Sektör SATILIK - KİRALIK - İLAN
Yayınlama Tarihi 05 Ağustos 2010

AKVARYUMDA BALIK BAKIMININ TEMEL KURALLARI:

       Akvaryumdaki balık türlerinin sayısı ne kadar fazla ise onların farklı olan ihtiyaçlarını karşılamak o derecede zor olacaktır. Balık çeşitlerinin sayısının az olması bu bakımdan daha çok tercih edilen bir olaydır.

       Akvaryumun büyüklüğü içindeki balıklara yeterli olmalıdır. Yaklaşık bir hesaplamayla balık boyunun her santimetresi için 1 litre su gereklidir. Ancak balıklar büyüdükçe ihtiyaçları olan su miktarı da artar. Gereğinden gazla balık olan bir akvaryumda hem oksijen eksikliği oluşmaya başlar hem de balıklar için hareket serbestliği azalmış olur.

       Akvaryum yerinin seçiminde ayrıntılı olarak bahsettiğimiz noktalara dikkat edilmelidir.

       Su sıcaklığı mutlaka balıklar için optimal olan değerler arasında olmalıdır ve ani sıcaklık değişikliklerinden kaçınılmalıdır. Kış aylarında akvaryumdaki su sıcaklığı, yavaş yavaş çok az miktarda düşürüldüğü takdirde balığın doğal ortamındaki koşullar daha fazla sağlanmış olacaktır.

       Taban kumu seçiminde balıklar için koyu renkli mümkünse uygun büyüklükteki nehir kumu kullanılmalıdır. Piyasada en çok satılanı deniz kumudur. Nehir kumu bulunamadığı takdirde deniz kumu da kullanılabilir.

       Akvaryuma ilk balığı, akvaryum suyla doldurulup iyice havalandırıldıktan bir hafta sonra konmalıdır.

       Balıklar satın alındıktan sonra suları soğutulmadan akvaryumun bulunduğu yere kadar uygun sıcaklık şartlarında getirilmeli ve akvaryuma aniden konmamalıdır. Balıklar içinde bulunduğu torbayla birlikte akvaryumda en az 45 dakika bekletilmeli ve poşet içindeki su sıcaklığı ile akvaryumdaki su sıcaklığı dengelendikten sonra akvaryum içine salıverilmelidir.

       Akvaryumdaki balıkların karakterleri bir birine uyumlu olmalıdır. Sakin ve saldırgan balıkları aynı akvaryum içine koymamalıyız.

       Akvaryumu kurduktan sonra balıkları rahat bırakmalıyız. Canımız sıkıldıkça suyunu değiştirme, temizlik yapma, yemleme, aksesuarların yerlerini değiştirme v.b sebeplerle balıkları huzursuz etmekten kaçınmalıyız. Uzun süreli periyotlarla olmak kaydıyla suyun bir defada 1/3� ünden fazlasını değiştirmemeliyiz.

       Yemlemenin düzenli yapılması gerekir. Aşırı miktarda ve çok sık yem verilmemelidir. Kuru yem kullanıyorsak yemler tabana düşmeden balıklar tarafından tüketilebilecek miktarda olması yeterlidir. Canlı yem kullanıyorsak ise verdiğimiz canlı yemler bir iki saat içinde tamamen tüketilmelidir. Daha fazla miktarda verilen yemler tüketilemediği taktirde suyun yapısını bozacağı için tehlikelidir.

       Filtreyi sık sık temizlemeli eksilen suyu uygun şartlardaki suyla en geç ayda bir kez tamamlamalıyız.

       Eğer akvaryumda ölü balıklar ve yem artıkları varsa derhal akvaryumdan uzaklaştırılmalı, hasta balıklarda ayrılarak başka bir akvaryumda tedavilerine devam edilmelidir.


