Sektör Köy Dernek Vakıf
Yayınlama Tarihi 04 Eylül 2010
ÇANKIRI ATKARACALAR DUMANLI BELDESİ ILIPINAR KÖYÜ  ASKER BALIKLAR

.
Çankırı ili Atkaracalar ilçesine bağlı olan Ilıpınar köyünde bulunan Asker balıklar.

XGFBUUGasker_baliklar_atkaracalar_ilipinar_koyu_cankiri_3.jpg


Halk arasında “Yaralı Balıklar”, “Asker Balıklar” diye anılmaktadır. Prof. Dr. Mahmut Tezcan “Savaş Balıkları” demiştir.

Bu balıkların yaygın şekilde gündeme gelmesi 1974 Kıbrıs Savaşı dönemidir. Ondan önce de bu balıklarlardan bahsedildiği, ama Kıbrıs Savaşı’ndan bu olayın yeniden gündeme geldiği ve bu dönmede bu olayın yeniden bizzat yaşayanlar tarafından görülüp, şahit olunduğu dile getirilmektedir. Yani efsane 1974 yılında bizzat yaşanmış ve gerçek olduğu çevre halkı tarafından görüldüğü dile getirilmiştir.

Yaralı balıklar, sadece köyde değil, çevrede de tanınmakta ve adından bahsettirmektedir. Adı etrafında değişik efsanelerle de anılmaktadır. Mesela, balıkların katıldığı ama günümüzde bilinmeyen bir savaşta vurularak yaralandığı (gazi) anlatılırken diğer yandan Kıbrıs Savaşı’na 1974 yılında katıldığı daha önce Yunan Savaşına ve başka savaşlara da katılmış oldukları belirtiliyor. Bunun yanında bu balıkların kendi varlıklarını korudukları da anlatılanlar arasındadır. Bu balıklar bulundukları mevkiden uzaklaştığında veya birisi tarafından uzaklaştırıldığında tutularak zarar verildiği halde mutlaka onlarında bu kişilere zarar verdikleri belirtilmekte ve çevredeki insanlar tarafından teyit edilmektedir.

Balıkların buraya nereden ve nasıl geldikleri hakkında hiçbir bilgi yoktur. Köyün hemen yakınında bulunan doğal bir göl vardır. Balıklar bu gölde yaşamaktadır. Köylüler balıklar için özel bir çaba gösterilmediğini ama burada balıkların tamamen doğal şartlar altında hayatlarını sürdürdüklerini belirtmektedir.Gölün balık gelecek şekilde başka bir su kaynağı ile bağlantısı da yoktur.

Köylüler ve civar köylerde bulunanlar bu balıklar sorulduğunda mistik bir havaya büründürülerek bu balıkların eren / evliya gözüyle anlatıldığına şahit olunuyor. Şimdi de günümüzde anlatıldığı haliyle “yaralı balıklar” aslında “Gazi Balıklar” diyebileceğimiz anlatılarla konuyu belirliyorlar. Çünkü, balıkların vücudundaki / sırtında diye söylüyorlar- yaralar, balıkların yine bir savaş zamanı , savaşa katıldığını, bir sıkıntılı an geçirerek, askerin tarandığını bu sırada balıkların yaralandığını anlatmaktadırlar. Savaş sonrasında balıklar döndüğünde, yaralanmış olduğunu köylüler fark ediyor. Ama bu yaralar aradan uzun zaman da geçse hala iyi olmamış ve yaralı balıklar hayatlarını böyle sürdürmektedirler.

Balıklarda bulunan yaralarla ilgili olarak daha çok -en son- 1974 yılında Kıbrıs Savaşı’nda, balıkların gölden kaybolduğunu savaş sonrası geri döndüğü ve yaralanma olayının bu savaşlarda olduğu savunulmaktadır. Bu fikir, çevreye de yayılmış Çankırı’da da anlatılmaktadır. Diğer bir fikir ise yunan Savaşında gerçekleşmiştir. Köy çevresinde ve Ilgaz İlçesi’nde pek çok kişi tarafından bu iki görüş de anlatılarak dile getirilmektedir.

Ilıpınar Köyü- Cankiri ili
Ilıpınar Köyü, Dumanlı Dağı’nın kuzey eteklerinde kurulmuştur. Atkaracalar İlçesi’nin bir köyüdür ve ilçeye uzaklığı bir kilometredir.
Ilıpınar köyü halkı, tarım ve hayvancılıkla geçinmektedir. Günümüzde Çankırı genelinde olduğu gibi gurbetçisi çoktur.
Ilıpınar Köyü adını, köyönünde bulunan ufak bir ılıcadan almaktadır. Daha önce ufak bir birikinti olan, zamanla etrafı çevrilerek göl haline getirilen bu suyun ayağı gölden akarak devam eder. Köyün halkı tarafından “mukaddes” addedilen, ”Yaralı Balıklar” bu gölde yaşamaktadır.


Balıklarla ilgili olarak bilgi almak üzere birlikte gittiğimiz Prof. Dr. Mahmut Tezcan, göldeki balıklar hakkında,  “Gölde iki renkli balık vardır. Bir kısmı açık, diğeri koyu renkli. Gölde ufak bir su birikintisi. Burası bir kaynak, ılık bir su. Kışın su ılık olduğu için balıklara bir zararı olmuyormuş. Balıkların özel bir beslenme biçimi yok. Onlar kendi kendine besleniyor. Yalnız çevrede oynayan çocuklar balıklara ekmek vs gibi yiyecek atılıyor. Balıkların görüntüsü kefale benziyor. Fakat sazan da olabilir deniyor. Bu balıkların kutsallığını hiçe sayarak köye gelen çeşitli kişiler balıkları tutma girişiminde bulunmuşlar. Örneğin bir öğretmen balıkları yakalayıp eve götürmüş. Balıkları tavaya atıp kızartırken yağlar hanımının yüzüne sıçramış ve hanımının yüzü tamamen yanmış. Ilgazlı bir orman şefi de balıkları tutup bir tencereye koymuş. Balıklar beyazlaşmış ve ölmüş. Ilgaz’daki havuza götürmek için balıkları tutmuşlar, adama bir süre sonra felç gelmiş.*
Köylüler, bunları her kim yaparsa bayına bir felaket geleceği inancında. Yukarıda belirttiğimiz örnekleri bütün köylüler biliyor. Çardak Kahvehanesinde görüştüğümüz köylüler balıkları kimsenin yakalamaya cesaret edemediğini ve yakalayanın başına kötülük geleceği inancındadırlar... Bu balaklar ne azalıyor ne de çoğalıyor.

Eski muhtar, gölün dört bir tarafına duvar ördürmüş ve duvarın üzerine tel çektirmiş. Böylece göle çocukların vs girmesi önlenmiştir. Köylülerin bir kısmı bu balıklara “Savaş Balığı” diyorlar.” Demektedir. Yine aynı şekilde, “Kars’ın bir köyün de aynı bir hikaye ile köylüler, bu balıkların Kıbrıs Savaşı’nda kaybolduklarını ve sonrada yaralı olarak döndüklerini söylüyorlar.”

“Aynı inanış ve balıkların Darende’nin /Malatya/merkezinde olduğunu öğrenmiş bulunmaktayız.
Demek ki aynı motif, Anadolu’nun bir çok yerlerinde bulunmaktadır.”

Aslında bu balıklar ile ilk anlatıyı duyduğumuzda, “bir masa kadar büyüklükte” olduğu söylenmişti. Ama, Prof. Dr. Mahmut Tezcan’la katıldığımız gezi sırasında gölün daha önceden kendi halinde doğal olarak bulunurken basit bir koruma altına alındığını görmüştük. Daha sonra bu gölün yeniden elden geçirildiğini ve etrafının çevrilerek havuz şekline getirilmiş olduğunu duyduk.

Yaralı/Asker Balıklar hakkındaki anlatılar hala çevremizde kulaktan kulağa yayılmakta, şifahi olarak bu anlatılar gündemini korumaya devam etmektedir. Bunun sonucu olarak da köye ziyaretlerde bulunulmasın sebep olmaktadır. Ilıpınar Köyü’ndeki bu balıklar yaralı hallerini hala koruyarak, Ilıpınar gölündeki yaşantılarını sürdürmeye devam etmektedir.

 Kaynak:  Türk Halk Kültürü Araştırmaları 1996 Kültür Bakanlığı Halk Kültürlerini Araştırma ve Geliştirme Genel Müdürlüğü Yayınları: 267, Süreli Yayınlar Dizisi: 34, S. 151, Ankara-1998


1. ÇANKIRI MERKEZ VE MERKEZE BAĞLI KÖYLERDEKİ TÜRBELER

A) Emir Karatekin Türbesi (Merkez)

B) Taşmescit ve Cemalettin Ferruh Türbesi (Merkez)

C) Şeyh Mehdi (Billur Bey) Türbesi (Merkez)

D) Akkız Sultan Türbesi (Merkez)

E) Çare Baba Türbesi (Merkez)

F) Toprak Baba Türbesi (Merkez)

G) Yeşil Türbe (Merkez)

H) Hatçe Sultan Türbesi (Handırı Köyü)

 

2. ATKARACALAR İLÇESİ TÜRBELERİ

A) Hoşislamlar Türbesi (Merkez)

B) Yedi Uyurlar Türbesi (Merkez)

 

3. BAYRAMÖREN İLÇESİ TÜRBELERİ

A) Âşık Hasan Türbesi (Merkez)

B) Ambar Deviren Türbesi (Köy Sorulacak)

C) Balıdede Türbesi (Akseki Köyü)

D) Erenler Türbesi (Erenler Köyü)

E) Isıtma Türbesi (Dolaşlar Köyü)

F) Dolaşlar Türbesi (Dolaşlar Köyü)

 

4. ÇERKEŞ İLÇESİ TÜRBELERİ

A) Kısaç Köyü Türbeleri

B) Yel Türbesi (Halkoğlu Köyü)

C) Isıtma Türbesi (Kiremitçi Köyü)

D) Çoban Dede Türbesi (Aydınlar Köyü)

E) Şeyhdoğan Köyü Türbeleri

F) Aliözü Köyü Türbeleri

G) Pîr-i Sânî Çerkeşî Hacı Mustafa Efendi Türbesi (Merkez)

H) Vehbi Sultan Türbesi (Merkez)

 

5. ELDİVAN İLÇESİ TÜRBELERİ

A) Hacı Murad-ı Velî Türbesi (Seydiköy)

B) Hacı Zekeriya Türbesi (Sarıtarla Köyü)

 

6. ILGAZ İLÇESİ TÜRBELERİ

A) Alıç Türbesi (Alıç Köyü)

B) Akçaören Türbesi (Akçaören Köyü)

C) Kayı Türbesi (Kayı Köyü)

D) Eskice Türbeleri (Eskice Köyü)

E) Şeyh Yunus Türbesi (Şeyh Yunus Köyü)

F) Hacı Kuşçu Efendi Türbesi (Cendere Köyü)

G) Yağlı Dede Türbesi (Kavaklı Köyü)

H) Ilgazlı Hacı Baba Türbesi (Şeyh Ahmet Abduşoğlu-Cendere Köyü)

İ) Çörekçiler köyü Çörekçi Baba Türbesi

 

7. KORGUN İLÇESİ TÜRBELERİ

A) Mitik Türbesi (Merkez)

B) Kuşaklı Dede Türbesi (Merkez)

C) Bicek Türbesi (Merkez)

D) Ersarı Mehmet Dede Türbesi (Alpsarı Köyü)

 

8. KURŞUNLU İLÇESİ TÜRBELERİ

A) Çal Türbesi (Merkez)

B) Çırdak Türbesi (Çırdak Köyü)

C) Zeyve Türbesi (Köprülü Köyü)

D) İğdir Türbesi (İğdir Köyü)

 

 9. ORTA İLÇESİ TÜRBELERİ

A) Elvanseydi Türbesi (Elmalık Kasabası)

B) Erenler Türbesi (Kalfat Kasabası)

C) Hoca Sinan Türbesi (Kalfat Kasabası)

D) Saka Baba Türbesi (Sakaeli Köyü)

E) Paşa Sultan Türbesi (Merkez)

 

10. ŞABANÖZÜ İLÇESİ TÜRBELERİ

A) Hacı Ali Turab-ı Velî Türbesi (Mart Köyü)

B) Kızıl Deli Yahya Dede Türbesi (Kutluşar Köyü)

 

11. YAPRAKLI İLÇESİ TÜRBELERİ

A) Hacı Hafız Efendi Türbesi (Hasan Sarıkaya-Merkez)

B) Hacı Mustafa Efendi Türbesi (Mustafa Okutkan-Merkez)

C) Fethiye Türbesi (Merkez)

D) Benli Muhittin Türbesi (Akyazı Köyü)

E) Yeşil Direk Tekkesi (Sazcağız Köyü)

F) Hatip Dede (Hatip Ali Efendi) Türbesi (Buluca Köyü)

G) Çam Dede Türbesi (Gürmeç Köyü)

H) Kara Dede Türbesi (Kullar Köyü)