Ahmet Özcan, Ya ispatlasınlar, yada özür dilesinler

Benim twit attığımı ispat ederlerse hem Abdullah Der hem de Sadi Özata'dan özür dileyeceğim.

Ahmet Özcan, Ya ispatlasınlar, yada özür dilesinler

Benim twit attığımı ispat ederlerse hem Abdullah Der hem de Sadi Özata'dan özür dileyeceğim.

Ak Parti İlçe Başkanı Av. Ahmet Özcan Ak Parti Meclis Grubunun toplantı salonunda yaptığı basın toplantısında cevap verdi. Özcan; “Benim bir twiter den paylaşımda bulunduğum iddiası var. Eğer ispat ederse ben özrümü dilerim” dedi.




“ABDULLAH BEYİN İFADELERİNİN YENİLİR, YUTULUR BİR TARAFI YOKTUR”
 
Özcan basın toplantısında; “Abdullah beyin ifadelerinin yenilir, yutulur veya kabul edilebilir bir tarafı yoktur. Bizleri kamuoyunu yanlış bilgilendirme ve yönlendirmekle itham etmekte ve bu konuda bir iftira attığımızı iddia etmekte.  

Öncelikle ben şunun altını kalın bir şekilde çizmek istiyorum. Türkiye de dedikodu ve iftira siyaseti bundan yaklaşık 17 yıl önce Ak Partinin kuruluşuyla sona ermiştir. Hiçbir zaman dedikodu ve iftira siyasetine tenezzül etmeyen bir siyaset anlayışımız vardır ve arkasında da dimdik duruyoruz.  İftira siyasetlerinin nasıl ve kimler tarafından yapıldığını bütün kamuoyu tarafından bilinmektedir.

Dünkü konuşmadan çıkarttığımız bir konuda özel hayat vs. gibi bir takım hususlar dile getirildi. Biz her kesin özel hayatına saygılıyız. Bu tür söylemlerden de kaçınırız.  Fakat Abdullah beyin geçmişte işlemiş olduğu bir suç nedeniyle almış olduğu cezanın ve bu cezanın yansımalarının tezahürüdür. Abdullah Der anladığımız kadarıyla suçluluk psikolojisi ile yavuz hırsız ev sahibini bastırır mantığı ile olayı başka yerlere çekmeye çalışmaktadır.

Biz Ataşehir’ de Ataşehirlilere burada olup biten her şeyi bütün çıplaklığıyla açıklamak boynumuzun borcudur.  Abdullah beye herhangi bir şekilde iftiramız yoktur. Bizim teşkilatımızdan kendisine ulaşan bir iftirada yoktur” dedi.

“ EĞER İSPAT EDERSE BEN ÖZRÜMÜ DİLERİM”
 
Özcan; “Benim bir twiter den bir paylaşımda bulunduğumu iddia etmiş ve ilçe başkanlığına yakışmayan bir sorumluluk sahibi kişilerin bu şekilde davranmaması gerektiğini dile getirmiş. Ben buradan açık ve net bir şekilde ilan ediyorum.  Abdullah beyin şahsi konusu ile alakalı herhangi bir twiterimi gördüyse bana ispat etsin.  Eğer ispatlayamıyorsa konuşmalarında geçen adam gibi siyaset yapmanın gereğini yapsın.  Çıksın nasıl iftira attıysa attığı yerden hem benim şahsımdan hem benim ilçe başkanlığımdan hem de benim meclis grubumdan özür dilesin.  Bunu kendisinden hasetten rica ediyorum. Eğer ispat ederse ben özrümü dilerim” şeklinde ifade etti.
 
“SÜBYANCI MECLİS ÜYESİNİN İSMİNİ AÇIKLAMAK ABDULLAH DER’İN NAMUS BORCUDUR”
 
Diğer taraftan öyle bir ifadede bulundu ki bırakın iktidar muhalefet partisi, bir kardeşin bir kardeşe söylediğinde cinayet sebebi olabilecek bir durumdur diyen Özcan;  “Sübyancı lafı yenilir,  yutulur, kabul edilir hele hele günümüz şartlarında bir iddia ve iftira değildir.  Görüntüleri izledim. Defalarca meclis gurubu arkadaşlarımız isim ver diye söylemelerine rağmen, isim vermekten kaçınmışlardır.  Buradan tekrar ediyoruz. Bu kimse meclis üyesinin ismini açıklamak Abdullah beyin namus borcudur. Biz bunu kabul etmiyoruz, kabul etmediğimizi de bugün meclis üyelerimiz net bir şekilde İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığına giderek Abdullah Der hakkında şikâyet dilekçelerini vermişler ve kendilerine hakaretle ilgili bir soruşturma sağlamışlar” diye konuştu.

 
“BİZİM EDEBİMİZİ SORGULAMAK KİMSENİN HADDİ DEĞİLDİR”
 
Özcan; Abdullah Bey konuşmalarının bir kısmında bizlere siyasetin edebinden ve Ataşehir de edepli siyaset yapmaktan bahsetti. Ak Parti kadroları olarak hem adamlığı hem de siyasetin edebini hem de genel edebi Genel Başkanımız R.T.Erdoğan’dan öğrendik diyerek;  “ O nedenle bizim edebimizi de sorgulamak kimsenin haddi ve yetkisi değildir. T.C. Mahkemelerinin vermiş olduğu bir karara dayanarak ortaya atılan, bu duruma gelen bir meselenin Ataşehir Belediye meclisi kürsüsünde konuşulmasını ben Ataşehirli hemşerilerimize yapılmış bir saygısızlık olarak görüyorum. Bir başka ifadesinde, polis elinizde, savcılar elinizde vs. gibi Adliye camiasının da top yekûn zan altında bırakıldığı ifadelerdir bunlar. Ya bu ifadelerini düzeltmesini ya da bunu bir şekilde geri almasını tavsiye ediyoruz. Türk yargısı bağımsızdır. Eğer bahsettiği gibi bizim elimizde olsaydı yargı Abdullah Bey de dünkü meclis toplantısına gelemezdi. Bunu da açıkça söyleyelim. Gerekli yasal müracaatlar yapıldı. Şu anda konusu Valilik tarafından Danıştay’a bildiriliyor çünkü meclis üyeliğinin sona ermesi ile ilgili Danıştay karar veriyor” şeklinde konuştu.


“BİZ KÖRÜ KÖRÜNE CHP GİBİ SİYASET YAPAN BİR PARTİ DEĞİLİZ”
 
Çok çok yapsanız Muharrem İnce’nin yaptığı gibi TRT’yi dışarı çıkardı, sizde Baki beyi dışarı çıkarırdınız. Biz hiçbir zaman hiç kimseye ne bir tehditte nede bir iftirada bulunduk diyen Özcan; “Ataşehir Belediyesinin bundan sonra yaptığı her iş ve işlemle, gerek Ataşehirli olarak gerekse Ataşehir’de bir siyasi parti olarak iyi yaptığını alkışlamasını da bileceğiz, kötü yaptığını da paylaşmasını bileceğiz. Biz körü körüne CHP gibi siyaset yapan bir parti değiliz. Çok şükür şu ana kadar alkışlanacak bir şeyde çıkmadı” diyerek Ataşehir’ in 9 yılının heba olduğunu vurguladı.
 
“KİŞİ KENDİSİ NEYSE KARŞISINDAKİNİ DE ÖYLE GÖRÜRMÜŞ”
 
Özcan; En çok zoruma giden ve hiçbir şekilde kabullenemediğim, kabullenemeyeceğim Ataşehir’de yaşayan kardeşlerim adına CHP Meclis Üyesi ve Ataşehir Belediye Başkan Yardımcısı Abdullah Der’in şu ifadesi oldu: “ Ataşehir’i size yedirtmeyiz. Buradan söylüyoruz Abdullah Beye, bizim Ataşehir’i yeme gibi bir derdimiz yok, biz bu millete hizmetkâr olmaya geldik.  Kişi kendisi neyse karşısındakini de öyle görürmüş.  Bundan sonraki duruş ve tavırlarımız bu şekilde olacaktır. Hiç kimsenin Ataşehir’de ki kardeşlerimizi yanlış bilgilendirme ve yanlış bir kamuoyu oluşturmasına izin vermeyeceğim. Doğru neyse sosyal medyadan değil milletimizin içine girerek söyleyeceğiz.”
“KİŞİ YAPAMADIĞINI BAŞKASINA NASİHAT ÇEKMESİN”
 
Ak Parti İlçe Başkanı Av. Ahmet Özcan son olarak; “Ya ispatlasınlar yada özür dilesinler. Benim bir twiterimin olduğunu iddia ettiler. Benim o twiter ile ilgili hem Abdullah Der hem de Sadi Bey.  Sadi Özata bir ayetten bahsetti.  Araştırmayla ilgili. Kendisi bu Ayetin gereğini yapsın ondan sonra konuşsun. Zira önümüzde büyük İslam Âlimi İmamı Gazali’nin de bir kıssadan hissesi vardır. Kişi kendisinin yapmadığını başkasına nasihat çekmesin.

Benim twiter attığımı ispat ederlerse hem Abdullah Der hem de Sadi Özata, zira bunu tümden ret ediyorum ve çıkar özür dileyeceğim.

Attığımı ispat edemezlerse hem Abdullah Bey, hem de Sadi Bey adam gibi siyasetin gereğini yapsınlar, nerde bu suçlamayı yaptılarsa aynı yerde özrünü dilesinler”  diyerek soru cevap bölümünde soruları yanıtlamasıyla basın toplantısı sona erdi.

İsa Kırım

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER