
Evin en büyük ve güzel odasının tam ortasına büyük bir sofra kurulur. Sofraya 41 adet küçük tandır ekmeği konulur. Bu ekmeklerin yapılmaya başlamasından sofraya gelene kadar sürekli büyükler tarafından devamlı dualar okunarak yapılır. Bu nedenle de bu ekmekler kutsal ve değerli sayılır. Çeşitli yiyeceklerle sofrayı donantırlar. Sofra ne kadar zengin olursa, bebeğin daha sonraki hayatı bolluk içinde geçeceğine inanılır. Sofraya iki büyük kase konulur, birinde 41 kaşık su, diğeriyse boş bırakılır. Törene sadece kadınlar katılır.

Kadınlar dolu kaseye sırayla getirdikleri para, mücevher, takı gibi hediyeleri konulur. Bu uygulamayı bitirdikten sonra kesenin içindeki suyu kaşıkla sırayla boş keseye dökerler. Herkes bu arada iyi dilek ve arzularını sesli olarak dile getirirler. Ne kadar fazla kadın katılırsa bereketi de o kadar artar. "Bol kese" değimi de Uygurlarda bu adetten gelmektedir. Ardından bebeğin ilk defa saçı ve tırnakları kesilir. Bebek kız ise saçını ailenin en güzel kadını, tırnaklarını da en marifetli kadını keser. Bebeğin büyüyünce bu kadınlara çekeceği düşünülür, bebek erkek ise saçını ve tırnağını keserken güçlü, cesur, mert ve zeki olmalarını dileyerek keserler. Bebek ile bu adeti gerçekleştiren kadınlar arasında bir ömür boyu sürecek özel bağa kurulur. Uygulama sonunda herkes bebek için dua eder.