      AKVARYUMUN AYDINLATILMASI:

       Akvaryumun aydınlatılmasından kastımız daha çok yapay ışınlandırmadır. Doğrudan Güneş ışığı almayan ama dolaylı olarak iyi aydınlanan bir yere konan akvaryum Güneşli günlerde günlük ışık ihtiyacını karşılayabilir. Ama günlerin her zaman aynı şekilde ışıklı olmasını bekleyemeyiz. Özellikle bitkili akvaryumlarda günde 10-12 saat ışıklandırma yapılmalıdır. Ancak fazla ışıklandırmanın bitkiler ve alglerin üremesini çok fazla arttıracağını unutmamalıyız. Alglerin fazla miktarda artması oksijen tüketimini arttıracaktır.Bu tehlike bol havalandırma ile ortadan kaldırılabilir.Esas olan tehlike; bol fotosentezin bol karbonik asit meydana getirmesi ve bunun sonucunda da tehlikeli boyutta pH yükselmesine sebep olmasıdır.Bu da balıklarda ani ve toplu ölümlere neden olur.Suyun renginin yeşile dönmesi alglerin çok fazla ürediğinin belirtisidir. Bu durumda ışıklandırmanın azaltılması veya bir süre kesilmesi gerekir.

        Pratik olarak ışık miktarını ayarlamak istiyorsak; desimetrekare başına normal ampuller için 2 watt, flüoresans lambalar içinde 2/3 watt lık ışıklandırma yeterli olur. Eğer akvaryum 30 cm den derin ve suyunun saydamlığı azalmışsa ışık miktarı biraz daha arttırılabilir.


  AKVARYUMUN HAVALANDIRILMASI

      Bitkili bir akvaryumda balık sayısı çok fazla değilse akvaryumun dışarıdan havalandırılmasına çok gerek kalmayabilir.  Çünkü akvaryum içindeki bitkiler ve balıklar arasında oksijen ve karbondioksit alışverişi açısından bir denge vardır. Gündüz bitkiler sudaki karbondioksiti alarak suya oksijen verirler. Balıklarda sudaki bu oksijeni alıp suya solunum sonucunda çıkan karbondioksiti verirler. Ancak bitkiler geceleri metabolizmaları gereği oksijen tüketmeye başlarlar. Buna karşın geceleri balıkların karanlıkta çok daha az hareket etmeleri sebebiyle oksijen tüketimleri azalır be bitkilerin kullandığı oksijen buradan karşılanabilir. Ama içinde çok fazla balık bulunan akvaryumlarda ve özelliklede üretim yapılıyorsa mutlaka havalandırmanın yapılması gereklidir.

      Su sıcaklığı arttıkça oksijenin sudaki çözünürlüğü ters orantılı olarak azalır. Bu sebeple sıcak su akvaryumlarında daha fazla havalandırmaya gerek duyulur. Sudaki oksijen miktarının yeterli olup olmadığını anlamanın en kolay yolu balıkları gözlemlemektir. Eğer balıklar sanki suya asılı gibi yüzeyde duruyor ya da bazen sudan dışarı atlayacaklarmış gibi davranıyorlarsa sudaki oksijen miktarının tükenmeye başladığının sinyalidir.

      Havalandırma ne kadar iyi yapılırsa yapılsın bazı durumlarda suda oksijen azlığı görülebilir. Bunun en büyük sebebi fazla miktarda verilen yemlerin bozulması ya da akvaryumda oluşan toplu ölümler sebebiyle balıkların çürümesinden kaynaklanması olabilir. Bu tür durumlarda sudaki mikroorganizmalar çok fazla sayıda çoğalarak sudaki oksijen seviyesini düşürebilirler.

      Hava pompalarının ucuna takılacak hava taşlarıyla, havanın su içinde çok ince kabarcıklar şeklinde ve akvaryumda çok yavaş bir su hareketi oluşturacak şekilde dağıtılması önerilir. Çok fazla oksijen verilmesinin de balıklar için zararlı olacağını unutmamalıyız. (Balık hastalıkları kısmına bakınız)


  AKVARYUMUN FİLTRASYONU:

        Akvaryumda biriken yabancı maddeleri temizlemek, suyun sertliğini azaltmak, tedavi yada başka amaçlarla akvaryuma verilen maddeleri uzaklaştırmak, sudaki biyolojik dengeyi kurmak v.b. nedenlerle akvaryum suyunun filtrelenmesi gerekir.  Bunun için çok değişik filtre tipleri kullanılır.

        Çalışma prensipleri akvaryum ve filtre içindeki su seviyelerinin eşit olması zorunluluğuna dayanmasıdır. Hava ile birlikte filtre içindeki temizlenmiş su, üstten akvaryuma verilir. Akvaryuma su girince su seviyesi artacağından filtreye doğru bir akıntı başlar. Filtre içindeki süzgeçten geçen su temizlenerek tekrar akvaryuma verilir.

        Akvaryumdaki filtrelerin belli aralıklarla temizlenmesi gereklidir. Piyasada en çok satılanı süngerli içi filtrelerdir. Bunların süngerleri 3-4 günde bir temiz su kullanılarak iyice yıkanmalıdır. Deterjan kullanmak, bu deterjanların kalıntısı süngerde kaldığı takdirde balıklar için zararlıdır. Sık sık akvaryum suyunu değiştirmek yerine filtrenin temizliğinin yapılması önerilir.


 AKVARYUMUN KURULMASI:

       Yer Seçimi ve Akvaryumun Yerleştirilmesi:

         Yer seçiminde öncelikle dikkat edeceğimiz nokta, akvaryumdaki tüm canlıların ışık gereksinimini karşılamak olmalıdır.Aynı zamanda direk Güneş ışığının vurmadığı ve pencereden uzak bir yere koymalıyız. Çok parlak Güneş ışığı hem bitkiler için uygun değildir, hem de alglerin çok fazla çoğalmasına neden olurlar.Alglerin fazla miktarda artması oksijen tüketimini arttıracaktır.Bu tehlike bol havalandırma ile ortadan kaldırılabilir.Esas olan tehlike; bol fotosentezin bol karbonik asit meydana getirmesi ve bunun sonucundada tehlikeli boyutta pH yükselmesine sebep olmasıdır.Bu da balıklarda ani ve topyekün ölümlere neden olur.Işık ihtiyacı direkt olarak Güneş ışığından değil uygun miktardaki yapay ışıklandırma ile karşılanabilir.

        Akvaryumu koyduğumuz eşyanın sarsılmamasına ve devamlı olarak sabit kalabileceği bir yer seçmeye dikkat etmamiz gerekir.Çünkü balıklar devamlı olarak yapılacak değişikliklerden ve akvaryumda yapılacak işlemlerden hoşlanmazlar."Akvaryumun bakımı zor, ne kadar çok uğraşsamda balıklarım sürekli ölüyor " diyen birine, "akvaryuma mümkün olduğunca ellerini az sok" tavsiyesinde bulunulabilir.


   Akvaryum Tabanının Hazırlanması:

       Akvaryum tabanını yerleştirirken; hem balıklar, hem de eğer eğer akvaryuma  bitki koyacaksak bitkiler için uygun bir taban malzemesi kullanmamız gerekir.Balıklar genellikle tabanın koyu renkli olmasını tercih ederler.Açık renkli tabana sahip olan bir akvaryumda, özellikle tabana yakın yüzen balıklar huzursuz  olurlar.Suyun ortasında yada yüzeye yakın yüzen balıklar ise tabanın yapısıyla çok fazla ilgilenmezler.Ayrıca tabana yerleştireceğimiz oyuk taşlar ve geçitler hem güzel bir görüntü oluşturur, hem de zaman zaman ya da korktuklarında saklanabilecekleri bir ortam oluşturur. Bitkiler içinse tabanın fiziksel durumundan daha çok kimyasal yapıları yani minerallik yapıları önemlidir.

       Taban malzemesi olarak kullanılabilecek en iyi malzemelerden birisi çok küçük yada büyük olmayan dere kumudur.Fakat en çok satılanı deniz kumudur.Deniz kumu içinde çok miktarda karbonatlı çakıl taneleri yada hayvan kabukları bulunabilir.Bunlar suyu sürekli olarak sertleştirecekleri için tercih edilmezler.Demir, bakır v.b. malzemelerin de akvaryumda bulunması zararlıdır.
       Kumun akvaryuma yerleştirilmeden önce, yıkama suyunda bulanıklık kaybolana kadar iyice yıkanması gerekir. Akvaryuma koyacağımız kumun kalınlığı ise; küçük akvaryumlarda  3 cm kadar yeterli olabilirken, büyük ve yüksek olan akvaryumlarda 8 cm ye kadar çıkabilir.Kumları yerleştirirken de filtrenin bulunduğu bölgeyi akvaryumun en çukur yeri olacak şekilde meyillendirmeliyiz. Akvaryum zemininde taş kullanıyorsak iri taşları arka tarafa koyarak ön tarafta görüş rahatlığının sağlanmasına dikkat etmeliyiz


 Bitkilerin Yerleştirilmesi:

         Öncelikle akvaryumumuza koyacağımız bitkileri seçerken hem akvaryumumuza hem de içindeki balıklara en uygun olan bitki çeşitlerini seçmemiz gerekir. Bitkiler için suyun sıcak ya da soğuk olması ilgilendirdiği gibi suyun sertliği de ilgilendirir. Bunun için akvaryumdaki balıklar soğuk su balıkları ise öncelikle soğuk su seven bitkileri, suyun sertliği de yüksekse aynı zamanda sert suyu seven soğuk su bitkilerini seçmemiz gerekir. Ayrıca çok çabuk büyüyen bitkilerin diğer bitki türlerinin büyümesini engelleyeceğini unutmamamız gerekir.

        Bitkileri yerleştirirken akvaryuma biraz su koyup, akvaryum tabanına parmakla açacağımız çukurlara, büyük yapraklı olanlar arkaya, küçük yapraklı olanlar ise ön tarafa olacak şekilde düzgünce yerleştirmeliyiz.Eğer kökler çok uzunsa uçlarından hafifçe kesilebilir. Köklerin birleştiği kısmın yukarısının taban dışında kalması geri kalan kısmın taban altında kalması yeterlidir


Akvaryum Suyunun Özellikleri:

         Su, akvaryumda yaşayan bütün canlılarla devamlı karşılıklı ilişki içinde olduğundan onların yaşam sürecine doğrudan doğruya etki eder. Suyun yapısında olacak değişiklikler balıkların uygun ortam şartlarının sınırlarını aştığında toplu ölümlere sebep olabilir. Aynı şekilde akvaryumdaki balıklar ile bitkiler ve bunların organik artıkları, akvaryum içine konan malzemeler, hatta balıkları beslemede kullandığımız fazla miktardaki tüketilmeyen yem artıkları ve uzaklaştırılmayan ölü balıklar da sürekli olarak akvaryum suyunun özelliklerini değiştirir. Akvaryum suyunun özelliklerinin değişmesi demek biraz öncede bahsettiğimiz gibi akvaryumdaki balık ve bitkilerin yaşan koşullarının değişmesi demektir ki bu onlar için en büyük tehlikelerden biridir. Bizim için soluduğumuz hava ne anlama geliyorsa balıklar için de su aynı anlama gelir. Bu sebeple suyun kalitesinin sürekli olarak kontrol altında tutulması gerekir. Ancak bu demek değildir ki suyu temiz tutmak için sık sık suyu değiştirmeliyiz. Bir çok amatör akvaryum meraklısın yaptığı gibi suyu sık sık değiştirmek balıklara zarar verir.

Suyun Ph� ı (Suyun Asiditesi): Balıklar için en uygun pH değeri, balığın türüne göre değişmekle birlikte bir genelleme yaparsak 5 ile 8 arasındadır. Narin balıklar için; 6,0-7,6 yumurtlayan balıklar için; 6,4-7,0 canlı doğuran türler içinse; 7,0-7,6 arasındaki pH değerleri bu genelleme içine alınabilir. Yumurta gelişimi için en uygun pH aralığı 6,6-7,0 dır. Narin bitkiler için; 7,0-7,4 kuvvetli bitkiler içinse 7,6-8,0 arasındaki pH uygundur. Akvaryumdaki suyun pH ı sık sık değişir. Bu, özellikle suyun orjinine ve biyolojik yapısına bağlıdır. Ayrıca çok bitkili akvaryumlarda kuvvetli Güneş ışığı da suyun pH değerini hızla yükseltir. Amatör akvaryumcular için suyun pH değerini 7,0-7,4 aralığında tutmaları ve her 15 günde bir suyun pH kontrolünü yapmaları önerilir. Yumurtlama kaplarında ise bu kontrolün sıklığı çok daha fazla olmalıdır.

Suyun Sertliği: Balık üretiminde pH ile birlikte en önemli faktörlerden biriside suyun sertliğidir. Uygun değerler yine balıktan balığa değişmektedir. Özellikle üretimi zor olan balıklar için memba suları kullanılabilir.

Oksijen: Dışarıdan hava taşlarıyla veya filtreden çıkan hava kabarcıklarıyla suya oksijen sağlanabileceği gibi yeşil bitkilerin asimilasyonları sonucu ve hava ile temas eden su yüzeyinden de suya oksijen girişi olur. Su yüzeyi geniş ve içinde az balık ve hiç canlı bitki bulunmayan akvaryumlarda havalandırma yapılmasa bile havadan giren oksijen yeterli olur. Oksijen azlığı veya fazlalığı durumlarının balıklardaki etkilerine balık hastalıkları bölümünde değinilmiştir.

Amonyak: Su içinde balıkların dışkısı, idrarı, sümüksü salgı maddeleri ya da çürüyen yem artıklarıyla suya verilen azot bileşikleri bakteriler tarafından parçalanarak amonyağa dönüştürülür ve amonyakta çok kuvvetli bir zehir etkisi gösterir. Amonyak sadece yüksek pH değerlerinde zararlıdır. Düşük pH değerlerinde amonyum halinde bulunacağından zararsızdır. Bundan korunmak için mutlaka akvaryumda sık sık Ph kontrolü yapmamız gerekir.

Akvaryumun Su İle Doldurulması: Yukarıda anlattığımız noktalara uygun olacak şekilde akvaryuma koyacağımız suyu balıkları almadan daha önce temin edip dinlendirmemiz gerekir. Bu esnada havalandırmada yapabiliriz. Akvaryumu doldururken de mümkün olduğunca suyu bulandırmamalıyız. Daha sonra havalandırma ve ısıtıcıyı çalıştırarak suyu birkaç gün daha dinlendirmeliyiz. Balıkları ancak daha sonra �Akvaryumun Balık İle Donatımı ve Bakımı� konusunda anlattığımız şartlara uyarak akvaryuma koyabiliriz.


 Akvaryumun Balık İle Donatımı ve Bakımı:

         Akvaryuma koyacağımız balıkları seçerken karakterlerinin birbirlerine uygun olmasına dikkat etmemiz gerekir. Saldırgan balıklarla sakin balıkları aynı akvaryuma koymamalıyız. Satın alacağımız balıkların yüzgeçleri tam olmalı, vücutlarında benek veya lekeler olmamalıdır. Aldığımız balıkları en kısa zamanda akvaryumun bulunduğu bölgeye getirmeli ve eve getirirken de suyunun soğumamasına dikkat etmeliyiz. Balıkların bulunduğu suyun sıcaklığı ile akvaryum suyunun sıcaklığı arasındaki sıcaklık farkından balıkların etkilenmesini önlemek için; balıkların bulunduğu paketi ağzını açmadan akvaryum içine koymalı ve en az 45 dakika boyunca beklemeliyiz.

        Akvaryuma asla balıkları tek olarak koymamalıyız. En azından küçük gruplar halinde veya çift olarak koymamız gerekir. Yaklaşık olarak balıkların uzunluklarının her cm si için 1 lt su gereklidir. Eğer balıklar çok hareketlilerse daha fazla su gerekir.Akvaryumumuza koyacağımız balık sayısını bu şekilde hesaplayabiliriz.

        Balıkları akvaryuma koyduktan bir süre sonra ölümler oluşabilir. İlk düşünmemiz gereken; suyun yapısı, özellikle de pH ve sertliği olmalıdır.

        Akvaryumu düzenledikten sonra temizlik için sık sık su değişiminden kaçınmamız gerekir. Eğer su bozulmuşsa suyu tamamen değiştirmek yerine bir kısmını yenilemeliyiz.

        Akvaryumun ısısını düzenli olarak kontrol etmeliyiz. Özellikle tropikal balıklarda (çoğunluğu 25 derece civarındaki sıcaklıkları severler) su sıcaklığı 20 derecenin altına düştüğünde keyifsizlik başlar. Soğuk su balıkları içinse su sıcaklığının gereğinden fazla yükselmemesine (22-24 dereceyi geçmemesine) dikkat etmeliyiz.

        Balıkların genel durumunda bir anormallik olup olmadığını sık sık gözlemlemeliyiz. Normalde yüzeye yakın yüzen bir balık köşeye sinmiş mi? Yada balıklar toplu halde su yüzeyine çıkmışlar mıdır? Yüzüşlerinde dengesizlik var mı? Yüzgeç kenarları tam mı yoksa eksilmeler var mı? İştahları yerinde mi? v.b. bir çok noktaya dikkat edilmelidir.

        Akvaryum suyunu özellikle pH ve sertlik yönünden belli aralıklarla kontrol etmemiz gerekir. Ayrıca suda bulanıklık ya da renginde yeşillenme olup olmadığını da gözlemlemeliyiz. Su yüzeyinde yada tabanda ölü balıklar yada tüketilmemiş yen artıkları varsa bunları en kısa zamanda uzaklaştırmamız gerekir.

        Düzenli ve yeterli derecede mümkün olduğunca değişik yemler kullanarak yemleme yapmalıyız. Verilecek yem miktarı balıkların tüketebileceği kadar olmalıdır. Küçük porsiyonlar halinde ve sık sık yemleme yapmak gereklidir. Balıkların tüketemediği yem tanelerinin suyun yapısını bozacağını unutmamalıyız.

        Buharlaşıp azalan suyun yerine saf su, yağmur suyu yada sertliği  düşürülmüş su ilave etmeliyiz. Hiçbir zaman çeşme suyu kullanmamalıyız.



AKVARYUMDA BALIK BAKIMININ TEMEL KURALLARI:

       Akvaryumdaki balık türlerinin sayısı ne kadar fazla ise onların farklı olan ihtiyaçlarını karşılamak o derecede zor olacaktır. Balık çeşitlerinin sayısının az olması bu bakımdan daha çok tercih edilen bir olaydır.

       Akvaryumun büyüklüğü içindeki balıklara yeterli olmalıdır. Yaklaşık bir hesaplamayla balık boyunun her santimetresi için 1 litre su gereklidir. Ancak balıklar büyüdükçe ihtiyaçları olan su miktarı da artar. Gereğinden gazla balık olan bir akvaryumda hem oksijen eksikliği oluşmaya başlar hem de balıklar için hareket serbestliği azalmış olur.

       Akvaryum yerinin seçiminde ayrıntılı olarak bahsettiğimiz noktalara dikkat edilmelidir.

       Su sıcaklığı mutlaka balıklar için optimal olan değerler arasında olmalıdır ve ani sıcaklık değişikliklerinden kaçınılmalıdır. Kış aylarında akvaryumdaki su sıcaklığı, yavaş yavaş çok az miktarda düşürüldüğü takdirde balığın doğal ortamındaki koşullar daha fazla sağlanmış olacaktır.

       Taban kumu seçiminde balıklar için koyu renkli mümkünse uygun büyüklükteki nehir kumu kullanılmalıdır. Piyasada en çok satılanı deniz kumudur. Nehir kumu bulunamadığı takdirde deniz kumu da kullanılabilir.

       Akvaryuma ilk balığı, akvaryum suyla doldurulup iyice havalandırıldıktan bir hafta sonra konmalıdır.

       Balıklar satın alındıktan sonra suları soğutulmadan akvaryumun bulunduğu yere kadar uygun sıcaklık şartlarında getirilmeli ve akvaryuma aniden konmamalıdır. Balıklar içinde bulunduğu torbayla birlikte akvaryumda en az 45 dakika bekletilmeli ve poşet içindeki su sıcaklığı ile akvaryumdaki su sıcaklığı dengelendikten sonra akvaryum içine salıverilmelidir.

       Akvaryumdaki balıkların karakterleri bir birine uyumlu olmalıdır. Sakin ve saldırgan balıkları aynı akvaryum içine koymamalıyız.

