İstanbul Sinema Festivali'nde Rus Filmleri

5 – 20 Nisan tarihlerinde Türkiye’nin kültür başkenti İstanbul’da düzenlenecek olan 33. Uluslararası Sinema Festivali, iki hafta boyunca Türk sinemaseverleri hem Dünya sinemasının yeni yapıtları, hem de artık klasikleşmiş eserleri ile buluşturacak.

İstanbul Sinema Festivali'nde Rus Filmleri
İstanbul Sinema Festivali'nde Rus Filmleri

5 – 20 Nisan tarihlerinde Türkiye’nin kültür başkenti İstanbul’da düzenlenecek olan 33. Uluslararası Sinema Festivali, iki hafta boyunca Türk sinemaseverleri hem Dünya sinemasının yeni yapıtları, hem de artık klasikleşmiş eserleri ile buluşturacak.

Konuyla ilgili olarak Rusya’nın Sesi Radyosu mikrofonlarına konuşan İstanbul Kültür Sanat Vakfı Basın Sekreteri Elif Obdal, festivalin yarışma kısmında ise aşağıdaki dalarda ödül dağıtılacağını ifade etti: Uluslararası Altın Lale Yarışması (‘Frank’, ‘Metalci’, ‘Çöldeki izler’ filmleri v.b.), Altın Lale Ulusal Yarışması (‘Silsile’, ‘Şarkı söyleyen’, ‘Sesime gel’) Belgeseller (Hisar Kısa film seçkisi), Yeni Türkiye Sineması başlıklarının yer aldığı Türkiye Sineması 2013-2014, sinemada İnsan Hakları Bölümü’nde Avrupa Konseyi Sinema Ödülü (FACE) yarışması (‘Çul çaput’, ‘Trans X İtanbul’, ‘Aşkım beni deniz kıyısında bekler’), festivalin özel temaları üzerine yarışma dışı, bilgilendirici bölümler ve özel bölümler. Bu yılki festivalin yarışma dışı bölümündeki en dikkat çekici program ise geçtiğimiz yıl hayatını kaybeden ünlü yönetmen Aleksey German’ın savaşla ilgili anıları işlediği retrospektif filmlerin gösterimi olacak (‘Savaş ve Hatıralar: Aleksey German filmleri’).

İstanbul Film Festivali’nin ilk haftasında Aleksey German’ın 6 filminin gösterimi planlanıyor:  «Седьмой спутник» (‘Yedinci Uydu’), «Проверка на дорогах» (‘Kahraman mı, Hain mi?’), «Двадцать дней без войны» (‘Savaşsız yirmi gün’), «Мой друг Иван Лапшин» (‘Arkadaşım İvan Lapşın’), «Хрусталев, машину!» (‘Hrustalyov, arabamı getir!’), «Трудно быть богом» ‘Tanrı olmak zor iş’.

Festival Sözcüsü Azize Tan, Rusya’nı Sesi muhabiri ile yaptığı sohbette festival yönetiminin neden bu yıl ünlü Rus yönetmen ve senarist Aleksey German’ı seçtiğini ve German’ın yapıtlarının özelliklerini ve Dünya sineması için önemini anlattı:

‘Festival her yıl özellikle bir yönetmenin tüm filmlerinin bir arada gösterildiği retrospektifleri programına dahil ederek izleyicilerin bir yönetmeni tüm yönleriyle tanımalarını sağlamaya özen gösteriyor. Aleksey German’ın ölümünden hemen sonra tamamlanan 2013 yapımı son filmi Tanrı Olmak Zor iş halihazırda festival programında yer alıyordu. German’ın tüm filmlerinin festivalde gösterilmesiyle bu yıl retrospektifimizi çektiği altı filmiyle kült statüsüne erişen bu Rus ustaya ayırdık.

Sinema tarihinde bir Aleksey German var ki, her ne kadar tartışmasız bir şekilde, günümüzün en büyük yönetmenlerden biri olsa da, çektiği filmler (Fransızlarla ortak yapılan Hrustalyov, Arabamı Getir! hariç) memleketi Rusya dışında neredeyse hiç uluslararası dağıtıma çıkmadı ve İngilizce konuşulan ülkelerde evde izlenecek bir formatta yayınlanmadı. Aslına bakarsanız, German’ın filmlerini uzun zamandır savunan küçük ama coşkun bir kitle var. Beş filmin tümü göz kamaştırıcı siyah-beyaz formatında çekilmiş ve Scorsese ve De Palma’nın elinden çıkan en usta işi çekimler ayarında, karmaşık, detaylara saplantılı bir şekilde özen gösteren kamera kaydırmalı teknikler kullanılmış. German’ın tutkunları arasında, Lincoln Center Film Derneği de yer alıyor. Dernek, 1987 yılında, Yeni Yönetmenler / Yeni Filmler kategorisinde göstermek için Arkadaşım İvan Lapşin filmini seçti. (İşin tuhafı, bu film German’ın dördüncü uzun metrajlı çalışmasıydı.) Daha sonra, 1998 yılında, New York Film Festivali’nde de Hrustalyov gösterime girdi. Ama günümüzde, en iddialı sanatsal film izleyicisinin bile, German’ın bir filmini izlemiş olmasını bırakın, yönetmenin adını dahi duymuşluğu yoktur. İşte bu retrospektifin amacı, bu ikilemi gidermeye çalışmaktır.

Her ne kadar German (senaryoları ortaklaşa yazdığı eşi Svetlana Karmalita ile) o yıllardan bugüne çalışmalarını sürdürmüş olsa da, niyetlendiği projelerin yapımı hep uzun süre ertelenmek zorunda kaldı. Buna bazen bütçenin çökmesi (Hrustalyov filminde bu olmuştu), bazen de Sovyetler Birliği’nin çökmesi neden oldu. (German’ın Stalin rolünde Amerikalı bir oyuncuyu oynatmayı reddetmesini de nedenler arasında saymak lazım, tabii.) Her şeye rağmen, German, tıpkı kendi yarattığı bilgiç ama savaş yorgunu kahramanlar gibi, yılmadı ve sonuçta, modern sinema bağlamında, dünyanın en insani ve sinematik açıdan en zengin yapıtlarını ortaya koydu. Bu usta yönetmen, yapım süreci on yıllardır süren altıncı filmini (Arkady ve Boris Sturgatsky kardeşlerin Tanrı Olmak Zor İş adlı bilimkurgu romanının sinema uyarlaması) tamamlamak üzereyken hayata veda etti.

German’ın tüm filmlerini izleyicilerle buluşturmaktan büyük mutluluk duyuyoruz!’


 Festival kapsamındaki söz konusu retrospektif program Seagull Films, Lincoln Center Film Derneği ve Lenfilm Sinema Stüdyosu’nun yardımları ile gerçekleştirilecek. Aleksey German filmlerinin festivaldeki sunumu için ise New York’ta faaliyet gösteren Seagull Films sinema şirketinin başkanı Alla Verlotskaya İstanbul’u ziyaret edecek.

Geçmişte İstanbul Sinema Festivali’nin yarışma programına katılan Rus filmleri oldukça başarılı sonuçlar elde etmişti. Örneğin Roman Balayan’ın ‘‘Hrani Menya Moi Talisman’’ (Tılsımım Koru Beni) isimli eseri 1987 yılında Altın Lale ödülüne layık görülmüştü.




Güncelleme Tarihi: 05 Nisan 2014, 13:09
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner110

banner109