“Suriye’de yeni bir göç dalgası başlayacak”

Dünya çapında sayıları 3,5 milyonu bulan Suriyeli mülteciler meselesini ele alan ORSAM, "Suriye’ye Komşu Ülkelerde Suriyeli Mültecilerin Durumu" başlıklı bir rapor hazırladı.

“Suriye’de yeni bir göç dalgası başlayacak”
Suriye’de yeni bir göç dalgası başlayacak

Dünya çapında sayıları 3,5 milyonu bulan Suriyeli mülteciler meselesini ele alan ORSAM, "Suriye’ye Komşu Ülkelerde Suriyeli Mültecilerin Durumu" başlıklı bir rapor hazırladı.

Suriye’de 3 yıldır süren içsavaş, 160 binden fazla insanın hayatına mâl oldu. Çok sayıda Suriyeli yaşadıkları yeri terk etmek zorunda kaldı ve başta komşu ülkeler olmak üzere çeşitli ülkelere göç etti. Savaşın başladığı 2011 yılından bu yana Türkiye’deki mültecilerin sayısı 1 milyona yaklaşırken, ülkesini terk etmek zorunda kalan toplam Suriyeli mülteci sayısının 3,5 milyon civarında olduğu düşünülüyor. Birleşmiş Milletler bu rakamın, yıl sonunda 6 buçuk milyonu bulacağını düşünüyor.

Ortadoğu Stratejik Araştırmalar Merkezi (ORSAM), dünyanın yakından takip ettiği Suriyeli mülteciler meselesini ele aldı ve Suriye’ye komşu olan 4 ülkede yaptığı mülteci araştırmalarını "Suriye’ye Komşu Ülkelerde Suriyeli Mültecilerin Durumu" başlıklı bir raporda sundu. Elde edilen bulgu ve çözüm önerilerinin Avrupa ülkelerinde ve ABD’de akademisyenlerle paylaşıldığı rapor, Suriyeli mültecilere ilişkin çarpıcı bilgiler ortaya koyuyor.

Suriyeli mülteciler sorunuyla ortaya çıkan bulguları, sonuçları ve çözüm önerilerini, sığınmacıların 4 ülkedeki benzerlik ve farklılık gösteren yanlarını ve mültecilerin sığındığı ülkelerin politikalarını ele alan raporun detaylarını, ORSAM araştırmacısı Oytun Orhan RS FM’de anlattı.

“KOMŞU ÜLKELERİN AĞIRLADIĞI MÜLTECİ SAYISI 3 MİLYONU AŞIYOR”

"Suriye’ye Komşu Ülkelerde Suriyeli Mültecilerin Durumu" başlıklı raporun 6 aylık bir çalışmanın sonucunda ortaya çıktığını belirten Orhan, raporun tamamen Suriye’ye komşu olan dört ülkede, Türkiye, Irak, Lübnan ve Ürdün’de yürütülen saha araştırmaları neticesinde hazırlandığını ifade etti. Söz konusu ülkelerin 3 milyonu aşan Suriyeli mülteciyi ağırladığını kaydeden Orhan, “Bu mülteci meselesinin iki farklı boyutu var; kampta yaşayanlar ve kamp dışında yaşayanlar. Dört ülkede kampta ve kamp dışında yaşayan Suriyelilerin durumunu karşılaştırarak ele aldık. Hem mevcut durumu ortaya koymaya çalıştık hem de çözüm adına neler yapılabileceğine değindik” dedi.

“KAMP KOŞULLARI BAKIMINDAN TÜRKİYE ÖNE ÇIKIYOR”

Kamp koşullarına bakıldığında Türkiye’nin diğer ülkeler arasında öne çıktığını söyleyen Orhan, sözlerine şöyle devam etti: “Ama örneğin Irak’ta koşullar daha kötü olmasına rağmen, göçen mültecilerin Kürt kökenli olması ve sığındıkları bölgenin Kürt bölgesi olması nedeniyle, etnik yakınlıktan ötürü mültecilerde memnuniyet düzeyinin daha yüksek olduğunu söyleyebiliriz. Ülkeler arasında farklılıklar da söz konusu. Lübnan’da mezhepsel ayrılıklar zaten yüksek düzeyde olduğu için oradaki mülteciler için de bir kutuplaşma olduğundan bahsetmek mümkün. Türkiye’ye bakıldığında bu sadece Hatay’da söz konusu. Ürdün ve Irak’ta göç edenlerle göç alanlar arasında bir farklılık olmadığı için böyle bir durumla karşılaşılmıyor. Suriyeli mültecilerin iş gücünü düşürmesi dört ülkede de söz konusu. Suriyeli mülteciler yerel işçilerden daha ucuza çalıştıkları için öncelikle tercih edilir duruma gelmişler ve bu da yerel işçiler tarafında hoşnutsuzluk yaratıyor. Sosyal problemlere bakıldığında ise erken evlilikler, çok eşlilik ve fuhuş sektörünün yayılması gibi sorunlar dört ülkede de ortak şekilde gözlemleniyor.”

“EN KIRILGAN İKİ ÜLKE LÜBNAN VE ÜRDÜN”

Çözüme dair önerilere de değinilen rapora göre en kırılgan iki ülkenin Lübnan ve Ürdün olduğunu belirten araştırmacı, “Lübnan’ın toplam nüfusu zaten 3,5-4 milyon ve şu an 1 milyonun üzerinde mülteci ağırlıyor. Aynı şey Ürdün için de söz konusu. Burada uluslararası toplumun esas olarak odaklanması gereken yerler Lübnan ve Ürdün olarak görünüyor. Ekonomik kaynak olarak da iyi durumda değiller. Su sıkıntısı çekiyorlar. Bu çerçevede mülteci sorunu insani bir dram olmanın ötesinde bölge güvenliğini de riske edebilecek bir güvenlik sorununa dönüşebilir. Bu sorunun çözülmesi için bölge ülkeler arasında bir işbirliği başladı, uluslararası anlamda da bir işbirliği gerekiyor” ifadelerini kullandı.

“TÜRKİYE İLERLEYEN SÜREÇTE MÜLTECİ SORUNUNUN ALTINDAN KALKAMAYABİLİR”


Orhan, Türkiye’nin de bu konuya çok para harcadığını anımsattı ve ilerleyen süreçte bunun altından kalkmakta sorun yaşayabileceğini belirtti. Orhan, bunun sebeplerini şu sözlerle açıkladı: “Çünkü göründüğü kadarıyla Suriye’de olaylar bitmeyecek ve yeni bir göç dalgası başlayacak. Şu an dört ülkede barınan mültecilerin ise çok uzun bir süre daha belki de bir daha asla ülkelerine dönmesi söz konusu olmayacak. Bu aşamada yerel halk ile entegre olmalarını sağlayacak projeler üretilmesi ve kaynak ayrılması gerekiyor. Bu yapılmazsa hem evsahibi ülkelerin güvenliği açısından sıkıntılar doğacak hem de bir jenerasyon her an patlamaya hazır bir kaynak şeklinde eğitimsiz, zor koşullarda yaşayan, hiçbir sosyalleşme gösterememiş bir şekilde, aynı Filistin’deki mülteci kamplarının uzun yıllar istikrarsızlık yarattığı gibi bir istikrarsızlık kaynağı olacak.”

 
Kaynak: rsfmradio.com




Güncelleme Tarihi: 07 Haziran 2014, 19:09
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER