Sahan Restaurant Berlin'de

Tahir Tekin Öztan, ilk Sahan’ı 1984 yılında Plaj Yolu’nda açmış. Zamanla halkalar çoğalmış. Acıbadem, Suadiye, Ataşehir Vega, Caddebostan, Kurtköy, Şirehan ve Yemişhan’daki Sahan’larla devam etmiş. Sahan’ı şimdi de Berlin’e taşıdı.

Sahan Restaurant Berlin'de
 Sahan Restaurant Berlin'de

Tahir Tekin Öztan, ilk Sahan’ı 1984 yılında Plaj Yolu’nda açmış. Zamanla halkalar çoğalmış. Acıbadem, Suadiye, Ataşehir Vega, Caddebostan, Kurtköy, Şirehan ve Yemişhan’daki Sahan’larla devam etmiş. Sahan’ı şimdi de Berlin’e taşıdı.

Tahir Tekin Öztan’a, “Niye Berlin?” diye sordum...
TAHİR TEKİN ÖZTAN.

Tam bir Türk mutfağı tutkunu.

Hatta sevdalısı.

Hem gastronom hem de gurme.

Aynı zamanda Türk mutfağının kültür elçisi.

Gaziantep'te doğmuş.

Anne-babası 1970 yılında çocuklarını yanlarına alıp İstanbul'a taşınmış.

Tahir, Fenerbahçe Lisesi'ne kaydını yaptırıp bir yandan eğitimine devam ederken, bir yandan da babası ile eniştesinin aynı yıl 
Caddebostan'da açtıkları birkaç masalı SAHAN lokantasında çırak olarak çalışmaya başlamış.

Antep mutfağı sunulan bu lokantada akla gelen her işi yapmış.

Yerleri silip süpürmüş; et, soğan, biber doğramış, garsonluk yapmış, tabii aşçı olan eniştesinin yanında ızgaranın başına geçip kebap pişirmeyi, bölgeye özgü hertürlü yemek yapmayı ve sunmayı da öğrenmiş.

Kafasında hep Türk mutfağını daha iyi tanıtmak ve yaptıkları bu işi büyütmek varmış.

Bunu, pek de açılmak istemeyen babasıyla beceremeyeceğini anlayınca, 23 yaşında genç bir girişimci olarak 1984 yılında Plaj Yolu'nda SAHAN Restaurant'ı açmış.

Zamanla bu halkalar çoğalmış.

SAHAN Acıbadem, SAHAN Suadiye, SAHAN Ataşehir Vega, SAHAN Caddebostan, SAHAN Kurtköy hizmete açılmış.

Gaziantep'te de Şirehan ve Yemişhan SAHAN restoranları.

İşte şimdi de Tahir Tekin Öztan, SAHAN'ı Berlin'e taşıdı.

Kısa bir süre önce Berlin'in “Ku'Damm” kısa adıyla tanınan ünlü Kurfürstendamm caddesine paralel bir cadde üzerindeki “Olivaer Meydanı”nda SAHAN'ı açtı.

Türk mutfağını Almanlara, Berlinlilere ve kente gelen turistlere daha iyi tanıtmak için böyle bir işe giriştiğini söylerken “2003 yılında bin 500 kişilik SAHAN Ataşehir'i açtığımda 'bu adam çıldırmış' dediler. Ama benim ideallerim vardı. Benim müşterinin gelip otomobilini rahatça park edip yemeğini yiyebileceği bir lokanta açma hayalim vardı. Onu gerçekleştirdim. Anne-babaları yemek yerken çocuklarının eğlenebileceği oyun salonu ve çocuk lokantası bölümü olan bir mekana sahip olma hayalim vardı. İşte ben SAHAN Ataşehir'de bu hayallerimi gerçekleştirdim” diyor.

“Niye Berlin?” diye soruyorum.

“2012'de ITB'ye (Uluslararası Berlin Turizm Fuarı'na) gelmiştim. Türk mutfağını biz sunmuştuk. Muhteşem bir beğeni kazandı. O zaman Berlin'de de bir yer açmayı kafama koydum. Biraz zaman aldı, ama gerçekleştirdim. Berlin Avrupa'nın başkenti. Berlin oturduğu zaman sırada, öbür şehirler, ikinci, üçünçü şubeler var. Bir ülkenin tanıtımı o ülkenin mutfağından geçer. Türkiye'nin köklü bir tarihi var. Yemek kültürümüz inanılmız güzel. ABD'nin doğru dürüst yemek kültürü yok, ama her yerde varlar. Biz kendi içimize kapalı kalmışız. Bu mutfağı burada sevdirebilirsek, başka yerlere gitmezler. Burada şimdi yuvalama veriyorum, bayılıyorlar. Ali Nazik, Yeni Dünya, Keme Kebabı, Analı Kızlı gibi yemeklerimiz. Yani Antep'te ne yeniyorsa, burada da onu yiyorlar. Tek cümleyle 'mesleğime ve gastronomiye olan aşkın etkisi var' burayı açmamda” diyor.

Ve “Buraya gelmemin para pulla kesinlikle ilgisi yok. Ben buraya Türk mutfağını tanıtmaya ve sevdirmeye geldim. Servis yapılırken yan masalardan kalkıp fotoğraflayanlar var. Ben bunu Berlin'de başarırsam beni başkaları takip edecektir” diyor Türk mutfağının kültür elçisi.

Güncelleme Tarihi: 09 Nisan 2016, 17:04
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER