarındaki kalsiyum ve fosfor dengesi de sağlıklı bir oranda bulunur. Birçoğu tropikal bölge kuşu olan bu cinslerin günlük uyku ihtiyaçları 10 saat civarıdır. Kuşlar gürültüde uyuyabilirler ama ışık ve etraftaki aktivite uyanık kalmalarına neden olur.

 

IŞIK YETERSİZLİĞİNE BAĞLI PROBLEMLER
       Bazı kuşlar özellikle de Gri Afrika papağanları kalsiyum düşüklüğü olarak bilinen Hipokalsemi hastalığına daha yatkın
        Tüy yolma, ısırma ve çığlık atma gibi davranış bozuklukları gelişebilir
      Kuşların çiftleşme dönemleri gün ışığı düzeyi ile doğrudan bağlantılı. Yeterli gün ışığı alamazlarsa çiftleşmeyebilirler.
 

UYKUSUZLUĞA BAĞLI PROBLEMLER
      Öncelikle strese girer, daha sonra tüy yolmaya, ısırmaya, saldırganlaşmaya ve çığlık atmaya başlarlar
      Bağışıklık sistemi zayıflar ve direnç azalması görülür
      Kronik yumurtlama problemleri oluşabilir.
 
NELER YAPABİLİRSİNİZ
       Kafesin günde 10-12 saat ışık almasını sağlayın
 
      Hava sıcaklığının uygun olduğu dönemlerde kafesi dışarıya veya balkona çıkartın. Sabah saatlerini tercih edebilirsiniz. Kuşunuzu dışardan gelebilecek tehlikelere karşı yalnız bırakmayın.
 
      Yeterli gün ışığı alacak şekilde dışarı çıkartamıyorsanız, zaman ayarlı olarak kullanılabilen tam spekturumlu ve ultraviyole ışınlı bir lamba alabilirsiniz. Florasan lambalar kuşların görebildiği ve oldukça rahatsız olduğu bir ışık titremesi yapar.
 
      Gürültü ve hareket olmayan bir odada kafesi bir örtü ile örtüp kuşun 10-12 saat karanlık ve uyku ihtiyacını giderin. Evin karanlık bir odasında küçük bir uyku kafesi de hazırlayabilirsiniz.

      Erken kalkıyorsanız kuşunuzun bundan rahatsız olmasını engelleyin.

Muhabbet Kuşlarının Evcilleştirilmesi

 Öncelikle yeni evine gelen muhabbet kuşunuzun birkaç gün yeni ortamına ve kafesine alışmasını beklemelisiniz. Muhabbet kuşlarını evcilleştirmek kolaydır ve kısa sürede karşılığını alırsınız. ilk olarak evcilleştirme bir kişi tarafından yapılmalıdır. Bu kişi kuşla yalnız olmalı ve ani hareketlerden kaçınmalı, stres yapmasını önlemelidir. Eğitime kafes içinde başlanmalı, kafes içine sokulan el mümkün olduğunca yavaş hareket ettirilerek ona dokunmaya çalışılmalıdır. Ürkütmeden güvenini kazanmaya çalışmalısınız. Bu arada sakin, yumuşak ses tonuyla onunla konuşun. Bir süre sonra kendisine dokunmanıza izin verecektir. Bu şekilde onun güvenini kazanıp daha sonra işaret parmağınızla göğsüne dokunarak parmağınıza çıkmasını sağlayın. Kesinlikle elinizle kavrayıp tutmaya çalışmayın. Bu onların en nefret ettiği şeydir ve size olan güvenini kaybeder.

 İlk aşamada kafesine ve size alışan kuşunuzu artık kafes dışına çıkarabilirsiniz. Bunu yapmadan önce bir takım önlemleri almalısınız ;

* Kapıların, pencerelerin kapalı olmasına ve camların önünde tül yada perde olmasına dikkat etmelisiniz. Aksi taktirde açık kapı yada pencerelerden dışarı kaçabilir veya camları fark etmeyerek çarpıp ölebilir.

* Odada kedi, köpek olmamalı.

* Aspiratör varsa çalışır durumda olmamalı.

* Ateş yada kızgın bir şeyler olmamalı.

* Yeterli derecede ışık olmalı.
 
Uygun ortam sağlandıktan sonra, elinizi yavaş hareketlerle kafese sokup işaret parmağınızın üzerine çıkmasını sağlayın. Bir süre tam bir güven sağlayana kadar onunla konuşup iletişim kurun. Daha sonra elinizi yavaşça kafesin dışarısına onunla birlikte çıkarın. ilk başta gönülsüz olacaktır. Dışarı çıkmak istemediğinden parmağınızdan atlayıp kafesin tellerine tutunacaktır. Birkaç defa denedikten sonra kafesin dışına çıkmaya ikna edebilirsiniz. Dışarı çıktığında uçarak etrafı tanımasına müsaade edin. Uçarken üzerinize konmaya çalışacaktır. Onu korkutacak ani hareketlerden kaçınmalısınız. Kafesin üzerine konan kuşunuz, kafesinin içerisine kendi girebilir. Girmediği taktirde işaret parmağınızın üzerine alıp içeriye sokmaya çalışın. Asla onu yakalamak için kovalamayın.

 
Muhabbet Kuşları

 1- Muhabbet Kuşunun Yuvası Nasıl Olmalı ?

 Pet shoplarda, muhabbet kuşları için uygun ölçülerde hazırlanmış yuvalar bulmak mümkün. Dilerseniz, 25 cm yüksekliğinde, 15 cm derinliğinde ve 15 cm genişliğinde bir yuvayı kendiniz de kontrplaktan yapabilirsiniz. Yuvaların arka kısmında, yavruları kontrol edebilmek için dışarı doğru açılan bir kapı ve ön kısmında anne ve babanın girebilmesi için bir delik bulunmalı. Giriş deliğinin birkaç santim altına, kuşçuların konarga adını verdiği kısa tüneği yerleştirmeyi unutmayın. Dişi kuş, yuvalığa uçtuğu zaman, giriş deliğinin kenarına değil, konarga ya konacaktır. Ayrıca dişinin yuva yapabilmesi için arka kısma bir oyuk yapmanız yuvanın düzgün durmasını sağlayacaktır.

 2-Yuva Yapmasına Yardımcı Maddeler Neler Olmalıdır ?

 Doğada yaşayan kuşlar, güçlü gagalarıyla ağaç dallarını ufalayıp, elde ettikleri talaşı, yuvalığın dibine taşırlar. Kafeste yaşayan kuşlara yardımcı olmak için, yuvanın tabanını 3 cm yüksekliğinde, talaşla kaplayın. Yuvaya koyduğunuz talaşın, kimyasal maddelerle işlenmiş ağaçlardan elde edilmediğine emin olun. Ayrıca yuva yapmasına yardımcı olmak için kendir liflerini kafese koyarsak, dişi yuva yapmak için bu malzemeyi kullanacaktır.Yuva geniş bir kafese yerleştirilmeli. Kafes küçükse, yer kaplamaması için kapıyı açıp, dışarıdan yerleştirin. Muhabbet kuşları önce , yuvayı merakla izler. Dişi kuş gün geçtikçe, yuvayla daha çok ilgilenir. Yuvanın içine göz atmaya başlar. Bir süre sonra içine girip, sağı solu gagalayıp, kontrol eder. Giderek, yuvada daha çok kalır. Erkek kuş da yuvaya göz atar ama içeri girmez. Dişiden uzak duran erkek kuş, artık daha cüretkar davranacaktır.

 3- Muhabbet Kuşunun Eşleşmesini Nasıl Gözlemlersiniz ?
 
Muhabbet kuşlarının dişisi daha zor eşe gelir, erkek ise dişinin engel olmasına rağmen, her fırsatta dişisinin kuyruğuna dokunmaya çalışır. Dişiyi etkilemek için, kafesteki çanı kuvvetli şekilde çalar. Durmadan uçar, konmak için dişinin yanını seçer. Yan yan sekerek yürür. Ateşli bir şekilde başını sallayarak dişinin yanına yaklaşır. Gagasıyla omzuna vurur. Bu sırada, heyecandan göz bebekleri küçük siyah noktalara dönüşür. Dişi, birleşmeye hazır olduğunu günlerce sonra gösterir. Dalın üzerine konar oturur. Başını arkaya uzatır. Kuyruğunu havaya kaldırır ve hareketsiz kalır. Erkek mesajı alınca, dişinin sırtına çıkar. Çiftleşme bittiğinde dişi uçup gider.

 4-Yumurtladığı Zaman Dişinin Davranışları Nasıldır ve Dişi Neden Bazen Yumurtasını Aşağıya Atar ?

 İlk yumurtadan sonra iki günde bir olmak üzere toplam 4 ile 6 yumurta yaparlar. Yumurtlamak, dişi için muazzam zordur. İlk yumurtadan sonra kuş kuluçkaya yatar. Yalnızca, tuvalet ihtiyacı için dışarıya çıkar. Artık, erkeğin onu besleme zamanı gelmiştir. Bu arada meraklanarak yuvanın içine bakmak gibi bir harekette bulunmanız dişiyi rahatsız edeceğinden bazen yumurtaları kırmak yada aşağıya atmak gibi eylemlerle de karşılaşabilirsiniz. En iyisi uzaktan takip etmektir.Muhabbet kuşları hislerini çabuk gösteren, çabuk kızan kuşlardır. Özellikle yumurtladıktan sonra yuvasına bakılmasından, kendisi yada eşi ile ilgilenilmesinden, Kafes yada yuvasının yer değiştirilmesinden kesinlikle hoşlanmaz. Bunu yumurtalarını kırarak yada yuvadan aşağı atarak gösterir. Hatta yumurtadan çıkmış yavrusunu dahi yuvadan atabilir yada gagalayarak öldürebilir. bazen yeniden yumurtlayacağı zamanda yavrusunu öldürerek aşağıya atabilir. Buda bu kuşun yapısında olan ve henüz çözülememiş bir durumdur. Eğer yumurta boş yada yavruya bakma niyeti yoksa zaten yumurtayı aşağıya atar. Kanaryada böyle bir şey kesinlikle olmaz. Kanaryalar daha ağırbaşlı ve uysaldırlar.

 5- Yumurtaların Döllendiği Nasıl Anlaşılır ?
 
Kuluçkanın 6. gününde, yumurtanın döllenip döllenmediği anlaşılır. Elinize aldığınız yumurtayı, bir el fenerine doğru tutun. Yumurtanın çekirdeğini görebilirsiniz. Döllenmemiş yumurtanın içinde leke göremezsiniz. Yumurtaların hepsini yuvaya koyun ki, dişi kızmasın.

 6- Yavru Muhabbet Kuşu Kaçıncı Günde Yumurtadan Çıkar ?

 Yumurtadaki embriyonun, bebek muhabbet kuşuna dönüşmesi için, belli ısıda 18 gün geçmesi gerekir. Nasıl ikişer gün arayla yumurtladıysa, yavrularda aynı şekilde ikişer gün arayla yumurtadan çıkar. Dişi kuş, farklı boylarda yavrularla ilgilenmek zorundadır. Yuvada hala tüylenmemiş yavru varsa, bunları gece gündüz, kanatları altında korumaya devam eder.
 
7- Yavru Muhabbet Kuşunun Sağlıklı Yetişmesi İçin dikkat Edilmesi Gerekenler
 
Yuva sıcaklığı 37, ev sıcaklığı ise 16-18 derece olmalıdır. Yumurtaların kurumaması için kafesin içinde nem oranı yüksek tutulmalıdır.

Kuşlar, filizlenmiş tohumlar ve özel kuluçka yemleriyle beslenmeli.

Yuvalar her gün kontrol edilmeli. Yuva kontrolü, kuşun yuvada olmadığı zamanlar yapılmalı.

Yumurtaların kabukları yavrulara zarar verir. Yumurta kabukları, zaman geçirmeden yuvadan alınmalı.

Yavrulardan biri ölmüş olabilir. Diğer yavruların sağlığını tehdit eden ölü yavru mutlaka yuvadan çıkartılmalı.

Yavrunun kursağına hafifçe dokunun. Genellikle boştur. İyi beslenmeyen yavrular, gelişimlerini tamamlayamazlar. Anneler, yeterince beslenmemiş olabilirler. Bu yüzden yavruların ve annelerin özel olarak beslenmesi gerekir.

Kuluçka döneminden önce satıcılardan beslenme şırıngası ve yavru yemi alın. Yavruları ilk 14 günde şırıngayla, daha sonra kaşıkla besleyin.

Besleyeceğiniz yavruyu, yumuşak bir kağıt havlunun üzerine yatırın. Hazırladığınız özel yemi, şırıngayla yavrunun diline damlatın. Kursağı doluncaya kadar bu işleme devam edin. Annenin yeterince besleyemediğini inandığınız yavrulara bu işlemi her gün uygulayın.

 8- Yavru Muhabbet Kuşunun Gelişmesi Nasıl Olur ?

 Yavru yumurtadan çıktığında 2-2.7 gram ağırlığındadır. ilk beş gün boyunca gözleri kapalıdır. Sırt üstü yatar pozisyonda, annesinin yemlemesini bekler.
 
6-8. günler arasında yavrunun ağırlığı 12-14 grama ulaşır.

7. gün kanat tüyleri belirmeye başlar.

8. günde başını dik tutmaya başlar. Birkaç sıçrama yapabilir.

9. gün kuyruk tüyleri büyümeye başlar. Gözleri açılır. Kuyruk kısmına oturarak beslenir.

12. gün, tüm ince tüyleri çıkmıştır. Ağırlığı 23 grama ulaşır.

17. gün tüm tüyleri tamamlanır. Hala yuvadan çıkmaz.

21. gün, tüy renkleri belirginleşir.

28 ve 31. günler arasında yavrular tırmanabilir. Kanatlarını çırparlar. Yuvadan çıkabilirler.

28. gün, tüm tüyleri tam anlamıyla çıkmıştır. Renkleri büyüklerinkine nazaran daha mattır.

3-3 aylıkken, gençlik dönemi tüy değişimi gerçekleşir. Yeni çıkan tüyleri, büyüklerinki gibi parlak olur.

 9- Yavru Muhabbet Kuşu Eşleşmeye Kaçıncı Ayda Hazır Olur ?

 Yavru muhabbet kuşu 6-8 aylık olunca erişkinliğe ulaşmış olup, eşleşmeye hazırdır.


 10- Muhabbet Kuşunun Erkek ya da Dişi Olduğunu Pratik Olarak Nasıl Anlarsınız ?

 Muhabbet kuşunuzun erkek yada dişi olup olmadığını anlayabilmek basit bir yol göstereceğiz. Elbetteki bu uzman bir kuşçu gözüyle yapılmış bir tespit olmasa da, Muhabbet kuşunun gagasının üzerindeki etli kısım koyu renkli ( Mavi yada benzeri renkli) ise erkek, renk yok ise dişidir diyebiliriz.

 11- Muhabbet Kuşu İle arkadaş Olabilmek İçin Neler Yapmalıyız ?

 Muhabbet kuşları, neşeli, akrobatik, sevecen, sıcakkanlı ve şaşırtıcı küçük kuşlardır. Onların dostluklarını kazanmak için, zekice yaklaşarak ilgisini çekin. Zaten çoğunlukla onlar sizden önce size yaklaşacaklardır. Ancak bu narin vücuttaki eğlendirici kişilik, ona kaba davranmanıza asla müsaade etmez. Bir çok muhabbet kuşu, omuzlarınızda vakit geçirmeyi çok sever. Bu özelliklerine rağmen genellikle kucaklanacak, okşanacak hayvanlardan değildirler. Ama ara da bir başlarının kaşınmasından da hoşlanırlar. Muhabbet kuşları, kendilerine her gün dokunulmasını isterler. Eğer dokunuşlarınızı yeterli bulmazlarsa utangaç, vahşi ve bazen de yaramaz olabilirler.
 
12- Evcilleştirmek İçin Nelere Dikkat Etmeliyiz ?
 
Onların çoğu, ailelerinin yanında, insani dokunuşlardan uzak büyüdükleri için ürkek olurlar. Bir muhabbet kuşunu çok genç yaşlarda, hatta bebekken elde ederseniz, evcilleştirilmesi çok daha kolaydır. Elle beslenen bebekler, kısa sürede sizinle arkadaş olurlar. Onlar, ebeveynleri tarafından yetiştirilenlerden daha fazla kucaklanılmaktan hoşlanırlar. Muhabbet kuşlarının tek başlarına ya da çift olarak tutulması mümkün. Eğer gerçekten kuş evcilleştirmek istiyorsanız, yalnız bir kuş edinmeniz daha iyi olacaktır. Çift olan kuşların asla evcilleştirilemeyeceği anlamında söylemiyoruz bunu. Sadece çift olan kuşlarınızı evcilleştirmek için daha fazla çalışmanız gerekir.

 13- İki Muhabbet Kuşu Yan Yana Olunca Evcilleştirmek Zorlaşır mı ?
 
Tek bir kuşa göre daha zordur. Bunun sebebi de, kuşlar çift iken, birbirleri ile ilişki halindedir ama yalnız bir kuş, sadece sizinle ilişkidedir. Onun bir arkadaşı olması gerektiğini hesaba katın ve bu siz olun. Eğer tercihiniz çift kuş edinmekse, fakat aynı zamanda da size arkadaşlık etmelerini istiyorsanız, işe yalnız bir kuş edinmekle başlayın. Aradan bir kaç ay geçip de sizinle ilişki kurduğunda, yanına ikinci bir kuş ekleyebilirsiniz. Ancak sadece evcilleştirmek amacıyla kuşu uzun süre tek tutmakla ona işkence etmiş olursunuz. Bu nedenle kuşun bir süre sonra evcilleşip evcilleşmeyeceği durumundan belli olur. Belli bir süre sonra evcilleşmiyorsa yanına bir eş almanız onu daha sakin kılacaktır. Ancak kuşunuz evcilleşmeye meyilli ve hatta evcilleşmiş ise ona bir eş almanızda da mani bir hal yoktur. Çünkü kuşunuz bir kere size alıştı mı sizinle olan dostluğunu kesmeyecektir.

 14- Muhabbet Kuşunu Konuşturmak İçin Neler Yapmalıyız ?

 Muhabbet kuşları konuşma yeteneğine sahiptirler. Bazı kuşlar, yeni kelimeleri ve deyimleri çabuk sökerken bazıları da asla tek kelime bile öğrenemeyebilir. Öncelikle yavru muhabbetkuşları 2-4 aylık iken konuşmaya eğitmeniz daha iyi sonuç verecektir. Belli bir ayı geçen kuşlar zor konuşur, hatta tek kelime bile öğretemeyebilirsiniz. Konuşma yeteneğine erkek muhabbetkuşlarının daha yatkın olduğu gözlenmiştir. Ancak dişi kuşlarda konuşur ama erkek kuşa göre kelime dağarcığı sınırlı kalır. Muhabbet kuşlarının hayranlık uyandırıcı bir kelime dağarcığı olsa da, bunu anlamak zor olabilir. Çünkü kelimeleri yüksek bir hızda çıkarırlar. Erkek ve dişi kuşlar konuşmayı öğrenebilir, ama erkekler sözlük dağarcıklarına sık sık yeni kelimeler eklerler ve sözcükleri daha doğal çıkarmaya başlarlar.

 Eğer konuşan bir muhabbet kuşuna sahip olmayı gerçekten çok istiyorsanız, en iyi seçim, küçük yaşta, elle besleyebileceğiniz bir yavru alın. Fakat bunun bir garantisi olmadığını unutmayın.

 15- Yavru Muhabbet Kuşuna veya Yeni Aldığımız Kuşa Nasıl Davranmalıyız ?

 Yavru bir muhabbet kuşunu alıp eve getirdiğinizde, kafesine yerleştirmeden önce yarım saat oynayın. Bu sizinle iletişime geçmesine, ilişki kurmasına yardım eder. İlk başlarda kuş çok ürkek görünebilir. Ve sizden uzaklaşmayı deneyebilir. Unutmayın ki o, sizin avucunuza ulaşana kadar diğer kuşların sesi ve görüntülerinden başka bir şey bilmiyordu. Eğer sizden uzaklaşmayı denerse, vücudunu nazikçe elleriniz arasında tutun. Sonra onu okşamaya başlayın ellerinizle. Ardından yanaklarınıza doğru götürün. Bu hareketler sakinleşmesine yardım edecektir.
 
Tıpkı bebek muhabbet kuşu gibi eve ilk getirdiğinizde, yetişkin muhabbet kuşunu elinize alın. Emin olun ki ilk önce kanatlarını çırpacaktır. Onu dikkatlice yere bırakın. Elinizi çok yavaşça kuşun göğsünün üstüne götürün. Elinizi yere paralel olarak hareket ettirmeniz eğitim esnasında size kolaylık sağlayacaktır. Eğer arkaya doğru kaçarsa, vazgeçmeyin ve denemeyi sürdürün. Ürkütmeden, çok yavaş hareket ederek devam edin. Sonuçta yatışacak ve elinizin yakınına doğru yanaşacaktır. Yapmanıza izin verdiğinde, nazikçe göğsünden tutmayı deneyin. Doğru yolda olup olmadığınızı o size davranışları ile belli edecektir. Gerginse ve yeniden uzaklaşmayı denerse, yılmayın.

 16- Muhabbet Kuşunu Eğitmeye Nereden Başlamalıyız ?

 Artık elinizde ve siz çok yavaşça elinizi yukarı doğru kaldırıyorsunuz. Zıplamaya kalkışırsa, ona yatışması için süre verin ve tekrar deneyin. Öğretmeniz gereken öncelikli terim ''Yukarı'' ve ''Aşağı'' olacaktır. Aşağı-yukarı pratik eğitimini, kuşunuzu evcilleştirirken hiç değilse haftada bir kere kullanabilirsiniz.

 Muhabbet kuşlarına acı vermeyi denemeyin. Eğer çimdiklemeye, ısırmaya devam ediyorsa hafifçe yüzüne üfürün. Bir kuşu elinizden düşürmemeniz gerekir. Hele de bir muhabbet kuşunu! Ona vurduğunuzda ya da düşürdüğünüzde bu hiç zevk verici bir öğreti olmayacaktır. Özellikle ısırmaya eğilimli olduğunda, kuşu omuzlarınıza yaklaştırmamanız gerekir. Hayır kelimesini ona mutlaka öğretmelisiniz.

 17- Muhabbet Kuşu İle Hangi Tür Oyunlar Oynamalıyız ?
 
Muhabbet kuşu, masanın üzerine konunca, bir kağıt parçasını buruşturup, yavaşça önüne atın. Ve oradan uzaklaşın. Göreceksiniz, bir süre kağıt yumağının çevresinde dolaşacak. Sonra gidip gagalayacak. Kağıt yumağını ditmeye çalışacak. Kağıdın yüksek bir yerden düşmesini merakla izleyecek. Düşen kağıdı, alıp aynı yere koyduğunu ve tekrar düşmesini zevkle seyredecek.

 Ucuna tel takılmış ve telin ucu kuşa batmayacak şekilde kıvrılmış, küçük bir plastik topu masanın üzerine koyun. Hemen yanına gelip, topu yuvarlayacak, gagasıyla telinden tutup, onu havaya doğru atacaktır.

 Onunla resim yapın. Boya kalemleriyle kağıdın üzerine şekiller çizin. Bu görüntü onu büyüleyecek. Renkli kalemleri gagasıyla tutmaya çalışacak. Kim bilir, belki bir iki çizgi de o atar.

 Muhabbet kuşunuzla yem arama oyunu da oynayabilirsiniz. Sevdiği yemi, küçük bir karton kutunun içine koyun. Kutunun üzerine, yemi bulduğunda bir parça kopartabileceği büyüklükte delikler açın. Bu uğraş, hem onu hem de sizi çok eğlendirecek.

 Kuşunuza dans etmeyi öğretin. Radyo ya da teybinizde müzik çalarken dans edin. Sizi dikkatle izleyecek. Kısa bir süre sonra o da sağa sola sallanmaya başlayacaktır.
 
Birlikte gazete okumaya ne dersiniz. Gazetenin sayfalarını sallayın ki, onun dikkatini çeksin. Bir süre sonra gazetenin bir parçasını yırtıp yere atın. Kağıt parçasıyla dakikalarca oynayacaktır.
 
Bir kabın içine, pişirilmemiş şehriyeler koyun. Muhabbet kuşu, şehriyelerin içinde derin bir araştırmaya girecek, kabın içinde bir o yana bir bu yana savuracaktır. Çok gürültü yapacak, hatta şehriyeleri taşımaya kalkacak.

 18- Muhabbet Kuşunun Özellikleri Nelerdir ?

 Saniyede 150 resim : Muhabbet kuşları, objeleri, tıpkı insanlar gibi renkli algılarlar. Kafalarının her iki yanındaki gözleri sayesinde çok geniş bir alanı görebilirler. Gözleri birbirinden bağımsız hareket edebilir ve arkalarını yukarda olup bitenleri görebilir. Saniyede 150 resmi algılar. Buna karşılık insanların 16 resmi algılayabildiklerine dikkat çekmek isteriz. Bu kuşların hızlı uçması nedeniyle görmeleri hayati önem taşır.

 Teyp gibi : İyi duymak kuşlar için hayati öneme haizdir. Çağırma ve ötüş kuşların iletişim kurmada en önemli aracıdır. Örneğin 400-20000 arasındaki ses frekansını algılayabilirler. Tıpkı teyp gibi, belirli sesleri hafızaya alırlar. Onları tekrar kullanabilirler. Bizim dilimizdeki kelimeleri kullanabildikleri gibi doğadaki kendi aralarındaki iletişimde de bu duyu özellikleri önem taşır.
 
Titreşime duyarlı : Muhabbet kuşları iyi bir dokunma duyusuna sahiptirler. Kuluçkadaki dişi kuş yumurtadaki yavru kuşun hareketlerini karnı ile hissedebilmektedir. Şüphesiz muhabbet kuşunun en iyi dokunma duyusu titreşim duyusudur. Bu da ayaklarının titreşimi algılamasıdır. Bu duyu organı ile yem arayışında bir yılanın tehlikesine karşı uyarılmış olur. Evcil kuşların kendilerini bazı seslere alıştırması gerekir. Örneğin ağır vasıtaların geçiş seslerine ve son zamanların korkusu deprem gibi seslere alıştırılabilir. Bu sesler gece panik yaratır. Sık sık kuşlar korkutulmamalı. Örneğin titreşim gösteren araçlardan buzdolabı üstü gibi yerlerden uzak tutmalıdır.

 Bazıları tatlı sever : Kuşların tat alma duyusu insanlarınkine eşdeğer değildir. Yine de farklı tat alma duyusuna sahiptirler. Bazıları tatlı algılarlar ve her şeyi tuzlu severler. Hatta tuz tanelerini gagalarlar. Bazı muhabbet kuşları tatlı yiyeceklere saldırırlar. Ancak muhabbet kuşları tatlı ve tuzlu yiyeceklerden uzak tutulmalıdır. Fakat yine de bazı tatlı yiyecekler mesela bir kek parçacığı tabaktan dökülen tuz tanelerinin birazının yenilmesine izin verilebilir.
 
19- Muhabbet Kuşunuzun Güvenini Nasıl Kazanırsınız ?
 
Kuşunuzun güvenini kazanıp kazanamayacağınız evcil olup olmayacağı suskun veya ürkek olacağı, ilk günden belli olur. Mümkünse eve geldiği ilk günden itibaren ona fazla yaklaşmadan sürekli yanında bulunmanız gerekir. Onunla çok konuşmalısınız.

 Büyük ihtimalle kuş size karanlık bir kutuda verilmiştir. Delik açılmış bir karton kutu içinde kışın soğuktan yazın sıcaktan korunarak, mümkün olduğunca çabuk eve getirilmeli. Kutudan direk kafesin içine girişini sağlayacak şekilde çıkarın. Kuş karanlıktan aydınlığa geçeceği için hemen kafese girer. O andan itibaren kuşu yalnız bırakın ve çevresini incelemesini izleyin. Ev ortamına alışmak için etrafı dikkatle inceleyecektir. Eğer bir şey yemez içmezse endişelenmeyin. Kendini rahat hissedince ve arkadaşlarından ayrılma şokunu üzerinden atınca normale dönecektir.

 Eğer kuş odayı sigara içenlerle paylaşıyorsa yatmadan önce havalandırın. Lambayı söndürmeden önce rahat olarak tünekte olmasına dikkat edin. Odadaki tüm ışıkları kapatın ama az ışık veren bir lamba bulundurun. Çünkü alışık olmadığı sesler onu rahatsız edebilir ve yem yemesini su içmesini karanlıkta sağlayamayabilir. İlk günün sabahı kuşun kafesinden tutarak onunla sessizce konuşun ve taze yemler verin. Sonra onu yalnız bırakın ki korku ve heyecanını üzerinden atsın.
 
Daha sonra yavaş yavaş elimizi kafesin içinde tutarak bizim yakınlığımıza alışması sağlanmalıdır. Çevresine alışması ele gelmesiyle daha kolaylaşacaktır. Evcil olması çok önemlidir. Evcil demek ele ya da parmağa korkusuzca gelip konması demektir.

 20- Muhabbet Kuşları Nelerden Mutlu Olurlar ?
 Kendi cinsinden bir kuş,
Her zaman aynı saatte ilgi görmek,
Tatlı yiyecekler,
Mısır tanesi,
Gagalayabileceği taze ağaç dalları,
Geniş hareket alanı,
Onunla alçak sesle konuşulması,
Sahibi ile birlikte olmak,
Sahibinin renkli elbiseleri
 21- Muhabbet Kuşları Nelerden Korkarlar ?
 Yalnızlık,
Ona sessizce yaklaşılması,
Çevresindeki her türlü değişiklik,
Kafesin dışında ona tanıtılmadan verilen yeni bir oyuncak,
Alışmadığı sesler,
Buzdolabı ya da çamaşır makinesi üzerinde sallanan bir kafes,
Evdeki kediler,
Elle tutulmak.

 



Muhabbet Kuşlarının Üremesi
 
● Muhabbet Kuşlarının Dişi ve Erkek Ayrımı Nasıl Yapılabilir?

 Muhabbet Kuşlarının erkek ve dişileri, gaga üzerindeki derilerinin rengi ile farklılaşırlar. Gaga üzerinde ve burun delikleri etrafında bulunan sert deri, erkeklerde mavi, dişilerde ise kahverengidir. Yavru erkeklerin gaga üzerlerindeki tüysüz bölüm daha büyük ve koyudur. Bu bölüm 3-5 aylık olduklarında mavi bir renk alır. Yavru dişilerde burun delikleri çevresinde beyaz halka vardır. Dişiler 3-5 aylık olduklarında gaga üzerindeki bölüm kahverengiye dönüşür.
 
Muhabbet kuşlarının gaga üstü derileri üreme yeteneklerinin işaretlerini taşır. Gaga üzerindeki deri düzgün ve yüzeyi pürüzsüz ise bu, iyi bir üreme durumunu gösterir. Eğer bu deri pürüzlü ise bu onun yaşlı bir kuş olduğunun ve üremeye uygun olmadığının işaretidir. Muhabbet kuşlarının üremeleri herhangi bir mevsim yada zamana bağlı değildir. Ancak en uygun olan şekilli senede 3 kere kuluçkaya yatırılması ve bunun dışındaki zamanlarda erkek ile dişi kuşun ayrı tutulmasıdır. Eğer kış aylarına rastlarsa lamba yakılarak günün uzatılması gerekir.

 
● Muhabbet Kuşlarında Dişilerin Ve Erkeklerin Eşleştirilmesi Nasıl Olur?

 Muhabbet Kuşları uygun bir kafeste 2 çift olarak tutulabilirler ve bu durumda yavrulama daha çabuk olur. Kafeslere daima eşit miktarda dişi ve erkek kuş konulmalıdır. Her çift kuş için 2 adet üreme yuvası olmalıdır. Yuvalar aynı yükseklikte ve olanak nispetinde birbirinden uzağa yerleştirilmelidir. Çiftlerin bazen 10 yumurta yaptıkları görülebilir. İkinci yumurtadan itibaren dişi kuş kuluçkaya yatar ve yavrular birer gün arayla çıkarlar. Yavrular 8-10 günlük olunca gözlerini açarlar ve yuvadan 5 hafta sonra uçarlar. Yavrular yuvadan çıktıktan 14 gün sonra başka bir yuvaya alınmalıdırlar. Kafeslere önce dişi kuş konulmalı ve birkaç gün sonra erkek kuş dahil edilmelidir. Kafese konulan bir çift , 14 gün içerisinde anlaşamazlarsa kuşun biri değiştirilmelidir. Anlaşma durumunda, genelde erkek kuş dişi kuşu besleyecektir. Dişi, kuluçkaya yattığında, erkek kuş tarafından düzenli olarak beslenmeye başlar. Üreme yuvalarının kapakları kontrol amacı ile üstten açılabilmelidir. Muhabbet kuşlarının üreme yuvaları 15x15x25 cm. ebatlarında olmalı ve içlerine talaş vs. konulmalıdır. Yuvanın taban tahtası 3-4 cm. kalınlıkta hazırlanmalı ve orta kısmına bir derinlik verilmelidir.
 
Muhabbet kuşlarının dişisi daha zor eşe gelir, erkek ise dişinin engel olmasına rağmen, her fırsatta dişisinin kuyruğuna dokunmaya çalışır. Dişiyi etkilemek için, kafesteki çanı kuvvetli şekilde çalar. Durmadan uçar, konmak için dişinin yanını seçer. Yan yan sekerek yürür. Ateşli bir şekilde başını sallayarak dişinin yanına yaklaşır. Gagasıyla dişinin omuzuna vurur. Bu sırada, heyecandan göz bebekleri küçük siyah noktalara dönüşür. Dişi, birleşmeye hazır olduğunu günlerce sonra gösterir ve dalın üzerine konar oturur.

 

● Muhabbet Kuşlarında Kuluçka Dönemi ve Yavrulamaları Nasıl Olur?

 Muhabbet kuşları, bir sene içerisinde birkaç defa kuluçkaya yatıp yavru verebilirler. 9 aylık olduklarında olgunluğa erişirler. Bu dönemden başlayarak üretilebilirler. Bir dişi Muhabbet kuşu 5 sene süreyle yavrulayabilir. Bir üremede 4-6 yumurta verirler ve kuluçka süreleri 19 gündür. Kuluçkaya yalnız dişi kuş yatar. İlk yumurtadan sonra iki günde bir olmak üzere toplam 4 il