       Akvaryumu kurduktan sonra balıkları rahat bırakmalıyız. Canımız sıkıldıkça suyunu değiştirme, temizlik yapma, yemleme, aksesuarların yerlerini değiştirme v.b sebeplerle balıkları huzursuz etmekten kaçınmalıyız. Uzun süreli periyotlarla olmak kaydıyla suyun bir defada 1/3� ünden fazlasını değiştirmemeliyiz.

       Yemlemenin düzenli yapılması gerekir. Aşırı miktarda ve çok sık yem verilmemelidir. Kuru yem kullanıyorsak yemler tabana düşmeden balıklar tarafından tüketilebilecek miktarda olması yeterlidir. Canlı yem kullanıyorsak ise verdiğimiz canlı yemler bir iki saat içinde tamamen tüketilmelidir. Daha fazla miktarda verilen yemler tüketilemediği taktirde suyun yapısını bozacağı için tehlikelidir.

       Filtreyi sık sık temizlemeli eksilen suyu uygun şartlardaki suyla en geç ayda bir kez tamamlamalıyız.

       Eğer akvaryumda ölü balıklar ve yem artıkları varsa derhal akvaryumdan uzaklaştırılmalı, hasta balıklarda ayrılarak başka bir akvaryumda tedavilerine devam edilmelidir.


  AKVARYUM BALIĞI ÜRETİMİNİN TEMEL KURALLARI:

       Akvaryum balığı üretiminden söylemek istediğimiz; Lepistes, Plati veya Kılıçkuyruk gibi normal akvaryumda da kolaylıkla kendi kendine üreyebilen canlı doğuran balıklar değil, daha çok yumurtlayan balıkların üretimidir.

       Üretimini yapacağımız balıkları öncelikle çok iyi tanımalıyız. Onların doğal ortamdaki yaşam koşullarını, çiftleşme döneminde iken içinde bulunduğu suyun özelliklerini ve bu dönemde gösterdikleri özel davranış şekilleri bilinmelidir. Balıklar genellikle tam olarak istedikleri şartları taşımayan suda da yaşamlarını sürdürebilirler. Ancak yumurtalar veya yumurtadan yeni çıkan yavrular çok daha hassastırlar. Su sıcaklığı. pH, suyun sertliği, ışık v.b. faktörler çok daha iyi ayarlanmalıdır. Yeterince uygun olmayan koşullarda yumurta edilmiş olsa bile, yumurtalar bu suda ya gelişemez ya da sperm tarafından döllenemeden ölür.

       Damızlıkları seçerken daha çok aynı akvaryumda yaşayan ve birbirlerine ilgi gösteren çiftler tercih edilmelidir. Bu balıklar sağlıklı olmalı ve çiftleşmeye hazır olduklarını gösteren davranışları sergilediklerine dikkat edilmelidir.

       Damızlıkların bakımına önceden başlanmalı ve çok iyi koşullarda bakılmalıdırlar. Yumurtlama öncesinde ve sonrasında damızlıklar yeterli bir şekilde doyurulmalıdır. Ancak bu sırada akvaryumda yem artığı kalmamalıdır.  

       Üretim akvaryumu çok temiz olmalı ve mümkünse tamamen camdan yapılmış olmalıdır.

       Su bitkileri üretim akvaryumuna konmadan önce temiz su ile iyice yıkanmalıdır. Akvaryuma yerleştirilecek bitkiler; üretilecek balığın türüne göre en uygun ortamı sağlayan bitkiler olmalıdır.

        Havalandırma ve filtrasyona bir süre ara verilmelidir.

       Üretim akvaryumuna fazla ışıklandırma yapılmamalı buna karşın sabah güneşini görmelidir. Yumurta olup olmadığını kontrol etmek istiyorsak, damızlıklar atıldıktan bir gün sonra el feneri kullanarak gözlemimizi yapabiliriz.

       Balıkların çoğunluğu yumurtalarını yerler. Bu sebeple, yavru bakımı yapan balıklar hariç olmak üzere, yumurtlama olur olmaz damızlıklar akvaryumdan alınmalıdır.

       Yumurtlama olduktan sonra akvaryum karartılmalı ve sürekli olarak direkt ışık verilmemelidir. Ancak belli aralıklarla el feneri yardımıyla kontrol edilip, yumurtalarda mantar olup olmadığı izlenmeli, mantarlaşma varsa dikkatli bir şekilde mantarlaşan yumurtalar pipetle akvaryumdan uzaklaştırılmalıdır. Yine yavrular yumurtadan çıktıktan sonra bir süre ışık verilmemesi gerekir.

       Yavrular yüzme belirtisi gösterir göstermez ilk yemlemeye başlanmalıdır. Özelikle yavrularda yedek besin deposu bittiğinde en kısa sürede canlı yemle beslenmesi gerekir. Yem miktarı yavruların tüketebileceği kadar olmalı, akvaryumda yem artığı kalmamalı ve zemin kirlenmemelidir.




1- ÇEVRE ŞARTLARINA BAĞLI HASTALIKLAR

    1.1- ZEHİRLENMELER

        1.1.1- Oksijen Azlığı ve Fazlalığı

        1.1.2- Karbondioksit Zehirlenmesi

        1.1.3- Amonyak Zehirlenmesi

        1.1.4- Ağır Metal Zehirlenmeleri

        1.1.5- İnsektisit (Böcek İlaçları) Zehirlenmeleri

        1.1.6.- Klordan Kaynaklanan Zararlar

    1.2- pH DEĞİŞİMİNDEN KAYNAKLANAN HASTALIKLAR

        1.2.1- Asit Hastalığı

        1.2.2- Baz Hastalığı

    1.3- SİNDİRİM SİSTEMİ HASTALIKLARI

        1.3.1- Mide ve Bağırsak İltihabı

        1.3.2- Organların Yağlanması

2- VİRUS, BAKTERİ VE MANTAR HASTALIKLARI

    2.1- VİRAL HASTALIKLAR

        2.1.1- Lenf Kistleri (Lymphosistis)

    2.2- BAKTERİYEL HASTALIKLAR

        2.2.1- Kuyruk ve Yüzgeç Çürümesi

        2.2.2- Yüzme Kesesi İltihaplanması

        2.2.3- Balık Veremi (Tüberküloz)

        2.2.4- Pamukçuk Hastalığı (Columnaris)

        2.2.5- Septisemi

    2.3- MANTARLARDAN KAYNAKLANAN HASTALIKLAR

        2.3.1- Mantar Hastalığı (Saprolegnia)

        2.3.2- Ichtyoponus (Ichtyosporidium)

3-PARAZİTER HASTALIKLAR

    3.1- PROTOZOON (TEK HÜCRELİ HAYVANSAL MİKROORGANİZMALAR) HASTALIKLARI

        3.1.1- Dış Protozoon Hastalıkları (Deri ve Solungaçlarda renk değişikliği ve yumru benzeri oluşumlar yapan Protozoonlar)

            3.1.1.1- Costia

            3.1.1.2- Chilodonella

            3.1.1.3- Trichodina

            3.1.1.4- Beyaz Benek Hastalığı

            3.1.1.5- Colisa Hastalığı

            3.1.1.6- Mercan Hastalığı

            3.1.1.7- Kadife Hastalığı

            3.1.1.8- Düğmecik Hastalığı/Nodüler Hastalık

            3.1.1.9- Deniz Balıklarının Beyaz Benek Hastalığı

        3.1.2- İç Protozoon Hastalıkları

            3.1.2.1- Hexamita

            3.1.2.2- Neon Hastalığı/ Plistophera Hastalığı

            3.1.2.3- Dönme Hastalığı

            3.1.2.4- Uyku Hastalığı

    3.2- TREMATOD (YASSI SOLUCANLAR) HASTALIKLARI

        3.2.1- Gyrodactylus

        3.2.2- Dactylogyrus

        3.2.3- Göz Kurdu

        3.2.4- Kan Kurdu

        3.2.5- Siyah Leke Hastalığı

    3.3- KABUKLU PARAZİTER HAYVANLARDAN KAYNAKLANAN HASTALIKLAR

        3.3.1- Balık Biti/Kenesi (Argulus)

        3.3.2- Çapa Kurdu/Balık Sülüğü (Lernaea)

banner110

banner109