DÖNÜŞ YOLU the way back

DÖNÜŞ YOLU the way back

DÖNÜŞ YOLU the way back
Coşkun Karademir ( Bağlama ailesi & Vokal ) Hatice Doğan Sevinç ( Klasik Kemençe & Vokal ) Emirhan Kartal ( Bağlama ailesi & Vokal ) ...Konuk Sanatçı: Cengiz Özkan

Dönüş Yolu, Hatice Doğan Sevinç, Coşkun Karademir ve Emirhan Kartal’ın uzun bir yolculuğa çıktıktan sonra edindikleri izlenimleri ve duyguları anlatan , bu anlattıklarını da dönüş yolunda ifade eden bir çalışma.

Bu çalışmanın özelliği, hiç bir tür ayrımı yapmadan bir araya gelen üç genç müzisyenin ortaya çıkardıkları güzellikler. Klasik kemençe & Bağlama...

 Her zaman inanmak istediğim gibi Türk müziği şemsiyesi altında Anadolu’nun binlerce yıllık kucağında uyuyan muhteşem kültür bu derece basit güzellikle ifade edilebilir miydi? Yorumladıkları eserlerin özünü bozmadan, sade, saf ve akıcı yorumlarıyla bir araya gelen Sevinç, Karademir ve Kartal, son yıllarda oluşmaya başlayan fikirsel özellikle, Türk Müziği’ ni ortak bir çatı altında yorumlamışlar.

Üç genç müzisyeni bu cesaretli çalışmayı yaptıkları için yürekten kutluyor ve yaptıkları bu çalışmayla halk kültürünün ne derece zengin olduğunu ortaya koydukları için övgüye değer buluyorum.

Prof.Dr.Cihat Aşkın
Ben ben değilim biziz diyenlere...

Hatice Doğan Sevinç, Coşkun Karademir ve Emirhan Kartal...Üç genç müzisyen...Birlikte bir ‘Dönüş Yolu’na koyuldular; duygularını esirgemeden, müziği birbirinden ayırmadan... Klasik kemençe, bağlama, cura, divan ve kopuzlarını yüklenip Anadolu’nun binlerce yılını kutsadıkları ve kutladıkları bir yoldur bu, ‘Dönüş Yolu’...

‘Dönüş Yolu’na türkü formuyla girmek istedikleri için Uşşak ve Hüseyni makamlarıyla başlayan müzisyenler klasik müziğe vardıkları noktaları ‘Hicaz’la yakalıyor ve ‘Nazende’ ile halk ezgilerine geri dönüyorlar. Başka bir haritası yok bu yolun. Çoğu mesafesi dinleyicisinin ferasetinde...
Geçmişten geleceğe, içlerden dışlara, ‘öteki’lerden ‘biz’lere ve ‘bir’lere ulaşıyor. Son kertede bu ‘Dönüş Yolu’ yürekli, duyarlı ve nazik dinleyiciler cenahında çıkmazını deviriyor...

Rüya, bir ‘taksim’den ziyade açış parçası. Klasik kemençenin büyülü sesi, kendisini klasik müzik evreninde tanımlamış olsa da halk müziği dokusunu da ilmek ilmek işliyor. Çünkü hiç bir şey nedensiz değil. Hatice Doğan Sevinç’in halk müziği donanımı olmasa, muhakkak ki ortaya böyle bir tını ortaya çıkmaz, böyle bir ‘Rüya’ da görülmezdi. Ama görüldü işte. Biter diye üzülmektense tekrarı için istiareye yatmalı. Ve belki de sırf bunun için gözleri kapatıp Dönüş yolu’na koyulmalı. O gözler ki, ansızın kapanıp bir zaman sonra açıldığında, bir daha yaşayamayacağınız çok yere gidip geldiyseniz, işte o yol, doğru bir yoldur. Müzikten başka hiç bir şeyin tekrar yaşatamayacağı anları ve anıları saklar içinde. Tıpkı küçük bir emprovizasyonun görkemli bir besteye sürüklenmesi gibi, aniden. Hatta biraz da patırtılı. Sonra bir bakmışsınız ki sürüklenenlerin ucu halaya durmuş, bucağı Hafik’e uzanmış. Hafik Ağırlaması olsa gerek. Enerjisine geçmeden önce ağırlığını da sırtlanmak icap eder. Yoksa, ‘Elma attım yuvarlandı’ usul usul başladığında kendinizi annesini bekleyen ninni gibi hissedebilirsiniz. Osman Aktaş’ın Bir Sandığım Vardır diye ağlayan kavalı elbette her derde ortaktır ama çalıp söyleme geleneğinin nirengisi Cengiz Özkan’a da kulak vermeli, Başı Pare Pare Dumanlı Dağlar dediği sırada. Yoksa ‘Uzak’lar daha uzağa düşer ama ‘Nazende’ sevgili yâda düşmediğiyle kalır.

Çok bilinen ve sevilen bir Urfa türküsü olan Bahçede Güller Açmış yorumunun arkasından Uzundere Barı ve Dere Akar Bulanık farklı oyunları farklı müziklerle buluştururken Issız ise içimizdeki ıssızlıkta yakalamaya çalıştığımız aşkın sıfatıdır dönüş yolunda. Bir İncecik Duman Tüter dedikten sonra yükselen Ermeni Halk Ezgisi ise tek gerçeği anlatır; toprakla halka, ‘ben’le ‘sen’e ayrı bakılmaz, ‘biz’dir  aslolan...Eray Aytimur

HASİBE GÜR

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER